Ölümlerle sonuçlanan ve Malatya'daki hastaneler için de zaman zaman ortaya atılan "Hastane mikrobu" sorunu ile ilgili yaşanmakta olan büyük çaplı sorunun ihmal ve duyarsızlık boyutunu, Sözcü Gazetesi Yazarı Necati Doğru, bir ilaç şirketinin yöneticisinin de çarpıcı mektubuna yer vererek köşesinde aktardı.
Aynı zamanda AKP'nin kurucularından olan İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar'ın, rahatsızlanıp gittiği hastaneden "bir şeyin yok. Midende gaz var" diye gönderilmesinin ardından geçirdiği kalp krizi sonucu ölümü nedeniyle yazdığı 16 Aralık Cumartesi günkü "Ölümcül Hastane Mikrobunda Patlama" başlıklı yazısında hastane mikrobu sorununu ele alan Necati Doğru'nun, yazısının bir bölümü şöyle:
"Son 15 yılın sonunda Türkiye hastanelerinde ölümcül hastane mikrobu patlaması yaşanıyor. Raporlara göre hastanelerdeki her 3 ölümden 2'sinin nedeni "Hastane mikrobu"... Bir hastane mikrobu da, 10 ameliyat bedeline eşdeğer masraflar açıyor. Bu maslafların bedelini toplum olarak biz vergilerimizle ödüyoruz.
Akıl tutulması değilse nedir?
Geçen gün bu köşede yazdığım "doktorum nerede" başlıklı yazı üzerine 83 yıllık ilaç şirketinin (Merkez Lab. İlaç Sanayi) 47 yıllık eczacısı ve yönetim kurulu başkanı Mehmet Şapçı'dan bir mektup aldım.
Şunları yazıyor:
'Yıllardan beri mesleki anlamda vicdan azabı çekiyorum. Hastane mikrobu önlesin diye nerede ise tüm hastanelerde kullanılmakta olan "Antiseptik-dezenfektanların" tamamına yakını merdiven altlarında üretiliyor. Bunu en başta sağlık bakanlığı bürokratları olmak üzere herkes biliyor. Ancak "sağlık çalan üreticilere" ürün ruhsatı vererek bir bakıma onları koruyup, teşvik ediyorlar. Merdiven altı "sahte dezenfektan üreticileri" resmi ihaleler yoluyla bozuk ürünlerini hastanelere satıyorlar. Vicdan sahibi doktor ve hemşirelerimizin katkısı ile temin ettiğimiz benzer ürün analizlerini yaptık. 9 farklı marka ve bunların 33 farklı serisine ait dehşet verici sonuçları internet sitemizde marka belirtmeden yayınlıyoruz. İsteyen girer bilgi edinir. Bu listelerin gerçek marka ve gerçek seri numaralı olanlarını Sağlık Bakanlığı en üst düzey yetkilisine bizzat vermeme rağmen ne yazık ki hiçbir şey yapılmadı.
Yapılmadı değil.
Yapıldı.
Onların üzerine gitmediler.
Benim firmayı teftişe geldiler.'
***
Bu mektup uyarıyor!
Yazarını tanımam.
Şirketini bilmem.
Uyarısına bakarım: Bir yandan "ölümcül hastane mikrobunda" patlama var. Hastanede yatan her 3 kişiden 2'si hastane mikrobundan hayatını yitiriyor. Öbür yandan hastanelere devlet eliyle ve korumasıyla dezenfektan ilaç satan merdiven altı üreticiler korunuyor.
Delilleri de yok ediliyor."
BİR YAZI DAHA..
Necati Doğru, 17 Aralık Pazar günü yayınlanan "Doktorunuz Öldü! Hastane Umutsuz!" başlıklı yazısında da aynı konuya ve görevli doktorların içerisinde bulunduğu olumsuz çalışma koşullarına şöyle değindi:
"..Önce şu bilgiyi paylaşayım.
2016 yılında.
Acil servislere giden sayısı:
110 milyon kişi oldu.
11 milyon MR çekildi.
Ülke insanımızın sağlığına bu kadar titiz görüntüsü veren bu olağanüstü bilince (!) rağmen hastanelerdeki her 3 ölümden 2'si "ölümcül hastane mikrobu patlamasından" doğmaktaydı. Hastanelerdeki ölümcül mikropları yok etsin diye kullanılan "antiseptik-dezenfektanları" üretenler arasında ayrım yapılıyor, standart dışı, bozuk, üretimine hırsızlık karışmış ürünleri üreten firmalar korunup kollanıyordu. Bunun sonucunda hastaneler "ölümcül hastane mikrobunda patlama yaşar" noktaya gelmişti. Kuşkusuz parti kurucusu ünlü işadamı kalp yetmezliğinden hayatını yitirmişti. Bu ayrı dosyaydı. Hastanelerin öldürücü mikrop yuvası haline gelmesi ise ayrı dosya. Bağlantı yoktu, ancak ikisi de hastane odaklıydı.
***
Hastanelerimiz umutsuz.
Hastanelerde ölümcül hastane mikrobunun bulunup bulunmadığını "tıbbi mikrobiyoloji uzmanları" tespit ediyorlar. Ancak ülkemizde 20-25 devlet hastanesi hariç çoğunda tıbbi mikrobiyoloji uzmanı yok. Çünkü Sağlık Bakanlığı yönetmeliğinde, özel hastanelere yük getirmesin diye düşünülmüş olmalı, mikrobiyoloji uzmanı ve laboratuvarı zorunluluğu yoktur. Bu nedenle hastane sahipleri "tıbbi mikrobiyoloji uzmanı" ya da enfeksiyon hastalıkları uzmanı" bulundurmuyorlar. Diğer birim doktorları da iş yoğunluğundan ötürü hastane hijyeni konusunda yoğunlaşamıyor. Sonuçta "ölümcül hastane mikroplarının yüzde 90'ı tanımlanamadan gözden kaçıyor" bunun faturasını da her vatandaş canıyla ödüyor.
Evet!
Sağlıkta dönüşüm oldu.
Halk Memnun.
Hastaneye koşuyor.
Burnunda sivilce çıkmış.
MR çektiriyor.
Peki!
Doktorun durumu ne?..."
Necati Doğru, sağlıkta dönüşüm ve onun parçası performans sisteminin bütün yükünün başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarına bindirildiğini, doktorlar, hemşireler, sağlık teknisyenlerinin çalışma koşullarının ağırlaştırıldığını belirttikten sonra, "Hastayı doktor iyileştirir. Doktorunuz öldü!" diyerek yazıyı noktaladı.
Necati Doğru'nun Sözcü Gazetesi'nde "hastane mikrobu"nu işlediği iki yazısının tam metinlerine aşağıdaki linklerden ulaşarak okuyabilirsiniz:
Necati Doğru-Sözcü Gazetesi: Ölümcül Hastane Mikrobunda Patlama
Necati Doğru- Sözcü Gazetesi: Doktorunuz Öldü Hastane Umutsuz
sozcu.com.tr- malatyahaber.com