Eğitim-Bir-Sen Malatya Şubesi Başkanı Hüseyin Söylemez, “Özgür, özgün ve öncü sendikacılık yapacağız. Siz özgün düşünüyorsanız özgür olabilirsiniz. Özgür olmadığınız sürece öncü olamazsınız. Malatya’da, sendikacılığın ve sivil toplum kuruluşlarının öncüsü olup, bölge illerine de öncülük etmeyi düşünüyoruz” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Malatya Şubesi yeni yönetimi basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Öğretmen Evi’nde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Eğitim-Bir-Sen Malatya Şubesi Başkanı Hüseyin Söylemez, basının olmazsa olmazları olduğunu ifade etti.
Söylemez, Eğitim-Bir-Sen 1 nolu şube olarak göreve yeni başladıklarını belirterek, “Eğitim ve diğer konularda basın bizim için önemlidir. Basının desteğini ve zaman zaman eleştirisini almak bize güç katacaktır” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Malatya Şubesi olarak uygulamayı düşündükleri bir takım ilkelerinin olduğunu dile getiren Söylemez, şunları ifade etti:
“Seçim arifesinde alanda söylediğimiz sözlerin başında ilkelerimiz vardı. Kurumsal kimliğin hakim olduğu, üyelerini ötekileştirmeyen, kuşatıcı, öz eleştiriye açık, istişarenin hakim olduğu, üyelerine aidiyet duygusu kazandıran, üyeleri için eğitim programları hazırlayan, kurumların doğrularına destek yanlışlarına sendikal tavır koyan ilkeler üzerinden; Özgün, özgür ve öncü bir sendikacılık sloganıyla yola çıktık. Seçim arifesinde, bu ilkeler üzerinden alanda bütün eğitim çalışanlarından ciddi bir teveccüh gördük. Bizim yükümüzü ağırlaştırdı. Sözümüz orada kalmayacak, bu ilkeler ışığında sendikamız bir ivme kazanacaktır” dedi.
Söylemez, yapacakları çalışmalar kapsamında uygulayacakları ilkeleri şöyle sıraladı:
“Kurumsal kimlik derken bizim için önemli olan kişilere bağlı olan değil, kişilerin değişmesiyle birlikte oradaki o güzel kültürün değişmeyeceği ancak kişilerin liderliği sayesinde oraya değer katacağı bir kimlik. İsimler üzerinden artık paslaşmanın olmadığı, ilkeler üzerinden hareketle her türlü işlemin yapıldığı bir anlayış olacak. Önce Eğitim-Bir-Sen olarak biz kendi kurumsal kimliğimizi koruduktan sonra paydaşlarımız olan kurumlarında bu kimliğini oluşturmasına da katkı sağlayacağız. Bu konuda gerçekten doğrularına destek olup, yanlışları noktasında da asla yanlışlarını görmemezlikten gelmeden çok kırıcı olmadan yapıcı eleştirilerde bulunacağız. Üyelerimizi ötekileştirmeyeceğiz. Merhum Akif İnan’ı anıyorum, sendikayı kurarken şöyle demişti; “Arkadaşlar, bizler bu sendikayı sadece kendimiz, çevremiz, düşüncemizde olan insanlar için kurmuyoruz. Bizden olsun olmasın, isterse inancı inancımızın zıttı olsun, bir hukuksuzluğa uğradığına onun hukukunu korumakla da biz mükellefiz.”
Bugün şapkamızı önümüze koyduğumuzda; bırakın dışarıdaki insanların hukukunu korumak, artık çoğaldık zaman zaman birbirimizin hukukunu çiğniyoruz. Bundan vazgeçmemiz gerekiyor. Bırakın kendi çevremizdeki, anlayışımızdaki insanları kuşatmayı, dışımızdaki insanlarında bizden emin olmasını sağlamamız, adalet ve liyakat üzerinden hareket etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Öz eleştiriye açık olacağız. Eleştirinin olmadığı yerde putçuluk olur. Yeter ki niyetler iyi olsun; öz eleştiri ve dışarıdan gelecek eleştiriler bize güç katacak, hedeflerimize adım adım ulaştıracaktır. İstişarenin hakim olduğu bir düşüncedeyiz. Biz bu yola çıkarken asla ve asla ani kararlar vermedik, çok uzun süre arkadaşlarımızla istişare ederek, istişarenin bereketi sayesinde, üyelerimizin, delegelerinin neredeyse yüzde 90’ından fazlasının teveccühünü aldık. Üyeleri için yoğun eğitim programları hazırlayan bir sendikacılık düşünüyoruz. Sadece sendika binasında oturup ya da zaman zaman birkaç kurumu ziyaret edip, okul müdürüyle ya da tabelada fotoğraf çekmekle değil bu işin öğretmenler odasından, memur, hizmetli ve şef arkadaşlarımızın odasından geçtiğini biliyoruz. Biz, sorunları dinleyeceğiz, sorunların üzerine gideceğiz ve asla kaçmayacağız. Arkadaşlarımızın sorunlarını dinlerken, sorumluluklarını da hatırlatacağız.”
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com