“Pazartesi diyete başlıyorum.” Özellikle kadınlar arasında çok yaygın olan bu cümle, aslında çoğu zaman sürdürülmeyecek bir diyetin ilk adımı oluyor.
Pazartesi gelmeden; gazeteden, dergiden, internetten, beslenme uzmanına giden bir arkadaştan alınan diyet listesi buzdolabına asılıyor ve pazartesi diyete start veriliyor. Peki ya sonra? Birkaç gün sonra, yiyeceklerin dayanılmaz cazibesi galip geliyor ve aynı beslenme yanlışlarına devam ediliyor. Kilo verilemediği gibi terazideki sayılar her geçen gün artmaya devam ediyor ta ki yeni bir pazartesi gününe kadar… Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Küçük, zayıflama diyetine başvuranların öncelikle kararlı olması gerektiğini, beslenme biçimlerini radikal bir şekilde birdenbire değiştirmek yerine küçük değişikliklerle sürdürmenin kilo vermede daha etkili olacağını vurguladı.
Dyt. Elif Küçük, her pazartesi diyete başlayan kadınların kendilerini kandırmalarına neden olan 10 avuntu hakkında bilgi verirken, zayıflama sürecinde uygulanacak doğru stratejileri de anlattı:
1- Bugün kaçamak yaptım yarın toparlarım: Her yapılan kaçamağın ardından çokça söylediğimiz cümlelerden birisi de budur. Ufak kaçamaklar bizim tüm gün boyunca kaçamak yapacağımız anlamına gelmez. Bir öğünde daha yüksek kalorili besinler tükettiysek daha sonraki öğünlerde toparlayabiliriz. Her kaçamak için ‘nasıl olsa bugün düzensiz beslendim yarın daha düşük kalorili beslenmeliyim’ mantığına yol açacağından, bir an önce bu düşünceden uzaklaşmakta yarar var. Gün içerisinde tek bir kaçamakla günümüzü atlatabiliriz. Fazlası her zaman zararlıdır.
2- Bol kahve içerim, kahve zayıflatır: Kahve içinde bulunan kafein maddesi nedeniyle metabolizmayı hızlandırır. Ama bu hızlandırıcı etkiye sahip olması, kahvenin harcamamız gereken toplam enerjiyi artıracağı anlamına gelmez. ‘Nasıl olsa kahve içiyorum zararı olmaz’düşüncesi de yanlıştır. Kahveyi şekerli ve bol kremalı tercih etmeniz gün içerisinde aşırı kalori almanıza neden olacaktır. Kahve içerken süt yerine kullanılan süt tozları, krema ve aromalar kahveler için pek de masum tercihler olmayacaktır. Ancak günde 1 fincan şekersiz bir Türk kahvesi veya şekersiz light süt ile yapılmış bir neskafe daha iyi bir alternatif. Kahvenin, hiçbir zaman zayıflatmayacağı unutulmamalıdır.
3- Sabah limonlu su içerim yağlarım erir: Günlük su tüketimi metabolizmamızın hızlandırılmasına yardımcı olacaktır. Su içmekte zorlanıyorsak değişiklik yaparak limonlu suyu tercih edebilirsiniz. Fakat limon asitli bir meyve olduğu için yağları yakar düşüncesi yanlıştır. Günlük gereken kaloriden daha fazlasını almanıza, limonlu su içerek zayıflarım yanılgına kapılmayın. Sabahları sıcak veya limonlu suyun zayıflama üzerine etkisi yoktur.
4- Büyük beden kıyafetler kusurlarımı kapatır: Evet, büyük beden her zaman kusurlarımızı kapatır. Ancak büyük beden giymenin riskleri de var; aldığınız kiloların farkında olmazsınız ve her seferinde daha büyük bedenler tercih ederek bedeninizi gizleme gereği duyarsınız. Oysa bedenimizi başkalarından gizlemek yerine öncelikle farkına varmalıyız. Böylece fazla kiloları fark ederek zayıflama kararının ilk adımını atabilirsiniz.
5- Annem, teyzem de kiloluydu, ben de öyleyim: Genetik özellikler, pek çok sağlık sorununda olduğu gibi obezite de etkili. Ailenin diğer fertlerinin kilolu olması kendinizi onlara benzeterek rahatlamanıza yol açabilir. Ancak bazen genetik her şey değildir! Çevresel faktörlerin, beslenme ve yaşam alışkanlıklarının da büyük önemi var. ‘ Annem de kiloluydu deyip ne yaparsam yapayım ben de alırım’ diye düşünmek yerine, onlar gibi olmamak için kilo almama için neler yapabilirim sorusuna odaklanmanızda yarar var. Yanlış yapılan beslenme ve yaşam alışkanlıklarını bir an önce düzeltmek daha sonraki dönemleri onlar gibi geçirmenizi önleyecektir.
6- Günde bir öğün yerim zayıflarım: ‘Daha az yerim daha az kalori alıp zayıflarım’ düşüncesi çoğu kişinin inandığı ve uyguladığı yanlış bir yöntem. Sık yiyerek düşük kaloriyle zayıflamak doğru bir tercihken, tek öğün beslenerek metabolizmanızı yavaşlatmak kilo almanıza yol açan yanlış bir tercih olacaktır. Az ve sık beslenmeyi hayat biçimi haline getirip bu sistemle zayıflamak mümkündür. Oysa tek öğün beslenmek, vücudun kendini korumak için daha az enerji yakması, bu da zayıflamamanız anlamına gelir. Aksine, kendini koruma modu sayesinde vücut, yağlanmaya meyilli olur.
7- Spor yapıyorum, kebap da yerim tatlı da, bir şey olmaz: Spor, günlük yakmanız gereken enerjiyi artırarak kilo vermenize veya kilonuzu korumanıza yardımcı olur. Ancak spor yapıyorum diye düzensiz ve fazla kaloriyle beslenmeniz, kilo vermek yerine almanıza yol açar. Yani sporla birlikte de düzenli beslenme şarttır. Bu nedenle sporu tek başına değil, düzenli ve sağlıklı beslenmeyle desteklemelisiniz.
8- Acı biber yerim zayıflarım, kaloriye devam: Zayıflamak için hiçbir mucizevi besin yoktur. Acı biber de zayıflatmaya yardımcı bir besin değildir. Acının azda olsa metabolizmada hızlandırıcı etkisi vardır. İstediğimiz her besini yiyip acı biberle zayıflamak imkansızdır. Zayıflamanın bir formülü var; aldığınız kalori, harcadığınız kaloriden her zaman az olmalıdır.
9- Yağlarımı aldırırım, zayıflarım: Besinlerle aldığımız fazla kaloriler vücudunuzda yağ olarak depolanmaktadır. Ancak cerrahi işlemle alınan yağlar tekrar oluşmayacak anlamına gelmiyor. Sonuçta yağ vücutta oluşuyor. Sürekli yağ aldırarak da geçici süre fazlalıklarınızdan kurtulsanız da yaptığınız yanlışları düzeltmediğiniz sürece yağlanmalar devam edecektir.
10- Nasılsa estetik yaptırdım bir daha kilo almam: Zayıflamayla ilgili yapılan estetik ameliyatları da, yağ aldırma gibi geçici bir çözümdür. Bir daha kilo alınmamasını garanti edemez. Kilolu kişilere her ne işlem yapılırsa yapılsın düzenli beslenmedikçe kişi eski haline hızlı bir şekilde geri dönebilecektir.
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.