CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi'nin aylardır süren “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışmasında uzlaştıkları Mutabakat Metni açıklandı. 48 sayfalık Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni, 6 muhalefet lideri tarafından imzalandı
Uzlaşıya varılan metin muhalefet partilerinin genel başkan yardımcıları tarafından bölüm bölüm sırayla okundu. Ardından parti liderleri, kendileri için hazırlanan masada ciltlenen 48 sayfalık mutabakat metnine imza attı.
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni”nde dikkati çeken detaylar şöyle:
“Seçim barajı yüzde 3'e düşürülecek.
Milletvekili seçimlerinde yüzde 1 oy olan partiler Hazine yardımı alacak.
Temel hak ve özgürlüklerde kararname düzenlemesine izin verilmeyecek.
Cumhurbaşkanı'nın veto yetkisine son verilecek.
Meclis soruşturmalarında yeter sayısı düşürülecek.
Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak.
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacak.
Sulh Ceza hakimliklerinin görev, yetki ve işleyişleri yeniden düzenlenecek.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının derhal uygulanması sağlanacak.
Hakimler ve Savcılar Kurulu kaldırılacak. İki ayrı kurul oluşturulacak.
Çoklu baro uygulamasına son verilecek.
Anayasa Mahkemesi üyelerinin en az 4'te 3'ünün hukukçu olması zorunlu tutulacak.
Sayıştay Anayasa'da yüksek mahkeme olarak düzenlenecek.
TRT ve Anadolu Ajansı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırılacak.
Medyada kartelleşmeyi önlemek için yasal tedbirler alınacak.
RTÜK'e yasal düzenlemeler yapılacak. Üyeler Meclis tarafından seçilecek.
Kamu İhale Kanunu yeniden düzenlenecek.
Yerel yönetimlere genel bütçeden verilen vergi gelirlerinin payı artırılacak.
Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak. Kayyum uygulamalarına son verilecek.
YÖK kaldırılacak.
Öğretim üyeleri rektörlerini kendi seçecek.
Siyasi Etik Kanunu hazırlanacak.
Yurt dışındaki 6 milyondan fazla vatandaşın Meclis'te temsilinin sağlanması için seçim çevresi oluşturulacak.
Siyasi partilere ve adaylara yapılan bağışlar zorunlu olarak açıklanacak.
Meclis'in denetim yetkisi güçlendirilecek.
"Bu, yeni bir başlangıçtır"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek tarafından okunan metnin giriş bölümünde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin neden yanlış olduğu anlatıldı; sistemin “Cumhurbaşkanı’na yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yarattığı” ifade edildi. “Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz” denilen metinde, “Geçmişin dar kalıplarını da reddediyoruz. Geçmişin tecrübelerinden istifade ederek, geçmiş uygulamaların ortaya çıkardığı demokrasi sorunlarına ve vesayetçi uygulamalara bir daha imkan vermeyecek yeni bir sistemi inşa etme kararlılığındayız. Bu, yeni bir başlangıçtır” denildi.
Metinde muhalefetin çerçevesini belirlediği Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem şöyle özetlendi:
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistemdir. Bu sistem, devletin tüm kurumlarının hiçbir ayrım yapmaksızın tüm vatandaşlarına eşit mesafede olduğu çoğulcu bir sistemdir. Bu sistem, kamu yönetiminde eşitlik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerinin esas alındığı, yolsuzlukla etkin mücadele edildiği, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarının sağlandığı, üniversitelerin özgürleştiği bir sistemdir."
Seçim barajı, siyasi partiler ve seçim mevzuatı
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu tarafından okunan metnin ikinci bölümünde, “Meclis’i güçlendirirken hükümeti zayıflatmama, hükümeti güçlendirirken Meclis’i zayıflatmama kararlılığı içerisindeyiz” denildi. “Etkili ve katılımcı bir yasama” organı öngörüldüğü; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temsil yeteneği arttırılacak, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevleri etkili kılınacağı; Meclis İçtüzüğü’nde katılımcılığın ön plana çıkarılacağı; seçim kanunlarında yapılacak düzenlemelerle siyasette şeffaflık ve dürüstlük güvence altına alınacağı ifade edildi.
