Nezir KIZILKAYA
nezir.kizilkaya@hotmail.com
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi, bugün yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı karaciğer nakli merkezlerinden biri olarak kabul ediliyorsa, bu başarının temelinde Prof. Dr. Sezai Yılmaz’ın vizyonu, emeği ve kararlılığı yatmaktadır. Onun öncülüğünde kurulan Karaciğer Nakli Enstitüsü, kısa süre içinde Avrupa’nın en çok karaciğer nakli yapan merkezi olmuş, ardından dünya sıralamasında ikinci sıraya yükselmiştir.
Bu yalnızca bir tıbbî başarı değil, Türkiye’nin bilimde geldiği noktanın da bir göstergesi olmuştur.
Bu başarının ardında, yıllara yayılan bir inanç, sistemli bir ekip çalışması ve en önemlisi “memleket için üretmek” duygusu vardır. Prof. Dr. Sezai Yılmaz, hastaneyi bir bilim üssü gibi yönetmiş, genç cerrahları, hem akademik disiplinle hem de insani değerlerle yetiştirmiştir. Onun yetiştirdiği öğrenciler bugün Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarında karaciğer nakli operasyonlarını aynı anlayışla sürdürmekte, “Malatya Modeli” olarak anılan bir sağlık sisteminin temsilciliğini yapmaktadır.
GÖRSEL: Turgut Özal Tıp Merkezi'nde yapılan ilk karaciğer nakli ile ilgili Görüş Gazetesi'nde 12 Mart 2002'de yayınlanan haber

Malatya'yı karaciğer naklinin dünya çapında bir merkezi haline getirerek, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezini küresel bir referans noktasına dönüştüren, binlerce hastaya ve ailesine ikinci bir şans sunan Prof. Dr. Sezai Yılmaz Hoca bugün satırlarımızın konuğu olacak.
Ancak bilimsel ve cerrahi başarılar, rakamlar, istatistikler ve ödüller bugünlük konumuz dışında kalacak ve daha çok varlığı ile onur duyduğumuz Prof. Dr. Sezai Yılmaz Hocanın neşterini değil, vizyonu, cesareti ve bitmeyen adanmışlığını anlamaya çalışacağız.
FOTOĞRAF: Sezai Yılmaz, Tıp Fakültesi öğrenciliği yıllarında..

Malatya’nın bereketli topraklarında doğan, tıbbın en zor ve en kutsal alanlarından biri olan cerrahiyi, insan hayatına adanmış bir inançla bütünleştiren, Prof. Dr. Sezai Yılmaz’ın yaşamı, yalnızca bir bilim insanının başarı öyküsü değil, aynı zamanda bir insanın memleketine duyduğu derin sevdanın, mesleğine olan sarsılmaz bağlılığın ve insanlığa hizmet etmenin en saf hâlinin öyküsüdür.
O, her ameliyatta yalnızca bir hastayı değil, Malatya’nın adını da şifa ve umutla anılan bir markaya dönüştürmüştür. Bu başarı yalnızca tıbbî bir rekor arzusu değil, astronomik tekliflerin cazibesine kapılmadan doğduğu topraklara, kendi insanına ve onların sağlığına adadığı bir hayatın, aynı zamanda bir memleket sevdasının eseridir.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında onun yetiştirdiği öğrenciler, kurduğu ve geliştirdiği sistemin izinden yürümekte, artık “Malatya Modeli” olarak anılan karaciğer nakli başarısı onun öncülüğünde şekillenmektedir.
FOTOĞRAF:Sezai Yılmaz (aşağıdaki fotoğrafta soldaki), ABD Pittsburgh da karaciğer nakli eğitimi döneminde..

2002 yılından beri karaciğer nakli alanında yaptığı çalışmalar ile rekorları alt üst eden ve son dönemde de gerçekleştirdiği çapraz nakiller ile dünyada yeni bir çığır açan Sezai Hoca’nın hikâyesinin en dokunaklı yanı, milyonluk transfer tekliflerini tereddütsüz reddederek memleketi Malatya’da kalma kararlılığıdır.
Bu karar, bir tercih olmasının çok ötesinde, bir vicdan manifestosudur. Çünkü o, bilimin yalnızca büyük şehirlerde değil, Anadolu’nun her köşesinde filizlenmesi gerektiğine inanan bir insan olarak bu düşüncelerinin gereğini yerine getirmektedir.
Bu karar, sadece bir kariyer tercihi değil, toplumsal faydayı kişisel servetin önüne koyan bir yaşam felsefesinin tezahürüdür.
Bu karar, büyükşehirlerin cazibesinin, uluslararası özel hastanelerin getireceği şöhret ve zenginliğin, onun için Malatya'nın sıcak toprağına ve hemşerilerine duyduğu vefanın yanında sönük kaldığının da göstergesidir.
Bu karar, modern dünyanın materyalist değerlerine karşı manevi bir direniş anlamı taşımakta ve onu, yetiştirdiği hekimler için olduğu kadar, tüm toplum için de ahlaki bir pusula haline getirmektedir.
Akraba dışı nakillerde dahi, etik kurulların onayını zorunlu tutarak, gönülden, kalpten bir organ bağışı felsefesini merkeze koymuş, insan sağlığını ve dürüstlüğü ticari kaygıların tamamen dışında tutmuştur. Onun bu etik duruşu, Turgut Özal Tıp Merkezi'nin sadece bir tedavi merkezi değil, aynı zamanda tıbbi ahlakın yüksek seviyeli bir kalesi olarak tanınmasını da sağlamıştır.
Genç bir hastanın nakil sonrası sadece hayata tutunmakla kalmayıp, bir süre sonra sağlıklı bir bebek dünyaya getirmesi gibi hikâyeler, onun cerrahi becerisinin, insan yaşamının tüm potansiyelini geri kazandıran mucizevî etkisini de gözler önüne sermektedir.
KOLAJ: Sezai Yılmaz'ın yaşamının ilk yıllarından çeşitli kesitler

