SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"O İddialar Doğru Değil"

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:49:59
A- A+ PAYLAŞ

Ergenekon Davası'nda yargılanarak 23 yıl hapis cezasına çarptırılan İnönü Üniversitesi eski rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu'nun aleyhinde bu davada tanık olarak ifadesi alınan ve halen üniversitede genel sekreter yardımcısı olarak görev yapan Mehmet Özcan, Hilmioğlu'nun savunması sırasında kendisiyle ilgili iddialarının doğru olmadığını öne sürdü.

HİLMİOĞLU'NUN İDDİALARI..

Hilmioğlu, Ergenekon operasyonları kapsamında 13 Nisan 2009'da gözaltına alındıktan bir gün sonra Mehmet Özcan ve öğretim üyesi Prof.Dr. S.C.'nin aleyhinde çeşitli iddialarda bulunarak tanıklık yaptıkları bildirilmişti.

Bu suçlamalara ilişkin savunma yapan Prof.Dr. Hilmioğlu, Mehmet Özcan'ın, Prof.Dr. Ömer Şarlak'ın rektörlüğü döneminde 1996- 2000 yılları arasında genel sekreter yardımcısı olarak görev yaptığını, bu kişinin üniversiteden bir daire başkanı ile villa yapmak için kooperatif kurduğunu, lüks arabalar kullandığını, gelir ve gideri arasındaki büyük fark nedeniyle görevden aldığını, bu yüzden kendisine husumet beslediğini ve aleyhinde tanıklık yaptığını öne sürmüştü. Hilmioğlu, "Tabi bu gelir gider arasındaki şey dikkat çekiciydi. Hatta dönemin rektörüne 2000 yılından önce ben bunu söyledim ve bir çok insanın ortasında söyledim. Ve kendisinin de olduğu bir ortamda söyledim. Ve hepte şunu söylerdi bu gelir gider arasında ki farkı, ben babamın bakır kazanlarını sattım ondan dolayı böyle zenginim derdi.” iddiasında bulunmuştu.

Hilmioğlu, kendisi göreve geldikten sonra gelir ve gideri arasındaki uyumsuzluk nedeniyle bu kişiyle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, hakkında iddianame düzenlenip dava açıldığını, kendi gözleminin savcı tarafından da kabul edilip suçlamada bulunulduğunu, ancak M.Ö.’nün mahkemede beraat ettiğini, kendisine olan husumetinin bundan kaynaklandığını da ifadesinde belirtmişti.

"İDDİALARI DOĞRU DEĞİL.."

Halen üniversitede genel sekreter yardımcısı olarak görevini sürdüren Mehmet Özcan, Hilmioğlu'nun mahkemedeki savunmasında söylediği iddiaların doğru olmadığını, ayrıca kendisinin babasının bakırcı değil, terzi olduğunu, ayrıca rektörle bir toplantı dışında hiç bir araya gelmediklerini, orada da tartışılan konuyla ilgili görüşünün sorulduğunu belirterek, kendisine atfen söylediği "Ben babamın bakır kazanlarını sattım ondan dolayı böyle zenginim derdi." şeklindeki sözlerinin ise gerçekle ilgisinin bulunmadığını bildirdi.

Özcan, memuriyette 46'ncı yılını çalıştığını, Hilmioğlu'nun kendisine ideolojik baktığını, rektör seçildikten sonra kendisi ve bir kişinin daha emekli olmalarını istediğini, ancak kendisinin emekli olmadığını, kendisinin Hilmioğlu hakkında mahkemeye, YÖK'e ve Sayıştay'a şikayette bulunduğunu, ancak YÖK'ün yargılama izni vermediğini, son gözaltına alındığında, bir gün sonra savcılığa başvurarak şikayetlerini tekrar dile getirdiğini belirtti.

Hilmioğlu'na iftira etmediğini öne süren Özcan, "Kendisi görevdeyken hakkında şikayetlerde bulunmuştum. İftira olsa hakkımda soruşturma açması gerekirdi. Ama benim hakkımda hiçbir soruşturma açmadı. İftira etmişsem o zaman niye soruşturma açmadı? İftira ettiysem Allah bunu koymasın." dedi.

Mal varlığındaki artış konusunda da Özcan, "İlk mal beyanımla daha sonraki beyan arasında 53 milyarlık, bugünkü parayla 53 bin liralık bir fark vardı. Servet denen şey bu 53 milyar. Bu servetse ben bu servetin sahibiyim. O da şöyle: Ben kendi kurumuma, kendi gelirim ve varlığımla ilgili mal beyanında bulunmuştum, eşim öğretmen o da kendi kurumuna beyanda bulundu. Benim ilk beyanımda eşimin gelirini göstermemiştim. Sonra eşim emekli oldu, ikramiyesini aldı, ikinci beyanımda onu da katınca artış oldu. Yine benim 7 ayrı kalemde gelirim var ve bunlardan vergi mükellefiyim, makbuzlarını gösteririm. Mal varlığındaki artış mahkeme konusu olduğunda, bilirkişi raporuyla, üzerime atılı suçun oluşmadığı kanaati doğrultusunda beraat ettim. Temyiz ettiler, o da lehime sonuçlandı." diyerek, Hilmioğlu'nun bu iddiasının doğru olmadığını kaydetti.

Özcan, Hilmioğlu'nu rektörlüğünde yaptığı haksızlıklardan dolayı şikayetçi olduğunu belirterek, "Ancak bugün olsa şikayetçi olmazdım. Çünkü o, daha sonra çok büyük bir acı yaşadı. O'nun evladının ölüm haberi beni yıktı."dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız