Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şubesi, belgesel olduğu öne sürülen 'Mustafa' filmiyle ilgili savcılığa başvurdu. Bu arada, filme en ilginç tepkilerden biri de, Cumhuriyet Gazetesi'nde filmle ilgili yapılan değerlendirmeyle birlikte yayınlanan karikatür (yandaki) oldu.
ADD'NİN ŞİKAYETİ..
Can Dündar tarafından yapılan, Atatürk'ün "insan" yönünü anlattığı öne sürülen, ancak Atatürk'ü seven çevrelerden "karalama ve tarihi çarpıtma çalışması", "ajanlık faaliyeti" vb. gibi eleştiriler alan filmin yapımcısı, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir tarafından savcılığa şikayet edildi.
Tunçdemir'in "Müşteki", Dündar'ın "Şikayet Edilen" olarak yeraldığı şikayet dilekçesi şöyle:
"CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
MALATYA
ŞİKAYET EDEN (MÜŞTEKİ) : Ali Ekber TUNÇDEMİR T.C. Kimlik No:312...
Atatürkçü Düşünce Derneği Malatya Şubesi
Ferhadiye Mah.Ferhadiye Sok.(Vilayet Arkası)Üstün Apt.
Kat.4 No.7 MALATYA - Tlf.0542..04223251255
ŞİKAYET EDİLEN :Can Dündar MUSTAFA Filmi Yapımcısı 60. Sokak No:38 Emek ANKARA TEL: (312) 212 75 47)
SUÇ: Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk Devriminin kurucusu, Cumhuriyet ülküsünün yaratıcısıdır. Bu özellikleriyle Atatürk Türk ulusunun yapışkanıdır. O, her Türk için bir simge kişidir.
Biz Türkleri bir arada tutan özellikler; Atatürk ülküsü, Türkçe, Türk Bayrağı, Türk Yurdu, Türk Ordusudur, Türk toprağının birlik ile bütünlüğüdür. Mustafa filmi Cumhuriyet ile Atatürkün saygınlığını aşındırmaktadır. Bu ulusal değerlerin yıpratılması, Türkiyenin çözüşmesine, parçalanmasına neden olur.
Bunlar yetmezmiş gibi, Mustafa filminde, Türklerin simgesel atasına pofur, pofur sigara, ayrıca düşkün bir biçimde içki içirterek, Mustafa Kemal Atatürkün saygınlığı düşürülürken, Türk gençliğinin örnek aldığı kişi de manevi olarak öldürülmekte, buna ek olarak Türkiye tarihinin en büyük sigara reklâmı, Atatürk kullanılarak yapılmaktadır.
Bu inanılmaz sigara ile içki reklâmı karşılığı olarak, Dünyanın en büyük sigara üreticisi olan Amerikan Philip Morris işletmesinin Türkiye uzantısı olan Sabancı Holdingin, Mustafa filmine sakman (sponsor) olduğu izlenimi uyanmaktadır.
Oysa bu reklâm ile Tütün ürünleri zararlarının önlenmesi ve kontrolü hakkındaki kanunun 3. maddesinin 6. şıkkına karşı durularak ilgili yasa çiğnenmiştir. Bilindiği gibi, bu madde, Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, müzik kliplerinde reklâm ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılamaz, görüntüye yer verilemez diye açıkça belirtmektedir.
Bu biçimiyle bu belgesel film, Türkiyenin birliğini sorgulatan, sigara, içki, bağımlılığı arttırıcı dumanlı ya da alkollü içeceklerinin kullanılmasını güdüleyen, Türklüğün simgesi Atatürkün saygınlığını küçülterek Türk Devrimlerini aşındıran, Türkler arasındaki birliği sağlayan Atatürk sevgisini yıkan zararlı bir gösteridir. Türk gençliğinin bu olumsuzluktan etkilenmemesi için filmin gösterimden kaldırılması, ayrıca suçu işleyenler için gereğinin yapılmasını dileriz.
