2013 Amerikan Onkoloji Kongresi’ne damga vuran başlık serviks kanserini erken evrede teşhis eden sirke oldu. 7500 kadında pahalı pap smear testi yerine çok daha ucuz ve basit olan sirke testini uygulayan Hintli doktorun, rahim ağzı kanserinden ölümleri % 7 azalttığı açıklandı.
Dünyanın en prestijli kanser kongrelerinden olan ASCO’nun (American Society of Clinical Oncology) bu yılki toplantısına 35 bin onkoloji uzmanı katıldı. Kongrede öne çıkan en önemli konu, rahim ağzı yani serviks kanserindeki gelişmeler oldu. Bu kanserin özellikle az gelişmiş ülkelerde görülme oranı da, ölüme neden olma oranı da hayli yüksek. Erken evrede yakalandığında tam şifa sağlanabilen hastalığın erken teşhis edilmesi için kullanılan yöntem ise pap smear testi. Bu testte doktor, rahim ağzından bir parça alıyor ve patologların incelemesi için laboratuvara gönderiyor. Fakat özellikle yoksul ülkelerde her kadının pap smear testinden yararlanması mümkün olmuyor. Bu ülkelerin nitelikli laboratuvarlardan yoksun olması da olayın bir başka boyutu. Dolayısıyla yoksul ülkelerin kadınlarında kanser öncesi lezyonların yakalanması ciddi bir sorun ve birçok kadın bu yüzden hayatını kaybediyor.
İşte Hindistanlı Doktor Surendra Sirinivas Shastri de ülkesindeki kadınların rahim ağzı kanserinden ölmelerini engellemek için pahalı pap smear testinden daha basit ve daha ucuz bir yöntem kullandı; asetik asit, yani bildiğimiz sirke.
Yöntem gerçekten çok basit; rahim ağzına sirke sürülüyor ve renk değişimi gözleniyor. Öncü kanser lezyonları varsa bölgenin rengi beyazlaşıyor, yoksa pembe oluyor.
"YILIN ONKOLOJİK GELİŞMESİ OLARAK AÇIKLANDI"
1990’lı yıllarda geliştirilen ve 2010’da Dünya Sağlık Örgütü'nün onayladığı yöntemle ilgili çalışmalar bir süredir devam ediyordu. Ancak büyük çaplı hasta grubu çalışma sonuçları ilk kez açıklandı ve ASCO’nun en dikkat çeken başlığı oldu. ASCO’da diğer toplantıların dışında yılın en önemli onkolojik gelişmesinin açıklandığı özel ve büyük bir toplantı yapıldığını söyleyen kongre katılımcılarından İstanbul Bilim Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir, “2013’ün en önemli onkolojik gelişmesi olarak rahim ağzı kanserinin sirke ile teşhis edilmesi gösterildi. Büyük toplantıya damgasını vuran olay bu oldu” dedi.
SİRKEYLE KANSERİ YAKALADI, HASTANIN HAYATINI KURTARDI
Tayland ve bazı Afrika ülkelerinde de uygulanan yöntem, Hindistan için büyük önem taşıyor. Zira dünyada yılda 76 bin kadın rahim ağzı kanserinden ölürken Hindistan’da bu rakam yılda 22 bin. Bu nedenle çok ucuz olan bu yöntemin Hintli kadınlar için daha farklı bir anlam ifade ettiğini belirten Prof. Demir’in anlattıkları: “Hindistan çok fakir bir ülke, Hintli kadınların düzenli jinekolojik kontrol ve pap smear yaptırma imkanı yok. Bu nedenle sirke ile serviks kanseri tanısı önemli bir gelişme. Bir hemşire, jinekolojik muayene sırasında Dr. Surendra Sirinivas Shastri’nin bir hastasının rahim ağzına sirke sürmüş. Tümöral başlangıç olduğu için sirke o bölgede renk değişikliğine yol açmış. Böylece gerekli tedavi yapılmış ve hastanın hayatı kurtulmuş. Yani pap smearın yaptığı işi sirke yapmış.”
YOKSUL ÜLKE KADINLARININ UMUDU OLDU
Dr. Surendra Sirinivas Shastri’nin, 7500 kadın üzerinde sirke testini uyguladığını, erken dönemde tespit ettiği vakalarla Hindistan’da rahim ağzı kanserinden ölümleri % 7 oranında düşürdüğünü belirten Prof. Demir, kongrenin sonuç bildirgesinde, “Bu basit yöntem, serviks kanserinden ölümleri önemli ölçüde azaltabilir” ibaresinin yer aldığını söyledi.
Peki, sirke, pap smear testinin yerine geçer mi? Prof. Demir’in cevabı: “Gelişmiş ülkelerde hala pap smearın yapılması öneriliyor ancak fakir ülkelerde sirke testi tarama amaçlı kullanılıyor.”
"AKILLI MOLEKÜLLER SERVİKS KANSERİNDE DE ETKİLİ"
ASCO’da konuşulan ikinci önemli gelişmenin rahim ağzı kanserinde kullanılan akıllı moleküller olduğunu belirten Demir, “İleri evre serviks kanserinde bugüne kadar sadece kemoterapi yapılabiliyordu. Halbuki metastatik ve ileri evre rahim ağzı kanserlerinde kemoterapinin yanına bevacuzimab isimli akıllı molekülü eklemenin tedaviye yanıtı ortalama % 30 artırdığı gösterildi” bilgisini verdi.
Demir, kongrede HER 2 pozitif meme kanserleri ile ilgili gelişmelerin de paylaşıldığını söyledi. Geçen yıl trastuzumab ve pertuzumab etken maddeli ilaçların onaylanarak tedavi protokolüne girdiğini hatırlatan Demir, “Anti HER2 kombinasyonların ve erken evre meme kanseri tedavisindeki tamoksifenin 5 yıl yerine 10 yıl kullanılmasının daha etkin sonuçlar doğurduğu vurgulandı” değerlendirmesini yaptı.