Esed güçlerinin Şam yakınlarındaki Guta’ya yaptığı kimyasal saldırı bütün dünyayı dehşete düşürdü. İnsanların uykuda olduğu sabah saatlerinde düzenlenen saldırıda, çoğu çocuk ve kadın, 1300’den fazla kişinin öldüğü belirtiliyor. Kuşatma altındaki bölgede ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
İslam dünyası dün Suriye’den gelen katliam haberiyle sarsıldı. Suriyeli aktivistler, Beşşar Esed güçlerinin, muhaliflerin kontrolünde bulunan başkent Şam’ın doğusundaki Guta bölgesine kimyasal silahla saldırı düzenlediğini iddia etti. İnsanların uykuda olduğu sabah saatlerinde yapılan saldırılarda can kaybının en az 1300 olduğu, binlerce kişinin de yaralandığı bildirildi. Bölgedeki kuşatmadan dolayı hastanelerde tıbbî malzeme sıkıntısı çekildiği, bu sebeple ölü sayısının daha da artabileceği, yaralılarda kalıcı hasarlar oluşabileceği belirtiliyor. Muhalifler, saldırılardan hemen sonra, gazın etkisiyle nefessizlikten ölen yüzlerce kadın ve çocuğun görüntülerini yayınladı. Sosyal medyada paylaşılan görüntü ve fotoğraflarda kimi kefene sarılmış, kimi pijamalı 7’den 77’ye Suriyeliler görülüyor.
Muhalif Şam Basın Merkezi’nin yazılı açıklamasına göre ‘Şam’ın kapısı’ olarak bilinen Guta’ya bağlı Hammuriye’de 150, Kfar Batna’da 100, Sakba’da 67, Duma’da 61, Muaddamiye’de 76, Irbib’de ise 40 ceset bulundu. Açıklamada, “Saldırı sabah saat 03.00 sularında başladı. Çok sayıda sivil, gaza maruz kaldı. Ölü sayısı gaza maruz kalanların boğularak ölmesiyle birlikte hızla arttı. Yaralananları kurtarmak için gerekli tıbbî malzeme bulunmuyordu.” denildi. Rejim ise kimyasal silah kullanıldığı iddiasını yalanladı.
Kimyasal silahların kullanıldığı, bağımsız kaynaklardan doğrulanamadı. Ancak uzmanlara göre görüntü ve fotoğraflardaki cesetlerin üzerinde kurşun izi ve kanın olmaması, birçoğunun ağzından köpük çıkması kimyasal saldırı ihtimalini güçlendiriyor. Katliama ilişkin fotoğrafların Saddam Hüseyin’in 1988’de Halepçe’de Kürtlere yaptığı saldırıyı hatırlattığını ifade eden uzmanlar, bebekler dâhil bu kadar çok sayıda ölü ve yaralı gösteren sahte videolar yapmanın imkânsız olduğunu söylüyor. Duma Mahallesi’ndeki acil durum tesislerinde görev yapan Bayan Baker adlı bir hemşire, saldırıyla ilgili Reuters’a yaptığı açıklamada, “Kayıpların çoğu kadın ve çocuk. Buraya şişmiş, uzuvları soğuk ve ağızlarında köpükle getirildiler. Doktorlar bunların, sinir gazı kurbanlarında görülen tipik belirtiler olduğunu söylüyor.” dedi.
TÜRKİYE SINIRINA MÜLTECİ AKINI
Muhaliflerin, Esed yönetimini suçlamaları, Birleşmiş Milletler’den kimyasal silah konusunda uzman bir ekibin Şam’ı ziyareti ile aynı zamana rastlıyor. Pazar günü Suriye’ye giriş yapan BM silah denetçileri, Halep’in Han el Asel bölgesi başta olmak üzere üç yerde kimyasal silah kullanıldığı iddasıyla ilgili incelemeler yapacak. Bazı gözlemciler buna dikkat çekerek Esed rejiminin böyle bir dönemde kimyasal silaha başvurmasının mantıklı olmadığını söylüyor. Ancak muhalif kaynaklar, Özgür Suriye Ordusu’nun sahil şehri Lazkiye’de ilerleme göstermesinin ardından Şam ve Humus’ta bulunan Hizbullah-İran destekli askerlerin bölgeye sevk edilmesi sebebiyle rejim güçlerinin Guta’da zayıf kaldığını, saldırının ÖSO’nun Lazkiye ve Şam’daki kazanımlarını durdurmak için gerçekleştirilmiş olabileceğini iddia ediyor. Doğu Guta, Şam’ın şehir merkezi Abbasin Meydanı’na 10 kilometre, Esed’in sarayına ise 15 kilometre uzaklıkta. Bölge, muhalifler ve rejim için stratejik önemde. Bölgenin geri alınması halinde Şam’da bulunan muhalifler çembere alınmış olacak. Doğu Guta, özellikle Halep ve İdlib’den Şam’a giden otoyolların geçiş noktası. Bu nedenle şehir Şam’ın kapısı olarak biliniyor.
