İstanbul Üniversitesi Rektörü hemşehrimiz Prof. Dr. Mesut Parlak 18 Ocak 2005 tarihinde başladığı rektörlük görevini kısa bir süre sonra seçilecek yeni rektöre devredecek. 2005 yılında en yakın rakibine yaklaşık 2 kat fark atarak İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne seçilen Prof. Dr. Mesut Parlak makamında arkadaşımız Niyazi Doğanın sorularını yanıtladı. Kasım ayı içinde kendisini makamında ziyaret eden İsrailin Türkiye Büyükelçisi ve İstanbul Başkonsolosunun korumalarını da görüşme odasında bulundurma isteğine çok sert tepki göstererek görüşmeyi başlamadan bitiren ve bu davranışı ile Türkiye, İsrail ve Arap dünyasının gündemine oturan Prof. Dr. Mesut Parlak, yaklaşık 2 saat süren söyleşi sırasında İsrail olayı, Türkiye, Malatya gündemi ve emeklilik sonrası yaşamına dair sorularımıza samimi ve çarpıcı yanıtlar verdi. Görev yaptığı süre içinde İstanbul Üniversitesini 3 yıl üst üste Dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına sokan Prof. Dr. Mesut Parlak, Başbakan Erdoğan ile son derece güzel bir diyalogu olduğunu belirterek, 4 yıllık görevi sırasında içinde ukde olarak kalan tek şeyin Başbakan Erdoğanın Olimpiyat Stadı yanında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi için üniversiteye tahsis etmek istediği büyük arazinin fakülte yönetim kurulunca reddedilmesinden kaynaklandığını ifade ediyor. Prof. Parlak Sayın Başbakanı severim sayarım, Tıp Fakültesi dekanlığımdan itibaren bana çok büyük destek verdi. Ama bize vermek istediği arazi konusunda ona karşı mahcubum, o konu içimde bir yaradır. Bazen Sayın Başbakanı gördüğümde bu mahcubiyetten dolayı ona görünmek bile istemem. O araziyi alsaydık tıp fakültesini tıp üniversitesine dönüştürecektik. Çok da güzel olacaktı, ama bizden kaynaklanan nedenlerle olmadı diyor. Tamamı TV Malatyada Niyazi Doğan tarafından hazırlanıp sunulan Aklın Yolu Programında yayınlanan söyleşinin Malatya ve Prof. Parlakın özel yaşamına ilişkin bölümünü aşağıda sunuyoruz. Önce temel başlıklar : - MALATYAYA GİDERKEN ARKADAŞLARIMA UMREYE GİDİYORUM DİYORUM - MALATYA GERÇEK BİR KASABAYA DÖNÜŞTÜ. - VALİ BEY ÇOK İYİ İŞLER YAPTI AMA O YALNIZ BIRAKILDI - BELEDİYE BAŞKANI 4 YILDAN SONRA ÇALIŞMAYA BAŞLADI - SÜMERPARKA ABDULLAH GÜL İSMİ YORUMU : TÜRKİYEDE YAĞCILIK SEKTÖR OLDU - SÜMERPARKIN KARŞISINA YAPILAN İNŞAAT İHANET İNŞAATI - BİRİLERİ SAPTIRILAN TÜRBAN KONUŞMAMDAN DOLAYI MALATYAYA GELMESİN DEMİŞ
MALATYA BABANIZIN MALI MI? - İSRAİL TAVRIMDAN DOLAYI MUAZZAM OLUMLU TEPKİLER ALDIM. - ERGUN BABAHANI 11 AY 20 GÜNE MAHKUM ETTİRDİM. YA AHMET ÇALIKTAN YA DA ONDAN 100 BİN YTL DE TAZMİNAT ALACAĞIM -TMSF BAŞKANI AHMET ERTÜRK TÜRKİYENİN TANIYACAĞI EN KALİTELİ BÜROKRATLARDAN BİRİ - BİR SÜRE SONRA YÖK İLE İLGİLİ YAPACAĞIM AÇIKLAMALARDAN KAMUOYUNUN AĞZI AÇIK KALACAK - EMEKLİLİK SONRASI BİR YOL HARİTAM YOK. ANILARIMI YAZMAYACAĞIM Malatyanın sizin için çok özel ve önemli bir anlamı olduğunu herkes bilir. Bu