Malatya Belediyesi tarafından "Niyazi Mısri'yi Anlamak" konulu bir panel düzenlendi.
Panel ile ilgili olarak Belediye Basın Bürosu'nun yayınladığı bülten şöyle:
"Malatya Belediyesi 2007 yılı kültürel etkinlikleri çerçevesinde Malatyalı ünlü Mutasavvıf Şairi Niyaz-i Mısriyi anlamak konulu bir Panel düzenledi.
Panele konuşmacı olarak, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Erol Kılıç, Marmara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Emin Işık ile Araştırmacı Yazar M. Fatih Çıtlak katıldılar.
8 Haziran Cuma günü Halk Eğitim Salonunda, saat 20. 30da gerçekleştirilen panele Belediye Başkanı H. Cemal Akının yanı sıra, Vali Vekili Erdinç Filiz, Belediye Başkan Yardımcıları, bazı İlçe ve belde belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Malatyalı şair ve yazarlar ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı H. Cemal Akın, Malatya Belediyesi olarak sosyal ve kültürel faaliyetlere en az fiziki hizmetler kadar önem verdiklerini vurgulayarak, Malatyanın fiziksel dokusu kadar kültürel dokusunun da imarına çalışıyoruz. Bu anlamda her yaş ve düşünceden insanımıza değişik tür ve zenginlikte programlar sunmaya gayret ediyoruz dedi.
Başkan Akın göreve geldikleri 2004 yılından bu yana geçen 3 yıllık süre içerisinde, konferans salonunun 501 adet programa ev sahipliği yaptığını, 300 bine yakın insanında bu programları ilgi ile izleme imkânı bulduğunu, bunlar arasında 121 adet programın Belediye Kültür Sanat Müdürlüğü tarafından düzenlendiğini söyledi.
Belediye Başkanı H.Cemal Akın; Panelimizin konusu bilindiği gibi Malatyamızın yetiştirdiği edebiyat, tasavvuf ve maneviyat dünyamızın ender simalarından, adeta bir kutup yıldızı niteliğindeki Niyaz-i Mısridir. Yıl içerisinde yaptığımız değişik kültürel ve sanatsal etkinliklerin yanı sıra, bu toprakların bağrından çıkmış ilim, kültür, devlet ve sanat adamlarımızın da anılması ve yeni nesle tanıtılmaları adına da programlar yapıyoruz.
İşte anlayış ve bu mesuliyet bilinci çerçevesinde göreve başladığımızın hemen akabinde ayağımızın tozuyla ilk olarak bu eşsiz divan ve tasavvuf şairimizi yad etmek amacıyla geniş muhtevalı bir eseri, yani Niyaz-i Mısri, Hayatı, Sanatı ve Eserleri adlı kitabı yayımladık.
Vefa borcumuzu ödemek amacıyla bu eserle de yetinmeyerek, belediyemizden bir heyetle kabrini ziyaret etmek, hatta gerekirse Onun şanına layık bir kabir yaptırmak amacıyla Yunanistandaki Türk Büyükelçiliğimize müracaatta bulunduk. Oradan gelecek cevaba göre hareket edeceğiz.
Niyaz-i Mısri, gerek yaşadığı döneme gerekse vefatından sonraki dönemlere, verdiği eserler ve yetiştirdiği mutasavvıflar aracılığı ile damgasını vurmuş, özellikle tasavvuf edebiyatı alanında derin izler bırakmıştır dedi.
Belediye Başkanı H. Cemal Akının açılış konuşmasının ardından Malatyalı şair Vahap Salkı Niyaz-i Mısriyi hitaben kendi yazdığı Fazilet Yıldızı adlı şiiri okudu.
Şiirin okunmasının ardından panele geçildi. Panelde ilk olarak konuşan Araştırmacı Yazar Fatih Çıtlak, Niyaz-i Mısrinin hayatını anlattı. Dünyanın en büyük kültür mimarlarına Türk milletinin sahip olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Araştırmacı Yazar Çıtlak, Niyaz-i Mısrinin şiirleri ve eserlerinin Osmanlı dergahlarında, medreselerinde okunmuş, bestelenmiş, 17 yüzyıl Türk edebiyatının en önemli şairlerinden birisi olduğunu söyleyerek, Niyazi-i Mısri 1618 yılında Malatyada doğmuş, bu toprakların yetiştirdiği ender kültür mimarlarından biriydi. Niyaz i Mısri 20 yaşına geldiğinde ilmi yönden çalışmalar yapmak ve kendini geliştirmek adına Malatyadan ayrılır ve uzun bir seyahata çıkar Diyarbakır, Mardin, Kerbela, Bağdat ve Kahireye gider. Bu yüzyıl içinde medeniyetin beşikleri olarak gösterilir bu şehirler. Mısırdan ayrıldığı zaman kendisi artık Niyazi Mısri olarak anılacaktır. 17 yüzyılda İslam Dünyasının ilmi adamları Mısırda yetiştiği için bu ismi vermişlerdir.
