Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Resmen çarpışıyoruz, çünkü karşımızdakiler haydut. O şekilde bir anlayışla Kıbrıslı Türklerin haklarını, hukukunu yok etmek için her türlü planla programla sinsi oyunlarla bize bu yanlışları yaparak bizleri pes ettireceklerini sananlar karşılarında işte böyle bir mücadele veren bir anlayış görüyorlar.” dedi.
İnönü Üniversitesi’nin Akademik Yılı Açılış Törenine katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ‘Doğu Akdeniz’deki gelişmeler çerçevesinde mavi vatan ve Kıbrıs’ konulu ilk açılış konferansında konuştu. Konferans öncesi kendisine Fahri Doktora Ünvanı verilen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a cübbesini İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay giydirdi.
“BAĞLARI KOPARMAYA GÜCÜNÜZ YETMEZ, DEDİK”
Kıbrıs’ta 50 yıldır sürdürülen müzakerelerin sonunda Avrupa’nın desteği ile Kofi Annan planının devreye sokulduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, o dönemde Kıbrıslı Türklerin büyük bir fedakârlık yaparak 'evet' demelerine rağmen Rum tarafının oylamada 'hayır' dediğini anımsattı.
Avrupa’nın o süreçte bu plana evet denilmemesi karşısında ambargo, izolasyon, direk uçuş yasağı gibi birçok uygulamayı kaldıracağını vaat etmesine rağmen sözünde durmadığını da ifade eden Tatar, “Biz 'evet' dedik ancak hiçbir vaatlerini tutmadılar. Rum kesimi 'hayır' demesine rağmen kısa bir süre sonra Avrupa Birliği’ne aldılar. AB’ye tek taraflı alınıyorlar, garantör ülke olan Türkiye’ye danışmadan, Kıbrıs’ın kurucu ortağı olan Kıbrıs Türklerine sorulmadan AB’ye alınıyorlar. Ada'nın tümünün sahibiymiş gibi AB devleti yapıyorlar, sonrada federal temelli bir çözüm için mutlak olarak iki devletin birleşmesi lazım diyorlar. Ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne ‘sen AB üyesi değilsin Kıbrıs’taki hükümdarlığın, 350 yıllık geçmişin, hakkın, hukukun her türlü iddiaların sıfırla çarpılarak Ada'nın güvenliğinin AB tarafından karşılanacağını' söylüyorlar 1974’den beri Ada'da olan Mehmetçik ve Türk askerinin Ada'dan çekileceğini söylüyorlar.” ifadelerine yer verdi.
Bu durumu asla kabul etmeyeceklerinin altını bir kez daha çizen Cumhurbaşkanı Tatar, “Türkiye ile bizim birlikte geliştirdiğimiz siyaset, bugünkü Doğu Akdeniz politikasını şekillendirmektedir. Onun için Kıbrıs, Doğu Akdeniz, mavi vatan bizim için çok önemlidir. Doğu Akdeniz’deki dengeler aleyhimize çevrilirken, yine tekrar dengeyi esas rayları üzerine oturtmada son birkaç yıldır büyük bir başarı elde ettik. Çünkü ne dedik ‘Artık egemen eşitlik’ dedik, artık iki devlet dedik, artık yama yok dedik, federal çatı altında bizleri tamamıyla Avrupa Birliği’ne çekmek Türkiye’yi de Doğu Akdeniz’den dışlamaya asla müsaade etmeyiz, dedik. Sizlerin tüm baskı ve tehditlerine rağmen sizleri büyük Türk milletinin kopmaz bir parçası olan Kıbrıs ile arasındaki bağları koparmanıza gücünüz yetmez dedik” şeklinde konuştu.
Türk askerinin Kıbrıs’ta bulunması ile birlikte 1974 yılından beri kimsenin burnunun dahi kanamadığını söyleyen Tatar, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin varlığı dolayısıyla elbette caydırıcı bir güç olmasıdır. Karşı taraf bir halt yemeye kalkışamamıştır. Onun için herkes haddini bilecek ve biz Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Ada'dan caydırıcı bir güç olarak varlığını sürdürmesi ile Kıbrıs’taki dengeleri o şekilde korumayı sonuna kadar başaracağız” dedi.
