Eğitimci, araştırmacı-gezgin yazar Fikri Demirtaş, Malatya’da taziye evi ihtiyacına dikkat çektiği yazısında, bu ihtiyacın karşılanmasının “sosyal, kültürel ve insani bir zorunluluk” haline geldiğini belirtti.
Yazısına “acının gölgesinde bir şehir Malatya, sevinciyle, hüznüyle Anadolu’nun kadim kültürünü yansıtan bir şehir. Ancak bu hüznün en ağır anlarından biri olan vefat sonrası süreç, şehrin sosyal altyapısındaki eksikliklerle daha da derinleşiyor. Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri, taziye çadırlarıyla vatandaşların yanında olmaya çalışıyor” cümleleriyle başlayan Demirtaş, taziye çadırlarının ihtiyaca cevap vermediğini, üstelik sağlıklı olmadığını da anlatarak, şunlara değindi:
“Malatya'da, Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanlığı ve ilçe belediyeleri, vatandaşların en acı günlerinde yanlarında olarak ücretsiz taziye hizmeti sunuyor. Cenaze yakınlarının talepleri doğrultusunda, belirtilen adreslere körüklü, kurmatik taziye çadırları kurularak, tutanak karşılığında teslim ediliyor. Belediye ekipleri tarafından kurulan bu çadırlarda masa, sandalye, semaver, paket çay, şeker, seyyar kablo ve kış aylarında soba, kömür gibi temel ihtiyaçlar da ücretsiz olarak sağlanıyor.
Ancak, taziye çadırları yerine kalıcı ve daha kullanışlı çözümler üretmek de mümkün. Çadırlar, temel ihtiyaçlar karşılanarak kurulsa da bu geçici çözümler, insan onuruna yakışır bir teselliyi sunmaktan uzak. Özellikle deprem sonrası travmaların izleri henüz silinmemişken, taziye süreçlerindeki eksiklikler, acıyı katmerli hale getiriyor.

Taziye Çadırları Artık Güvenli Değil: Malatya'da Acil Çözüm Şart!
Önceki yıllarda medyada yer alan haberlerde Malatya'da kuvvetli rüzgarlar nedeniyle taziye çadırları parçalanarak ciddi hasar gördü ve çevreye de zarar verdi. Yağmur ve kar yağışlarının yoğun olduğu soğuk havalarda bu çadırların kullanılması, hem cenaze sahipleri hem de başsağlığına gelenler için büyük tehlike arz ediyor. Sobayla ısınma çabaları ise dumanın içeri dolması nedeniyle yetersiz kalıyor ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Mevcut taziye çadırlarının hijyenik olmaması, özellikle salgın hastalıkların yayılma riski taşıdığı dönemlerde büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Çadırların Ötesinde: Neden Taziye Evleri?
Taziye, Türk-İslam kültüründe dayanışmanın en saf ifadesidir. Ancak Malatya’da bu kültür, naylon çadırların gölgesinde yaşatılmaya çalışılıyor. Çadırların soğukta titreten rüzgârı, sıcakta bunaltan havası, yağmurda sızan suları, tuvalet ihtiyacı, acılı aileleri bir kez daha yaralıyor. Şehir merkezlerinde gelişigüzel kurulan bu çadırlar, trafiği tıkıyor, estetik kaygıları hiçe sayıyor ve adeta “geçici” olmanın utancını taşıyor.
Öte yandan, il dışında yaşayan binlerce Malatyalı, yakınlarını toprağa vermek için geldiklerinde, çoğunun kendi evleri olmadığından, ya da depremde yıkıldığından çadırlarda hem fiziksel hem de duygusal bir çaresizlikle karşılaşıyor. Bu durum, şehrin göç veren kimliğiyle birleşince, taziye evlerinin aciliyeti daha da belirginleşiyor. Semt konakları, yeni yapılacak köy kültür evleri ve mahallelerdeki atıl durumdaki sağlık ocakları, sağlık evleri, belediye binaları ve okul binaları, sosyal-kültürel ve taziye evlerine dönüştürülebilir.
Kültürün Sessiz Çığlığı: Kaybolan Dayanışma Ritüelleri
Eskiden evlerin avlularında toplanılırdı. Komşular, yemekleriyle gelir; kadınlar ayrı odada, erkekler ayrı odada acıyı paylaşırdı. Ancak apartmanlaşma ve modern hayatın getirdiği mekân darlığı, bu geleneği yok etti. Taziye sahipleri, dar alanlarda kadın-erkek ayrı çadırlarda oturuyor. Üç gün süren taziye sürecinde ve yemekli yapılan mevlit masraflar, aileleri maddi bir çıkmaza sürüklüyor.
İşte tam da bu noktada, "taziye evleri" bir çözüm değil, bir zorunluluk haline geliyor. Bu evler, sadece bir mekân değil; acının paylaşıldığı, kültürün yaşatıldığı, toplumsal hafızanın korunduğu birer sığınak olmalı.