Muhalifler, Esed güçlerinin dün Şam’ın yanı sıra Lazkiye’ye bağlı Selme kasabasına da kimyasal silahlarla saldırdığını ileri sürdü. Saldırıda ilk belirlemelere göre 30’dan fazla kişi hayatını kaybetti. Saldırının ardından Lazkiye ve İdlib’den 2 binden fazla Suriyelinin Türkiye sınırına doğru kaçmaya başladığı bildirildi.
OBAMA’NIN KIRMIZI ÇİZGİSİ AŞILDI MI?
Sinir gazı, hardal gazı ve siyanür içerikli kimyasal silahları bulunan Suriye, bu zehirli kimyasalları taşıyacak Scud füzelerine ve çeşitli gelişmiş konvansiyonel silahlara da sahip. Bağımsız silah uzmanlarına göre, Suriye’nin 2000’li yılların sonunda 4 binden fazla taşınabilir uçaksavar füzesi bulunuyordu. Esed rejimi, kimyasal silahların Suriyelilere karşı olmasa da dış güçlere karşı kullanılabileceği tehdidinde bulunmuştu. Ortadoğu’da en fazla kimyasal silah stokuna sahip ülkelerden biri olduğuna inanılan Suriye, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ni imzalamayan 7 devletten biri.
ABD Başkanı Barack Obama, 2 yılı aşkın bir süredir iç savaşın devam ettiği Suriye’de kimyasal silah kullanılmasının “kırmızı çizgi” ve “oyun değiştirici” olduğunu belirtmişti. Beyaz Saray’dan dün katliama ilişkin yapılan açıklamada ABD’nin kimyasal silahların kullanıldığı iddia edilen saldırılarda yüzlerce sivilin öldüğüne dair haberlerden derin endişe duyduğu ifade edildi. BM’den bu iddiaların derhal araştırılması için resmi talepte bulunulduğu kaydedildi. Doğu Guta’da sinir gazı kullanıldığının teyit edilmesi durumunda Washington’ın Suriye konusunda ne gibi adımlar atacağı merak konusu.
Birleşmiş milletler acil toplandı
Suriye’de rejim birliklerinin kimyasal silah kullandığına dair görüntüler uluslararası toplum tarafından endişeyle karşılandı. Yazılı bir açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı, iddiaların derhal açıklığa kavuşturulmasını istedi. Bakanlık Suriye’de kimyasal silah kullanımı iddialarının doğruluğunu araştırmak üzere oluşturulan ve halen bu ülkede çalışmalarını sürdüren BM Araştırma Misyonu’nun söz konusu iddiaları araştırması ve bulgularını ortaya koyması gerektiğini bildirdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bu doğrultuda BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’u telefonla aradı. Konseyi Suriye konusunda BM yasasından doğan sorumluluklarını artık yerine getirmeye davet etti.
Muhaliflerin çatı kuruluşu Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu Başkanı Ahmed Cerbe, saldırıyı kınarken, BM denetçilerinin katliamı kendi gözleriyle görmesi gerektiğini söyledi. Cerbe, BM Güvenlik Konseyi’ni konuyu görüşmek üzere olağanüstü toplantıya çağırdı. Güvenlik Konseyi üyesi olan İngiltere ve Fransa da BM’yi iddialar karşısında harekete geçmeye davet etti. İki ülke, BM heyetine derhal bölgeye giriş için izin verilmesini isterken, iddiaları BM Güvenlik Konseyi’nde gündeme getirdi. Konsey, konuyu görüşmek üzere acil toplantı kararı aldı. Konseyde veto yetkisi bulunan Rusya ise Esed’e bağlı birliklerin kimyasal silah kullandığı iddialarının ‘provokasyon’ olabileceğini savundu. Rusya’nın daha önce birçok kez BM’de Esed aleyhine girişimleri engellediğine dikkat çeken gözlemciler, Konsey’den caydırıcı bir kararın çıkmasını beklemiyor.