ABDnin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, Ortadoğudaki en önemli demokrasisinin krize sürüklendiğini yazdı. Parris, ABDnin bu duruma tepkisiz kalmasasını istedi.
1997-2000 yılları arasında ABDnin Ankara Büyükelçiliğini yapan Mark Parris, ABDnin prestijli siyaset ve finans gazetesi Wall Street Journala AKPye açılan kapatma davası konusunda yazdığı makalede hem Türk yargısına, hem Erdoğana hem de Bush hükümetine çattı. Parris, Türk yargısı halkın kararlarına saygı göstermeli başlığını taşıyan makalesinde şu ifadeleri kullandı:
Washingtondaki ve Amerikan basınındaki sessizlik nedeniyle eminim ki çoğunuz bilmiyorsunuz ama ABDnin önemli müttefiklerinden biri olan ve Ortadoğudaki en önemli demokrasi olan bir ülke krize doğru sürükleniyor. Türkiyede Anayasa Mahkemesi AKPnin kapatma davasını görüşüyor. Ancak kapatma davasına konu olan dava dosyasındaki ifadelerin çoğu belirsiz, kabul edilemez ve mahkemenin dayandığı Türk Anayasası da Türkiyede kınanan bir metin durumunda.
Erdoğan da yanlış yaptı
Buna rağmen Erdoğan da hatasız değil. Seçimler sonrasında herkesin başbakanı olacağına söz vermiş olmasına rağmen danışman kadrosunu daralttı, vaat ettiği ekonomik ve sosyal reformları gerçekleştirmedi. Türban tartışmasıyla muhalefet ile karşı karşıya geldi. Ayrıca Türk halkına ve Türk basınına karşı rahatsız edici bir paranoya gösterdi. Kısacası Erdoğan geçtiğimiz yaz elde ettiği siyasi sermayeyi eritti.
Türkiyede AKPnin iktidarı elitlerin hegemonyasına bir tehdit olarak görülüyor. Bu elitler Atatürkün 1920-30lardaki batılılaşma çabaları sırasında ortaya çıkan Halk için halka rağmen sloganına bağlı kalıyor. Ancak Atatürk zamanında Halka rağmen anlayışı kabul edilebilir bir yaklaşım olarak düşünülebilirken bunu 21inci yüzyılda AB adayı ve Müslüman dünyasının tek güvenilir demokrasisi için düşünmek mümkün değil...
Kayıp yıl uyarısı
Türkiye bu süreçte siyasi karmaşa, yatırımcıların güveninin sarsılması, ekonomik yavaşlama, kutuplaşma gibi sorunlarla karşı karşıya kalacak. Yani bir kayıp yıl yaşayacak. Bu kayıp sadece Türkiyenin olmayacak.
AKP için İslamcı yakıştırılması yapılsa da AKP Türkiyede liberal bir demokrat partiye en yakın kurumdur. AKP hatalar yapmış olsa da başka hiçbir parti bu alanda yanına bile yaklaşamadı. İşte bu nedenle ABD tepkisiz kalamaz. Bir ülkenin içişleri konusundaki meselelerde hiçbir şey yapmamak ya da söylememek genellikle en iyi şeydir. Ancak Bush yönetiminin bunu Türkiye konusunda yapması ve AKPnin kaderine karşı kayıtsız olduğu mesajını vermesi miyopluktan başka bir şey olamaz. Washington, parti kapatmanın, Atatürkün Türklerden istediği Batılı veya modern olmaları ile bağdaşmayacağını açık bir biçimde ifade etmel