TANDIR SIRASI GELMEYİNCE, KENDİ TANDIRINI KURDU, ŞİMDİ İSE.. 10 yıl önce tandırın başına geçen 46 yaşındaki Fatma Kurtaran, yaptığı ekmeklerle evinin geçimini sağlıyor.
Malatya'nın Darende ilçesinde, daha önce evlere temizliğe giden ve günlük işlerde çalışan Kurtaran, yaklaşık 10 yıl önce ilçede bir tandırda ekmek pişirmek isteyip sıranın kendisine gelmemesi üzerine bu işe girmeye karar verdi.
İlk önce tandırda ekmek pişirmeyi öğrenen ve bunları çevresine ücretsiz dağıtan Kurtaran, daha sonra dört elle bağlandığı işi sayesinde hem evine baktı, hem de 3 çocuğunu okuttu.
Rahatsızlığı nedeniyle çalışamayan eşinin desteğiyle mücadelesine devam eden Kurtaran'ın alnının teriyle yaptığı ekmekler, Malatya merkezde, ilçede ve çeşitli illerde satılıyor.
Fatma Kurtaran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eskiden herkesin evinde hamur yaparak tandırcıya pişirmeye götürdüğünü söyledi.
Daha sonra kendi tandırını kurmaya karar verdiğini ifade eden Kurtaran, arkadaşının da desteğiyle bunu başardığını anlattı.
Kurtaran, ilk başlarda yakınlarına, komşularına ekmek yaparak kendisini geliştirdiğini dile getirerek, "Tam on yıldır pişiriyorum. Önceden böyle pişiremezdim. Herkesin evinde tandırı vardı. Eve gidiyordum, bir kova, iki kova artık ne kadar pişirilecekse komşular toplanırdı bir gün ona diğer gün öbürüne pişirirdik. İki senedir kendi evime tandır yaptım. Artık burada yapıyorum ve tane hesabı satıyorum. Yufka ve gilik ile sipariş ne olursa ondan yapıyorum." diye konuştu.
"Başka geçim kaynağımız yok"
Fatma Kurtaran, kızının üniversiteyi bitirdiğini, bir oğlunun memurluğu kazandığını, diğerinin ise hala lisede okuduğunu belirterek, bunların tüm masraflarını tandırdan karşıladığını kaydetti.
Alnının teriyle evinin geçimini sağladığını aktaran Kurtaran, "Çocuklarımı tandırdan kazandıklarımla okuttum. Başka geçim kaynağımız yoktu. Eşim rahatsızdı, ben de elimden geldiğince destek oldum. Eşim de bana elinden geldiği kadar destek oluyor. Hayat mücadelesini beraber verdik." şeklinde konuştu.
Kurtaran, işinin zor olduğunu ifade ederek yaşadığı süreçleri şöyle anlattı:
"Gece kalkıyorsun hamur yoğuruyorsun. Sonra sabah ezanında kalkıp tandırı yakıyorsun, yeri hazırlıyorsun, arkadaşlar geliyor öyle başlıyoruz. Benimle birlikte beş arkadaş çalışıyoruz. Sabah gelip akşama kadar daha doğrusu un bitene kadar çalışıyoruz. Günlük yüz kilogram un kullanıyorum. Allah nasip ederse küçük çocuğum okulu bitirene kadar bu işi yapmayı düşünüyorum. Mesela ateş gözlerime vuruyor, gözlerim sıkıntılı ve duman astım yapıyor. Bu tarz rahatsızlıklar olmazsa devam etmeyi düşünüyorum."
"Günlük 600-650 ekmek çıkartıyoruz"
Tamamen doğal un kullandığını ve hepsinin el emeği olduğunu kaydeden Kurtaran, özellikle dışarıda yaşayan hemşehrilerinin arayıp "ekmeklerini özlediklerini" dile getirdiğini aktardı.
Kurtaran, ürünleri Malatya, Adana ve İstanbul'a sipariş üzerine gönderdiğini belirterek, "Geçen yıl 1 liradan satıyorduk. Şimdi ise 1,5 lira oldu. Yazın unun torbasını 50, kilogramını 70 liradan alıyordum ama şu an 100 lira oldu. Çalışanlara günlük 50 lira veriyoruz, odunun tonu 400 lira. Günlük 600-650 ekmek çıkartıyoruz. Bu ekmeğin bozulma durumu yok. Kışın yapılır bahara kadar hiçbir şey olmaz. 4-5 ay kesinlikle tazeliğini korur." ifadesini kullandı.
Emrah GÖKMEN, AA