Seçim barajının yüzde 3’e düşürüleceği; yurt dışında yaşayan TC vatandaşlarının Meclis’te temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturulacağı; siyasi partiler ve seçim mevzuatının yeniden düzenleneceği; siyasi partiler hakkındaki yasal mevzuat ve yaptırım hükümlerinin de Avrupa Konseyi standartları ışığında, çoğulcu demokrasinin güvencesini oluşturacak biçimde değiştirileceği belirtildi.
Metinde, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az %1 oy alan siyasi partilerin hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacağı; yeni bir İçtüzük hazırlayarak yasama çalışmalarının katılımcı ve şeffaf şekilde yürütülmesinin sağlanacağı; yasama sorumsuzluğunun kapsamının genişletilip, yasama dokunulmazlığının istisnalarını açıkça düzenleyerek, belirsizliğe ve keyfiliğe son verileceği aktarıldı.
Öte yandan kanun yapım süreçlerinin demokratikleştirileceği anlatıldı.
Torba kanun uygulamasına son verilecek
Öte yandan kanun yapım süreçlerinin demokratikleştirileceği anlatıldı. Demokrasinin özüyle bağdaşmadığı gerekçesiyle torba kanun uygulamasına son verileceği ifade edildi. Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin, yetki kanununa dayanması, Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şartıyla kabul edileceği ancak temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine izin verilmeyeceği vurgulandı.
“Cumhurbaşkanı’nın Meclis’in yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son
“Cumhurbaşkanı’nın Meclis’in yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son verilecek. Cumhurbaşkanı’nın kanun yapım süreçlerindeki yetkisini, yalnızca bir uyarı niteliği taşıyan geri gönderme yetkisi ile sınırlı tutacağız” denilen metinde, “Meclis’in denetim yetkisini güçlendireceğiz” denildi. Bunun için yapılacaklar şöyle sıralandı:
Hükümet, Başbakan ve Bakanlar hakkında gensoru verme yetkisi
“Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için hükümete hesap sorulabilmesini sağlayacak araçları arttırıp var olan araçları da daha etkili kılacağız. Yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız. Meclisin denetim yetkisini etkin şekilde yerine getirebilmesi amacıyla meclis soruşturması için gereken yeter sayıları düşüreceğiz. Hükümet, Başbakan ve Bakanlar hakkında gensoru verme yetkisini tanıyacağız.”
Parlamentoların tarihsel bir kazanımı olan bütçe hakkının devredilmezliği ilkesini tesis edileceği, bu doğrultuda Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kurulacağı, bu komisyonunun da başkanının ana muhalefet partisi olacağı aktarıldı.
Cumhurbaşkanı'nın niteliğini, süresini, görev ve yetkileri
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp’in okuduğu bölümde de “İstikrarlı ve Hesap Verebilir Yürütme” üzerinde duruldu. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanlığı makamının niteliğini, süresini, görev ve yetkilerinin şu şekilde düzenlendi:
“Cumhurbaşkanı ile Meclis’in görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 7 yıl olarak belirlenecek. Cumhurbaşkanı’nın yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren Cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacak. Devletin başı sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanlığı temsilî görev ve yetkilere sahip bir makam olarak düzenlenecek.
Yürütmeye dair icrai yetkiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı siyasi sorumluluğu olan Başbakan ve Bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacak. Cumhurbaşkanı’nın istisnai nitelikte tek başına yapabileceği işlemler ise Anayasa’da ayrıntılı olarak düzenlenecek. Cumhurbaşkanı’nın icrai bir yetkiye sahip olmamasına uygun olarak görevi ile ilgili siyasi sorumsuzluğu esas alınacaktır. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın hukuki ve cezai sorumluluğuna ilişkin esaslar, Anayasa’da düzenlenerek yargılama makamı ve usulü açıkça belirtilecektir."
t24.com.tr