Sağlık Bakan Yardımcısı Sabahattin Aydın, “Bugüne kadar mültecilere sağlık hizmeti kapsamında 77 milyon 34 bin 771 ayaktan muayene hizmeti verilmiştir. 2 milyon 663 bin 927 kişi yatarak tedavi almıştır. 2 milyon 250 bin 511 ameliyat gerçekleştirilmiştir. 615 bin 713 doğum sağlık kuruluşlarımızda meydana gelmiştir. Yılda 130 bin koruma altındaki kişiye de 112 acil müdahale ekiplerimiz müdahale ederek hizmet yürütmüştür” dedi.
AB Türkiye Delegasyonu tarafından mülteciler ve ev sahibi toplumlara yönelik 6 milyar avroluk paketin sözleşmeye bağlanma süreci sonrasında Mali Yardım Programı’nın da sözleşmeye bağlanmasının tamamlanması dolayısıyla Türk ve Avrupalı uygulama ortaklarının katıldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Telekonferans yöntemiyle AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut'un ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Adnan Ertem, Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı Ofisi Dışilişkiler Başdanışmanı Halil Afşarata ile projede yetkili Türk ve yabancı yöneticiler katıldı.
Sağlık Bakan Yardımcısı Sebahattin Aydın, Türkiye’nin misafir ettiği Suriyeliler için açık kapı politikasının uygulandığını ve geçici koruma statüsünün verildiğini belirterek, “Sağlık ve eğitim başta olmak üzere temel hizmetlerden yararlanması konusunda da ülkemiz adeta ‘seferber olmuş’ durumdadır. Sağlık konusunda geçici koruma altındaki Suriyelilere, ülkemiz kendi vatandaşlarına verdiği sağlık hizmetine paralel hizmet vermenin uğraşı içindedir” dedi.
Bu kişilerin sadece bakanlığın sağlık kuruluşlarından değil özel sağlık kuruluşları ve üniversitelerden de sağlık hizmeti alabildiklerini vurgulayan Aydın, “Bugüne kadar sağlık hizmeti kapsamında 77 milyon 34 bin 771 ayaktan muayene hizmeti verilmiştir. 2 milyon 663 bin 927 kişi yatarak tedavi almıştır. 2 milyon 250 bin 511 ameliyat gerçekleştirilmiştir. 615 bin 713 doğum sağlık kuruluşlarımızda meydana gelmiştir. Yılda 130 bin koruma altındaki kişiye de 112 acil müdahale ekiplerimiz müdahale ederek hizmet yürütmüştür. Ulusal aşı takvimimiz koruma altındaki misafirlerimize de uygulanmış, çocukları aşılanmıştır. Bu hizmetler aslında büyük oranda Türkiye'nin kendi imkanları ile yürütülmektedir. Ancak dost devletlerin ve uluslararası kuruluşların destekleri de buna katkı sağlamaktadır. Bu katkıların en önemlisi Avrupa Birliği tarafından 2016 yılında hayata geçirilen mülteciler için mali yardım aracı mekanizması kapsamında yapılan desteklerdir” diye konuştu.
300 milyon avroluk sıhhat projesinin göç sağlığı alanında en önde gelen projelerden biri olduğunu dile getiren Aydın, “Bu proje kapsamında 29 ilde açılan 175 göçmen sağlığı merkezinin faaliyetleri desteklenmiştir. Çoğunluğu Suriyeli olmak üzere 3 bin 416 personel istihdamı gerçekleşmiştir. 115 kamu hastanesi için toplam 4 bin 510 tıbbi cihaz alınarak hastanelerde kullanıma verilmiştir. Yaklaşık 7.3 milyon doz aşı alınarak mültecilere uygulanmıştır” şeklinde konuştu.
