İnönü Üniversitesi kampusünde eski rektör Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu döneminde yaptırılan kütüphane binasının tepesinde yeralan Atatürk Türkiyedir Türkiye Atatürk yazısının kaldırılıp, yerine Atatürkün bir sözünün yazılmasına Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şubesi tepki gösterdi.
ADD başkanı Ali Ekber Tunçdemir, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Adını değerli hemşerimiz İsmet İNÖNÜ den alan, üniversitemizin rektörü Sayın ÇELİKin İnönü Üniversitesi ile özdeşleşmiş olan ATATÜRK TÜRKİYEDİR TÜRKİYE ATATÜRK sözlerinin bulunduğu gündüz ve gece her taraftan görülen, büyük yazıyı kaldırması zamanlama açısından düşündürücü olduğu kadar, Malatya kamuoyunu da oldukça rahatsız etmiştir.
Üniversitelerin toplumların ekonomik, sosyal, kültürel ve yönetsel açılardan, rehberi ve öncüsü olma işlevleri, günümüzde daha da önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle bugün üniversitelerin eğitime ve bilimsel araştırmalara ağırlık verme yanında, uyguladıkları öğretim programlarıyla, yaptıkları araştırmaların konularının da bulundukları çevrenin ihtiyaçlarına ve sorunlarının çözümüne, dönük olması gerekmektedir. Toplumun ve onun sorunlarına duyarsız, olan üniversitelerin görevi toplumu germek değildir.
Buradan İnönü Üniversitesi Rektörüne Kuvvayi Milliye ruhuyla sesleniyoruz.
Atatürk Türkiyenin meşalesidir. Meşaleyi söndürmemek, Türkiyenin vaadidir. Yapay gündemler yaratarak Atatürk ün değerleriyle oynamaya kimsenin hakkı olamaz. Şunu hiç unutmamalıyız ki, Türk milletinin hayatında Atatürk bir dönem değil, yeni bir dönemin başlangıcıdır. Atatürkçülük bir yaşam tarzıdır. Onun içindir ki ATATÜRK TÜRKİYEDİR TÜRKİYE ATATÜRK. Sözü Atatürk ün sözü olmaz ama Atatürk ü en iyi anlatan sözdür. Sayın Rektör: Hiç bir zaman Atatürk ün ismin geçtiği bir sözü hitler için söylenen bir sözle bir tutamasınız. Böyle bir açıklama yapmakla kamuoyunun zihinlerini bulandırmaktan öte geçemezsiniz. Bu sözleriniz İnönü Üniversitesi ve Malatya Kamuoyu için talihsizliktir.
Sayın rektörün yöneticisi olduğu Üniversitenin ismini de taşıyan bu ulusun kurtuluşunda büyük emekleri geçmiş olan saygıdeğer hemşerimiz İsmet İnönüyü Hitlere benzetilirken ve faşistlikle suçlanırken tepki göstermemiş olması kamuoyuna hiçbir açıklama yapmaması da oldukça düşündürücüdür. Üniversitenin bu ürkütücü kurumsal suskunluğunun sorgulanması ve geçici olup olmadığının saptanması büyük önem taşıyor. Üniversite bu süreçte susarsa, hiçbir zaman siyasal iktidarların izini dışında ağzını açamaz ve konuşamaz. ATATÜRK ve İNÖNÜ bu ulusun ortak değerleridir. Unutmayınız ki! Değerlerini yok eden uluslar, hür ve bağımsız yaşayamazlar.
Sayın Rektör! Atatürk ve İnönü nün yıpratılmasının kimseye yararı olmayacaktır.
Kurtuluş Savaşını vererek ulus devlet ve üniter yapı temelinde çağdaş Türkiye Cumhuriyetini kuran Kahraman Atatürk ve Kemalizme başka hesaplara da engel olduğunu bilen dıştakilerle sinsi bir işbirliği içine girmiş olanlar bilmelidirler ki; Atatürkün önderliğinde gerçekleştirilen Cumhuriyetin çağdaş kazanımlarına sonsuza, değerlerine sonuna kadar sahip çıkacağız. Bize düşen görev ve sorumluluk, Atatürkün kutsal emanetinin, bağımsız, laik ve demokratik Cumhuriyetimizin rövanşını kimseye, hiç bir koşulda vermeyeceğimizidir. Bilimi besleyen damarları kesmekten çıkar umanlara karşı; bilimin, aklın ve aydınlığın temsilcilerinin yanında olmak hepimizin görevidir.
