KORONAYA YAKALANIP ATLATAN DOKTOR VE EBELER, YAŞADIKLARINI ANLATTI.. Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele sürecinde hastalığa yakalanan ve iyileştikten sonra yeniden göreve dönen doktorlar ve ebeler yaşadıklarını anlattı.
HASTALIĞI ATLATAN DOKTORLAR...
Hastanenin genel cerrahi uzmanlarından Serhat Doğan (39), AA muhabirine, Kovid-19 servisleri ve yoğun bakımlarında çalışırken yaptırdığı testin pozitif çıktığını, bunun üzerine kendisini evde karantinaya aldığını söyledi.
Hastalığa yakalandıktan sonra psikolojik olarak etkilendiğini, verilen ilaçların hepsini kullandığını belirten Doğan, "Yaklaşık 10 ay boyunca maske takarak rahatlıkla nefes alırken, bu hastalıkta konuşurken zorlandığımı, maske takarken nefesimin daraldığını hissettim ama çok şükür geçti." dedi.
Birçok Kovid-19'lu hasta ve yakınını kaybettiklerini, hasta olduğunda kızı ile ailesini düşündüğünü ve ölüm korkusunu yaşadığını vurgulayan Doğan, "Bu süreçte en kıymetli şey insanın ailesi bir de aldığınız bir nefes." ifadesini kullandı.
Hastalık döneminde çok zorlandığını, sağlığın kıymetinin bilinmesi gerektiğini anlatan Doğan, "Aşımı oldum. Bu virüse karşı elimizdeki tek silah aşı. Aşı olmamız önemli. Devletimiz bu aşıyı bize ücretsiz sağlıyor. Yaşımız, zamanımız geldiği zaman lütfen aşımızı olalım. Bu hastalığın ne yapacağını kimse bilemiyor hala. Umarım aşıyla birlikte daha da güzel günler bizi bekleyecek." diye konuştu.
- "Herkes sıkı şekilde kurallara uyarsa başarabiliriz"
Anestezi ve reanimasyon uzmanı Ferda Öznen (39) ise Kovid-19 riski taşıyan hastaya müdahalesinin ardından kendisinden şüphe ettiğini, birkaç gün sonra semptomların görülmesi üzerine de test yaptırdığını anlattı.
Testinin pozitif çıkması üzerine hastanede tedavi gördüğünü dile getiren Öznen, şunları kaydetti:
"Ventilatöre (solunum cihazı) bağlanmadım ama ateş, kas ağrısı, kan değerlerimde bozulma oldu. Önümüzde bilinmeyen bir süreç var. Hastalığı kaptıktan sonra kimin kötüleşeceğini maalesef kestiremiyoruz. Ondan dolayı testim pozitif çıktıktan sonra korku yaşadım. Yoğun bakımda çalışıyorum. Solunum desteğine ihtiyaç duyan hastalarla ilgilendiğim için 'Öyle olacak mıyım?' diye korktum. Genç de olsa kimin nasıl geçireceği belli değil maalesef. Bu işi sadece tedavi ederek çözemeyiz. Herkes en iyi ve sıkı şekilde kurallara uyarsa o şekilde başarabiliriz."
Bu süreçte birçok sağlık çalışanının da Kovid-19'a yakalanarak hayatını kaybettiğini, bu yılki 14 Mart Tıp Bayramı'na buruk girdiklerini belirten Öznen, "İnşallah bundan sonra süreci kayıplarımız olmadan geçiririz." ifadelerini kullandı.
Kovid-19'u atlattıktan sonra görevine dönen başhekim Prof. Dr. Erdal Aktürk de koronavirüsle mücadelede bir yılı geride bıraktıklarını, özellikle yoğun bakım servisine yatışların yoğun olduğu dönemde zor bir süreç yaşadıklarını söyledi.
Son dönemde hasta, servise yatan ve yoğun bakıma alınanların sayısında tekrar artış yaşandığına işaret eden Aktürk, "Bu da bizi ister istemez kaygılandırıyor. İnşallah önceki gibi olmaz, kurallara riayet ederek normalleşiriz." dedi.
AİLESİNE DE BULAŞTIRMIŞ..
Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Servisinde görev yapan ve yakalandıkları yeni tip koranivürüsü (Kovid-19) yenen ebeler bu süreçte yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
14 yıldır ebelik yapan 3 çocuk annesi Kübra Arslan (32), AA muhabirine, geçen yıl 21 Eylül'de sezaryene girecek bir hastanın takibini yaptığını, bu sırada Kovid-19'a yakalandığını, boğaz ağrısı, terleme, halsizlik yaşadığını anlattı.
