Malatyaspor Başkanı İlhan Kavuk, beraberinde 2. Başkan Fahrettin Eserdi, Genel Sekreter ve Basın Sözcüsü Ali Cengiz olduğu halde, hafta başında Ankaraya uçarlar.
Amaçları, Türkiye Futbol Federasyonunda Malatyasporun işleriyle ilgili görüşmelerde bulunmaktır. Bu doğrultuda TFF Genel Sekreter Yardımcıları Gıyasettin Şenman, Adnan Ersan, Özcan Şepik, Profesyonel İşler Müdürü Zafer Önder İpek, Gözlemci ve Temsilciler Kurulu Müdürü Baki Şahin ile görüşürler.
Akşam saatlerinde işleri biter ve hemen Malatyaya dönmek isterler. Çünkü Malatyaspor hafta sonu Elazığsporla kritik bir maç oynayacaktır; bir an önce Malatyada olmaları gerekmektedir. Ancak o gün Ankaradan Malatyaya uçak bulunmamaktadır. Yanlarında araç da getirmemişlerdir. Çaresiz otobüsle Malatyaya döneceklerdir.
İşadamı Başkan İlhan Kavuk, 15 yıldır otobüsle seyahat etmemiştir, AŞTİyi (Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali) görmüşlüğü de yoktur. Ama yol işi kısmet işidir, nasibinde otobüsle yolculuk vardır, kerhen otobüs yolculuğuna razı olur. Otobüslerde yer de yoktur, rica-minnet bir yerlerden ayarlanır ve otogara hareket edilir.
Heyet otogara girdiğinde pek tanınmak istemez, çünkü Malatyaspor meselesi her Malatyalının kendisini fikir beyan etmekte zorunlu saydığı bir meseledir. Mümkün mü? Kısa sürede fark edilirler, Malatyalılar etraflarını sarar, Malatyaspora yardım sözü verenler, yaptıkları yardımın takibini isteyenler, yaptığı işle katkı sağlayacağını düşünüp kartlarını uzatanlar, Malatyasporun halini soranlar derken etraflarında hatırı sayılır bir kalabalık oluşur. Malatyaspor yöneticileri etrafta biriken kalabalıkla bir anda asker uğurlaması görüntüsü verirler.
O sırada çevredekilerden birinin şöyle dediği duyulur:
Ya Malatyaspor bu kadar mı kötü duruma düştü? Koskoca başkan bile otobüsle yolculuk ediyor?
Bu söz, Malatyasporun 1970li yıllarda yaşanmış ve daha önce malatyahaber.com sütunlarında anlatılmış bir öyküyü anımsatır.
1970lerin ortaları.. Dönemin Malatyaspor Başkanı merhum Sami Nebioğlu, Mıho Osman lakaplı Osman Çağlı, Gazeteci Merhum Erhan Kırçuval ve işadamı Hüseyin Bingöl transfer görüşmelerinde bulunmak üzere İstanbula giderler. Görüşecekleri teknik direktörler ve futbolcuları etkilemek, yani poz yapmak amacıyla, konaklamak için tarihi Pera Palas Otelini tercih ederler.
O Pera Palas ki uluslar arası yayın organlarının bugün bile ölmeden önce görülmesi gereken yerler listesinde baş sıraları çekmektedir.
İşadamı Kemal Derinkök, Malatyaspora dönemin şartlarına göre hatırı sayılır bir para sözü vermiştir. Aslında Derinkökün getireceği paraya güvenildiğinden, Pera Palasta kalmakta bir sakınca görülmemiştir.
Yeri gelmişken, Pera Palasın işletmesini bu tarihlerden sonra alan hemşerimiz merhum Hasan Süzerin, oteli Malatyanın ve Malatyasporun hizmetine bedelsiz açtığını, defalarca ücret almadan konuk ağırladığını, ağırlanmanın baş aktörlerinden birinin eskiden Turizm İl Müdürlüğü yapmış, bu bakanlığın Kültür Bakanlığıyla birleşmesiyle Kültür ve Turizm Şube Müdürü olan, değişik dönemlerde yöneticilik yapmış, halihazırdaki yöneticilerden Ali Cengizin çektiğini; resepsiyonun bilmeden hesap sorduğu durumlarda 101 numaraya yaz (Atatürkün kaldığı ve bir çeşit müzeye dönüştürülmüş, müşteri alınmayan oda) dendiğini anımsatalım.
Malatyaspor yönetimi bir süre otelde kalır, transfer görüşmeleri yapılır, kendi olanaklarıyla bir süre hesap ödenir. Ne var ki Derinkökün sözünü verdiği para bir türlü gelmemektedir. Masraflar da çekilecek gibi değildir, otelden yiyip içemezler. Ne yapalım, ne edelim diye düşünürken akıllarına dışarıdan domates, biber, salatalık peynir vesaire satın alıp, otelde yemek gelir. İyi de bunu koskoca otele nasıl sokacaklardır?
Tabii bu anda imdada Erhan Kırçuval zekası yetişir; merhum manavdan satın aldığı sebzeleri, peyniri, zeytini Beyoğlunun meşhur Mis Pastanesine götürür, oradaki çalışana 2,5 lira bahşiş verir ve bunları bir güzel paketlettirir. Paket otele sanki pastaymış gibi sokulacaktır.
Bir odada toplanırlar, atıştırmaya başlarlar, o esnada Osman Amcanın susayacağı gelir, zile basar, kat görevlisi gelir ve ondan su ister. İçeri girdiğinde ekibin hıyar ekmeğe düştüğünü gören kat görevlisi, bunlar hesap ödemeden kaçacaklar zannıyla otel idaresini hemen durumdan haberdar eder. Heyet, bir vesile otelden dışarı çıkmaya kalktığında resepsiyondan seslenilir:
Beyler otelimizin prensibi gereği ara hesap alıyoruz. Hesap lütfen...
Kaçıp göçmeyeceklerini görevliye anlatamazlar. Çaresiz ara hesap ceplerdeki parayla görülür.
Zaten kısa bir süre sonra Kemal Derinkökün parası gelir, Malatyaspor heyeti zenginler..
FOTOĞRAFLAR: Malatyaspor Başkanı Kavuk ve Basın Sözücüsü Cengiz, Ankara Otogarı'nda otobüsün kalkışını beklerken..