Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük asker ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'ün Malatya'ya ilk ziyaretinin 76. yıldönümü dolayısıyla kutlama töreni ve panel düzenlendi.
ANITTA..
İlk tören Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirildi.
Törene Vali Halil İbrahim Daşöz, 2.Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Alaeddin Örsal, Belediye Başkanı Cemal Akın, 2.Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Kurmay Albay Lami Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Demirdağ, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu, askeri ve mülki erkan , bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Tören Vali Daşöz, Garnizon Komutanı Tümgeneral Örsal ve Belediye Başkanı Akının anıta çelenk sunmaları ile başladı, ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı söylendi.
Anıt önündeki tören Belediye Başkanı Akının Anıt Şeref Defterini imzalamasıyla sona erdi. Başkan Akın Anıt Şeref Defterine yazdığını törene katılanları hitap etti. Akın şunları belirtti:
Büyük Önder Atatürk,
Ziyaretinizle ilimizi şereflendirmenizin 76. yıldönümünde de ilk günkü sevinç ve heyecanı tüm Malatyalılar olarak birlikte yaşıyoruz.
Bu vesileyle toplandığımız manevi huzurunuzda, bütün hemşerilerim adına size minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye Cumhuriyetini kurduktan sonra 2 defa ziyaret ettiğiniz Malatyamızın, gösterdiğiniz Muasır Medeniyetler Seviyesinin Üstüne Çıkma hedefine emin adımlarla yürüdüğünü gururla belirtmek isterim.
Merkez nüfusu itibariyle Türkiyenin 14. büyük kenti durumundaki Malatyamız, gösterdiğiniz hedefler doğrultusunda bugün güçlü sanayisi, ekonomisi, sağlık ve sosyal altyapısıyla, dünyaya başkentlik yaptığı kayısısıyla, tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleriyle müreffeh toplum hedefine varmış olmanın onur ve gururunu yaşamaktadır.
Sizden aldığımız manevi destek ve güçle Malatyayı daha da ileriye götürmek için canla-başla çalışacağımızı belirtiyor, Malatyalı hemşerilerim adına şükranlarımı sunuyorum.
Anıt önündeki törenin ardından törene katılanlar Atatürk Evini ziyaret etti.
HEMDEKİ TÖREN
Kutlamalar kapsamında daha sonra Halk Eğitim Merkezinde bir etkinlik gerçekleştirildi.
Buradaki tören Atatürkün Malatyaya 2.gelişi olan 14 Kasım 1937ye tanık olan ve halen Hamidiye Mahallesi Muhtarlığını yapan 80 yaşındaki Abdulhadi Çekirdek, Atatürkün Malatyaya ilk gelişini, dönemin büyüklerinden dinlediğiyle, tanıklık ettiği 2. gelişini de ayrıntıları ile dile getirdi.
Törende 2 öğrenci tarafından şiir okunurken Belediye Başkanı Cemal Akında bir konuşma yaptı.
Törende ayrıca Vali Halil İbrahim Daşöz ise Atatürkün, ulaşım olmadan kalkınmanın olmayacağını her aşamada dile getirdiğini belirterek, Ülke kalkınması için büyük çaba gösteren Atatürk bunu gerçekleştirirken gücünü halktan almıştır, bilimden almıştır. Demiryollarının stratejik önemini hepimiz tarafından daha iyi bilinmelidir. Bugünde demiryollarının gelişmesi için çaba göstermeliyiz. Ona layık olmak, ilke ve inkılaplarına sahip çıkmak, çok çalışmalıyız dedi.
Halk Eğitim Fakültesindeki tören İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Makbule Sarıoğlunun Atatürkün Malatyaya gelişine ilişkin dönemin basın organlarında yer alan haberler ile, Atatürkün bu ziyaretlerde dile getirdiği ifadelerini dile getirdi.
PANEL..
Atatürk'ün Malatya'ya gelişinin 76'ncı yıldönümü dolayısıyla Belediye Konferans Salonu'nda panel düzenlendi.
Panelin açılışında konuşan Belediye Başkanı Akın, "Bilindiği gibi büyük önderle ilgili olarak başta 10 kasım ve milli bayramlarımız olmak üzere çeşitli vesilelerle halkımız ve devletimiz tarafından çeşitli programlar düzenlenmekte, atatürk, değişik yönleriyle anlatılmaktadır. Bu gün ve haftalar genelde tüm ülkemizi ilgilendirmekte ve kıymeti haiz bulunmaktadır.
Ancak 13 şubat tarihi, Malatyamız için ayrı bir anlam ve önem taşımaktadır. Zira büyük önder ilk defa bu tarihte ilimize teşrif etmişlerdir. Biz de yerel yönetimin seçilmiş en üst organı olarak bu günü sadece kuru bir kutlama merasimi havasından çıkararak, anmanın ötesinde bundan daha önemli olan onu anlama noktasında mütevazı bir program yapalım istedik. Bu amaçla bu paneli düzenledik.
