Malatya'da 1970'li yıllarda görev yapan Valilerden Burhan Cahit Bayar, Ankara'da vefat etti.
Burhan Cahit Bayar, Diyarbakır Valisi iken 1978 yılında merkeze alınan Rafet Küçüktiryaki'nin yerine 15 Şubat 1978'de Malatya Valiliği görevine atanmış, göreve başladıktan kısa bir süre sonra 17 Nisan 1978'doe Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu (Hamido) ve ailesinin katledildiği bombalı suikast ve sonrasındaki olaylar sırasında Valilik görevinde bulunmuştu. Bayar, olaylardan kısa süre sonra 19 Temmuz 1978'de Malatya Valiliği görevinden alınmış yerine Ferruh Güven atanmıştı.
Cahit Bayar ise daha sonraki yıllarda Ankara ve İstanbul Valilikleri görevinde bulunmuş, YÖK Üyeliğinden sonra Türkiye'nin KKTC Büyükelçisi olmuş, 1999 seçimleri sırasında Anayasa'nın ilgili maddesi gereğince istifa eden partili bakanın yerine 11 Ocak- 28 Mayıs 1999 tarihleri arasında 'tarafsız' olarak İçişleri Bakanlığı görevini yürütmüştü.
2 çocuk babası olan ve 87 yaşında vefat eden Burhan Cahit Bayar'ın cenazesi, 12 Aralık Pazartesi günü saat 13.00'de Ankara Karşıyaka Mezarlığı Camisinde kılıncak cenaze namazından sonra toprağa verilecek.
HAMİDO OLAYLARI..
Bayar, kendisi Malatya Valisi iken meydana gelen Hamido Suikasti ve sonrasındaki olaylarla ilgili olarak 2008'de Türk İdare Dergisi'ne konuşmuş, Hürriyet Gazetesi'nde Soner Gürel imzasıyla yayınlanan haberde, bu açıklamaların bir bölümü şöyle yer almıştı:
"O tarihlerde, Türkiye genelinde var olan bir takım huzursuzluklar maalesef bu güzel ile de intikal etmişti. Halk ve hatta devlet görevlileri sağ-sol olarak ikiye ayrılmıştı. Her iki kesimin radikal unsurları sürekli olaylar yaratıyorlardı. Yani bir takım menfur eller, bu gün olduğu gibi kardeşi kardeşe vurduruyordu.
RADİKALLER GÜÇLENMİŞTİ Merhum Bülent Ecevit, yıllardan sonra eline geçen seçim zaferini, bağımsızlaştırılmış milletvekillerini de hükümete alarak iktidara tahvil etmişti. Bu iktidar değişikliği sağ kesimde hayal kırıklığı ve bir tür infial yaratmıştı. Sol kesimde önce büyük sevinç coşkunluk oluşmuş ve bu duygu daha sonraları taşkınlığa dönüşmüştü. Başlangıçta gayet demokratik bir kavram olan ’ortanın solu’, ucu açık hale gelmişti. Bu durum radikal unsurları yüreklendirmişti.
SAĞCI POLİSLER ÇEKİLECEKTİ Farklı etnik unsurların bulunduğu illerde adaletli ve dengeli davranma zorunluluğu göz ardı edilerek gelişi güzel, (belki de kasıtlı) tayinlerle bir gerginlik ortamı oluşturulmuştu... Kitlesel bir tayin zihnimi karıştırdı. Polisin sağ kesimi (biri hariç yanlış hatırlamıyorsam elli polis), Malatya’dan alınıyordu. En azından, birbirlerini kontrol edebilmeleri açısından her iki kesimi de muhafaza etmek zaruriydi. Bu tayin olayı sadece partizanlık olarak algılanabilirse de, bende büyük bir olaya hazırlık intibaı yarattı ve bu tayin emrini uygulamadım. Maraş’ta bu türden bir tayin emrinin yerine getirildiğini haricen öğrendim.
BOMBA VEKİL ADIYLA GELDİ Hamido Ankara’ya gitmişti. Dönüşünde belediyeye ziyaretine gittim; birer kahve içip sohbet ettik. Sonra, bazı ilçeleri dolaştım; akşama doğru döndüm. Vali konağında yüzümü yıkarken büyük bir patlama sesi geldi. Bir milletvekili arkadaşı (Kasım Önadım), zaman zaman Hamido’ya, Meclis sigarası gönderirmiş. Yine bu zatın ismiyle PTT kanalıyla bir paket gelmiş. Hamido Ankara’da olduğu için başkanlık makamında muhafaza edilmiş. Ziyaretim sırasında da ordaymış ve akşam üzeri eve gönderilmiş. Hamido paketi açınca, kendisi ve yakınındakiler parçalanmış.-
HEMEN ECEVİT’İ ARADIM Bu olayın sonuçlarını tahmin etmek için zor olmadı. Garnizon komutanını, vali yardımcılarını, jandarma bölge komutanını, emniyet müdürünü, il jandarma komutanını makamda topladım. Olayın vahametini ve hasıl olacak tepkilerin büyüklüğünü izah ettim. Bu arada merhum Ecevit’i aradım. Özel kalemin atlatma numaralarını aşarak derhal askeri birlik gönderilmesini talep ettim. Genelkurmay’la konuşacağını söyledi. Tepkilerin Alevi kesime ve bir kısım CHP’lilere yöneleceğini kestirmek için kahin olmaya gerek yoktu.
MUAZZAM KALABALIK VARDI Tedbirlerimizde bu hususu nazara aldık. Ertesi gün muazzam bir kalabalık oluştu. Hamido’nun aşireti ve sevenler ile içlerine karıştığına şüphe olmayan provokatörler Malatya’yı doldurdu. Polis tayinlerini uygulamamakla ne kadar isabet ettiğimiz ortaya çıktı. En azından kadro elli kişi azalmamıştı ve de polis hiçbir tarafa katılmamıştı.
MUHTEMELEN ’SERVİS İŞİ’ Bir vali olarak yaptığım bütün uyarıların nazarı dikkate alınmadığını üzülerek gördüm. Hatta öylesine ki; olaylara asker yardımı çok geç geldi ve hiçbir müdahalede bulunmadı. Bombalama olayının bir Alevi-Sünni ayrışmasını hedeflediği (Maraş-Sivas ve Çorum olaylarıyla görüldüğü gibi) anlaşılmaktadır. Olayın faili bulunmadı veya bulunamadı. Muhtemelen bu bir ’servis işi’ ve nisyana terk edildi. Merhum İrfan Özaydınlı, beni valiliğe döndürmek için çok ısrar etti. İstemedim ve gerekçe olarak hükümetine güvenmediğimi söyledim".
malatyahaber.com