AKP Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Abdurrahman Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulan ‘Terörsüz Türkiye’ raporunun ayrıntılarını paylaştı. Raporu yazan isimlerden birisi olan Babacan, sürecin silah bırakma, hukuki çerçeve ve reform olmak üzere üç aşamadan oluştuğunu belirterek; Abdullah Öcalan için ‘umut hakkı’ veya genel af gibi bir düzenlemenin kırmızı çizgileri olduğunu ifade etti. Babacan, gelişmelere ilişkin olarak Haber7'ye açıklamalarda bulundu.
İlk Aşama: 27 Şubat Deklarasyonu ve Silah Bırakma
Raporun yazarlarından biri olan Abdurrahman Babacan, sürecin temel şartının terör örgütü PKK’nın silah bırakması olduğunu dile getirdi. Bu tespitin sahada devlet ve MİT yetkilileri tarafından tescil edileceğini ileterek; "Bizim öngörümüz, meseleye kategori kategori bakmak. Bir kategori, PKK üyesi olup, silahlı bir suça bulaşmamış olanlar. Yani öldürme, yaralama, bombalama eylemi, hürriyeti tahdit, gasp gibi TCK'da zaten bu vahim suçların karşılığı yazar. Bu bir kategori. Bunlar, silahını bırakmış, aynı zamanda ise örgütteyken herhangi bir suça bulaşmamış olanlar. Örgütün kendisini feshiyle birlikte ise örgüt üyeliği otomatik olarak ortadan kalkmış olacakların kategorisi." açıklamasını yaptı.
İkinci Aşama: Hukuki Düzenleme ve Topluma Kazandırma
Hukuki süreçte suça karışan ve karışmayanların ayrılacağını kaydeden Babacan, örgüt üyeliği haricinde silahlı bir suça bulaşanların mevcut kanunlar çerçevesinde yargılanacağını belirterek; "Diğer bir kategori, örgüt üyeliğinin haricinde, silahlı bir suça bulaşmış olanlar. Burada, örgütün kendisini feshiyle birlikte örgüt üyeliği ortadan kalkmış olsa da bulaşmış oldukları silahlı suç durumu esas alınarak bir hukuki uygulamaya tabi olacaklar. Yani; bu iki kategori, hukuk devleti ve adalet ilkesi gereğince birbirlerinden hukuki sonuçlar ve gerekler itibariyle farklı muameleye tabi olacak kategoriler." ifadelerini kullandı.
Babacan, cezasını tamamlayanların rehabilitasyon süreçlerine tabi tutulacağını ancak bu kişilere devlet kademesinde özel bir istihdam sağlanmayacağını vurgulayarak; topluma kazandırma sürecinin iç cephenin tahkimi için hayati önem taşıdığını dikkat çekerek; bu adımın toplumsal barışı sağlayacağını iletti.
Öcalan ve Af Konusunda Kesin Tavır
Spekülasyonlara son noktayı koyan Babacan, raporda iki temel kırmızı çizgi bulunduğunu hatırlattı. Öcalan’a yönelik bir özgürlük planının olmadığını vurgulayarak; "Öcalan için 'Umut hakkı' olmaması, diğerinin ise afla ilgili bir düzenleme olmaması bizim kırmızı çizgimizdir. Zaten bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi ile de ortak bir zemindeyiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin de bu zeminde bizimle ortaklaşabileceğini düşünüyoruz. DEM Parti'nin böyle bir talebi var, fakat DEM Parti'nin bu talebinin mevcut realitelerle uyuşmadığının esasen kendileri de farkındalar. Dolayısıyla buradan yana herhangi bir soru işaretimiz yok.” dedi.
Suriye Sınırı ve Askeri Müdahale Uyarısı
Sürecin Suriye ve Irak ayağının da bulunduğunu ifade eden Babacan, YPG/PYD’nin İsrail ile bir iş birliği içine girmesi durumunda Türkiye’nin askeri müdahalede bulunacağını belirterek; “YPG'nin soykırımcı İsrail'le bir angajman geliştirmesi, Türkiye'nin kırmızı çizgisinin de ötesinde bir durum. Türkiye müdahale eder oraya. Net müdahale eder. Ve bunu da tüm taraflara söylemiş durumdayız. Amerikan yönetimine de, CENTCOM'a da. Dolayısıyla burada herkes, Suriye’deki tüm tarafların kazanacağı rasyonel olan yolu seçerek, Suriye’nin ve bölgenin yeniden istikrarsızlaştırılmasını isteyenlere fırsat vermeyecek bir hatta ilerlemeli.” uyarısında bulundu.
Sürecin üçüncü aşamasının ise geniş kapsamlı demokratik reformlar ve hürriyet alanlarının genişletilmesi olacağını belirterek; Türkiye'nin bu vizyonla bölgesel bir istikrar adası olmayı hedeflediğini ifade etti.
Haber 7
