SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Portekizli Rui Bey de, 'Ne Olacak Bu Malatya'nın Hali?'ne Kafayı Yorunca.!

Portekizli Rui Bey de, 'Ne Olacak Bu Malatya'nın Hali?'ne Kafayı Yorunca.!
A- A+ PAYLAŞ

Gülünecek zaman mı bilmiyoruz ama Türkçemizde mevcut halimizi anlatan bir deyim vardır: Gülüyoruz ağlanacak halimize.
*
Bugünlerde sosyal medya da bir video dolaşıyor. ER TV Programlar Müdürü Burak Altun’un paylaşımında rastladık.

Kahramanımızın adı, Rui Valter Pimentel da Silva Correia. Portekiz, İspanya ve bir zamanlar sömürgeleştirdikleri Latin Amerika’da isimler böyle uzun oluyor. Kıtanın arazi olarak en büyük ülkesi Brezilya Portekizce konuşurken, kalanların neredeyse tamamına yakını İspanyolcayı resmi dil olarak kullanıyor.

Malatyaspor’a 80’li yılların sonlarına doğru Brezilyalı futbolcular gelince bunu fark etmiş, “bir mahallenin adını toplayıp bir adama vermişler” demiştik ama sonradan öğrendik ki kazın ayağı öyle değilmiş. Anne tarafının soyadı, bazen bir azizin adı veya başka kültürden bir ad veriliyormuş, hayatta bir ad ve bir soyadıyla yetiniyorlar. Muhtemelen bu arkadaş güncel yaşamında Rui Correia adını kullanıyor.

Rui Bey aslen Portekizli. Bildiğimiz gibi, Portekiz İber Yarımadasının İspanya ve Cebelitarık ile birlikte üç ülkesinden biri.

Dünya eskiden de küçüktü; bilhassa son yüzyılda iletişim ve ulaşım olanaklarının artması, insanların daha hızlı ve daha fazla seyahat edebilmesiyle daha da küçüldü. Eskiden insanlar ya mahallesinden ya bitişik köyden kısmetine düşenle evlenirken artık dünyanın öbür ucundan biriyle de baş göz olabiliyor.

Kader bu ya…

Malatyalı hanım Neslihan Sönmez çevre mühendisliği okumuş, ardından Fransa’ya enerji ve çevre üzerine yüksek lisans yapmaya gitmiş, 2019’da İngiltere’ye taşınıp iş bulmuş. Bu tarihten iki sene sonra İskoçya’nın başkenti Edinburgh’ta Rui ile tanışıp birbirlerini sevmişler, akabinde evlenmeye karar vermişler.
2022’de de Malatya’da, Rui’nin Portekizli akrabalarının da katılımıyla, güzel bir düğün yapıp yuvalarını kurmuşlar.

Allah mesut etsin, tamamına erdirsin, bir yastıkta kocasınlar…
*
Geçimini Edinburgh’ta özel bir şirkette yöneticilik yaparak sağlayan Rui Enişte sadece Neslihan Hanım kızımıza aşık olmamış. Türkiye’yi, Malatya’yı da çok sevmiş.

Türk kültürünü, tarihini çok seviyor, her fırsatta herkese anlatıyormuş. O kadar ki Osmanlı tuğralı bir yüzüğü parmağından hiç çıkarmıyor.

6 Şubat 2023 depremini Malatya’da yaşayan Neslihan’ın ailesi felaketi izleyen günlerde  bir süreliğine Edinburgh’a gelmiş, birlikte yaşamışlar. Depremzede aile evde sürekli Malatya merkezli yayın yapan Er TV izlediği için Rui de sorunlara aşina olmuş.

Depremin ardından 2 yıl geçmesine karşın eşinin ailesi ve akrabalarının, binlerce Malatyalı gibi, eski yaşam düzenlerine dönemeyişlerini, şehrin altyapı ve üstyapı sorunlarının çözülememesini hayretle izliyormuş.

Rui Bey, halimize çok acımış olacak ki, videolar çekmeye başlamış. Videoların içeriği beklendiği gibi sorunları dile getirmek üzerine değil, o çözümden yana. Elini taşın altına koymak istiyor. Gözü eşinin memleketine hizmetten başka bir şey görmüyor.

Bu sebeple:

Malatya adına siyaset yapılmak, “seçilmek” istiyor. Zaten, Türkiye'de iş yapan muhafazakar kesimde siyaset için zemin oluşturacak görsel malzemeyi, Malatya ziyaretinde Aşağışeher'deki çadırda Türk Cengaveri kıyafetli fotoğrafı, Osmanlı Hanedanı mensuplarına ilişkin türbe ziyareti ile vakti zamanında biriktirmiş.

Türkçesi kıt olduğundan yazdırdığı  tarihin en kısa seçim beyannamesini zar-zor okusa da derdini anladık. Dediği de şu:

“Malatyalılar sizi temin ederim ki eğer seçilirsem sizin desteğinizle her şey kökten değişecek. İnşallah.”

Şimdi diyebilirsiniz ki bu ne? Laf mı bu yani?

Peki sayın Malatyalılar, evinizin başınıza yıkılmasında sorumluluğu bulunanlar dahil, on yıllardır her seçim dönemi sizi hatırlayıp huzurunuza gelen siyasetçiler, bir ton sözcük israfını çıkarırsanız, özünde Rui’nin dediğinden fazla ne dediler de koşa koşa gidip oylarınızı verdiniz?
İnandınız ve verdiniz, o kadar.

Zaten Türkçesi kıt, hem orada özel sektörde çalışıyor, işi de gücü de yoğundur, nerede uğraşacak uzun metinler yazdırıp ahaliye seslensin!

Bir de diyeceksiniz ki, yahu elin Portekizlisi, tamam kızımızı almış, mutlu mesut olsunlar da, oraları bırakıp gelip Malatya’da belediye başkanı mı olacak milletvekili mi olacak? Gelse de iş bittiğinde çeker memleketine döner.

Bu dönem içerisinde Malatya’da belediye başkanı veya milletvekili olarak seçilmiş isimlerin, birkaçı hariç, neredeyse tamamının görev süresi bittiğinde Malatya’yı mesken tuttuğu pek görülmemiş.

“Kırmızı çizgisi Malatya” olduğunu ileri süren siyasetçilerin kaç tanesi Malatya’da yaşıyor? Bu memleket milletvekili seçildikten sonra babasının doğduğu topraklara ayak basmayan siyasetçi (Ahmet Özal) bile gördü.

Şu anda görevde olanların acaba kaç tanesi milletvekilliği-başkanlığı bittikten sonra kadim şehrimize ayak basacak? Çok az veya hiç.

En son duyduğumuz havadislere göre, eski milletvekili Öznur Çalık da Malatya’dan ayrılıp İstanbul’a yerleşiyormuş.

Bürokratları hiç değerlendirmeye bile almıyoruz. Mevcutların bile önemli bir bölümünün aklında “nasıl etsek de Malatya’dan çıkıp gitsek” olduğunu biliyoruz.

Olabilir, kendi bilecekleri iş. Deprem sonrası Malatya’nın yaşanabilir bir yer olduğunu söylemek, birilerinin iddia ettiği gibi, yüzyılın projeleriyle cazibe merkezi olacağını dillendirmek kendimizi kandırmaktır. Kimse memleketini terk edip başka diyarlara gitmek istemez. Geçinemeyen, çocuğunu gönderecek okul bulamayan, konteynerde ömür çürüten insanlara, fırsat bulmuşlarsa, durun gitmeyin, diyemezsiniz.

Neden bu memleketi “yöneten” bile işi bittiğinde çekip gidiyor, bir daha arkasına bakmıyor, neden bu şehir bu halde, ayrı bir incelemenin, yazının konusu.

Elbette Rui Correia ironi yapıyor ama bu ironinin arkasında bu gerçekler de yatıyor: Şakadan da olsa, “yönetemiyorsunuz, gelip ben yöneteyim” imasının-makarasının ardında binlerce yıllık bu şehrin düştüğü aciz ve acı hali Portekiz aksanlı bir Türkçeyle gözümüze sokuyor.

MODİTÖR

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız