BİLSAM'ın "Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisi"nin 9'uncu hafta konuşmacısı Prof.Dr. Ferhat Kentel'di.
BİLSAM tarafından konferans sonrası basın kuruluşlarına iletilen bültende, konferansa ilişkin şu bilgiler yeraldı:
"BİLSAM tarafından gerçekleştirilen Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisi programının dokuzuncu hafta konuşmacısı İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim görevlisi, Yazar Doç. Dr. Ferhat Kentel idi.
İl Genel Meclisi salonunda gerçekleştirilen konferansın açılış konuşması BİLSAM Yönetim Kurulu Üyesi Enver Aydın Acar tarafından yapıldı.
Acar açılış konuşmasında; Türkiye gerçekte şimdiye kadar neyi konuşabildi? Hangi gerçek sorunu konuşabildi, tartışabildi ve çözümler sunabildi? Kurucu zihniyetin, kurucu gücün oluşturduğu yapay sorunlarla hep boğuştuk durduk. Hem de biteviye, enerjimizi tükete tükete. Ama hayat direniyordu. Direndikçe konuşuyordu. Yer yer konuşmuştu daha önce, bir ağaç gibi hür, bir orman gibi kardeşçe Artık kutsal örtüyü kaldırıp kanatlanma vaktidir. Artık kendi sorunlarımızı insaniyet mektebinin penceresinden bakarak konuşma vaktidir. Gün Benim hayatım bu millete feda olsun; ama korkum torunlarımın beni utandırmasıdır diyen yiğitleri, âlimleri utandırmama günüdür. Gün onları selamlama günüdür, milletle bitmeyen bu kavganın bitirilme zamanı şimdidir. Artık yeni bir topluma ihtiyaç var. Güneşin herkese aynı ışığı ve ısıyı ulaştırması gibi. Herkesin hakkını gördüğü savunduğu bir topluma, bunun için örülmüş bir dile ihtiyaç var, dedi.
Daha sonra Doç.Dr.Ferhat Kentelin Yeni Bir Toplum, Yeni Bir Dil konulu konferansına geçildi.
Doç.Dr.Ferhat Kentel ; Osmanlı İmparatorluğunun çöküş dönemiyle birlikte, Türkiyede çağdaşlaşma adı verilen ve Batının model olarak alındığı modernleşme süreci farklı toplumsal gerimler üretti. Bu gerilimde yukarıdan aşağıya empoze edilen toplumsal mühendislik yöntemleri temel bir rol oynadı. Modernleşmeci seçkinlerin zihniyetinin yönlendirdiği Türk ulus-devleti, kendi meşruiyetini ötekiler üzerinden kurdu. Bu modernleştirme projesi kendi çağdaşlığını kabul ettirmek ve yeni bir vatandaş, yeni bir toplum, yeni bir insan yaratmak üzere, Anadolu topraklarında yaşamakta olan insanların sahip olduğu kültürel özellikleri, kodları unutturmak ve marjinalleştirmek için büyük çaba harcadı. dedi.
Kentel konuşmasına şöyle devam etti; Türk siyasi tarihinin serancamında, kurucu felsefenin dışarlıklı olarak kabul ettiği gruplar/mahşerin dört atlısı; (kürt, alevi, Müslüman-muhafazakar kesim ve gayri Müslimler) ne yaşadıkları trajediyi resmi ideolojinin modernist dilinin fevkine tahvil edip birbirlerine anlatabildiler ne de birbirlerini anlayabildiler. Türk siyasi tarihi incelendiğinde ya bütün bu unsurların birbirlerinin dertlerine ne kadar bigane kaldıkları ya da devletle konjonktürel bir yakınlaşma çerçevesinde kendi tekinsiz kimlikleri ile yaşamış oldukları ötekilik haletinden kurtulmanın verdiği haz ile diğer ötekilere karşı ne kertede keskin olabildiklerinin numuneleriyle karşılaşırız. İlk bakışta bir demokrat için çok anlamsız gelen Türkiyedeki bu sürecin aslında temelde çok anlaşılır bir nedeni vardır; çünkü aslında hepimiz modernist milliyetçi zihniyetin Kemalist dili ile düşünüyor ve konuşuyoruz.
Öyle ki, muhabbet dili modernist milliyetçi dilin merkezci ve tekleştirici dünyası karşısında yerlinin alabildiğine insana, yaşama dokunan sıcaklığı ve sahiciliği ile öteki ya da başkanın kendisi için varoluşsal bir zorunluluk olduğu bilincinde başkasına cennet diyen bir öncelemeyi özgürleşmesinin imkânı kabul eder. Daha doğru ifadeyle diyalojik temrinlerin neticesinde öteki ile hasbihal içinde olma durumu, farklıya kapılarını sonuna kadar açan bir diyalog ile mümkündür; zira dil ve gerçeklik birbirini karşılıklı olarak aydınlatırlar.
Yaklaşık iki saat süren konferans soruların cevaplanması ve katkıların alınmasıyla son buldu. BİLSAM tarafından yapılan açıklamada Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisinin önümüzdeki hafta konuşmacısının Doç. Dr. İsmet Emre olduğu, Postmodernizm ve Sosyokültürel Yansımaları başlıklı konferansın aynı salonda aynı saatte ve aynı formatla gerçekleştirileceği bildirildi."