Avrupa Birliği’nin tanıdığı Güney Kıbrıs Cumhuriyeti’nin aslında nüfusu bir milyon olan bir Rum Devleti olduğunu da ifade eden Tatar, “Bu nüfusu bir milyon dahi olmayan Rum Devleti, Avrupa Birliği’ne gidiyor, orada hepiniz görüyorsunuz Fransa’nın Cumhurbaşkanı, Almanya’nın Başbakanı, İtalya’sı vesaire o da orada duruyor. Ve orada duran adam şimdiki Cumhurbaşkanları Nikos Anastasiadis. Türkiye Cumhuriyeti’nin 85 milyonunun, 450 milyonluk Avrupa Birliği ile ilişkilerini veto edebiliyor. İşlerine geldiğinde kendi bekaları için Kıbrıs’ı tek taraflı olarak hiçbir uluslararası sözleşmeden hakları olmadan Kıbrıs’ı bir AB ülkesi yapabileceklerini düşünüyorlar. Anastasiadis bütün Ada'dan cumhurbaşkanı olarak her türlü görüşmeye protokole sözleşmeye dahil edebiliyorlar. Ve Kıbrıs’ta bizlerin önünü tıkıyorlar. Türkiye’nin önünü tıkıyorlar. Böyle bir anlayış karşısında bizlerin birlik ve beraberliği ile kutsal ve milli davamızı en iyi şekilde milli hassasiyetlerimiz doğrultusunda yürütmekten başka çaremiz yok” ifadelerine yer verdi.
İşlerinin kolay olmadığını ve yıllardan beri bu haksızlığa karşı direndiklerini de belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Yıllardan beri ekonomik abluka ve izolasyon ile her türlü engellemeye rağmen bir ekonomik başarı ortaya koyan Kıbrıs Türk halkı bu işe baş koymuştur. Bizim yolumuz mücahidin yoludur, bizim yolumuz Mehmetçiğin yoludur, bizim yolumuz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikteliğin yolu, bizim yolumuz Şerefli Türkiye ile birlikte milli dava yürütme yolu” dedi.
Şuanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üniversitelerinde 144 farklı ülkeden öğrencinin eğitim gördüğünü ve bu durumunda aslında bir nevi bütün bu ülkelerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını kabul ettiği anlamına geldiğini ifade eden Tatar, “Yüzlerce farklı ülkelerden turistler gelip gidiyorlar. Dünyanın farklı ülkelerinde ticari ilişkilerimiz var, giderek kökleşmekteyiz. Siyasetimizi sağlam temeller üzerinde geliştirmeye çalışan bir zihniyetle bunlarla çarpışıyoruz. Resmen çarpışıyoruz, çünkü karşımızdakiler haydut. O şekilde bir anlayışla Kıbrıslı Türklerin haklarını hukukunu yok etmek için her türlü planla programla sinsi oyunlarla bize bu yanlışları yaparak bizleri pes ettireceklerini sananlar karşılarında işte böyle bir mücadele veren bir anlayış görüyorlar.” diye konuştu.
VALİ ŞAHİN: “1974 ÇOK KUTLU BİR TARİHTİR”
İnönü Üniversitesi 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreninde bir konuşma gerçekleştiren Vali Hulusi Şahin: “Kıbrıs davasının yılmaz savunucusu ve bugünkü temsilcisi, sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’a Malatya'ya teşriflerinden ötürü şükranlarımı arz ediyorum. Kendisine ev sahipliği yapan İnönü Üniversitesi Rektörümüz sayın Ahmet Kızılay'a da teşekkür ediyorum” dedi.
