Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, Avrupa Parlamentosunun almış olduğu karara tepki göstererek, “Kendi ülkelerinde terör örgütü olarak adlandırdıkları, resmen kabul ettikleri örgütlerin faaliyet yapmasına müsaade edenler bize her hangi bir söz söylemeden önce aynaya bakacaklar. İşte bunu söylediğimiz için rahatsız oluyorlar. Bunu söyledik diye de Türkiye alakalı her hangi bir şekilde olumsuz bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Bu çifte standarttır.” dedi.
Malatya’da çeşitli ziyaret ve incelemelerde bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Battalgazi belediyesi Meclis Salonu’nda AKP Gençlik Kolları tarafından organize edilen “Gençlik Buluşması” toplantısına katıldılar.
Toplantı da konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci; “Türkiye’yi daha ileriye taşıma noktasında hep beraber gayret ediyoruz. Yeterki biz birliğimizi, beraberliğimizi bozmayalım. Türkiye içten ve dıştan gerçekten terör saldırıları altında. Hem ekonomik terörle muhatap, hemde Türkiye’yi karıştırmak için, gençlerimizi bir birine düşürmek için şu veya bu nedenle bir birlerinden ayrıştırılarak ötekileştirmek için gayret gösterenler var. Ama biz bu toprakların çocukları olarak, bu coğrafyanın sahipleri olarak her bir karış toprağımıza 15 Temmuz’da şehitlerimize, Kurtuluş Savaşı’ndaki şehitlerimizin hürmetine bu her karış toprağımızı bir birimize sahip çıkarak, bir birimize sarılarak, bu ülkenin değerlerine sahip çıkarak, bu noktada plan kurmaya, oyun kurmaya çalışanların oyunlarını, dün olduğu gibi İnşallah bugünde boşa çıkartacağız.” dedi.
“DİK DURACAĞIZ, BERABER OLACAĞIZ”
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ile ilgili olarak “FETÖ terör örgütünün başını çektiği o ihanet çetesi bu ülkeye çok ağır bir bedel ödetmek istedi. Türk milletine ağır bir bedel ödetmek istediler. Ama milli iradeye sonuna kadar inanan, güvenen ve milli irade ile beraber hareket eden Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ile, çağrısı ile sokağa çıkan milletimiz o hainleri hem püskürttü, hem de adalete teslim ederek şimdi gerekli cezaları almasını sağladı. Dolayısıyla dik duracağız, beraber olacağız, bir birimize kenetleneceğiz. Ve şunu unutmayın 15 Temmuz gecesinin sabahına kadar ve ondan sonraki demokrasi nöbetlerimizde, hangi siyasi görüşten olursak olalım, hangi düşünceye sahip olursak olalım tek bir noktada birleştik. Bakın burada sporcu kardeşlerimiz var; onların bütün eşofmanlarını üzerinde ve formalarını üzerinde tek bir ortak sembol var, ay-yıldızlı bayrağımız. Biz ay-yıldızlı bayrağımızın altında birleşerek geleceğe beraber yürüyeceğimizin mesajını tüm dünyaya verdik. Ve biz aslında 15 Temmuz gecesi dünyaya bir demokrasi dersi verdik. Bir hukuk dersi verdik. Bir insan hakları dersi verdik. Birliktelik beraberlik dersi verdik. Anlayan anladı. Ama anlamayanlara da sabırla, kararlılıkla bunu anlatmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kaydetti.
“KÜRTÇE YAYIN YAPILDI, İSTİSMAR ALANLARI ELİNDEN ALINDI”
TRT’nin Kürtçe yayın yapması sonucunda Türkiye’de her hangi bir sorun çıkmadığını belirten Bakan Kılıç şunları söyledi:
“Bir taraftan birileri diyordu ki, bu hak bizde olmadığı için biz gösteri yapıyoruz veya bir takım, onlar siyasi diyorlar, siyasilerin içerisinde oluyoruz, bir taraftan da diyorlardıki bu olmaz. Peki, yine AK Parti iktidarları döneminde, Sayın cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde ‘bu yanlıştır, doğrusu bunun yapılmasıdır’ diyerek biz bunu harekete geçirdik mi? şuanda TRT, devletin televizyonu olarak 24 saat Kürtçe yayın yapıyor mu? Yapıyor. Peki ne oldu? Her hangi bir sorun mu çıktı Türkiye’de? Tam aksine birilerinin elinden istismar edebilecekleri alan alındı. Diğerlerinden ne alındı, farklı alanda istismar edebilecekleri alan alındı. Bunun önünde bir engel olmadığı, yapıldığı zamanda ülkenin hiçbir şekilde sıkıntıya düşmeyeceğini ispatı ortaya konuldu. Şunu söylüyoruz; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi lisanı bellidir. Bunun üzerinde eğitim-öğretim lisanımız yok, bunun üzerinde bir tartışma yok. 20 sene önce, 15 sene önce önceki o farklı tartışmayı şimdi buraya sürüklemeye çalışıp istismar etmeye çalışanlara da işte cevabı siz vereceksiniz. Biz biriz, beraberiz, bayrağımızın altında beraber yaşıyoruz.”