O ve ekibinin yaptığı her başarılı operasyon, sadece bir tıbbi prosedür değil, ailelerin yeniden birleşmesi, çocukların babalarına, annelerin evlatlarına kavuşması ve umudun küllerinden doğması anlamına gelmektedir.
Prof. Dr. Sezai Yılmaz, Türkiye'nin bu alandaki tıbbi yetkinliğini sadece Avrupa’da değil, dünyada ikinci sıraya kadar yükselterek, ülkenin adını küresel çapta onurlandırmıştır.
Bu başarı, yurt dışından da hasta kabul eden bir sağlık turizmi potansiyeli yaratmış, Türkiye'nin sağlık sistemine olan uluslararası güveni artırmıştır. O, Anadolu’dan dünyaya bilim ihraç edilebileceğinin en somut kanıtlarından biri olmuştur.
Prof. Dr. Sezai Yılmaz, Anadolu’nun ruhunu, bilimin ışığıyla birleştirerek, binlerce hastanın hayatını aydınlatan, bu toprakların yetiştirdiği en büyük değerlerden biri olarak tarihteki yerini almıştır. Onun hikâyesi, genç hekimlere, bilim insanlarına ve tüm vatandaşlara, başarının ancak dürüstlük, fedakârlık ve memleket sevgisiyle taçlandığında gerçek anlamını bulacağını gösteren ölümsüz bir örnek olacaktır.
Prof. Dr. Sezai Yılmaz, yalnızca bir cerrah değil, aynı zamanda bir bilim vizyoneridir. Karaciğer nakli gibi zorlu bir alanda sadece ameliyat yapmanın yeterli olmadığını, sürdürülebilir bir bilim kültürü inşa etmenin de şart olduğunu çok erken kavramıştır.
Bu nedenle İnönü Üniversitesi’nde oluşturduğu model, bir “operasyon merkezi” olmanın ötesinde, araştırma, eğitim ve klinik uygulamayı bütünleştiren bir bilim ekosistemine dönüşmüştür.
Cerrahinin titizlik isteyen disiplinini, insan sevgisiyle harmanlayan Prof. Dr. Yılmaz, işini bir meslekten öte, bir yaşam biçimine dönüştürmüştür. Her ameliyata bir ibadet ciddiyetiyle yaklaşarak, her şeyden önce bir insan olarak faydalı olabilmenin huzurunu önemsemiştir. Onun için en büyük ödül, bir hastasının sağlığına kavuşması, en büyük unvan ise halkının sevgisidir.
Bugün binlerce hasta, onun ve ekibinin sayesinde hayata yeniden tutunmuşsa, yüzlerce genç hekim, onun rehberliğinde cerrahlık yolculuğuna başlamışsa, bu Sezai hocanın olduğu kadar şehrin tüm kesimlerinin de ortak gururu olmuştur.
Bu şehrin kaderini belirleyen siyasetçilerin bile, gelecek planlarında yer vermeyerek, görev süreleri sonunda adeta kaçarcasına terk ettikleri bu şehrin, yurt içi ve dışından aldığı sayısız teklifi hiç düşünmeden reddedip özveri ile marka değerini yükseltmeye çalışması çok büyük bir saygıyı hak etmektedir.
Malatya halkı, onun bu duruşunu derin bir vefa duygusuyla karşılamakta, böyle bir evlada sahip olduğu için onur duymaktadır.
Prof. Dr. Sezai Yılmaz’ın yaşamı, çağdaş bir kahramanlık hikâyesidir.
O, etik duruşu ve her operasyonda taşıdığı derin insani sorumlulukla, yaptığı işin bir sanat ve vicdan mesleği olduğunu tüm dünyaya kanıtlamış, bir hekimden daha çok, şifa dağıtan bir lider olmuştur. Onun mirası, kurtardığı hayatların her nefesinde ve kurduğu ekibin devam eden her başarısında sonsuza dek yaşayacak, adı yalnızca tıp tarihinde değil, insanlık tarihinde de “bilgiyle, inançla, vefayla” anılacaktır.






