İstiklal mücadelesinde Kuvayımilliye ateşinin yakıldığı Balıkesir'de hareketin öncülerinden Keçecizade Hafız Mehmet Emin ve Zarbalı Hulusi Bey'in ikinci kuşak torunu Gülden Sarıbaş, iki dedesiyle gurur duyuyor.
Ayvalık ilçesinde hayatını sürdüren ve Balıkesir'in Milli Mücadele'deki önemiyle ilgili eserleri inceleyen 62 yaşındaki Gülden Sarıbaş, Cunda Adası'nda Hulusi Bey anısına kültür evi olarak da kullanılan butik otelde AA muhabirine, Kurtuluş Savaşı'nın 100 yıl önce zaferle sonuçlandığını hatırlatarak, annesinin dedesi Hulusi Bey ve babasının dedesi Hafız Mehmet Emin Bey'in Kuvayımilliye öncülerinden olduğunu söyledi.
Büyük dedelerinin aynı zamanda dünür olduğunu belirten Sarıbaş, Zarbalı Hulusi Bey'in 1917 yılında, Hafız Mehmet Emin Bey'in ise Kurtuluş Savaşı sırasında Balıkesir'de belediye başkanlığı yaptığını dile getirdi.
Reddi İlhak Cemiyetinden 1919'da Balıkesir'e gönderilen mektubun önce Hafız Mehmet Emin Bey'e ulaştığını ve onun vatanın işgal edilmesi nedeniyle gözyaşlarını tutamadığını ifade eden Sarıbaş, şöyle konuştu:
"Dedem Keçecizade Hafız Mehmet Emin Bey daha sonra bütün Balıkesir'i Okuma Yurdu'na çağırmış. İlk oluşturulan merkez heyet 11 kişilikmiş, heyetteki gayrimüslimler 'Protesto ve direnişe katılmayalım' dedikleri için heyet 7 kişiye düşmüş ve daha sonra toplantılar gizli yapılmaya başlanmış. Alaca Mescit'teki toplantı dikkati çekmesin diye mevlit okutma bahanesiyle yapılmış. Gizli toplantılar Zarbalı Hulusi Bey'in evinde olmuş. Kendi aralarında askerli mücadeleye karar vermişler ve bunu halka duyurmak istemişler. Bunun duyurulup Balıkesir'in işgalini önlemek için de mevlit bahanesiyle Alaca Mescit'te bir toplantı yapılma kararı Zarbalı Hulusi Bey'in evinde alınmış. Hulusi Bey'in evinde alınan kararla halka, Alaca Mescit'te mevlit okutulacak diye duyurulmuş ve halk oraya toplanmış. Bu toplantı sırasında da İzmir'in işgal edildiğini, Balıkesir'in her an işgal edilebileceğini ve düşmanın Türk topraklarına ayak bastığını söylemişler. Orada kısacası silahlı direniş kararını almışlar."
Yunan işgal güçlerine karşı Hafız Mehmet Emin Bey'in cepheye sivil direnişçilerin komutanlarından biri olarak en önde gittiği bilgisini veren Sarıbaş, dedesi Mehmet Bey'in 15 yaşındayken ona eşlik ettiğini söyledi.
Sarıbaş, Hafız Mehmet Emin Bey'in, Balıkesir'deki Anzavur Ayaklanması'nın bastırılmasında önemli katkıları olduğunu ifade ederek, "Cepheden döndüklerinde Balıkesir'deki vatandaşlar Keçeci dedemi büyük bir sevinçle yollarda karşılamış." dedi.
Zarbalı Hulusi Bey'in de Kuvayımilliye'nin öncülerinden olduğunu anlatan Sarıbaş, 130 kişilik müfrezesiyle Bergama'ya doğru hareket ederek Yunan kuvvetlerini durdurduğunu belirtti.
Geri püskürtülen işgal güçlerinin Menemen'de 17 Haziran 1919'da sivillere saldırarak katliam yaptığını ifade eden Sarıbaş, "İkisi Erzurum ve Sivas kongreleri öncesi olmak üzere Balıkesir'de 5 kongre düzenlenmiş. Bu kongreler sonucunda 101 karar alınmış, bu kararlarla Balıkesir'de bir devlet gibi hareket edilmiş. Bunu bazıları 'çete hareketi' diye küçümsemek ister ama kesinlikle Balıkesir bir aydın hareketidir, bilinçli bir Kuvayımilliye mücadelesidir. Zaten böyle bir mücadele olmasaydı 14 ay sürecinde Yunan kuvvetleri düzenli ordu kurulana kadar Anadolu'yu çoktan işgal etmiş olurdu." değerlendirmesini yaptı.