“YANLIŞLARI SÜRATINIZA YÜZÜNÜZE SÖYLEMEYECEĞİZ DİYE DE BİR ŞEY DE YOK”
Son ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Bakan Kılıç şöyle devam etti, “Değerli kardeşlerim, 2000 ve 2001 krizlerinde Türkiye’de gecelik faizler binlerle ifade ediliyordu. 45 milyar dolar, 50 milyar dolar kayıplar yaşandı. Bankalar battı. Yurtdışından Türkiye’ye bakan ithal edildi. IMF’nın kapısında memur maaşlarını ödeyebilmek için borç istendi. IMF’nin masa şefleri Türkiye’ye geldiğinde önlerinde o kelimeyi kullanmak istemiyorum, gösterilmesi gerekenden fazla bir nezaket ve diplomatik duruştan, çünkü o kelimeyi ben kullanmak istemiyorum, duruldu. Onların dedikleri harfiyen uygulandı. Meclis’te bütçe görüşülürken IMF’nin temsilcisinin Meclis’teki bütçe görüşmelerine müdahil olduğunu biliyoruz; şurayı değiştirin, burayı değiştirin. Değerli kardeşlerim bunların hepsi unutuldu. Şimdi ne diyorlar? Şöyle fenayız, böyle fenayız. Yav olur böyle ara sıra türbülans olur ya. Ama biz ne kimseye muhtacız, ne dışarıda bir şekilde bir yerlerde para arıyoruz, kendi bütçemizi kendimiz yapıyoruz. Kendi ticaretimizi kendimiz yapıyoruz. Evet, uluslararası ortaklar var, onlarla da ticari ilişkilerimiz olacak, doğru. Ama sizle ticaret yapıyoruz diye de, ortaya koyduğunuz yanlışları süratınıza yüzünüze söylemeyeceğiz diye de bir şey de yok. Siyasi anlamda yaptığınız hataları size söylemeyeceğiz diye bir şey yok.”
“SİZ NE YAPARSINIZ? DİYE SORDUĞUMUZ DA; BU KABUL EDİLEMEZ DİYORLAR”
AP’nin Türkiye ile ilişkileri dondurma konusunda almış olduğu karar ile ilgili olarak ise Bakan Kılıç, “Yatırımlarımıza, çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz. İşte temeller atıyoruz, açılışlar yapıyoruz, durmayacak bunlar. Onlar durmasını istiyor, biz buna müsaade etmeyeceğiz. Asla etmeyeceğiz. Ama şunu da söylüyoruz; diyoruz ya uluslararası dünyada yaşıyoruz ve uluslar arası kamuoyu ile beraber yaşıyoruz. Ama onlara şunu söylüyoruz, terör örgütlerine müsamaha göstermeyi, hatta ve hatta yeri geldiği zaman destek vermeyi bırakın artık. Avrupa Parlamentosunun içerisinde PKK’ya, duvarına gidip de orada tablolar astıran, resimler astıran, sergiler açtıranların ne yaptıklarını iyi anlamaları gerekiyor. İşte onun için söylüyorum, bıkmadan, usanmadan bunları bunu anlatacağız. Kendi ülkelerinde terör örgütü olarak adlandırdıkları, resmen kabul ettikleri örgütlerin faaliyet yapmasına müsaade edenler bize her hangi bir söz söylemeden önce aynaya bakacaklar. İşte bunu söylediğimiz için rahatsız oluyorlar. Bunu söyledik diye de Türkiye alakalı her hangi bir şekilde olumsuz bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Bu çifte standarttır. İşte çifte standart burada başlıyor. Biz size bunu açık yüreklilikle söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz. Ne dememizi bekliyorsunuz? Kendi ülkelerinizde her hangi bir şekilde bir belediye, halk tarafından seçilmiş ona emanet edilmiş belediye imkanlarını alıp, sokaklarda çukur kazsa, o çukurların içerisine patlayıcı koysa, bunlarda belediye personelini kullansa, sonrada oraya koyduğu patlayıcı ile güvenlik güçlerini şehit etse siz ne yaparsınız? diye sorduğumuz da; bu kabul edilemez diyorlar. Bizde aynısını söylüyoruz. Zaten ona karşı işte gerekli işlemleri yaptığımız için o bazıları gidip bu kadar bağırıp, çağırıyorlar. Ama burada yapılması gereken şey şu; işte bu Avrupalılar, Batılılar, bizim müttefik dediklerimiz, NATO çerçevesinde müttefiklerimiz olanların anlamak istemedikleri veya yanlış bilgilendirildikleri, inandıkları şey bu. Biz millete, devlete karşı, huzur içerisinde yaşayanlara karşı terör estirenlere, terör yapanlara karşı hareket ediyoruz. Biz bir hukuk devletiyiz.” şeklinde konuştu.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com