önemin boyutlarını bir de sizden dinlemek istiyoruz. Memleketim Malatya. Malatyanın benim yüreğimde tarifsiz bir yeri ve değeri var. Benim için çok çok önemli. Neden? Ben ümmi bir annenin, okuma yazması olmayan bir annenin çocuğuyum. Bunun için belki duygusalım memleketime karşı, belki bunun için bu kadar üzerine titriyorum. Malatyaya sık sık gidiyorsunuz. Ziyaretlerinizde yaşadığınız duygu dünyanızın kapılarını biraz olsun açar mısınız? Ben Malatyaya giderken arkadaşlarıma Umreye gidiyorum diyorum. Arkadaşlarım da böyle dediğimde Ooo Allah hayırlı uğurlu etsin diyorlar. Sonra Memleketime Malatyaya gidiyorum deyince tabi şaşırıyorlar. Malatya benim memleketim, doğup büyüdüğüm topraklar, benim için orası da Umre sayılır. Yılda 6-7 kez giderim, akrabalarımı, dostlarımı ziyaret ederim, hasret gideririm. Malatya için Keşke şu noktada olsaydı dediğiniz bir nokta var mı ? Yok, yok. Açık konuşacağım yine. Öyle bir Malatya tasavvuru bile kalmadı artık. Hiçbir Malatyalı Malatyasına sahip de çıkmıyor, hiç kimse hiçbir şeyin hesabını da sormuyor. Böyle bir vurdumduymazlık, bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı
Ama o yılan bir süre sonra böyle düşünenlere de dokunacak
Malatya gerçek bir kasaba oldu. Büyük bir kasaba
Üzülüyor musunuz bu duruma? Çok üzülüyorum çok
Siz yılda 6-7 defa Malatyaya geliyorsunuz, Malatyanın kasabalaştığına yani gerilediğine dair eleştirilerinizi yöneticilere aktarıyor musunuz ? Ben kendi insanımı özlüyorum, şehir kimliğine sahip Malatyamı özlüyorum. Şu anda hakikaten çok değerli bir valimiz var. İnanılmaz güzel şeyler yaptı. Ama Vali bey, inanıyorum ki kendisi dile getirmiyor ama, sanıyorum ki o çok yalnız. Belediye Başkanı Akının çalışmalarını takip ediyor musunuz ? Belediye başkanı sonradan çalışmaya başladı, çok geç kaldı. İstasyon Caddesine çok güzel bir park yaptılar. Sümerparkı kastediyorsunuz. Evet Abdullah Gül adı verildi o parka Malatya Belediyesi tarafından. E ne diyelim, yağcılık artık bir sektör oldu Türkiyede. Ben olsam kabul etmezdim Şimdi bakın, bundan haberim yoktu. Tabi ki Sayın Cumhurbaşkanının adı bir yerlere verilebilir. Daha büyük yerlere de adı verilebilir. Helal hoş olsun. Ama
Şeker Fabrikası arazisine yapılacak parka da Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın ismi verildi... Tamam, insinler işte aşağıya doğru. İşte Hüseyin Çelik, Kemal Unakıtan diye sıradan gitsinler. İyi olur (!) Çok iyi olur (!) O parkın peyzajını da bizim Orman Fakültesinden bir profesör yaptı. Kurtulmuş oldu o alan. Karşı tarafa da bir ihanet inşaat yapılıyor. Ne inşaatı bilmiyorum. Getirdiler belediye binasını oraya koydular. Yapmayın ! Dünya kadar yer var şehirde. Şimdi bir bilgiye göre de Şeker arazisinin içine bir devlet hastanesi yapılması planlanıyormuş. Evet. Önce 800 şimdi de 400 yataklı bir hastanenin Şeker arazisinde inşa edilmesi planlanıyor. Ya bıraksınlar bu işleri, bıraksınlar
Neden karşı çıkıyorsunuz Şeker arazisine hastane yapılmasına ? Kaşıkçı elması denen bir şey var. O cadde Malatya için Kaşıkçı Elması değerinde bir cadde. Yani şu anda Malatyada büyük, modern bir kongre merkezi var mı, yok. İnsanların nefes alacağı, gezineceği, yürüyüş yapacağı, bir annenin çocuğunun elinde tutarak gezdireceği bir alan var mı, yok. Bir parkımız vardı, o da elimizden gitti. Sanat okulu filan yaptılar, bilmem ne yaptılar, halkın parkını ticarileştirdiler. Şimdi şu ağrıma gitti : Sayın Abdullah Güle saygı duyuyorum. Cumhurbaşkanımızdır. Saygı duyarım. Helal-i hoş olsun. Ama,..Sen Sümerparka Abdullah Gül adını vereceksin, diğer yandan da Yeni Cami önünde Nurettin Soykan Parkının adını değiştireceksin. Yazıklar olsun
Yazıklar olsun
Yazıklar olsun
Bak, ben hayatta çok ender insanın elini öperim. Elini öptüğüm insanlardan biri de Nuretin Soykandır. Hani bir söz vardır ya; Adam gibi adamdır Nurettin Soykan. Sen böyle bir insanın adını ordan kaldır
Demek öyle
Yazıklar olsun
Peki bir tabela astılar mı Sümerparka? Evet astılar, bir hayli büyük bir tabela. Ancak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kısa bir süre önce Malatyayı ziyareti sırasında, parka adının verilmesinden dolayı teşekkür etmekle birlikte, Malatya Belediyesinin bu kararını iptal ederek parka doğal adı olan Sümerparkın verilmesi talimatını verdi. Fakat Belediye Başkanı Cemal Akın hala Belediye Meclisinin kararına saygı duymak gerekir diyerek Abdullah Gül isminin değişmesinden yana olmadığını açıkladı. Abdullah Güle rağmen Abdullah Gül durumu yani
Kutluyorum. Sayın Cumhurbaşkanını bu tavrından dolayı kutluyorum. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gülün bu hassasiyeti beni çok mutlu etti. Sayın Gülün bu hassasiyeti çok önemli. Ben Tayyip Beyin de Şeker arazisine yapılacak parka adının verilmesini kabul edeceğini sanmıyorum. Benim tanıdığım Tayyip Bey ise kabul etmez. Böyle bir yönetim anlayışı sizce Malatyaya ne kazandırır, ya da kaybettirir? İşte belli, bir kasaba oldu Malatya. Büyük bir kasaba. Bu kafa, bu mantık neyi üretti ? Bak şurda 4 yıl oturdum; Türkiyedeki ormancılık alanında, peyzaj alanında, çevre alanında Türkiyenin en önemli, en büyük isimleri bizim üniversitemizdeydi, ama buna rağmen Malatyadan bir gün bir talep gelmedi. Deyin ki Şu gelsin de şu Kernekin dağına çıksın da bu şehir için ne yapılabilir ? Bir proje üretsin 4 yıldır buradayım, gelmedi böyle bir talep. Bak, benim akrabamdır Cemal Akın. Çok sevdiğim zarif bir insandır Cemal Bey. Ama gelmedi böyle bir talep. Büyük bir mutlulukla her türlü desteği verirdik isteselerdi. Ha, Cemal Akın böyle de diğerleri farklı mı, değil. Bir sektör oldu bu yağcılık. Zeytinyağında gerçi İtalya ile, Yunanistan ile yarışamıyoruz ama, maşallah bu sektör bizde çok iyi, çok hızlı. Şimdi tabi bana çok kızıyorlar, dilim çatallı diye. Ama bunları söylemeye devam edeceğim. Demokratik hukuk devletinde anayasal haklarımız var. Bu