The Economist dergisi Türkiye’nin komşularıyla yaşadığı sorunları değerlendirdiği makalesinde Ankara’nın aktif dış politikanın getirdiği sorunlarla mücadele ettiğini aktardı. İşte yazıdan satırbaşları:
The Economist dergisi Türkiye’nin komşularıyla yaşadığı sorunları değerlendirdiği makalesinde Ankara’nın aktif dış politikanın getirdiği sorunlarla mücadele ettiğini aktardı. İşte yazıdan satırbaşları: Ahmet Davutoğlu Brüksel’e giderken gazetecilere Libya’daki krizle ilgili bir kabus gördüğünü, kan ter içinde uyandığını anlatmış ve “Ama gerçek kriz Suriye’deydi. Sonra da uyuyamadım” demişti. Komşularla sıfır sorun politikasının mimarının tek baş ağrısı Suriye’de akan kan değil. Avrupa Birliği’yle 2005’te başlayan üyelik müzakereleri durma noktasına geldi. Bunda önemli ölçüde Sarkozy’nin muhalefeti de rol oynadı. Kıbrıs’taki tıkanıklık önemli sorun. Sorun yaratanlar sadece Avrupalılar değil. Türkiye yakın bir zamana kadar sadece Avrupa üyeliği hedefiyle değil, seküler, serbest piyasa demokrasisinin bazı ülkeler için model olduğu Orta Doğu’daki yeni ittifaklarıyla da övünüyordu. Bazı karşıtları Davutoğlu’nu İran’ın nüfuzunu dengelemek için Sünni bir blok oluşturmaya çalıştığını savunuyor. Bu görüştekiler, ‘Türkiye’nin Esad muhalifi Sünniler ve özellikle Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e desteği bunu açıklıyor’ diyorlar. Türkiye, Iraklı Sünnilere ve son zamanlarda Kürtlere de desteğini saklamıyor. Irak’ın Şii Başbakanı Nuri el Maliki, Türkiye’yi ülkesinde mezhep gerginliğini kışkırtmakla suçladı. Erdoğan ve Davutoğlu da Maliki’yi mezhep ayrımcılığıyla itham etti. Suriye’deki birçok kişi Türkiye’nin kendilerini kurtarmaya geleceğini umuyor. Başkanlık seçimleri yaklaşırken ABD dış politika maceralarına girme konusunda istekli değil. NATO’nun müdahalesi de olası görünmüyor. Peki orada bir katliam olursa ne olacak? Türk askeri sınırı geçecek mi? Davutoğlu’nun bu sorulara cevapları hazır değil. Ama kesin olan bir şey var. O da Davutoğlu’nun çok daha uykusuz geceler geçireceği.
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.