Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, derneğin genel başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur'un tutuklanmasını değerlendirdi.
Tunçdemir, dernek binasında düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
"Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı E. Org. Şener ERUYGUR, 6 Temmuz 2008 günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimliği tarafından verilen kararla tutuklanmıştır.
Genel Başkanımıza, Derneğimizin kuruluşu ile ilgili akıl almaz ve gerçekdışı sorular yöneltilmiş, Dernekler Kanunu çerçevesinde oluşturduğu platformlarla ilgili, Anayasadan ve Kanundan doğan hakları, sanki ağır bir suçmuş gibi vurgulanmıştır. Sözde Ergenekon yapılanması çerçevesinde Genel Başkanımızın kamuoyundaki saygın kişiliği göz önüne alınmaksızın ve Derneğimizle ilgili aslı olmayan isnatlarla, mevcut delil durumuna dayanılarak verilen dayanaksız tutuklama kararına karşı hukuk doğrultusunda itiraz olunacaktır.
Genel Başkanımız Sayın Şener ERUYGUR, geçmişte yapmış olduğu Jandarma Genel Komutanlığı görevi ve halen Türkiyenin en büyük Demokratik Kitle Örgütünün başındaki kişi olarak önemli bir kariyere sahip, toplum gözünde tartışılmaz ölçekte güven duyulan bir kişi olarak tanınmaktadır. Genel Başkanımız sayın Şener ERUYGUR, Atatürkü sevmiş, anlamış, onun fikirlerini hayata geçirmiş, ama aynı zamanda demokrasiye içtenlikle saygılı ve ulus ve ülkemizin bütünlüğünden yana, laik cumhuriyetin, bağımsız Türk devletinin tutkulu yandaşı, örnek bir yurttaştır.
Atatürkçü Düşünce Derneği, yasal sınırlar çerçevesinde ve Dernek Tüzüğüne göre çalışmalarını yürüten ve gücünü Türkiyenin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ün düşünce ve yönelişlerinden alan bir Demokratik Kitle Örgütü dür. Bu örgütün başındaki kişi olarak görev yapan Sayın Şener ERUYGUR, gerek yaşamı boyunca üstlenmiş olduğu sorumluluklar sürecinde, gerekse Dernek Genel Başkanı seçildiği tarihten günümüze kadar yaptığı çalışmalar ile, demokratik düzene ve hukukun üstünlüğüne bağlı bir Türk vatandaşı olduğu izlenimini, tüm toplumsal katmanlara yaygın biçimde sindirmeyi başarmış bir düşünce adamıdır. Atatürkçü Düşünce Derneği bugüne kadar yasadışı hiçbir eylem ve etkinlikte yer almamıştır.
Dava sürecinin gizlilik esasına göre yürütülmesine karşın; dava ile ilgili bilgi ve belgeler, kimi basın organlarınca yayınlanmış ve sorgulamanın seyri adeta gazete ve televizyon haberlerine göre çizilmiştir.Genel Başkanımızın haksız olarak gözaltına alınması ve sorgu sırasında yaşanan gelişmeler, yargılama sürecinin siyaset ile iç içe yürütüldüğünün göstergesidir.
Bizce bilinmeyen suçlama, kanıt ve gerekçeler ile göz altına alınan, tutuklanan tüm aydınlarımız adına üretilen spekülasyon ve karalamaların bir an önce belirlenebilmesi için iddianamenin hemen hazırlanıp mahkemeye ve kamuoyuna sunulması gerekmektedir
Genel Başkanımıza ve onun nezdinde Atatürkçü Düşünce Derneğine yönelik yıpratma, karalama ve etkisizleştirme kampanyası başarılı olamayacaktır. Derneğimiz, Atatürkçülük karşıtı uygulamamalara haklı demokratik tepkisini her fırsatta gösterecektir.
ADD Genel Başkanı Şener ERUYGUR, itidalli yapısı ve Türk Ulusunun arkasında olduğunu bilmekten kaynaklanan güven duygusuyla, içine sürüklendiği bu zorluğu da elbette aşacaktır. Bu süreç içinde bizlere düşen temel görev; Başkanımızın her zaman vurgulayarak önerdiği gibi, demokratik hukuk düzenine sıkı sıkıya bağlı ve saygılı olarak, sağ duyunun egemen olduğu bir şekilde, uygarca tepkimizi esirgemeden ve duraksamadan ortaya koymaktır.
Atatürkçülüğü, ulusalcılığı, vatanseverliği, laik Türkiye Cumhuriyetini ve devrimlerini travma görerek içinde sindiremeyenler, bu fırsatı da kaçırmamak adına iddianame dahi ortada yok iken kendilerini hakim-savcı yerine koyarak yargılamışlar ve hüküm olarak da bağırsak temizliği gerekçeli kararını kamuya açıklamışlardır.
Anayasasında değiştirilemez hüküm olan Türkiye Cumhuriyetinin bir HUKUK DEVLETİ olduğu gerçeğinin üzerine örtmek, Türk milletinin hukuka olan güvenini sarsmak ve ülkeyi emperyalistlerin istediği kargaşa ortamına bizzat sürüklemeyi hedef almışlardır.
Ulusalcı-Atatürkçü düşüncedeki insanlarımıza her an belirsiz bir gözaltı sürecinin parçası olabilecekleri kaygısını yaşatmaya çalışılmaktadır.
Hedef ATATÜRKÇÜLERDİR,
Hedef LAİK CUMHURİYET YANDAŞLARIDIR,
Hedef ANTİEMPERYALİSTLERDİR,
Hedef her şeyden önemlisi BAĞIMSIZ TÜRK YARGISI VE HUKUK DEVLETİDİR.
Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu hukuk ve yargı sistemini, hukukun üstünlüğünü karşı devrim sürecinde yok sayan ve alabildiğince dejenere eden zihniyeti ve sahiplenenleri kınıyor, Atatürk ilke ve devrimlerinin sonuna kadar savunucusu olduğumuzu kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.."