haklarımız bana bunları söyleme sorumluluğu yüklüyor. Memleketime, ülkeme karşı sorumluluklarımı da ne pahasına olursa olsun bugüne kadar olduğu gibi yerine getirmeye devam edeceğim. Şunu da bir kez daha vurgulamak istiyorum : Sayın Cumhurbaşkanımızı Sümerpark ismi konusunda gösterdiği hassasiyet için kutluyorum. Bu arada, belediye meclis üyelerini de kutluyorum (!) Hiç kimsenin aklına gelmeyecek, böyle olağanüstü üretkenlik gerektiren bir karara imza attıkları için onları da yürekten kutluyorum (!) Biliyorsunuz şu saptırılan türban konuşmamla ilgili birileri beni Malatyada hemşehrilikten atmaya da kalktı. Yani bir daha buraya gelmesin falan gibi laflar etmişler
Malatya babalarının malıydı sanki. Her zaman ve zeminde göğsümü gere gere giderim, orası benim memleketim, toprağım, anam babam, kardeşim, her şeyim. Ama İsrail Büyükelçisi ve İstanbul Başkonsolosuna karşı göstermiş olduğunuz tavırla gönülleri yeniden kazandığınızı gösteren bir atmosfer oluştu diye düşünüyorum. Evet. Çok çok olumlu tepkiler aldım. Muazzam olumlu tepkiler. Mesut Parlak şimdi çok iyi. Ama bak, mesele Mesut Parlakın iyi olması kötü olması değil. Önemli olan bu ulusun kendisidir. Bu ulus globalleşen dünyada birinci ligde oynayamazsa sıkıntımız büyük olur. Benim bütün derdim işte bu. İstanbul ve Ankaradaki Malatyalı işadamları ile ilişkileriniz nasıl ? Malatyalı iş adamlarının Turgut Özaldan sonra Malatyayı yalnız ve kendi kaderi ile baş başa bıraktığına yönelik bir kanı var, siz katılıyor musunuz bu düşünceye ? Malatyalı hemşehrilerimle ilişkilerimde sıkıntı olmaz. Çünkü bu ilişkinin temelinde sevgi bağı var. Bizimkisi bir sevgi bağı. Benimle ilişkilerinde menfaat ilişkisi olmaz hemşehrilerimin, bu nedenle sıkıntı da olmaz. Bu birincisi. İkincisini anlatmak için ben size bir soru sorayım : Siz bir medya mensubu olarak Malatyalı işadamlarının Merhum Özal döneminde Malatyaya daha yakın ilgi göstermesini neyle izah ediyorsunuz ? Turgut Özal iktidardı. İş adamı doğası gereği gücü elinde bulunduran iktidar sahiplerinin yanında yer almak istiyordu ve bir Malatyalı olan Turgut Özalın gönlünü kazanmak için memleketine daha yakın ilgi gösteriyordu, ya da en azından böyle gösteriyordu. Yerleri değiştirmeye devam ediyorum. Şunu mu anlamalıyım sizin sözlerinizden : Malatyalı gücün mü yanındadır? İşadamı nereli olursa olsun doğal olarak iktidarın, gücün yanındadır, güçlünün yanında yer almak onu da güçlü kılar çünkü
Bakın siz orda bir noktayı atlıyorsunuz. O dönemde Abdurrahman Yavuz diye bir TSO Başkanı vardı. Malatyalı işadamlarının Ankarada, İstanbulda, İzmirde bir hedef etrafında birleştirilmesi, Malatya yararına organize edilmesi için gereken organik ilişkiyi o sağlıyordu. Abdurrahman Yavuz TSO başkanlığından gitti, iş bitti. Özal döneminde iş dünyasının Malatya yararına kanalize edilmesinde görünmeyen kahraman Abdurrahman Yavuz mudur diyorsunuz yani ? Evet. Tabi. Şimdi bildiğim kadarı ile