Sarıbaş, Zarbalı Hulusi Bey'in 1922'den vefat ettiği 1968'e kadar Ayvalık'ta yaşadığı bilgisini verdi.
"İki kahraman dedenin torunu olmaktan büyük gurur duyuyorum"
Büyük dedesinin, ömrünün son 3 yılını Çamlık Mahallesi'ndeki evlerinde geçirdiğini dile getiren Sarıbaş, şunları kaydetti:
"Zarbalı dedem 86 yaşında olmasına rağmen ölmeden önceki son 6 aya kadar aktif yaşantısını sürdürdü. Çok berrak bir zekasının olduğunu annemlerden duyuyorum. Son zamanlarda gözleri görmüyordu ve ben ona gazete okuyordum. Dedem günlük hayatla hiçbir zaman ilgisini koparmadı. Her zaman her şeyden haberdar olmak isteyen biriydi. Zarbalı dedem son 6 ayını yatağa bağlı geçirdi. Yatağının ucunda kocaman bir Türk bayrağı ve madalyaları ile silahları duruyordu. Bu görüntüyü hiç unutmam. Keçecizade Hafız Mehmet Emin Bey dedem de 1935 yılında vefat etmiş. Her iki dedem de Balıkesir'de Kasaplar Mahallesi'nde komşu oluyorlarmış. Kurtuluş Savaşı sonrası çocuklarını evlendiriyorlar ve iki kahraman kişi dünür oluyorlar. Böyle iki kahraman dedenin torunu olmaktan büyük onur ve gurur duyuyorum. İstiyorum ki bütün Türkiye'deki gelecek kuşaklar da böyle şanlı bir tarihimiz ve kahramanlarımız olduğunu bilsinler."
Sarıbaş, dedelerinin anılarını gençlere anlatarak geleceğe aktarmaya çalıştığını sözlerine ekledi.
"Memleket meseleleri söz konusu olduğunda hepsi ortak noktada toplanmış"
"Balıkesir'in Kuvayımilliye Kahramanlarından Zarbalı Hulusi Bey" kitabının yazarı Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nahide Şimşir ise Milli Mücadele'nin büyük yokluklar içinde yapıldığını vurguladı.
İzmir'in işgalinin ardından Balıkesir'in "Milli Mücadele'nin kalesi" olduğunu ifade eden Şimşir, "Batı Anadolu'da Balıkesir tutunma noktasına gelmiş. Balıkesir'de Kuvayımilliye kahramanları Zarbalı Hulusiler, Yırcalılar, Vehbi Bolak ile '41 Bayrak Adam' tarafından 5 kongre düzenleniyor. Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu'da ne ise bu kongreler de o öneme sahiptir." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Şimşir, Balıkesir'de Milli Mücadele döneminde "İzmir'e Doğru" gazetesiyle basın yoluyla da mücadeleye destek verildiğini belirtti.
Çoluk çocuk bütün halkın Yunan güçleriyle mücadele ettiğini belirten Şimşir, şunları söyledi:
"Hatta daha sonra Mustafa Kemal Atatürk onlarla irtibata geçip topyekun bir mücadelenin söz konusu olması ve birleşmeleri sağlanmış. Sonra Milli Mücadele içinde, Balıkesir'de gerek Kuvayımilliye ordusu söz konusu olduğunda destek verenler, milletvekili olarak karşımıza çıkıyorlar ki bunlardan biri de Zarbalı Hulusi Bey'dir. İzmir işgal edildiğinde Keçecizade Mehmet Emin Efendi, Balıkesir'de belediye başkanıydı. İzmir'in işgali üzerine Balıkesir'de bulunan Okuma Yurdu'nda toplantıların yapılması açısından Keçecizade önemli bir isimdir. Zarbalı'nın da Birinci Dünya Savaşı sırasında belediye başkanlığı görevi var. Geçimlerini tüccar olarak sağlayan bu insanlar, memleket meseleleri söz konusu olduğunda Balıkesir'de tüccar veya siyasetçi olmak önemli olmamış, hepsi ortak bir noktada toplanmış."
Balıkesir, AA