400 bin kanser tarama faaliyeti gerçekleştirdiklerini söyleyen Aydın, “Cumhurbaşkanlığımızın koordinasyonunda gerçekleştirilen imza töreni ile AB Türkiye Delegasyonu'nun desteklediği FRIT-2 kapsamında hazırlanan Sıhhat-2 ve yatırım projelerini de bugün itibarı ile hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu projede sağlık yardımları kapsamında 210 milyon avro bütçelik sıhhat 2 projesi ile biraz önce saydığım hizmetleri kapsayan hizmetlerin desteğinin ve sürekliliğinin sağlanması, sağlık sorunlarına kanıta dayalı çözümler üretilmesi amaçlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Adnan Ertem de, coğrafi konumunun Türkiye'yi birçok göçmen ve yabancı için transit veya ev sahibi ülke konumuna getirdiğini ve getirmeye de devam ettiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Yaşam mücadelesi veren bu insanları karşılayıp, insani şartlarda ağarlamayı sürdürmek adına bu fonların devamlılığı küresel yük paylaşımı bağlamında gereklidir. Yabancılara Yönelik Sosyal Uyum Yardımı Programı tarihteki en büyük insani yardım programıdır. Yerinden edilen bu insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması bu fonların desteği ve ortakların üstün gayretleri ile sağlanmaktadır. 245 milyon avroluk fon, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü koordinasyonunda ve Türk Kızılay’ı ortaklığında en savunmasız mültecilerin yaşam standartlarının iyileştirmek için uygulanacaktır. Kasım 2018'de bakanlığımıza tahsil edilmesi önerilen fon ili ilgili karar Temmuz 2019'da AB resmi gazetesinde yayınlanmıştı. Şubat 2019 tarihinden bu yana da yaklaşık 2 yıldır sürdürdüğümüz bu titiz çalışmayı sonlandırdık ve burada imza aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Daha erken sonlandırılması mümkün bir projeydi, 2020'nin ağır şartları nedeniyle ancak bugün imzalama aşamasına geldik.”
“Bu program çerçevesinde 365 yeni okul inşa edildi”
Türkiye’deki mülteciler için Mali Yardım Programı’nın 2016 yılında imzalanan Türkiye-Avrupa Birliği (AB) mutabakatının hemen akabinde hazırlanan bir katkı programı olduğunu anımsatan Landrut, AB’nin bu çerçevede birçok politikayı desteklediğini belirterek, “İnsani yardım, ücretsiz sağlık hizmeti, iki devlet hastanesinin inşa edilmesi, dil eğitimi dahil olmak üzere eğitimin desteklenmesi, Türk okullarında 700 binden fazla Suriyeli öğrencinin entegrasyonunun sağlanması, 400’den fazla yeni okulun inşa edilmesi; bu program çerçevesinde 365 yeni okul inşa edildi. Bunların bir kısmı enerji etkinliği stratejisine uygun bir şekilde güneş panelleriyle donatıldı. Aynı zamanda belediyelerin altyapılarının güncellenmesi ve desteklenmesi de öngörülüyor” ifadelerini kullandı.
Birçok projeyi ziyaret etme fırsatı yakaladığını belirten Landrut, projelerin faydalanıcılarına erişim amacına ulaştığını belirtti. Covid-19’un mülteci toplumu ve ev sahibi toplumu da etkilediğini anlatan Landrut, bu zorlu süreçte programları sürdüren ve yürüten tüm ortaklara teşekkür etti.
“Türkiye’nin bugüne kadar göçmenlere yaptığı harcama 40 milyarı geçti”
Projede geldikleri aşamadan mutlu olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcılığı Ofisi Dışilişkiler Başdanışmanı Halil Afşarata, Türkiye’nin bugüne kadar göçmenlere yapmış olduğu harcamanın 40 milyarı geçtiğini bildirdi. Bütün zorluklara rağmen AB ile son derece önemli bir çalışmayı yürütmeyi başardıklarını söyleyen Afşarata, projede emeği geçen tüm ortaklara teşekkür etti. Müzakerelerden kaynaklı olarak yaşanan gecikmelerden bahseden Afşarata, uygulama sürecinde çok daha hızlı hareket edilerek faydalanıcılara ulaşılmasını ümit ettiğini dile getirdi.
Ankara, iha