şehre de pek çıkmıyor, OSBdeki fabrikasında daha çok. Güzel adamdır, iyi adamdır. Hakikaten iyi adamdır, bütün o organizasyonları yapan adamdır Abdurrahman Yavuz. Bir de şu var TSO gibi sivil toplum kuruluşlarının başında oturanlar bir süre sonra Ankara hesapları yapıyor. Evet TSO ve benzeri kuruluşlar atlama taşı olarak kullanılıyor. Mücahit Fındıklı bu konuda son örnek. Ben isim vermek istemiyorum. Genel görünüm anlamında konuşuyorum. Bu tür makamları siyasete atlama taşı olarak kullanırsanız başarılı da olamazsınız. Başarı nerde biliyor musunuz n? Ben şu rektörlük makamına oturdum. 4 yıldır İstanbul Üniversitesini yönettim. Bu 4 yılda bir gün olsun buradan başka bir yere atlama düşüncesi içinde olmadan hizmet ettim ve bu zihniyetle hizmet ettiğim için başarılı oldum. Başarılı olduğumu iddia ediyorum, çok iyi işler yaptım ben burada. İddia ediyorum, kim gelirse gelsin tartışırım ben bunu. Burada oturup da başka bir yerin hesabını yaparsanız başarılı olamazsınız. Ama şunu da söyleyeyim, şehrin en güzel yerlerine Sayın Cumhurbaşkanının, Sayın Başbakanın adlarını verirseniz çabuk zıplarsınız. Yani o da güzel bir şey esasında (!) Yani sana, bana ters işler ama
Güzel işler onlar için
Yani parklara Sayın Gülün Sayın Erdoğanın isimlerini vererek siyasi istikballerini kurtarmış oluyorlar
Bak, ben son ders yılı açılış konuşmamda çok önemli gördüğüm bir konuya vurgu yapmıştım Demiştim ki : Sesi duymayanlara sağır denir. Ama gerçek sağır, vicdanının sesini duymayandır. Bir ünlü düşünür şöyle söyler : Eğer bir ülkede cücelerin gölgesi çok büyüyor ise o ülkede güneş batıyor demektir Bu cüce boy cücesi değil. Malatyanın güneşi batıyor mu ? Hayır, ben bir durum değerlendirmesi yapıyorum. AKPlilerin güzel bir sözü var : Hayırlara Vesile Olsun. Çok güzel bir laf, ben sık sık kullanıyorum artık. Malatya, sadece yöneticileri ile değil halkı ile de davasına sahip değil. Malatya halkı bu değil
Bu değil idi
Malatyalı aydındır, Malatyalı çağdaştır. 1948 yılında Yeşilyurt kazamızın belediye başkanı papyon kravat takıyordu. Merhum Turgut Özalın annesi Hafize Hanım şapkalıydı. Bunu söylerken her şeyin kılıkla kıyafetle ilişkili olduğunu söylemek istemiyorum. Kılıkla kıyafetle ilgisi yok. O insanlar aydındı, çağdaştı, aynı zamanda manevi değerlerine de sımsıkı bağlıydı. Ama o insanlar yok artık
Zaten bir dernek kurulmuş, Malatyalıları Koruma Derneği
Malatyada Malatyalılar Derneğini kastediyorsunuz
Evet. Yüzde 26 kalmış. Bu kültür uyuşmazlığını ortadan kaldıracak bir şey de yapmadılar. Yapılmadı, yapılsaydı göç eden adam da uyum sağlardı. Sonuçta gelen vatandaş da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Türk. Malatya Milletvekilleri ile ilişkileriniz nasıl ? Benim kimseyle kavgam yok. Bir kavga yaparsam da memleketim için, ülkem için yaparım. Sizinle iletişimleri iyi midir yani ? İyidir. Hepsi saygın insanlar. İçlerinden bana kızarlar. Ama
Neden kızarlar size ? İdeolojik. İşte o açılış konuşmasını baştan siz söylediniz. Benim bir şey söylememe gerek yok zaten siz söylediniz. İnönü Üniversitesi Vakfı kurucu üyesisiniz. Buradan ilham alarak sorayım, İnönü Üniversitesi yeni bir yönetime kavuştu. Yeni bir rektör atandı. Siz takip ediyor musunuz Rektör Sayın Cemil Çelikin çalışmalarını ? Başarılı olması için dua ediyorum. Çünkü başarılı olursa hem İnönü Üniversitesi, hem Malatya hem de akademik dünya kazanmış olacaktır. Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik ile tanışıyor musunuz? , Bir-iki kez TÜBİTAK toplantılarında karşılaştık. Sanıyorum ki herkes gibi o da kendi kurumunu daha ileriye taşımak için üstüne düşen görevleri yapacaktır. Buna inanıyorum. Ama şehirle olan organik bağlarını çok güçlü kılması lazım. Eğer siyasi birtakım şeylerle yola çıkmaya uğraş verirse sonunda üzülür. Bunu öneririm. Üniversitenin siyasetle ilişkisinin olmaması gerekir. Herkesin kafasında bir ideolojisi vardır, benim bir oyum vardır seçim günü geldiğinde gider atarım. Ama oturduğum şu makamı siyasete malzeme yapılmasına asla izin vermem. Herhangi bir kimse Mesut Parlak şu partilidir diyebilir mi? Veya siz, gözlediniz, en yakın gözleyen insanlardan biri sizsiniz, Şu partilisiniz diyebilir misiniz? Ben ulusumu seviyorum. Ulusumu aydınlığa, çağdaşlığa taşımanın yöntemlerini artı bunu taşıyacak insanların önünü açabilmek için akademisyenlerin önüne her türlü olanağı seviyorum, sermek zorundayım. Benim Türkiyedeki üniversite rektörü arkadaşlarıma önerim budur. Belki haddim değil ama aklımdan geçen budur. Üniversite siyasi olmamalı, siyaset bulaşmamalı. Peki siyasetin gücüyle gelen bir rektör siyasete bulaşmama şansına sahip olabilir mi sizce ? Öyleyse şansı yok. Siyasete bulaşmama şansı yok böyle bir durumda. Sizin ifade ettiğiniz gibiyse, yani Mesut Parlak siyasetçilerin gücü ile şu makama gelmişse, Mesut Parlak hayırlara vesile olsun
Sizin İstanbul Üniversitesindeki kimi uygulamalarınız zaman zaman çok sert eleştirilere sebep oldu. Bu eleştiriyi yapanların başında da Malatyalı bir işadamı ve sizin de yakın dostunuz olan Ahmet Çalıkın sahibi olduğu Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan geliyordu. Hemşehriniz ve yakın dostunuz Ahmet Çalıkın gazetesinde eleştirilmek sizi üzdü mü, Ahmet Çalık ile bu konuda konuştunuz mu, bu konuda Çalıka karşı bir kırgınlığınız, kızgınlığınız var mı? Kesinlikle kırgınlığım, kızgınlığım yok, olamaz. Ahmet Bey aynı zamanda benim akrabamdır. O biraz ürkmüş olabilir ama
Ahmet Bey çok akıllı ve çok sevdiğim bir insandır. Kendisiyle konuştuğumda Bu bir profesyonelliktir. Sakın Mesut Abine böyle yazdı diye asla bir kızgınlığım yoktur. Bak sen benim kardeşimsin dedim. Ergun Babahan o gün öyle yazmıştır ama 11 ay 20 gün de hapis cezasına da mahkum olmuştur benimle ilgili yazdığı yazıdan dolayı. Nereye gitsem Ya Ergun Babahan bana da şunu yazdı, bunu yazdı diyorlar. Peki neden yargıya gitmiyorsunuz? diye soruyorum. Aman abi medyaya bulaşma filan
