"Garibname" mesnevisi başta olmak üzere, eserlerini Türkçe yazan Aşık Paşa, yüzyıllar önceden günümüz edebiyatçılarına ışık tutuyor.
Aşık Paşa, Türkçe olarak yazdığı 12 bin beyitten oluşan Garibname adlı eserinde madencilikten, ziraata, kamil insan olmaktan peygamberlere kadar farklı konulardaki düşüncelerini şiirlerinde dile getirdi.
Asıl adı Ali olan ve "Aşık Paşa" ismini mahlas olarak kullanan şair, yaşadığı 13. asrın sonu 14. asrın başında döneminde Farsça ve Arapça ön planda bulunmasına rağmen Türkçe konuşup yazan ender mutasavvıflardan birisi oldu.
Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Veli'nin çağdaşı olan Aşık Paşa, Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde Osman Gazi'nin ve Orhan Gazi'nin yanında yer alarak katkı sağladı.
Ankara-Kayseri kara yolu üzerindeki Kırgız çadırını andıran ve Selçuklu mimarisiyle yaptırılan türbesinde ziyaretçilerin eksik olmadığı Aşık Paşa için uzun yıllardır ölüm yıl dönümü nedeniyle kasım aylarında anma programları düzenlendi.
Ulusal ve uluslararası şiir şölenleriyle Kırşehirli şair ve yazarların gündemde tutmaya çalıştığı Aşık Paşa için ilk defa bu yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamaları nedeniyle geniş katılımlı etkinlikler yapılamadı.
Kırşehir Şairler ve Yazarlar Derneği (KIYŞAD) üyeleri, Kovid-19 tedbirleri kapsamında Aşık Paşa'nın kentteki türbesini ziyaret ederek mütevazi bir etkinlikle anma programı gerçekleştirdi.
KIYŞAD Başkanı Erol Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aşık Paşa'nın Türkçenin hor görüldüğü, 'Türkçe şiirler yazılamaz' denildiği bir çağda bu milletin sevinçlerini, kederlerini, sevdalarını ve yaşantılarını Türkçe kaleme alan tasavvuf şairi olduğunu söyledi.
Ahilik teşkilatının da kurucu öncülerinden oldu
Garibname eserine, Türkçe'nin o dönemde garip kaldığını düşünerek bu ismi verdiğinin rivayet edildiğini anlatan Kılıç, "Bugün Türkçe konuşarak şiirler yazılabiliyorsak bunu Aşık Paşa ve onun yolundan giderek Türkçe şiirler yazan şairlere borçluyuz. Eserlerinin tamamını Türkçe olarak yazmıştır. Garibname adlı eseri günümüzde Türkçe'ye kaynaklık etmektedir. Kendisi aynı zamanda Ahilik teşkilatının da kurucu öncülerinden olmuştur." diye konuştu.
Aşık Paşa'nın Garibname eserinde Türkçe'nin önemi ile ilgili bölüm şöyle dile getiriliyor:
"Türk dahi bilmez idi ol dilleri
İnce yolu ol ulu menzilleri
Bu kitap anunçin geldi dile
Kim bu ehli dahi mani bile
Türk dilinde yeni manalar bulalar
Türk-Tacik cümle yoldaş olalar
Yol içinde birbirini yirmiye
Dile bakıp maniyi hor görmiye"
Aşık Paşa
Kırşehir'de 1272 yılında doğan Aşık Paşa (Ala ed-Din Ali), kentin yetiştirdiği tasavvuf şairi olarak biliniyor.
Ailesi Horasan'dan Anadolu'ya gelen Aşık Paşa'nın Garibname isimli eseri, Türk edebiyatının ilk büyük telif mesnevisi olarak biliniyor.
O dönemde Arapça ve Farsça'ya daha çok önem verilmesine rağmen Aşık Paşa, eserlerini Türkçe kaleme almasıyla tanınıyor. 1333 yılında Kırşehir'de vefat eden Aşık Paşa'nın adının verildiği Aşıkpaşa Mahallesi'nde türbesi bulunuyor.
Kırşehir, AA