HUKUKİ SEBEPLER:TCK, CMK, İlgili mevzuat.
TALEBİMİZ : Belirtilen nedenlerle sanığın tutum ile eylemine uyan yasa hükümleri gereğince cezalandırılmasını, yargılama süresince bu filmin gösterimden kaldırılmasını saygılarımızla dileriz. Yukarıda kısaca açıklandığı üzere zere, şüpheli hakkında kamu davası açılmasını ve cezalandırılmasını, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. 11.11.2008 - Malatya"
FİLME CUMHURİYET BAKIŞI..
Bu arada, Can Dündar'ın "belgesel" olduğunu iddia ettiği "Mustafa"ya en sert eleştiri, hem karikatür hem de yorum olarak Cumhuriyet Gazetesi'nden geldi.
Vatan Gazetesi'nin de alıntıladığı Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yazı- yorum şöyle:
"Atatürkü Silmek
Devrim Tarihi uzmanı Yrd. Doç. Dr. İsmet Görgülü, Mustafa filmini izledi, notlarını tuttu. Ciddi bir hazırlık içinde. Pop kültürüne bulanmış niyeti belli operasyona karşı bilimsel yanıtlar verecek. Görgülü, şöyle düşünüyor:
Olay, Mustafa Kemali Atatürk olmaktan düşürmek, Mustafa Kemali Türk insanının gönlünden çıkarmak, dimağından silmek amaçlı idi. Duruma bu gözle bakınca, işin ciddiyeti, önemi büyüdü.
Atatürkün uydurmalarla, iftiralarla neden kötülendiğini, asıl hedefin Atatürk mü olduğunu sorgulayan İsmet Görgülü, yanıtın Amerikalı gazeteci Nick Ludingtonun sözlerinde bulunabileceği kanısında:
Türkiyeyi birleştiren, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve Mustafa Kemal Atatürktür. Bunlarsız Türkiye dağılabilir
Görgülünün vardığı sonuç şu:
Asıl hedef Türkiyedir, Türkiyenin dağıtılması, bölünmesidir. Bunun için, Türkiyenin kuruluş felsefesi olan Kemalizmi tasfiye etmek, Kemalizmin kurucusu Mustafa Kemal Atatürkü Türkiyeden silmek politikası izlenmektedir.
Bu politikayı kimlerin izlediğini anlamak için Kemalizme yaklaşımlarına bakmak yeterli olur. Hangi ülke veya ülkeler Kemalizme karşıt ise bu politikanın peşindedir ve Türkiye üzerine bir niyeti vardır. İçerideki dinciler, bölücüler ve işbirlikçiler ise bunların vasıtasıdır.
Obamanın Irak politikası
ABD siyasetini yakından izleyen deneyimli gazeteci Yılmaz Polat, yeni ABD Başkanı Obamaya seçilir seçilmez, geçen perşembe günü üst düzey bir istihbarat brifingi verildiğini aktardı bize. Brifing, Irak, İran ve El-Kaide üzerine olmuş.
Türkiye açısından en güncel konu belli: Obama, Irak politikasını nasıl biçimlendirecek? Yılmaz Polata göre perşembenin gelişi çarşambadan belli:
Bence oradaki Amerikan çıkarları başka hangi yollardan fazla zarar görmeden devam ettirilecek çalışması yapılacaktır. Bushun Irakın işgaline Demokratların da hemen hemen tam kadro destek verdiğini, Obamanın Irak danışmanları arasında şahinlerin olduğunu da unutmamak lazım. Örneğin, Büyükelçi Peter Galbright, çok uzun yıllardır Kürt konusunun mimarıdır. Barzani ve Talabaniyle ilişkileri, uzun yıllar önce Senatoda Claiborne Pell adlı çok etkili bir senatörün yardımcısı olduğu günlerde başlamıştır. Hoşyer Zebari ve Behram Salihin yakın arkadaşıdır. Şu anda Obamanın Irak danışmanları arasındadır ve Barzaninin de Washingtonda lobiciliğini yapmaktadır. Kendisi Senatör Pellin yanında çalıştığı zaman Pell, Senato Dış İlişkiler üyesiydi ve Joseph Bidenın yakın arkadaşıydı. Burada, Obamanın yardımcısı Joseph Bidenin Irakın 3e bölünmesi gerektiği yolunda açıklamalarını hatırımıza getirmeliyiz.
