İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM)’nde, KOAH hastalarını bıçak altına yatmaktan kurtararak daha sağlıklı nefes almalarını sağlayan bir yöntem uygulanmaya başladı. Endoskopik yöntemle genel anestezi yapılarak akciğerlere yerleştirilen coiller (teller) yardımıyla hastaların akciğerinde oksijenlenme oranı arttırılarak daha rahat nefes almaları sağlanıyor.
Genellikle uzun yıllar sigara içen ya da çevre kirliğine maruz kalanlarda görülen KOAH hastalığının ameliyatsız tedavisini sağlayan yöntem, TÖTM'de ilk kez uygulandı. Uzun yıllar sigara kullanan, nefes alma zorluğu çekerek tedavi görmek isteyen hastalara uygulanan işlem, dünyada üç dört yıldır, Türkiye’de ise belli merkezlerde sayılı uygulanan bir yöntem. Göğüs Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Gazi Gülbaş ve Doç. Dr. Muhammet Reha Çelik’in başında olduğu ekip tarafından ilk kez yapılan uygulama hastalara umut ışığı oldu.
Yaklaşık 1 saat süren uygulamanın ardından Malatya’da ilk kez TÖTM'de uygulanan yöntem hakkında bilgi veren Doç. Dr. Gülbaş, “KOAH ya da amfizem nedeniyle hasta, nefes darlığı çekiyor. Kanındaki oksijen düzeyi düşmeye başlıyor ve bir süre sonra yaşam kalitesi bozuluyor. Önceleri biz hastayı, en son çare olarak ciddi bir ameliyata alıyorduk. Artık dünyada son üç dört yıldır uygulanan endobronşiyal volüm azaltıcı yöntemle bronkoskopi eşliğinde ve genel anestezi altında, hastanın amfizemli alanlarına (akciğerdeki bozuk alan) hafızalı telleri yerleştiriyoruz. Amfizemli alanlar devre dışı kalınca akciğerin gerçek kapasitesi artıyor, oksijenlenmesi de doğal olarak artıyor.” dedi.
Hastanın uygulamadan sonra yaşam kalitesinin arttığını, ameliyat olmaması sayesinde de ertesi gün taburcu edildiğini belirten Gülbaş, “Cerrahiye kıyasla güzel ve konforlu bir yöntem. Operasyon toplam 1 saat sürüyor. Herhangi bir kanama, kesme, biçme, bıçak izi yok. Tamamen endoskopik bir yöntem. Önce tek akciğere 10 tel yerleştiriliyor, yaklaşık 1,5 ay sonra diğer akciğere yerleştiriliyor.” diye konuştu.
Doç. Dr. Çelik ise amfizemli hastaların yüzde 90’ının sigara içenler olduğunu söyledi. Hastalığın çevre kirliliği ve genetik faktörlere bağlı da gelişebildiği bilgisini veren Çelik, “Özellikle sigarayı 20 yıldan fazla içenlerde bunu daha sık gözlüyoruz. Akciğerdeki iyi havalanmayan kötü alanlar, geçmiş yıllarda cerrahi işlemle küçültülüp çıkarılıyordu. Bu hastaların yüzde 60’ında, ameliyat sonrası akciğer ve kalp problemleri riski bulunuyordu. Bu işlem sonrası problem yaşanmıyor.” şeklinde bilgi verdi. Dünyada üç dört yıldır uygulanan yöntemin Türkiye’de sayılı vakalara uygulandığını anlatan Çelik, “Anadolu’da ilk biz gerçekleştirdik. İlerleyen dönemde bunu yapma sıklığımız, uygun vakalar olması durumunda artacak.” dedi.