Arslan, "İlk başta 'Çocuklarıma, eşime, çevreme bulaştıracak mıyım?' diye korktum. Herkeste aynı belirtiler göstermiyor, ağır tablolar oluşturabiliyor, bu nedenle korkarlar diye ilk başta aileme bile söyleyemedim." dedi.
Arslan, bebeğini emzirdiği için ilaç kullanamadığını, evin içerisinde çift maskeyle dolaştığını, çocuklarında da daha sonra yüksek ateş olduğunu belirtti.
Kendisinin ardından eşinin de Kovid-19'a yakalandığını, iş yerinde de bu hastalığı ağır geçiren arkadaşları olduğunu anlatan Arslan, "Hepsi çok şükür aramıza döndüler. İnşallah bu Kovid-19 sürecini atlatırız. En çok çocuklarımla gezmeyi istiyorum, en çok onu özledim. Acaba vücudumuzda farklı hasarlar bırakır mı, çevremizdeki insanlara bulaştırır mıyız korkusu çok oldu." ifadesini kullandı.
İyileştikten sonra Kovid-19'lu hastaların takibine girmeye devam ettiklerini dile getiren Kübra Arslan, şöyle devam etti:
"Çünkü onlar da insan. Biz onlardan kaçmadık, korkmadık, görevimizi yerine getirdik. El birliği ile sadece ben değil, bütün hastane bunu yaptı. O hastaları asla dışlamadık. Yine tedbirimizi aldık. Bir şekilde o hastaları yeri geldi doğum yaptırdık, yeri geldi takip ettik. Elimizden gelen çabanın hepsini gösterdik. Bizim için yeni doğan bir bebeğin bir nefes alması bir mucize, bir annenin rahat bir şekilde doğum yapması bir mucize. O çocuğu sağlıklı bir şekilde doğurtmak bir mucize. Bazı sıkıntılar olsa da çok şükür ki elimize doğan çocuğu canlı alabiliyoruz, annesinin, ailesinin kucağına verebiliyoruz. Bu bizim için güzel bir şey. Kovid-19 sürecinde de bu aynı şekilde devam etti."
- "Oğluma, eşime, kayınvalideme ve görümceme de bulaştırmış oldum"
Yaklaşık 5 yıldır ebelik yapan Dilek Kalı da (29), takibini yaptığı bir gebeden Kovid-19'un bulaştığını, Aralık 2020'de testinin pozitif çıkması sonrasında hemen eve gittiğini, 1,5 yaşındaki oğlunun da hasta olduğunu öğrendiğini anlattı.
"Oğluma, eşime, kayınvalideme ve görümceme de bulaştırmış oldum" diyen Kalı, ilk 3 gün zorluk çektiğini, eklem ağrılarının, iştahsızlık, koku ve tat duygusunun azalmasının kendisini zorladığını söyledi.
Kronik rahatsızlığı olan bir arkadaşına virüsü bulaştırdığı için çok üzüldüğünü belirten Kalı, şunları kaydetti:
"Bizim kronik rahatsızlığımız olmadığı için sıkıntısız atlatacağımıza inanıyorduk ama onun nasıl geçireceğini düşünmek gerçekten çok yıpratıcıydı. Zaten ilk bulaştığını öğrendikten sonra insanın aklına, 'Acaba kime bulaştırdım, onların süreci nasıl geçecek?' diye geçiyor. Daha sonrasında o kadar ağrılarınız oluyor ki çoğu şeyi unutuyorsunuz.
Dünyadaki bütün sağlıkçılar olarak herkesin kaçtığı bu hastalıkla biz bire bir mücadele ettik. Bize bulaştı, ailelerimize bulaştı, çok zor atlatan arkadaşlarımız oldu, atlatamayanlar oldu. Etrafımdan atlatamayan çok sayıda kişi oldu. Bu yönden bizi çok yıpratan bir süreç oldu. Doğum, doğumhane zaten acil gibidir, gecesi gündüzü olmayan, asla saatlerinde esneklik bulunmayan, hiçbir zaman doğumun durmadığı bir yerde çalışıyoruz. Çok fazla pozitif olan gebelerimiz de oldu. Takiplerini yaptığımız, doğumlarında bulunduğumuz çok hasta oldu."
Dilek Kalı, herkesin maske, mesafe ve temizlik kurallarına riayet konusunda duyarlı olmasını istedi.
AA
Dr. Serhat Doğan: "Bu hastalığın ne yapacağını kimse bilemiyor hala."
Dr.Ferda Öznen: "Genç de olsa kimin nasıl geçireceği belli değil maalesef. "
Ebe Dilek Kalı (soldaki) "Gerçekten çok yıpratıcıydı" derken, Ebe Kübra Arslan "İlk başta 'Çocuklarıma, eşime, çevreme bulaştıracak mıyım? diye korktum" diye konuştu..