Merhum Cumhurbaşkanlarından hemşehrimiz Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı dönemindeki danışmanlarından Gazeteci Can Pulak, son 1.5 yıldır "Nemrut'a Malatya'dan ulaşıma karşı olan Adıyaman'ın ağırlığını Malatya'daki kimi yetkililerin üzerinde hissettirmesi, yine siyasi nedenlerle Malatya'daki kimi politikacıların gündemine dahi almadıkları" Nemrut Dağı'nın turizm potansiyelinin Malatya tarafının durumuna da vurgu yapan bir yazıyı kaleme aldı.
Yaklaşan seçim öncesi kimi politikacı adaylarının, Malatya'daki Adıyamanlı seçmeni etkilemek için Adıyaman Belediye Başkanı ile Adıyaman'ın bir ilçe belediye başkanını Malatya'ya getirip dolaştırarak, oy istedikleri bir dönemde, Can Pulak'ın haberturk.com internet sitesinde yayınlanan "Nemrut Dağında Devlet" başlıklı yazısı şöyle:
"..Çoğumuz Nemrut dağını bilmeyiz.Dünyada güneşin en güzel doğduğu ve battığı yerdir orası.
Denizden 2150 metre yükseklikteki bu dağın zirvesi,insanlık kültür mirası listesine kayıtlı tanrı heykelleriyle ,hüyük tümülüsüile,dev Roma ordusunu perişan eden minicik ama güçlü Kommagenekrallığı ile ünlüdür.
Ölümsüzlüğü ve tanrılaşmayı hedef almış ama zamana yenik düşmüş Kral Antiochos,pek çok ulustan insanların tapındığı ve korktuğu tanrılar mabedi,eşi görülmemiş devasa boyutta heykeller,özetle binlerce yıllık antik dünyanın derinliklerinde kalmış müthiş bir yer Nemrut.
Size buranın tarihini anlatacak değilim.Onu kitaplarda bulursunuz.Benim ifade etmek istediğim şey,bu kadar önemli bir değeri,böylesine muhteşem bir tarihi ve turizm alanını , nasıl hovardaca heder edebiliyoruz ?İnanın burası başkalarının elinde olsa,turizmden kazanacağı parayı koyacak yer bulamaz.
Nemruta Malatya ve Adıyamandan gidiliyor.Adıyaman yolu fena sayılmaz ama Malatya yolu çok virajlı ve bakımsız.Dağa Malatya yönünden 300,Adıyaman yönünden ise 500 metre yürüyerek tırmanabiliyorsunuz.Tuvalet yok,bir bardak içecek su yok,bilgi verecek kimse yok.Çevremdeki turistlerden utandım.
Adamlar Japonyadan,Avustralyadan,Koreden,Avrupanın heryerinden kolay gelmişler Malatya ve Adıyamana.Ama ondan sonrası tam bir eziyet. Bu yüzden ziyaretçi sayısı giderek azalmış,böyle giderse gelebileni bulmak iyice zorlaşacak.
Düşünüyorum acaba kaç Turizm Bakanı gördü Nemrutu?Kaç turizm yetkilisi çıktı bu dağlara?Gözleri alabildi mi acaba bunca cefayı devlet büyüklerimizin?Cumhurbaşkanı ve Başbakanla hiç tanışmamış Nemrut.Cumhuriyet döneminde birkaç bakan gelmiş ama,hiçbirinden ses çıkmamış bir daha.
Anıtlar kurulu buraya da vurmuş mührünü.Ne yapar ne yaptırır bir kurumumuzdur burası.Bu kuruma göre,Türkiyenin her yerinde ayakta bile durmak yasaktır.Halen Emniyet Genel Müdürü olan Oğuz Kaan Köksal,Malatya Valisiyken ele almış Nemrutu.Yolunu düzeltmeye kalkışmış,bir tuvalet yaptırmak istemiş dağa.Koskoca Vali mahkemede almış soluğu,yıllarca yargılanmış,mahkemesi devam ediyormuş hala.
Yine eski Malatya Valisi Kutlu Aktaş,özel idareye bir otel yaptırınca,başına gelmeyen kalmamış.Neredeyse görevden alacaklarmış adamcağızı.Devlete otel yapan devletin valisinin başı beladan kurtulmayınca,hakkında dava üstüne dava açılınca,ondan sonraki valiler dönüp bakmamışlar bile Nemruta.
Otelin 25 yatağı var,bakımsız olduğu için onarmak gerek.Ama Anıtlar Kurulu,çivi bile çaktırmıyor,kırılan cam çerçeveyi de taktırmıyor neredeyse.
Güneşi batırırken Nemrutta,aklımdan neler geçti neler..Hemen civarına bir uydu köy yapacaksın,taş evlerde pansiyonlar,köy kahveleri,yöre yemeklerini de kapsayan lokantaları olacak.Tertemiz tuvaletler,asfalt çift şeritli yollar,minik alışveriş dükkanları,el işleri,hatıra eşyalar,Nemrutu anlatan yüzlerce kitap,kaset ve CDler,şapka ve tişortlar,çanta ve havlular,turizm için ne mümkünse bulunacak dağda.
Hatta ülkenin her yerinden uçabilecek helikopterleri bile düşünmeliyiz.Yaşlı turistleri de kolayca çıkarmalıyız dağa.Sadece tarihi değil,dünyanın en güzel manzarasını da görebilirler orada.Batı-Doğu-Kuzey teraslarında öyle etkileyici bir görüntü var ki,tarifi imkansız...Bir yanda Karakaya barajı,beri yanda Atatürk Barajı,dağlar dağlar,o muhteşem dağlar ve aralarından doğup batan güneş...
Güneşin batmasıyla ayrıldım hayal aleminden.İnişe geçtiğimde turistlerin de şahit olduğu bir kavgayla irkildim.Müze görevlisi Osmanın kamera için ekstra para ödenmesi uyarısına devlete küfrederek karşı çıkan bir genç, yumruklarını konuşturmaya kalkışınca olanlar oldu.Kalabalığın arasından sıyrılan bir sivil Ben devletime küfrettirmem diyerek,kürtçe bağırıp çağıran gencin üzerine yürüdü.
Nemrutta koca devleti,Kahta Emniyet Amirliğinin sivil polisi Mehmet aslanlar gibi savundu.Küfür eden genci ve arkadaşlarını hallaç pamuğu gibi atıp,tepeden uzaklaştırdı.Sonuçta iş tatlıya bağlandı ve küfürbaz genç,hepimizin yardımıyla gidip sivil polisimizden özür diledi.Dağlardaki bir başka çatışma da böylece önlenmiş oldu..."