BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Suriye’deki gelişmeler üzerine olağanüstü toplanan Güvenlik Zirvesi’nde alınan kararların ipuçlarını katıldığı bir televizyon programında açıkladı. Suriye’nin kuzeyinde Kamışlı ve Afrin’i kuşatan bir yapılanmaya asla izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, “Kuzeyde oluşacak bir yapılanma bizim için bir terör yapılanmasıdır. Oraya müdahale etmek bizim en tabii hakkımızdır” dedi. Suriye’nin kuzeyini Kürt gruplara Beşar Esad yönetiminin terk ettiğini belirten Başbakan, “Bu aynı zamanda Kuzey Irak’taki yapılanmanın Akdeniz’e açılımı noktasında kendilerine göre bir plan da olabilir” diye konuştu.
Muhalifler finale geldi
Başbakan Kanal 24’te gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde PKK-PYD işbirliğine karşı Suriyeli muhalifler aracılığıyla 45 bin göçmeni bu bölgeye nakletmeyi planladığını açıkladı. Erdoğan şunları söyledi:
“Esed artık bu işin hakimiyetini, yönetimini tamamen kaybetmiş durumda. Şu anda muhalif güçler duruma hakim. Muhalif güçler şu anda finalin adımlarını atıyorlar. Şu anda Esed yönetimi Şam merkeze sıkışmış vaziyette, kısmen de Lazkiye tarafına.
Eyvallah diyecek halimiz yok
Şu anda Esed’in oradaki Kürtlere bırakarak terk ettiği yerleri adeta orada da bir Kürdistan devleti kuruldu gibi yazmaya başladılar. Bizim PKK terör örgütüyle PYD’nin oradaki işbirliğine sıcak bakmamız mümkün değil. Bu bizim hassas dengelerimiz arasında yer almaktadır. Burada kalkıp da bu oluşuma eyvallah edecek halimiz yok. Kuzeyde oluşacak bir yapılanma bizim için bir terör yapılanmasıdır. (PKK’nın elindeki bölgeden Türkiye’ye saldırı olursa sıcak takip olur mu?) Onu konuşmaya bile gerek yok. O zaten görevidir, yapılması gerekendir. Bizim değişen angajman kuralları arasında böyle bir şey var. Böyle bir şey olduğu zaman şundan gelmiştir, bundan gelmiştir buna bakmak söz konusu değil.
Davutoğlu Barzani’ye gidiyor
Bir patronaj derdimiz yok. Ama Türkiye’nin şu anda kendi bünyesinde sıkıntı oluşturacak bir terör eyleminin, bir yeri kaşıyan yapısı oluşuyorsa oraya müdahale etmek bizim en tabii hakkımızdır. Önümüzdeki hafta Dışişleri Bakanımızı Kuzey Irak’a gönderiyorum. Gidip orada en üst düzeyde aktaracak bu hassasiyetlerimizi. Şu anda artık durum çok farklı bir noktaya gelmiştir. Şu ifade çok da çirkin; biz Kuzey Irak’ta bunlara eğitim verdik, şimdi onları geri gönderiyoruz yaklaşımları bu işi çok daha farklı boyutlara gittiğini gösteriyor.
Akdeniz’e açılım planı
Yarın için şöyle bir durum da söz konusu olabilir, bu aynı zamanda Kuzey Irak’taki yapılanmanın Akdeniz’e açılımı noktasında kendilerine göre bir plan da olabilir. Suriye rejimi şu anda bizim için adeta düşman noktasındadır. Halep ciddi manada Arap, Sünnilerin olduğu bir bölge. Kürtlerin de büyük bölümü Sünni. Bu yapılanma terör örgütüyle baskı altına alınırsa ülkemiz tehdit altına giriyor, buna seyirci kalmak mümkün değil.
Göçmenleri nakletme planı
Şu anda 45 bine yakın bizde göçmen var. Bu konuda atılacak adımlarda buradaki muhalif güçlerin de ifade ettiği gibi, biz muhalif güçlerin bu yaklaşımını destekleriz.
Sığınmacılar 100 bini bulabilir
Bütün Suriye adeta yerle yeksan olmuş. 20 bini aşan ölüm hadisesi var, bunlar bizim tespitlerimiz. Şu anda Türkiye, Lübnan, Ürdün’de 250 bine varan göç olayı var. Şu andaki planlarımız 100 bine göre hazırlık yapıyoruz, daha da bize gelebilir diye.
Mezhepler çatışmasına gidebilir
Eğer Suriye bir bölünmeye giderse bu yarın orada bir mezhepler çatışmasını getirebilir. Bu mezhepler arasında hangisi daha güçlüdür vesaire bu ayrı bir konu. Ama böyle bir çatışma yarın etnik çatışmadan farklı bir şekilde gelişir ki bu Suriye’nin geleceği açısından şu an ifade edilemeyecek zorlukları ortaya koyar.”