SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Tiyatronun Unutulmayan İsmi

0
Güncellendi - 2020-11-23 01:08:52
Tiyatronun Unutulmayan İsmi
A- A+ PAYLAŞ

Rol aldığı eserler ve oynadığı karakterlerle unutulmaz isimler arasına giren tiyatro ve sinema sanatçısı Vasfi Rıza Zobu, vefatının 28. yıl dönümünde yad ediliyor.

Asıl ismi Mehmet Vasfi Rıza olan sanatçı, 5 Aralık 1902'de İstanbul'un Beyazıt semtinde dünyaya geldi.

Zobu, Beyazıt Rüştiyesinin ardından Kuleli Askeri Lisesini yarıda bırakarak Alman Ticaret Mektebi'ne girdi. Daha sonra, Sanayi-i Nefise Mektebine (İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi) iki yıl devam eden Zobu, 1917'de Darülbedayi Tiyatro Okulu'na başladı.

Kısa dizi filmlerle 1921'de sinema oyunculuğuna başlayan sanatçı, 1922-1947 yıllarında Muhsin Ertuğrul’un yönettiği "Bican Efendi Vekilharç", "Ateşten Gömlek", "Karım Beni Aldatırsa", "Söz Bir Allah Bir", "Aynaroz Kadısı", "Tosun Paşa", "Kızılırmak" ve "Edi ile Büdü" adlı filmlerde rol aldı.

Vasfi Rıza Zobu, Uzak Doğu hariç, Rusya'dan ABD'ye kadar birçok ülkeyi gezerek, tiyatro ve film stüdyolarında incelemeler yaptı.

Yazın alanında da çalışmaları bulunan Zobu'nun ilk mizah öyküsü 1923'te Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayınlandı. Başarılı sanatçı, yaşamı boyunca çeşitli dergi ve gazetelerde makale, eleştiri ve mücadele yazıları kaleme aldı.

"Paydos" oyunu ününü artırdı

Usta sanatçı, ilk kez 1923'te oyuncu olarak sahneye çıktığı Şehir Tiyatrolarında, yönetmen ve yönetici olarak da görev yaptı.

Senaryosunu Cevat Fehmi Başkut'un yazdığı "Paydos" adlı dramatik eserin başrolünde oynayarak ününü artıran Zobu, 1972'de, Başkut’un "Buzlar Çözül­meden" adlı oyunuyla Şehir Tiyatrolarında son kez sahneye çıktı. Sanatçı, 1975'in eylül ayında emekli oldu, 1981'de yeniden başladığı genel sanat yönetmenliği görevinden ise 1984'te ayrıldı.

Vasfi Rıza Zobu'nun çeşitli yazı ve röportajlarıyla 3 büyük seyahatnamesi yayımlandı. Sanatçının, tiyatro anılarının yer aldığı "O Günden Bugüne Anılar" başlıklı eseri, 1977'de kitap haline getirildi.

Birçok çeviri ve uyarlama oyuna imza atan Zobu, kendisi gibi tiyatrocu olan Bilge Zobu'nun da amcasıdır. 1981'de "Atatürk Sanat Armağanı" verilen sanatçı, 1987'de ise Devlet Sanatçısı unvanı aldı.

21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı (YEKÜV) tarafından sanatı ve sanatçıyı desteklemek adına 1998'den bu yana her yıl, halk oylamasıyla belirlenen sanatçılara Vasfi Rıza Zobu Tiyatro Ödülü veriliyor.

Vasfi Rıza Zobu, 23 kasım 1992'de, İstanbul'da tedavi gördüğü Esnaf Hastanesi'nde hayatını kaybetti.

"Tiyatroyla tanıştığımda 15 yaşındaydım"

Türk tiyatrosuyla sinemasına büyük katkıları olan sanatçı, 1988'de kendisiyle yapılan bir söyleşide şunları söylemişti:

"Tiyatroyla tanıştığımda 15 yaşındaydım. Kimsenin yardımı olmadan, minnetini almadan, aracısız, tavsiyesiz, kendi kendime tiyatroyla tanışmış oldum. Şehzadebaşı Darülbedayi-i Osmani Tiyatro Konservatuvarı'na müracaat edip kaydoldum. Tiyatro Konservatuvarı'na girdiğimde orada Ahmet Fehim Efendi, Manukyan Efendi, Nurettin Şevkati, Şadi Fikret, Eliza Binemeciyan, Kinar Hanım, Raşit Rıza Bey, Muahhid Bey, Behzat Bey, Galip Bey vardı. Şimdi bunların hiçbiri yaşamıyor. Ben sıkı duruyorum, bakalım. Aslında vakit geldi, biliyorum. Beni çağırdıklarının farkındayım. Ama henüz icabet etmiyorum."

Usta oyuncu Yıldız Kenter, Zobu'nun vefatının ardından verdiği bir röportajda, "Tiyatronun her türlü meşakkatine katlanmış, tiyatroyu bugünlere saygınlık kazandırarak taşımış bir büyük usta idi. Mesleğine gerçek bir aşkla, gönülden bir tutkuyla bağlı, örnek bir tiyatrocuydu. Bir sevgilimi daha kaybettim. Ağlıyorum..." ifadelerini kullanmıştı.

- Tiyatro ve sinema sanatçısı Zobu'nun vefatının ardından 28 sene geçti

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız