SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Sadece İktidarın İşi Değil"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:12:55
A- A+ PAYLAŞ

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel, barış süreciyle ilgili çalışmalarda bulunmak üzere Malatya’ya geldi. 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tarafından düzenlenen “Barış İçin Eşitlik, Çözüm İçin Müzareke” çalışmaları kapsamında İmralı sürecine destek vermek amacıyla Malatya’da düzenlenen etkinliğe katılan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Öğretmenevi’nde basın toplantısı düzenledi.

BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Malatya’nın Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) örgütlenmekte olduğu 22 bölgenin ortasında yer aldığını söyledi.

Çözüm süreciyle ilgili gelişmeleri olumlu bulduklarını ifade eden Kürkçü, “Çatışmanın son bulması, bizim amaçlarımıza ulaşmamız açısından Türkiye’de iyi bir iklim yaratacak. O nedenle biz bugünkü gidişatı olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. Abdullah Özcalan’ın hükümetle sürdürdüğü İmralı’daki temaslar sonucunda yeni bir evreye girdik. Şimdi bu evrenin içindeyiz ve Halkların Demokratik Kongresi, bu yeni girilen çatışmasızlık üzerinden ilerleyerek barışa ve demokratik haklara doğru açılan kapıdan geçecek güçlerden biri olmayı, bu kapıyı açmayı, bunu genişletmeyi, bu kapıdan geçecek büyük insan topluluklarının birbiriyle dayanışmasını sağlamak için, bu süreçte aktif bir rol almak istiyor” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin çözüm sürecinde aktif bir rol alması gerektiğine dikkat çeken Kürkçü, şunları söyledi:

“Bu sürecin devamı açısından biz özellikle parlamentodaki partilerden Cumhuriyet Halk Partisi’nin doğası gereği barış sürecinde, çözüm sürecinde faal bir rol oynaması gerektiğini düşünüyoruz. Onların düştükleri durumdan memnun değiliz. Özellikle bu bölgeye yaklaştıkça ve Türkiye’nin batısında da esasen Aleviler, Kürt Aleviler ve Kürt halkının belli bir bölümünden destek alan CHP’nin, çatışmanın her iki tarafında da can veren kayıpların içinde yaşadığını aklından çıkarmaması gerekir. Asker aileleri arasında da gerilla aileleri arasında da CHP’ye oy vermiş insanlar var. Bunların taleplerini ve bunların yakıcı barış özlemini bu partinin Meclis'te bizimle birlikte yaşaması ve ifade etmesi, barış, özgürlük ve halkların kardeşliğine doğru yol alması tabiatı icabıdır. Ya bu yol bu tabiata uygun olarak alınacaktır ya da bu tabiat kendisini bu sürecin önündeki engelleri kuranlara dayatacaktır ama öyle olmasa da biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Halklarımızı sadece barışı arzu eden değil, barışı kazanan, barış kuran bir güç olarak örgütlemek, ayakları üzerine dikmekle uğraşacağız çünkü bize barış, sükunetle bugünkü durumu kabul edelim diye lazım değil. Bugün silahların, çatışmanın durmuş olmasının çok büyük bir kazanç olduğunu, gençlerin birbirlerine karşı konumlandırılarak birbirlerinin canına kastettikleri bir süreç olan savaşın aralanmış olmasını elbette ki büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz ama biz barış içerisinde; özgürlük için, yoksulluktan kurtuluş için, adalet için, eşitlik için mücadele etmek istiyoruz. Barış en çok bunun için lazım.”

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise, Türkiye’nin önemli bir sürece girdiğini belirterek, “Bu süreci önemsiyoruz ancak bu sürecin devamı büyük önem taşıyor. Başlangıç önemli olduğu kadar bu sürecin devam etmesi ve gerçekten Türkiye halklarının özlemini duyduğu bir barış sürecine erişilmesi için daha çok yolumuz var. Bu sadece iktidara bırakabileceğimiz bir iş değil. 30 yıldır bu savaştan en çok etkilenenler olarak daha çok içerisinde yer almamız ve barış sürecini inşa etmemiz gereken bir sürecin içerisindeyiz. Bunu beraber geliştirmek durumdayız” dedi.

Tuncel, çözüm süreci içerisinde ana muhalefetin de yer alması gerektiğine vurgu yaparak şunları ifade etti:

“Eğer bu sürecin içerisinde olmazsa, tarih ana muhalefeti ne yazık ki, bir daha adı okunmayacak bir noktaya gönderebilir. Özellikle ana muhalefet partisinin bu suskunluğunu ortadan kaldırıp gerçekten barış sürecine aktif katılması gerektiğini düşünüyoruz çünkü biliyoruz ki CHP’nin tabanı barış ve çözüm istiyor. CHP’nin bu sürece müdahil olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Çok acılar yaşadık. Çok deneyimlerimiz var. Savaş kışkırtıcılığının hiç kimseye faydası yok. Bu süreci birlikte yürütmek durumundayız.”

Halkların Demokratik Kongresi kurucularından sanatçı Ferhat Tunç da çözüm süreciyle ilgili başlatılan çalışmaları halkla paylaşmak için ziyaretlerde bulunduklarını kaydederek, “Silahların susması, çatışmaların durması aslında Türkiye’nin güllük gülistanlık bir ülke olduğu gerçeğini doğurmuyor. Bu uzun soluklu bir süreçtir. Biz Türkiye’nin gerçekten topyekun demokratikleşeceği bir sürecin önünü açmak için yeni bir mücadele yürütmemiz gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

TOPLANTIYA KATILDILAR

Halkların Demokratik Kongresi toplantısına katılan BDP Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, barış süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Belediye Konferans Salonu’nda gerçekleşen toplantıda konuşan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, “Süreç bizim için çok önemli bir gelişmeyi içeriyor çünkü savaş baltalarının toprağa gömülmesine doğru gidiyoruz. Halk da böyle bir irade ve arzu belirtti. Bu arzu çok önemli” dedi.

Kürkçü, “Bu çözüm meselesi, onun samimiyeti, bunun ciddiyeti ile ilgili değil, bu nesnel şartlarla ilgili. Başka türlü olmayacağı için böyle oluyor, olması samimi olup olmamaktan daha önemlidir bizim için. Çünkü geri kaçınılamayacağı, son derece somut bir ihtiyaca işaret ettiği için hükümet bu yola girdi. Girilen yol birçok tuzak ve tehlikelerle dolu. Bu yoldan mutlaka ve zorunlu olarak barışa çıkılır diye bir şey yok ama isterseniz, istersek, onu çok kuvvetli ister ve gereklerini yaparsak bunun için gönüllü olmayan bir muhatap ile bile barış yolu katedilebilir. Gençlerimizin hayatlarını kaybetmeden, kendi gelecekleri için birbirlerini öldürmeden çabalayabilecekleri bir yeni koridor ve bir yeni kapı açılıyor. Bu kapıdan geçmek bizim aklımızın, boynumuzun borcu. Bu yoldan geçmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız” şeklinde konuştu.

Kürkçü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha başında olduğumuz ve kamuoyunun da ne olduğunu tam olarak anlayamadığı bir süreç var. Biz bu süreçte Meclis’in asıl çözüm mevkii olmasını istiyoruz. Meclis barışın idaresini ele alsın istiyoruz. Elbette hükümet de Meclis’in bir parçası. Meclis seçiyor hükümeti, şöyle ya da böyle biz ona karşı da olsak, sonuçta Meclis’in içinden çıkıyor. O nedenle, 'Hükümetin bu süreçte herhangi bir rolü olmasın' saçmalığına da girecek değiliz. CHP’nin tabiatı itibarıyla, doğası gereği bu süreçte yer alması gerektiğini düşünüyoruz. CHP’nin; bu gençlerin hayatlarını kaybetmeye devam etmelerine rıza göstermek anlamına gelen bu tarafsızlık, tutumsuzluk, sessizlik, dışarıdanlık rolüne son vererek kendi çözümü ile masaya gelmesinden daha iyi bir şey olamaz.”

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise, “AKP’nin barış dediği şey ile bizim barış dediğimiz şey aynı değil" ifadesini kullanarak, "AKP diyor ki, ‘PKK silah bıraksın, PKK’dan kurtulalım, bu iş bitsin.’ Silahlar devre dışına çıksın ama bizim dilimiz, kimliğimiz, kültürümüz, inançlarımız, hak ve özgürlüklerimiz yasa ve anayasal güvenceye kavuşsun. Bu süreçte dile dikkat etmek gerekiyor. Sadece Kürtlerin, demokrasi güçlerinin dile dikkat etmesi değil, hükümetin de yeni bir dil kurması gerekiyor. Terörist dediği ile barışamaz yani. Terörist dediği ile terörle mücadele eder. O zaman biz yeniden bir hukuk kuracaksak, bir arada yaşayacaksak, bu ülkede halkların, inançların bir arada yaşamasını sağlayacaksak, o zaman burada başka bir dil kullanmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

MHP’ye de tepki gösteren Tuncel, “MHP konusunda da şuna dikkat çekmek istiyorum: MHP var gücüyle süreci engellemeye çalışıyor. Özellikle üniversitelerde son dönemlerde yaşanan çatışmaların özünde MHP’nin bu duruşu vardır. En son Kayseri, Muğla, bütün üniversitelerde neredeyse ülkeyi Kürt-Türk çatışmasına götürecek bir süreç yaşanıyor. Her gün öğrenciler bizi arıyorlar” ifadelerini ileri sürdü.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız