Anavatan Partisi Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan, TBMM'de ilk tur oylaması Cuma günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili tavrını açıkladı ve oylamaya katılacağını bildirdi.
Oylamanın yapılabilmesi için 367 katılım gerektiği iddiaları tartışılırken, bu sayıya ulaşılabilmesi için muhalefet milletvekillerinin de oylamaya katılması gerektiği görüşleri ortaya atılırken, milletvekili Akdoğan şahsi tavrının oylamaya katılma yolunda olduğunu belirtti.
Akdoğan'ın konuya ilişkin açıklaması şöyle:
"Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla, aylardır gereksiz bir gerilim içine sokulmuştur, Bu durumun en önemli sebebi de, AKP'nin Cumhurbaşkanı adayını son ana kadar açıklamamış olmasıdır. Bu çerçevede Başbakan Yardımcısı Sayın Abdullah Gül'ün AKP tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanmasını gecikmiş bir gelişme olarak değerlendiriyorum.
Ana muhalefet partisi başta olmak üzere, bir takım çevrelerin, Cumhurbaşkanının seçimi için ilk turda 367 milletvekilinin TBMM Genel Kurulu'nda bulunmasının zorunlu olduğu yönündeki görüşüne katılmıyorum. Meclis Genel Kurulu'nun çalışmaya başlamasının şartı, İçtüzük'te açıkça belirtildiği üzere 184 milletvekilinin o anda salonda bulunuyor olmasıdır. Bu durum, ya Genel Kurulu yöneten Başkanın, veya Başkanvekilinin takdiri ile, ya da talep edilmesi veya res'en yapılması halinde yoklama ile tespit edilecek bir husustur. Cumhurbaşkanlığı seçimi, TBMM'nin diğer faaliyetlerinden farklı düzenlemelere tabi bir işlem değildir. Şayet böyle olsaydı, Anayasa ve İçtüzükle bu konu ayrıca düzenlenirdi.
Bu değerlendirme ışığında, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Meclis Genel Kurulu'nda bulunacağımı ve mevcut adaylara bakarak, oyumu, ülkemin ve milletimin çıkarlarına en uygun tercihle kullanacağımı belirtmek isterim. Meclis'in Cumhurbaşkanı olarak seçtiği kişinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasanın 2, maddesinde belirtilen demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı bir şekilde görevini yapacağını umuyor ve bekliyorum.
Bununla birlikte, milletvekili olarak görevimin, TBMM'nin çalışmasını engellemek veya temsil görevimi, Meclis Genel Kurulu dışına taşımak değil, tam tersine Meclis çalışmasına en etkin katkıyı sağlamak üzere orada bulunmak olduğuna inanıyorum.
Türkiye, siyasi ve sosyal kamplaşmalardan hiçbir zaman fayda sağlamamış, tam tersine daima bu durumun sıkıntılarını yaşamıştır. Bugün de, Cumhurbaşkanlığı seçimi vesile edilerek. Türkiye'nin hızla bir siyasal ve sosyal kamplaşmaya doğru, itildiğini görüyorum. Bu sun'i gerilim, Türkiye'nin siyasal ve sosyal alanda kendi doğal alternatiflerini üretmesine ve dolayısıyla yönünü olağan bir seyir içinde geleceğe dönmesine engel olan bir atmosfer yaratmaktadır,
Kişisel olarak bu gidişi, sağlıklı bulmadığımı, ülkenin ve milletin yararına görmediğimi, doğru olanın Türkiye'nin kendi doğal dengeleri içinde yönünü ve tercihlerini belirlemesi olduğuna inandığımı bir kez daha belirterek, selam ve saygılarımı sunuyorum.