25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yapılan açıklamalarda, kadına yönelik şiddete tepki gösterilirken, Yeşilyurt Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından da “Kadın, Sevgi ve Hoşgörü” paneli düzenledi.
"KADINA ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE EN ÖNEMLİ POLİTİKALARIMIZDAN BİRİ..
Bu arada AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Tüm dünya ve ülkemizde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edilen bugün; farkındalığımızın artması, kadının toplumdaki rolünün çok daha iyi anlaşılması adına bizleri bir kez daha durup düşünmeye itmektedir.
Nesilleri yetiştirmede adeta kilit rol oynayan kadına karşı 21. Yüzyılda hala daha şiddeti konuşmak ve bu şiddete karşı mücadele etmek bizler için elbette ki utanç ve üzüntü vericidir. Modern çağın insanları olarak 25 Kasım bizler için kadına karşı şiddeti konuşma günü değil bilakis kadına karşı minneti konuştuğumuz bir gün olmalıdır. Ancak dünya kadınları olarak bu değeri fazlasıyla hak etmemize rağmen maruz kalınan durum içler acısı bir tabloda karşımıza çıkmaktadır.
Hiçbir din, dil, etnik köken, ahlak, siyasi görüş kadına karşı şiddeti meşrulaştıramadı ve meşrulaştıramaz da. Dün olduğu gibi bugün de bu mücadele kadın toplumda hak ettiği yeri bulana kadar devam edecektir.
Bizler AK PARTİ olarak kadına şiddete karşı mücadeleyi en önemli politikalarımızdan biri olarak görüyoruz. Bu noktada TBMM çatısı altında Kadın- Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nu kurmak attığımız adımların en somut örneklerindendir. Bu komisyon bünyesinde kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması adına inceleme, denetleme ve bilinçlendirme çalışmaları yapıyor, yaptığımız bu çalışmaların kadınlarımız adına pozitif şartlar oluşturması için çabalıyoruz.
Bu çerçevede özellikle AK Partili kadın milletvekilleri olarak çabalarımız hız kazanarak devam edecektir. Başkaları varsın olsun bizim üzerimizden çarpıtmalar yaparak AK Parti’yi kadın düşmanı olarak göstermeye çalışsınlar. AK Parti kadınlar adına bu zamana kadar yapılmamış reformlar yapmış ve yapmayı da sürdürecektir.
15 yıllık iktidarımız süresince kadının özgürleştirilmesi, her ne şartlar altında olursa olsun eğitim alması, istihdamının arttırılması, kendi varlığıyla bir değer haline gelmesi adına birçok çalışmamız oldu. Gerek siyasi aktör olarak gerekse de toplumun her basamağının sesi olarak bugün sesimiz eskisinden çok daha fazla çıkmaktadır.
Bu vesile ile bir kez daha kadına karşı şiddetin son bulmasını temenni ediyorum."
PANEL..
Yeşilyurt Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından Yeşilyurt Halk Eğitim Merkezi Ahi Evran Toplantı Salonu'nda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle "Kadın, Sevgi ve Hoşgörü" konulu panel düzenlendi.
Panele, İl Halk Sağlığı Şube Müdürü Dr. Selma Felek, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi M. Buğra Tahtalı, İl Müftülüğü Vaizesi Feyza Uçar, ŞÖNİM ( Şiddeti Önleme Merkezi) Müdürü Berna BAL OĞUZTÜRK konuşmacı olarak katıldı.
Panel için açılış konuşması yapan Yeşilyurt Kent Konseyi Kadın Meclisi Züleyha Türksoy, “Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak kadın ve çocuk haklarına çok fazla önem veriyoruz. Toplumun temel taşı aile, ailenin temel taşı da kadındır. Toplum kadınların tasarım ve şekil vermesi ile değer ve görünürlük kazanır. Yuva nasıl dişi kuş tarafından yapılıyorsa toplum da kadınlar tarafından yoğrulur ve inşa edilir. Güçlü devlet ve güçlü toplum olmanın arka planında bilinçli ve güçlü kadınlar vardır. Bu yüzden hem erkeklerimizin hem de kadınlarımızın çocukluğundan itibaren inançlı, güzel ahlaklı, insani değerlerini bilen ve koruyan, özüne sahip çıkan, şanlı tarihini tanıyan, çağın gerisinde kalmayan kalifiye bir eğitim ile donanımlı bir şekilde yetiştirilmesi gerekir” diye konuştu.
