Suriye karasularına yakın bir bölgede düşen Türk askeri keşif uçağı krizini olaydan bir ay sonra farklı açıdan irdeleyen Rusya, “Ankara savaş uçaklarını kaldırıp Suriye hava savunma sistemlerini vurmaya kalkışsaydı büyük bir felaket yaşanırdı. Suriye hava savunma sistemi, Türk F-16 savaş uçaklarını vururdu. Sonra topyekûn savaş başlardı” iddiasını ortaya attı.
Rusya yönetimine yakınlığı ile bilinen “İzvestia” gazetesi, 22 Haziran'dan sonra Türk cephesinde neler yaşandığını ilginç bir haberle duyurdu.
Haberde şu ifadelere yer verildi:
“Türk Hava Kuvvetleri'ne ait F-16 savaş uçakları filosu İncirlik Üssü'nde 5 Temmuz tarihine kadar 'Suriye’de operasyon başlat' emri verilmesini bekliyordu. Uçakların motorları ısıtılmış tutuluyordu. Bu kritik durum F-4 keşif uçağı pilotlarının bedenleri bulunana kadar devam etti. Alınan istihbarata göre Ankara Suriye’yi vurma konusunda çok ciddiydi. Türkiye’yi bu kritik adımı atmaya tek bir unsur engelledi. Türk Genelkurmayı'nın, Suriye hava savunma sistemlerinin nelere muktedir olduklarını tam olarak bilmemesi. Sonuç olarak bombardımana başla emri verilmemesi son derece isabetli karar oldu.
“Rusya son dönemde Suriye ordusuna yeni model 'Buk' uçaksavar füze bataryaları vermişti. F-16 uçakları Suriye semalarında göründükleri an bu sistem tarafından lunaparkta havalı tüfek standındaki ördekler gibi vurulurlardı. Böylece Türkiye, belirsiz şartlarda düşen keşif uçağının intikamını alayım derken, savaş uçağı filosundan olurdu. Sonra Türkiye ile Suriye arasında geri dönüşü olmayan savaşa girilmiş olurdu.”
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.