İngiltere'de yayımlanan Economist dergisi, kapak haberini Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimleri ve sonrasındaki gelişmelere ayırarak "Türkiye'nin temelleri için verilen mücadele" başlığını kullanmış.
"Eğer Türkler bir seçim yapmak durumunda kalırlarsa" diyor Economist, "demokrasi laiklikten daha önemli."
Tüm dünyada köktendinci Müslümanlığın yükselişte olduğu bir zamanda, 500 ila bir milyon insanın İstanbul'da laiklik adına yürümesi, dikkate değer bir durum. Ama zaten Türkiye dikkate değer bir yer.
Esasen Müslüman olsa da, tam laik bir demokrasinin uygulandığı bir ülke olan Türkiye, İslam ile demokrasinin bir arada olamayacağı yolunda yaygın inanışı çürütüyor.
Türkiye, stratejik açıdan da önemli, Amerika'nın ardından NATO'da en büyük orduya sahip olan ikinci ülke; aynı zamanda Avrupa'ya kritik enerji güzergâhı üzerinde yer alıyor. Avrupa Birliği'yle müzakereler başarıya ulaşırsa, Avrupa'nın en büyük nüfusa sahip ülkesi olacak.
"Bu hafta tüm dünyanın dikkatini üzerine toplamasının sebebi, ordunun İslam'ın hükümetteki rolünü sınırlama ihtimaliydi." diyen Economist, soruyor: Eğer Türkiye, İslam ile demokrasiyi uzlaştıramazsa, bunu kim başarabilir?
Batı'nın ülkenin eylemleri üzerindeki nüfuzunun giderek azaldığı bir ortamda, Türkler kendi siyasi krizlerini kendileri çözmeliler. Bunu yapmanın en iyi yolu da AKP'yi yeniden seçerek ordunun müdahalesine karşı çıkmaları olacaktır.
Laiklik yanlılarının İslamcılığın giderek yayılmasından korkmaları anlaşılır bir durum; ama AKP'nin sicili bu korkuları haklı çıkarmıyor ve bu yayılmayı önlemenin yolu da askeri müdahale değil. Korumaya çalıştıkları devletin yararına, Türkiye'de askerler, siyasetten elini çekmeli.
Laiklik ile Demokrasi karşı karşıya
Economist'in Avrupa sayfalarında da "Laiklik ile Demokrasi karşı karşıya" başlığı altında başka bir Türkiye haberi yer alıyor.
27 Nisan'da Genelkurmay açıklamasının demokrasiye zarar verdiğini; laikliklerle dindarlar arasındaki uçurumu derinleştirdiğini savunan dergi, buna rağmen kamuoyu yoklamalarının erken seçimden AKP'nin zaferle çıkacağını gösterdiğini aktarıyor.
"Askeri darbe önlendi, ama ufukta erken seçim belirdi. Türkiye'nin sorunları çözülmedi, sadece ertelendi." diyen dergiye göre başka bir kaygı unsuru daha var:
Endişe veren, sadece ordunun siyasete olan ilgisi de değil.
Genelkurmay Başkanı, geçtiğimiz günlerde Kuzey Irak'taki PKK hedeflerine saldırı düzenlemenin "gerekli" ve "faydalı" olacağını söylemişti. Silahlı Kuvvetler üzerinde söz hakkının mecliste olduğunu kabul etmiş olsa da, bazı çevreler, ordunun yine de saldırı kararı alması ihtimalinden kaygılı.
Türkiye'de güvenlik konularında uzman bir Batılı, "Bunu içten içe arzuluyorlar" görüşünü aktarıyor. Bu durum, Amerika'nın Türkiye'deki siyasi kriz karşısındaki yanıtının neden bu kadar yetersiz olduğunu da açıklıyor. Avrupalı bir yetkili "En son istedikleri şey, Türk ordusuyla anlaşmalık yaşamak" diyor.
Amerika için Türk ve Amerikan askerlerinin Irak'ta çatışmaya girmesi karabasandan farksız. Geçen haftaki gelişmelere bakıldığında ise herhangi bir şeyi ihtimal dışı kabul etmek doğru olmaz.