Panelin sonunda panelistlere teşekkür belgesi takdim edildi. (Fotoğraflar sayfanın sonunda)
"KADIN HAREKETİ MÜHÜRLENEMEZ.."
CHP Kadın Kolları da, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. CHP Kadın Kolları Başkanı Güllü Tuncer yaptığı açıklamada, kadına karşı giderek artan şiddet ve cinsel istismarı konusunu vurguladı.
Kadına karşı şiddet ve çocuk istismarı konularının düzenlemeye muhtaç konular olduğunu belirten Tuncer, “Yani bugün dünya üzerinde yaşayan tüm kadınların ve çocukların çeşitli biçimlerde maruz kaldıkları ve giderek artan her türlü şiddet ve cinsel istismarı bir kez daha hatırlatma günüdür. Yani bugün kadına yönelik şiddet olgusunun hem kadına hem de tüm topluma dayatılan ideolojik bakıştan, çağdışı ve gerici anlayıştan, ekonomik koşullardan, politik gelişmeler ve kültürel etkenlerden ayrı tutulamayacağı gerçeğini dünyanın gündemine tekrar tekrar taşıma günüdür.Yaşadığımız coğrafyada kadınlar günlük yaşamda sürekli olarak cinsel, psikolojik, fiziksel şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalmakta ve öldürülmektedir. Tacizciler, tecavüzcüler ve kadın katilleri tahrik indiriminden yararlanmakta ve hatta serbest bırakılmaktadır. Medyatik bir özelliği yok ise, ne basında ne de bültenlerde yer almaktadır. Ülkenin gündemi o kadar ağır ki, kimsenin vakti yok cinayetleri önlemeye''şeklinde konuştu.
Tuncer, hükümetin kadın hakları savunanlara tahammülünün olmadığını da savunarak, “Kadın haklarını savunan, kadınların örgütlü mücadelesinin olmazsa olmazı olan kadın derneklerini de bu bahane ile mühürlemek istiyorlar. Hükümetin insan haklarını savunan kimselere tahammülü yok. Örgütlü kadın, haklarının bilincinde olan kadın onlar için en büyük tehlikedir. Bilmiyorlar ki kadın hareketi mühürlenemez. Bunca olumsuzluk karşısında, her ne olursa olsun Cumhuriyet Halk Partisi ve kadınları olarak, asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Kadını erkekle eşit görmeyen, toplumsal yaşamda yok sayan siyasal anlayışa ve onun karanlığına asla teslim olmayacağız. Emeğimize, bedenimize, kimliğimize sahip çıkarak, topluma ve bizlere dayatılmak istenilen gerici cinsiyetçi yaşam tarzını reddediyoruz. Yasaklarla, mühürlerle, bizi uzaklaştırmak istedikleri alanlarımıza sokaklarımıza sahip çıkıyoruz. Bu ülkenin Cumhuriyete inançlı, özgür ve güçlü bireyleri olarak, örgütlenerek ve dayanışarak, kadın cinayetlerine, tacize tecavüze, her türlü şiddet ve ayrımcılığa karşı, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Kadına Yönelik Şiddete karşı verdiğimiz bu mücadelede, sevgiyi, saygıyı, güveni ve umudu örgütleyerek 'Umut var biz varız' diyoruz” diye konuştu.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDETE HAYIR!.."
Malatya Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Esra Genç ise yaptığı açıklamada, "Kadınlara şiddet uygulanması bir insan hakkı ihlalidir. Demokrasinin yolu cinsiyet eşitliğinden geçer. Kadınların şiddet yaşadığı, hak ve fırsat eşitliğinden yararlanamadığı toplumlarda demokrasiden söz edilemez."dedi.