1950'lerden sonra Türkiye'nin, Türk insanının en büyük meselesinin Kıbrıs davası olduğunu ifade eden Vali Şahin: “1974 çok kutlu bir tarihtir. 1974 Kıbrıs Türklüğünün yok edilmesinin önüne geçildiği tarihtir. Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'nin o büyük davası, 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı ile kurtarıldı. Aksi takdirde kesin bir yok oluş Kıbrıs Türkünü de, Türkiye'nin güvenliğini de, Doğu Akdeniz davasını da yok edecekti. Bugün mavi vatandan söz ediyorsak bu, 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı sayesindedir.
Değerli kardeşlerim, bu dava kutlu bir dava, bu dava milli bir dava, bu dava büyük Türk Milletinin davasıdır. 1974 yılında yapılan bu harekât olmasaydı ne olurdu? diye soracak olursak, hemen yanı başındaki Girit Adasına bakmamız yeterlidir. Girit Adasında Müslüman Türk köyleri yok edildi. Müslüman Türkler sürgüne gönderildi. Şu anda Girit Adasında tek bir Müslüman Türk yok. Hiçbir Müslüman eseri yok. İşte 1974 olmasaydı Kıbrıs Türkü de aynı akıbeti yaşayacaktı. İşte bu yüzden 1974 bizim kutlu zafer tarihimizdir.
Bugün 24 Kasım öğretmenler günü, hepimizin ismini bildiği ama ne yaptığını gözümüzden kaçırdığımız, bir büyük ismin mezarına Sayın Cumhurbaşkanımız çiçek bıraktı, Şehidimizin mezarını ziyaret etti.
O Malatyalı bir Şehit öğretmen, Kemal Özalper. Kemal Özalper 1964'te Malatyalı bir teknik öğretmen olarak, Kıbrıs'a giden ve Kıbrıs Türk mukavemet teşkilatı için çalışan, orada mutlak bir katliama maruz kalan Türk köylerini kurtarmak için baruttan, demir parçalarından mermiler yaparak direnmeye çalışan, bir Malatyalı öğretmen ve bu görev esnasında talihsiz bir kaza sonucunda havan mermisinin patlaması sonucu şehit oluyor.
Büyük şair Arif Nihat Asya, Kemal Özalper için yazdığı şiirde: Bilemezsin şimdi: Dik mi yollar düz mü? Çevrende bahar bahar mı kırlar düz mü? Ses ver bize, ey Kemal Özalper: Kalan üç yavrun gibi kabrin de bugün öksüz mü?
Şimdi Arif Nihat Asya'ya sesleniyoruz, hayır Kemal Özalper'in kabri öksüz değil, güllerle süslü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ile süslendi” diyerek sözlerini tamamladı.
REKTÖRÜN KONUŞMASI..
Açılış programında konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, üniversitenin 47 yıllık geçmişinin olduğunu ulusal ve uluslararası büyük başarılar elde ettiğini belirterek, “1975 yılında kurulan üniversitemiz 47 yıllık köklü ve güçlü geçmişinde verdiği eğitim-öğretim, ürettiği bilimsel bilgi ve topluma sunduğu hizmetlerle ülkemizin yükseköğretim hedeflerine ulaşmasında büyük katkı sağlamış, ulusal ve uluslararası düzeyde büyük başarılar elde etmiştir” şeklinde konuştu.
Geleceği ve değişimi dikkate alan bir eğitim sistemini esas aldıklarını ifade eden Kızılay, “ Gençlerimize verdiğimiz eğitim ile ulusal kalkınma ve refaha katkıda bulunmayı, öğrencilerimizi ulusal ve uluslararası yeterliliklere göre hazırlamayı, onlara milli, manevi ve evrensel değerler kazandırmayı, onları teknoloji kullanımı ve bilişim konusunda yetkin hale getirmeyi ve onların mükemmeliyeti hedefleyecek bir vizyona sahip olmalarını sağlamaya çalışmaktayız. Uygulamalı eğitimi her alanda yaygınlaştırıyor, geleceği ve değişimi dikkate alan bir eğitim sistemini esas almaktayız” diye konuştu.
İnönü Üniversitesinin Türkiye’nin köklü eğitim kurumlarından biri olduğunu ifade eden Kızılay, “ Üniversitemiz merkez yerleşkesi, sadece ülkemizin değil dünyanın da en güzel yeşil kampüsleri arasında yer almaktadır. Üniversitemizde 14 Fakülte, 1’i Devlet Konservatuvarı olmak üzere 2 Yüksekokul, 4 Meslek Yüksekokulu, 6 Enstitü, 1 Teknokent ve 31 Araştırma ve Uygulama Merkezimiz ile faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. 1.878’i akademik olmak üzere toplam 6.353 kişiden oluşan nitelikli insan kaynağımız mevcuttur. 2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılında üniversitemize kayıtlanan öğrenci sayısı 9.981, toplam öğrenci sayımız ise 36.025’tir. Bu öğrencilerimizin yaklaşık 5.000’i lisansüstü eğitim görmektedir. 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılında mezun ettiğimiz öğrenci sayısı an itibariyle 7.149’dur. Bugüne kadar mezun ettiğimiz öğrenci sayımız ise yaklaşık 152 bindir. Üniversitemizde 36’sı ön lisans, 155’i lisans, 151’i yüksek lisans ve 86’sı doktora olmak üzere toplam 428 programda eğitim-öğretim yapılmaktadır” dedi.
Rektör Kızılay, üniversitenin 2022 yılında YÖKAK tarafından Kurumsal Akreditasyon Belgesi aldığını ve birçok fakültenin de akreditasyon süreçlerinin tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. Kızılay, “ 2019 yılından beri TSE EN ISO 9001: 2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesine sahibiz. Bu yıl TSE-İSO-EN 14001: 2015 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi alan ilk devlet üniversitesi olduk. Üniversiteleri derecelendiren iki önemli kuruluş olan The Times Higher Education (THE) ve The SCImago Instutitions Rankings (SCImago) 2022 yılı için yaptıkları sıralamalarda üniversitemiz dünya üniversiteleri arasında en nitelikli yükseköğretim kurumları arasında yer almıştır” şeklinde konuştu.
Sağlık alanında iddialı olduklarını söyleyen Rektör Kızılay, “ İnönü Üniversitesi olarak uluslararası standartlarda hizmet üretmekteyiz. Bin 607 yatak kapasiteli Turgut Özal Tıp Merkezimizde büyük ve riskli ameliyatlar başarı ile gerçekleştirilmektedir. Hastalarımızın önemli bir kısmı Malatya dışından gelmektedir. Sağlık turizmi çerçevesinde ülke dışından merkezimize gelip tedavi olan hasta sayımız artarak devam etmektedir. Hastanemiz, ülkemizin ve dünyanın önemli organ nakli merkezlerinden biridir. Hastanemizde bugüne kadar 3 bin 328 karaciğer, 374 böbrek, bin 364 kök hücre ve kemik iliği, 362 kornea, 10 ince bağırsak ve 5 pankreas nakli yapılmıştır” diye konuştu.
Açılış törenine, Malatya Valisi Hulusi Şahin, 2. Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Tuncay Altuğ, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Vahap Erdem, Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, Baro Başkanı Onur Demez, , Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, İl Jandarma Komutanı Albay Ercan Altın ile siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
ARSLANTEPE VE ŞEHİT EVİ ZİYARETİ..
Tatar, daha sonra UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Arslantepe Höyüğü'nü gezdi. Tatar'a burada Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder tarafından hat tablosu ve kayısı takdim edildi.
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında şehit düşen İhsan Seçim Kılıçaslan'ın Başharık Mahallesi'nde oturan ablası Esme Tulum'u da ziyaret eden Tatar, Tulum ile sohbet etti.
Tatar'a, ziyaretlerinde Malatya Valisi Hulusi Şahin, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay da eşlik etti.
Akşam, Beydağı Tabiat Parkı'nda verilen yemeğe katılan Tatar, saat 20.00 sıralarında karayoluyla Adıyaman'a gitmek üzere Malatya'dan ayrıldı.
iha- AA- Bülten- malatyahaber.com