Baş ağrısı, baş dönmesi, ışık ve ses hassasiyeti, duygusal durumda çöküntü gibi birçok yakınmayı içeren, ataklarla seyreden bir hastalık olan migren büyük bir çoğunluğun en büyük sıkıntılarından.
Günümüzde birçok kişinin en büyük sıkıntısı olan migren, baş ağrısı, bulantı, kusma, ışık ve ses hassasiyeti gibi birçok yakınmaya yol açıyor. Kişinin günlük aktivitelerini engelleyecek düzeyde bir baş ağrısı yaratan migren yalnızca yetişkinlerde değil bebek ve çocuklarda da görülebiliyor.
Nörolog Dr. Emel Gökmen, ilaç tedavileri ile atakların sıklığının azaltılıp hafif atlatılmasının sağlanabileceğini, bazen ağrılar sık tekrarladıkça ise sürekli alınan ilaçların çözüm olmayacağını belirtti ve şunları ekledi: “Bir süre sonra sürekli alınan ilaçlara bağlı baş ağrıları gelişir. İlaçlar çözüm olmamakla birlikte bağımlılık benzeri tablo gelişir. Her gün ilaç alınmazsa ağrılar şiddetlenir. İlaçlar dışında etkin tedavi yöntemleri nöral terapi ve akupunktur olabilir. Nöral terapinin etkili olduğu hastalıkların başında migren gelir. Nöral terapi ile her türlü baş ağrısı hastasında çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Nöral terapide bozucu alan olarak tanımlanan hastalık odağı ortadan kaldırılmaktadır. Akupunktur bu nedenle bazı migrenlilerde etkili olamamaktadır.”
“Migren daha çok kadınlarda görülüyor”
Migrenin daha çok kadınlarda görüldüğünü ekleyen Doktorsitesi.com’un uzmanlarından Nörolog Dr. Emel Gökmen “Migren çoğunlukla 20-30'lu yaşlarda daha sıktır. 50 yaş üzerinde migren başlaması olağan değildir.” dedi. Migren hastalarının ailesinde genelde migrenli kişiler olduğunu vurgulayan Gökmen, migren hastalığının kalıtsal olarak geçmediğini de vurguladı. Ayrıca, “Aileden migrene yatkınlık alınır. Vücudu etkileyen dış etkenler yatkın kişilerde migrenin ortaya çıkmasına neden olur.” dedi.
Migrenin belirtileri
Doktorsitesi.com’un uzmanlarından Nörolog Dr. Emel Gökmen migrenin belirtilerini şu şekilde sıraladı: “Yarım baş ağrısı, bulantı-kusma, ışık ve ses hassasiyeti çok bilinen yakınmalardır. Ancak her zaman yarım baş ağrısı olmayabilir. Ancak ağrının kişiyi işinden alıkoyacak şiddette olması önemlidir. 3-4 saatten 3 güne kadar süren ataklar mevcuttur. Auralı migrende baş ağrısı başlamadan önce ışıklı çizgiler, karanlık noktalar, görmede bulanıklaşma benzeri yakınmalar mevcuttur. Çok nadiren geçici felçler bile görülebilir.”
Migren tipleri
Migrenin auralı ve aurasız olarak ayrıldığını söyleyen Gökmen: “Ancak özellikle akupunktur ile uğraşanlar migren ağrılarını 4 ayrı gruba ayırırlar. Bunlar, karaciğer/safra kesesi migreni, servikal kaynaklı migren, hormonal migren, hava durumuna bağlı oluşan migrendir. Safra kesesi migreninde ağrılar genellikle gece 1 ile 3 arasında başlar. Alkol, ağır yağlı yiyecekler, fazla kahve ve kola tüketimi ağrıyı tetikler. Hormonal migrende adet döneminde ve bazen yumurtlama döneminde ağrılar belirgin olur. Mevsimsel migrende hava değişikliği, nem oranının arttığı alçak basınç durumunda, uçak seyahatleri sonrasında ağrılar başlar. Servikal kaynaklı migrende ise boyun patolojileri ön planda yer alır.”
Çocuklarda migren
Çocukluk çağı migrenlerinde baş ağrısı olmayabileceğini söyleyen Gökmen, çocuklarda görülen migrenle ilgili şu bilgileri verdi: “Baş ağrılarına kusmalar genelde eşlik eder. Baş ağrısı olmadan sadece kusmalarla veya karın ağrısı biçiminde de görülebilir. Erişkin migrenine benzemez. Bu nedenle çocukların çoğunluğunun migrenli olduğu da bilinmez. Hatta çocukların numara yaptığı düşünülebilir. Bu nedenle çocuklarda bir gün içinde olup biten hastalanma ataklarında migreni akla getirmek lazım.”
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.