Genç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"5 Kasım 1960’ta diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kadının (Mirabel kardeşler ) tecavüz edilerek vahşice öldürülmesinin ardından 1999 da 25 Kasım tarihi Birleşmiş Milletler tarafından “ Uluslar arası kadına Karşı Şiddete Hayır Günü “ ilan edildi. Peki aradan geçen onca zamandan sonra ne değişti?
Kadınlar hala hayatlarının her alanında şiddete maruz kalıyor,ölüm ve şiddet gerekçeleri farklı görülmekle birlikte, kadınların pek çoğu sadece kadın oldukları için ve kendilerine tanınan cinsiyet rollerinin dışına çıktıkları için öldürüldüler. Kadının maruz kaldığı şiddeti nasıl hak ettiğini anlatmak üzere kurulmuş olan eşitsiz, adaletsiz, cinsiyet körü sistem varlığını sürdürdüğü ve kadına yönelik ayrımcılığın sona ermesi için gereken önlemler alınmadığı sürece de cinayetler ve kadına yönelik şiddet sürecektir.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet; kamusal veya özel yaşamda, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı, ıstırap veren ya da verebilecek olan, cinsiyete dayanan eylem, tehdit, zorlama, keyfi olarak özgürlükten, ekonomik gereksinimlerden yoksun bırakma, küçük yaşta evlenmeye zorlama, çocuk doğurmaya zorlanma, erkeğe bağımlı hale getirme gibi davranışlarla artarak süreklilik göstermektedir.
Tüm bunlar birer insan hakkı ihlalidir. Bu kadar çeşitli, bu kadar yoğun şiddet türlerinin en dayanılmazı, en vahimi, en korkuncu en temel insan hakkına 'yaşama hakkına 'yapılan saldırıdır.
Uluslar arası normlar kadınların insan haklarını, insan hakları yelpazesinin bütünü üzerinden tanımlamakta, kadınların insan haklarının korunması, bütün insan haklarının kadınlar için erkeklerle eşit biçimde tanınması korunması ve ihlallerin önlenip cezalandırılması demektir. Bu anlayış yalnızca, kadınlara karşı şiddeti değil, kadınlara karşı toplumun ekonomik, siyasal ve sosyal tüm alanlarında yapılan ayrımcılığa karşı durmayı gerektirir.
Devletin tüm kurumlarıyla sorunu çözme görevi vardır. Anayasamızın ilgili maddesini devletin her kademesinde yer alanlara hatırlatmakla birlikte md.10 “ herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç,, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanunda önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşam geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz” demektedir.
Her yıl tekrar ettiğimiz gibi bu yıl;
-“toplumsal cinsiyet eşitliği “ anaokulundan başlayarak yaşamın her alanında bireylerin eğitiminin içerisine alınmalıdır.
-kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri için (esnet, taciz, tecavüz, işkence, dayak, ucuz iş gücü, emek sömürüsü, eğitim hakkının elinden alınması…..) etkin bir mücadele mekanizması oluşturulmalı
-Kadını bir eşya-meta-mal gibi gören yönetimsel sistemler ve bakış açıları değiştirilmeli, çıkarılacak veya çıkarılmaya çalışılan yasalarda bu konulara özellikle dikkat ve özen gösterilmeli
-Şiddet mağdurlarının soruşturma ve yargılama aşamasındaki karşılaştığı güçlükler yeniden kişinin mağduriyetine yol açmayacak şekilde düzenlenmelidir.
-Medyada kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz haberlerinin kamuoyuna aktarılırken ve görsel basında “evlendirme programları “ adı altında yayınlanan programları etik davranmaya, kadının mağduriyetini arttıracak, haberi erotize eden, kadının yaşam biçimine ve özelliklerine odaklanan ve yaftalayıcı, küçük düşürücü ve şiddeti meşrulaştırıcı haber ve yayın dilinden kaçınılmalıdır. Bu konuda RTÜK’ün de harekete geçirilmesi etkin bir şekilde sağlanmalıdır.
Kadına yönelik şiddet karşısında sıraladığımız bu taleplerin bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyor ve “Kadına Yönelik Şiddete Hayır “diyoruz."
Bülten- malatyahaber.com- Yeni Malatya Gazetesi- iha