Bir Umut Projesi: Nasıl Bir Taziye Evi?
1. İnsan Onuruna Yakışır Tasarım: Modern taziye evleri, klima ve ısıtma sistemleriyle her mevsime uygun olmalı. Engelli rampaları, geniş tuvaletler ve hijyenik mutfaklarla erişilebilirliği ön planda tutmalı. Deprem dirençli mimarisiyle güven vermeli.
2. Çok Amaçlı Sosyal Merkezler: Taziye dışında düğün, seminer veya köy toplantılarına ev sahipliği yaparak kaynakları verimli kullanmalı. Örneğin, Hekimhan'da Karamahmut köyünde atıl bir ilkokul kültür evine dönüştürülmüş olup hem taziye hem de köylülerin sosyal etkinlik yapma yeri olarak işlev görmektedir.
3. Belediye-STK İş Birliği: Hayırseverler ve sivil toplum kuruluşları, taziye evlerinin işletmesinde aktif rol almalı. Örneğin, Malatya Dernekler Federasyonu, bu evlerde psikolojik destek hizmeti sunabilir.

7 Şubat 2025 tarihinde yerel ve ulusal basında geniş yankı uyandıran bir haberde, "Hekimhan Belediye Başkanı Mehmet Şerif Yıldırım, ilçeye kazandırılacak önemli bir sosyal tesisin müjdesini verdi." Deniyor. İzmir'in Çeşme ve Seferihisar Belediyelerinin katkılarıyla Hekimhan'da inşa edilecek olan düğün ve taziye evi binasının temel atma töreni, dayanışmanın ve yerel işbirliğinin güzel bir örneği olarak kayıtlara geçti.
4. Örnek Şehirlerden İlham: Gaziantep, Adıyaman, Eskişehir, Şanlıurfa’da köy konağı modeliyle hayata geçirilen taziye evleri, Malatya’da da uygulanabilir. Bu projeler, yerel mimariyle modern ihtiyaçları harmanlayarak tasarlanmalı.
Son Söz: Acıya Saygı, İnsana Yakışır Bir Teselli
Malatya’da taziye evleri inşa etmek, bir belediyecilik hizmetinden öte, insani bir borçtur. Depremde yıkılan binalar gibi, ruhlarımız da yara aldı. Bu yaraları sarmak için çadırlar değil, kalıcı çözümler gerekiyor. Taziye evleri, sadece dört duvardan ibaret değil; bir şehrin acıya verdiği değerin, dayanışma ruhunun ve kültürel kimliğinin taşıyıcısı olmalı.
Çağrımız nettir: Malatya Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri bu projeyi ivedilikle hayata geçirsin. Çünkü acı çadırlarda değil, insan onuruna yakışır mekânlarda paylaşılmalı. Unutmayalım: Bir şehrin medeniyet seviyesi, en zor günlerinde vatandaşına sunduğu hizmetle ölçülür.”
Demirtaş’ın yazısının tamamı ile fotoğraflara şu linkten erişebilirsiniz:
https://fikridemirtas44.blogspot.com/2025/03/malatyada-taziye-evi-ihtiyac-bir.html
Fikri DEMİRTAŞ