Bilindiği gibi başta yanı başımızdaki Irak işgali olmak üzere, Ortadoğu ve daha birçok bölgede cereyan eden endişe verici gelişmeler, ister istemez bizi daha duyarlı ve de dikkatli olmaya sevk etmektedir. Bize göre içinde bulunduğumuz süreçte her zamankinden fazla Atatürkün özellikle dış politika anlayışı ve bu anlayış ışığında Ortadoğu politikasına ihtiyaç duymaktayız. İşte bu önemli günde verilecek olan panelin konusunu tespit ederken konunun güncel olmasına ve içinde bulunduğumuz tarihi ve coğrafik süreç içerisinde önemini bir kat daha arttıran dış politika ve Ortadoğu konusuna ayrılmasına karar verdik dedi.
Panelde ilk olarak söz alan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mehmet Karagöz, Malatyanın tarihi boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını belirterek, Malatyanın Osmanlı hakimiyetinden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyetinin bir şehri olarak hala önemini koruduğunu söyledi.
19 Mayıs 1919 yılında başlatılan Milli Mücadelede işgale uğramamış bir şehir olarak Malatyalıların Milli Mücadeleye büyük destek verdiğini ifade eden Doç.Dr. Karagöz, Milli Mücadelenin ardından inşaatına başlayan demiryollarını yerinde görmek ve Fevzipaşa Diyarbakır hattının açılışına katılmak üzere yola çıkan Mustafa Kemal Atatürkün Malatyaya geldiğini belirtti.
Doç.Dr. Mehmet Karagöz, Milletlerarası Dış Politikanın insanda ve tabiatta bulunan objektif kanunları olduğunu, bu kanunların uzmanlar tarafından altı esas üzerine kurulduğunu belirterek, Bu esaslar; Güç, Çıkar, Politik Değişebilirlik, Ahlakilik, İtidal ve Adalet ile Millete Katkısı esaslarıdır. Bu esasların Dış Politika nazariyecileri ve uygulayıcıları tarafından dikkate alınması zarureti vardır dedi.
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Sabit Duman da, Çağdaş Ortadoğunun şekillenmesinin 1. Dünya Savaşı ile birlikte şekillenmeye başladığını belirterek, 1. Dünya savaşı ve ondan sonraki süreçte de Ortadoğunun özellikle Batı devletlerinin istekleri ve emelleri doğrultusunda şekillendiğini ifade etti.
Doç.Dr. Duman, savaştan sonra Ortadoğunun bazı batılı devletler tarafından paylaşıldığını, bu arada bazı Arap ülkelerinin de Osmanlı İmparatorluğunun zayıflamasından güç alarak bağımsızlıklarını ilan ettiklerini ancak bu ülkelerin 1921 yılında imzalanan Kahire anlaşması ile büyük bir hüsrana uğradıklarını söyledi.
1948li yıllarda İsrail Devletinin kurulmasıyla birlikte Ortadoğuda bir başkalışım sürecinin de başladığını belirten Doç.Dr. Sabit Duman, özetle, İsrail Devletinin kurulmasından sonra İngiltereden çok sayıda Yahudi gelerek buraya yerleşmişlerdir. Zamanla giderek güçlenen İsrail bölgenin en önemli silahlı gücü haline gelmiştir. Bu arada 2. Dünya savaşının ardından başlayan soğuk savaş dönemiyle birlikte Türkiye ABD arasında bir yakınlaşma olmuş ve bu yakınlaşma dış politikamızın belirlenmesinde etkili olmuştur dedi.
Panelin son konuşmacısı olan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Taner Tatar ise sinevizyon görüntüleri eşliğinde yaptığı sunum da, Tarihi süreç içerisinde Ortadoğunun hep kaynayan bir kazan olduğunu ve bu kazanın birileri tarafından sürekli olarak karıştırıldığını söyledi.
Ortadoğu kavramının 1900lü yıllarda ortaya atılan bir kavram olduğunu ve ilk olarak izah edildiğinde Türkiye-Mısır-İran üçgeninde yer alan bir bölgeyi kapsadığını belirten Yrd.Doç.Dr. Taner Tatar, O günlerden başlayıp bugüne kadar gelen süreç içerisinde Ortadoğu tekrar çizilmeye başladığında bu harita biraz daha genişletildi ve adına Büyük Ortadoğu Projesi denildi. Hatta bununla yetinilmeyip Kuzey Afrika ve Orta Asyaya kadar yayılan bir harita ortaya konuldu ve BOPun arkasına ayrıca Kuzey Afrika Girişimi ifadesi eklendi.
1991 yılında ABD tarafından yayınlanan Güvenlik Stratejisi Beyannamesinde, yapılan saldırılar için kılıf aranıyor bunun adına Demokrasi, İnsan Hakları ve Özgürleştirme deniliyor. Kendi ülkesinde, kendi iç politikasında bunu gerçekleştirmemiş olan bir ülke, Başka ülkelere bunu nasıl götürebilir?
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürkün dış politika ile ilgili düşüncelerini yorumladığımız zaman ise 7 ilke ile karşılaşıyoruz. Bu ilkeler: Gerçekçilik, Bağımsızlık, Barış, Güvenlik, Milliyetçilik, Dünya Türklüğü Hassasiyeti ve Millete Güven ilkeleridir dedi.