Onlara dedim ki Bakın ben medyaya bulaşayım Ergun Babahan yazsın 11 ay 20 güne mahkum ettirdim. 100 bin YTL de tazminat alacağım. Ya Ahmet Çalıktan alacağım ya ondan. 100 bin YTLlik tazminat davamız var. Bu da eli kulağında, yakında sonuçlanacak. Öyle yok
Ahmet Çalıkı çok seviyorsunuz, akrabanız ve aranızda ağabey-kardeş ilişkisi var. Buna rağmen Ahmet Çalıktan illaki o 100 bin YTLlik tazminatı alacağım diyorsunuz yani
Alacağım. Alacağım çünkü Malatyada yaptıracağım anaokuluna para lazım. Hani Malatyada bir söz vardır : Köpeksiz köy buldular değneksiz geziyorlar. Böyle bir şey olamaz. Yok öyle. Burası demokratik hukuk devleti. Bunu öğrenecekler. Ben dua ediyorum, Allah yargıçlarımızı başımızdan eksik etmesin. Bağımsız yargımızı, yargıçlarımızı Allah başımızdan eksik etmesin. Malatyalı ünlü bürokratlardan biri de TMSF Başkanı Ahmet Ertürk. Ertürk de bugünlerde hükümetle sıkıntılı bir pozisyonda. Başbakan, Sabah-ATV Grubunu Ahmet Çalıka pahalıya sattığı iddiasıyla Ertürke fırça atmış. Ertürk de hükümetin bu baskılarını medyada anlatınca AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli bir açıklama yaparak Haddini aşıyorsun, haddini bil diyerek ultimatom verdi adeta. Malatyalı bir üst düzey bürokratın yine Malatyalı bir işadamından kaynaklanan baskı altına alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ahmet Ertürk Türkiyenin tanıyabileceği en kaliteli bürokratlardan bir tanesidir. Ahmet Ertürk bir vatansever. Doğru, düzgün, dürüst ve son derece başarılı bir bürokrat. Geçen günlerde televizyonda katıldığı programı izledim. O bu ulus için ne gerekiyorsa yaptı. Televizyondaki konuşmasında çok da güzel bir örnek verdi : İnsanlar bu hayatlarının hiç bitmeyeceğini sanıyorlar. Dedi ki; Bizim toplantı salonumuzun penceresi Zincirlikuyu Mezarlığına bakar. Bu çok önemli ve çarpıcı bir örnek. Çok önemli bir uyarı. Hükümetle Ahmet Ertürk arasındaki sorunun Ahmet Çalıkla ilişkili olduğu konusunda ise bilgim yok. Gündemimiz o kadar yoğun ki her konuyu bütün ayrıntıları ile takip etme şansımız olmuyor maalesef. Rektörlük görevini devrettikten sonra neler yapacaksınız, emeklilik sonrası bir yol haritanız var mı, anılarınızı yazacak mısınız ? İstanbulda mı yaşamaya devam edeceksiniz, zamanınızı daha çok ailenize mi ayıracaksınız ? Doğrusunu söylemek gerekirse emeklilik sonrası bir yol haritam yok. Genel cerrah olduğum için ve kendimi mesleğime vakfettiğim için çok yoruldum, hiç dinlenmedim dersem abartmış olmam. Biraz dinlenmek istiyorum. Anılarımı da yazmayı düşünmüyorum. Zaten Türkiyede kim sizden deneyimlerinizden, birikiminizden yararlanmak ister ki