Sonuç olarak, Obamanın yanındaki bu isimler ve geç- mişlerine baktığımızda, Obamanın Irak politikasının nasıl şekilleneceğini de tahmin etmek zor olmayacaktır.
Bu isimlerin AKP değil ama, Türkiyedeki siyaset tüccarları diye adlandırdığım çok Cumhuriyetli karakterlerle öteden beri yakın ilişkisi olmuştur. Ayrıca bunların DTPli Ahmet Türk ve Leyla Zananın HEP yıllarında Washingtonda pazarlandığı 90lı yılların başında da çalışmaları vardır. Bu isimler şu anda Irak konusunda hareket halindeler.
Tarih anlayışı
Can Dündarın Mustafa filminin tarih danışmanı Faruk Alpkaya imiş.
SBF öğretim üyesi olan Faruk Alpkaya, Kemalizm, ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder diyen liberal düşünceci Prof. Dr. Atila Yaylaya destek bildirisi ile türbana özgürlük bildirisine imza atan akademisyenler arasındadır.
Faruk Alpkaya, Türkiyedeki tarih ders kitaplarının ulusçuluk ideolojisini aşılayan metinler olduğunu, hatta düşmanlık ve potansiyel şiddet kaynağı olduğunu okullarda anlatılan tarihin hayattan tamamen koptuğunu, tarih eğitiminin bugünü yönlendiremez hale geldiğini dile getiren raporlara imza atan akademisyen olarak da tanınır.
Faruk Alpkaya ayrıca, Tarih Vakfının, Çocuklar ve Yetişkinler İçin Tarih Aracılığı Avrupa Yayınları Projesi kapsamında öğrenciler için yayımladığı 20. Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi kitabının yazarları arasındadır.
Faruk Alpkayanın bu kitabında, okullarımızda yıllardır İzmirin işgali olarak öğretilen olay, ...Yunan kuvvetleri İzmire çıkarak, Rum nüfusunun da desteğiyle Ege bölgesinde işgal yönetimi kurdu. Bu son gelişme İzmirin de Selanik gibi kaybedileceği endişesini güçlendirdi gibi bir anlatımla aktarılmış, yine okullarımızda İzmirin kurtuluşu olarak okutulmakta olan 9 Eylül 1922 tarihi ise İzmirin alınması ifadesi ile tanımlanmıştır.
Yani Yunan İzmire çıkmakta, Türk ise İzmiri almaktadır.
Böylece tarih, ulusçuluk ideolojisini aşılayan metin olmaktan da, düşmanlık ve potansiyel şiddet kaynağı olmaktan da çıkmaktadır.
Piyasaya yeni sürülen Mustafa filmi ekibinin tarih anlayışı işte bu kadar yalındır...
İnce sanat
Can Dündar, Mustafa filminde Atatürk korkak biri olarak mı gösterildi sorusuna şu karşılığı veriyor:
Atatürk Ben karanlıkta yatamam çocuk diyor. Karanlıktan korktuğunu söylemiyor filmde. Benim o sahneyi koymamın amacı, o dönem mum alacak paralarının bile olmadığını anlatmaktı. Eğer buradan Atatürke korkak denildiği imajı çıkıyorsa bunda kötü niyet var demektir.
Arkadaş çok iyi niyetli aslında da, izleyici hödük... Öyle ince sanat yapıyor ki, anlayamıyorlar."