Niyaz-i Mısri Yunus Emre, Mevlana gibi İslam Dünyasına yön vermiş alimler olarak dönemin en iyi şair ve sanat adamıydı. İşte bu nedenledir ki iftihar edin Malatyalı olduğu için, bu topraklarda yetiştiği için dedi.
Niyaz-i Mısrinin, sanatı ve yazdığı eserlerin geçmişten bugüne insanoğluna ilahi aşkı anlattığını belirten, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Erol Kılıç ise bütün Dünya da bu yılın Mevlana yılı ilan edildiğini, Amerikadan, Avrupaya dünyanın çeşitli yerlerinde Niyaz-i Mısri gibi, Mevlana gibi, Yunus Emre gibi, büyük şahsiyetlerin eserlerinin, şiirlerinin yayınlandığını bunun büyük bir yaşam kaynağı olarak görüldüğünü söyledi.
Prof. Dr. Kılıç, Niyaz-i Mısri tasavvuf çizgisinin bozulmadan devam etmesinin son halkalarından biridir. Tarih de onların izlerini takip ettik. Bu dönemde de, ileriki dönemde de bu izi, bu çizgiyi takip etmeliyiz. Dünya Niyaz-i Mısriyi, Mevlanayı izlerken, onların eserlerinin doğruyu gösterdiğini işaret ederken, bizim hiçbir şey yapmadan oturmamız, tarihimize, o dört cihana hükmeden şanlı tarihimize yakışmayan bir leke gibi üzerimizde kalacaktır.
Modern çağın insanının yaşadığı sorunları Niyaz-i Mısrinin o yıllarda dizelerine dökülmüş, sanki o yüzyılda bunları görmüş, işte şu sözlerle de dile getirmiş; Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş. Burhan arardım kendime, Aslım bana burhan imiş. Madden birçok varlığı olan fakat içinde hep korku olan günümüz insanının derdinin çaresini bu dizelerle anlatmış. Ne büyük bir ilim adamıymış ki, bunu görebilmiş, bunu yazabilmiş. Fikirlerini, duygularını, düşüncelerini herkesin anlayabileceği bir tarzda yazmış, sade bir anlatımla dile getirmiştir.
Niyaz-i Mısri divanında şiirlerin şekil itibariyle gazel formunda yazmış olmakla birlikte bunların bir kısmını da Allahın, varlığından, birliğinden bir kısmında Allaha yakarışların konu edildiği, bazılarında Hz. Peygamberin konu alındığı eserlerinde görülür dedi.
Panelin son konuşmacısı olan Marmara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Emin Işık ise Niyaz-i Mısrinin, fikirlerinin ve düşüncelerinin önemine dikkat çekerek, Niyaz-i Mısri fikir ve düşüncelerini herkesin anlayabileceği bir şekilde yazmıştır.
Niyaz-i Mısri tasavvufi şiir geleneğinin en başarılı temsilcilerinden birisidir. Kendi ifadesiyle yazdığı şiirler ilahi muhtevanda yazılmıştır. Şiirlerinde Allah aşkını, sevgisini, düşüncesini, Hz. Muhammede olan sevgisini, onun insanlığa vermek istediği mesajları, hakikat gerçeğini, nerden gelip neredeye gideceğini, Kuranı Kerimin insanlığa mesajını, Allahın yarattıkları içinde en şerefli mahluk olan insanın nasıl olması gerektiğini, insanların Allaha karşı sorumluluklarını, insanın yaratılış gayesini tasavvufi bakış açısıyla eserlerine, mısralarına yansıtmıştır.
Onun şiirlerinin ana eksenini aşk oluşturur. Tasavvuf Allaha kul olma sanatıdır. O yüzdendir ki insanoğlu şunu hiç unutmasın Allaha aşk yoluyla gidilir. Bu aşk derin bir ilahi aşktır. Allah aşkıdır. Niyaz-i Mısri şiirlerinde bu nedenle duygu yüklü bu nedenle coşkuludur. Ruhunun derinliklerinde hissettiği dalgalanmayı, sarsıntıyı son derece sade bir dille mısralara dökmüştür. Bu fikirlerin bu düşüncelerin yayılmasında şiirler hep bir araç olarak kullanılmıştır dedi.
Panelistler daha sonra izleyicilerden gelen soruları cevapladılar.
Programın sonunda, Belediye Başkanı H. Cemal Akın, panelistlere günün anısına, Malatya Belediyesi kültür yayınlarından oluşan kitap seti ve kayısı hediye etti."