Bilinmelidir ki Atatürkü ne kalplerden söküp atmak nede beyinlerden silmek mümkün değildir. Onu her koşulda savunmak kollamak namuslu her yurttaşın görevidir.
Ulusal birlik ve bütünlüğünün her zamankinden daha çok önem kazandığı böyle bir dönemde, Sayın Rektörü toplumsal gerginliklere yol açabilecek talihsiz uygulamasından dolayı şiddetle kınıyoruz.
Kamuoyuna ve ilgililere saygıyla duyuruyoruz.
BİR DE DESTEK AÇIKLAMASI..
Bu arada, Büyük Doğu Ocakları Eğitim, Kültür, Sanat ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Kaya ise yaptığı açıklamada, uygulama nedeniyle rektör Prof.Dr. Cemil Çelik'e teşekkür etti.
Bu derneğin başkanının yazılı açıklaması ise şöyle:
"İnönü Üniversitesi eski rektörü Fatih Hilmioğlunun Üniversiteyi eğitim, öğretim ve bilim yuvası olmaktan ziyade ideolojik amaçlarına hizmet gayesi ile bir üs olarak kullandığı sürecin eserlerinden biri olan Türkiye Atatürktür, Atatürk Türkiye sözünün rektörlük binasından kaldırılışını memnuniyetle karşıladığımızı kamuoyuna saygılarımızla duyuruyoruz.
Mustafa Kemale ait olmayan ve tamamen onun ismini yasadışı faaliyetlerine kalkan yapan bir güruhun propaganda ve provakatif amaçla kullandığı bu sözün ne amaçla kullanıldığı belli iken, yazının kaldırılmasını eleştirmek veya Mustafa Kemale hakaret olarak değerlendirmek ise komedi denecek derecede ciddiyetsiz ve yersiz bir eleştiridir.
Zira dediğimiz gibi bu sözün Mustafa Kemal ile hiçbir alakası yoktur, hatta bize göre Mustafa Kemalin Halkçılık ve Ulusçuluk ilkelerine de kökten tezat bir sözdür. Anadoluyu ve Türkiyeyi bir kişiye mal etmek, Kurtuluş Savaşı ve öncesinde Devletin bekası için canını feda etmiş aziz şehitlerimize yapılan büyük bir haksızlık olur. Faşizm ve dikta rejimlerinde ancak söylenebilecek ve söyletilebilecek bu sözün hiçbir mantığı olamaz.
İşte Mustafa Kemalinde katıldığı kongrelerde alınmış kararlar;
Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Amasya Genelgesi)
Kuva-yi Milliye'yi etkili, milli iradeyi hakim kılmak esastır. (Erzurum Kongresi)
Şimdi soruyoruz M. Kemal, vatanın kurtuluşunun kendisi tarafından mı gerçekleştirileceğini benimsiyor, yoksa milli irade tarafından mı? Herhalde milli irade ile neyin kastedildiğini açıklamamıza gerek yok.
Hal böyle iken Atatürkçü olduğunu iddia eden bu şahsiyetler neden Atatürkü bu derece tabulaştırmak ve yüceltmek peşinde koşarlar.
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. der atalarımız, Mustafa Kemali yere göğe sığdıramayan bu zihniyetin üniversitede neler çevirdiğini kamuoyu iyi biliyor. Üniversitenin bilim adına faaliyetlerinin inkıtaya uğradığı, yolsuzlukta sınır tanımayan ve yolsuzluklarının ortaya çıkacağını anlayınca üniversiteyi provakasyon merkezi haline getiren, taşımalı olarak öğrencileri bindirilmiş kıtalar halinde mitingten mitinge taşıyan zihniyetin ne Atatürkçülüğüne ne de Bilim adamlığına ananmıyor ve güvenmiyoruz. Bu zihniyete dair her izin ortadan kaldırılması gereken bir süreçte onlara ait yazının ortadan kaldırılmasını da eğitime hizmet olarak değerlendiriyoruz.
Bu hizmetinden dolayı sayın Prof. Dr. Cemil Çelike teşekkürlerimizi sunuyoruz."