Böyle bir talep yok. Benim iki kızım iki de torunum var. İstanbulda yaşamaya devam edeceğim ama, ağırlıklı olarak da Malatyaya gidip geleceğim. Zaman zaman da Malatyada kalmaya özen göstereceğim. Çok seviyorum çünkü Malatyayı, hakikaten çok seviyorum. Kızıyorum bazı gelişmelere, insanların yaptıklarına filan ama, Malatyaya kızamam tabi. Şimdi Türkiyede olan şu olaylardan dolayı Türkiyeye kızabilir misin ? Kızamazsın. Allah sağlık verdikçe burada yaşayacağım. Müzikle aranızın iyi olduğunu biliyoruz, hatta bir mini konserde şeflik de yaptınız. Müzik sizin hayatınızda ne kadar önemli ? Ben Türk Sanat Müziğini çok seviyorum. O konser de planlı bir şey değildi. Baktık ki o meşhur Türk büyükleri böyle orkestra yönetiyorlar biz de çubuğu elimize aldık bir defaya mahsus olmak üzere. En çok ne tür müzik dinlersiniz? Ben daha önce de söyledim Türk Sanat Müziğini çok severim. Öbürünü anlamıyorum. Anlamıyorum çünkü, Kapat şu gavur şeyini sözleri ile büyüdük çocukluğumuzda. TSM konusunda kulağım da iyidir. İyi müziği, kötü müziği ayırt etme yeteneğim de vardır yani. Dost meclislerinde sevdiğiniz TSM parçalarını okur musunuz arada bir ? Arada bir mırıldanırım. İlhan Şeşen de müzikle çok geç yaşta meşhur oldu, bakarsın birgün bizim de elimizden tutan olursa şöhreti biz de yakalarız. Veya menejerliğimi kabul ederseniz Popstarda filan çıkar söyleriz (Gülerek) Öyleyse bir gün sizi ekranlarda şarkı söylerken gördüğümüzde şaşırmayalım. Sayın Hocam Malatyasporu konuşmadan bu söyleşi eksik kalır diye düşünüyorum. Malatyaspora dair duygu ve düşüncelerinizi herkes bilir. Malatyaspor için çok şey yaptınız, her zaman elinizi taşın altına koydunuz. Şimdilerde Malatyaspor sefilleri oynuyor. Nasıl kurtulur Malatyaspor ? Malatyaspor yıllardır kurumlaşmayı konuşuyor ama kurumlaşamadı. Malatyaspor kurumsallaşmasını tamamlamadan kurtulamaz. Bir kere bizim Türk insanı çok enteresan. Ya ben şu makamdaki görevimi tamamlamışsam o makama yeni oturacak adamın elini sıkmalıyım ben. Ama maalesef böyle bir geleneğimiz yok. Diyalog geleneğinin olmadığı gibi. Malatyaspor zamanında bazı şansları kaçırdı. Tabi bu ekonomik krizde bir kaynak da yok. Belki bir holdingin etiketini yapıştırarak bir çıkış olabilir, buna da bakıyoruz ama bu ekonomik kriz ortamında çok zor tabi. Çok zor. Haşim Karadağın yönetim tarzını beğeniyor musunuz? Haşim başkanla birkaç defa görüştüm. Haşim başkan çok iyi. O, bu işi öğrendi. İnşallah başarılı olacak. Malatyasporun başarısı beni çok mutlu edecektir. O başarıyı da bekliyoruz. Beklemekle de kalmıyoruz, elimizden gelen her türlü desteği vermeye çalışıyoruz. Sayın hocam çok teşekkür ederiz. Yunanistandaydınız, geldiğiniz gün yoğun gündeminiz arasında bize yaklaşık 2 saat gibi uzun bir zaman ayırdınız. Bu arada sizinle iletişimimizi sağlayan Sayın Hasan Özhana da sizin huzurunuzda teşekkür ediyoruz. Ben teşekkür ediyorum. Sanırım bugüne kadarki en uzun söyleşiyi sizinle gerçekleştirdim. Tabi Türkiye, Malatya ve üniversite sözkonusu olduğunda akan sular duruyor. Bu nedenle, ben de keyif aldım bu söyleşiden çok teşekkür ediyorum, Malatyalı kardeşlerime de selam, sevgi ve saygılarımı iletiyorum sizin aracılığınızla