ABD telgraflarına göre Çalık, 1990larda meteliksiz halde gittiği söylenen Türkmenistanda servet yaptı. Niyazovun oğlu gibiydi. Türkmenistanın ikinci en kuvvetli adamıydı.
Başbakan Erdoğanın çılgın projesinin makul bir yönü varsa, o da çıkış noktası. Kanalİstanbulun öncelikli amacı, İstanbul Boğazının bypass edilmesi. Başka deyişle, Karadeniz-Akdeniz hattında devam eden deniz taşımacılığı, özellikle de petrol tankerleri için Boğaz yerine, başka bir yol açılması hedefleniyor. Bu yeni bir hedef değil. Güzergâhının, Ünye-Yumurtalık olarak değiştirilmesi dolayısıyla da 100 km kadar kısalması gündemde olmasına rağmen bugün hâlâ Samsun-Ceyhan diye anılan boru hattı projesi de yine bypass mantığıyla, hem de sadece İstanbul değil, Çanakkale Boğazının da petrol nakliyatında devredışı bırakılıp, Rus ve belki de Kazak petrolünün Karadeniz kıyısından boru hattıyla Türkiyenin Akdenizdeki bir limanına taşınıp burada tankerlere yüklenmesi hedeflenerek projelendirildi. Samsun-Ceyhanın son beş yıllık hikâyesi ise projenin, teknik zorluklarını da aşan karmaşıklıkta siyasi engelleri olduğunu ortaya koydu. 550 km. uzunluğunda, yılda 60-70 milyon ton petrol sevkiyatı kapasiteli ve 4 milyar dolar maliyetli olarak projelendirilen Samsun-Ceyhan hattında Türkiyeden Çalık Enerji ile İtalyadan ENI ortak. Proje, Rus şirketlerinin yılda en az 25 milyon tonluk sevkiyat garantisi vermesiyle fizibilitesini sağlıyor. Ancak Başbakan Erdoğanın mart ayındaki son Moskova ziyareti öncesinde de gündeme geldiği üzere, Rusyanın boru hattının sahiplik yapısında çoğunluk hissesi istemesi sıkıntı yaratıyor; Türkiye, bu konudaki kontrolü elinden bırakmaya niyetli değil. Bununla birlikte, Samsun- Ceyhana alternatif olarak sunulan Yunan-Bulgar projesi Burgaz-Dedeağaç Hattından Rus şirketlerinin çekildiğinin açıklanması, Samsun- Ceyhanı ufku açık bir proje olarak hâlâ gündemde tutuyor.
WikiLeaks Türkiye Belgeleri kapsamında, son on yılın enerji projelerine çok geniş yer ayıran yüzlerce gizli telgraf var. Samsun- Ceyhan projesi de, bu Amerikan ilgisinden payını alıyor. Biraz da bu ilgi vesilesiyle, Çalık Enerjinin ve bu grubun patronu Ahmet Çalıkın da ismi kriptolarda sıkça geçiyor.
1958 Malatya doğumlu işadamı Ahmet Çalık, malum, sadece Çalık Enerjinin patronu değil; inşaat, tekstil, finans, telekomünikasyon dahil birçok alanda yatırımı olan, Sabah-ATVnin sahibi Çalık Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı. Çalıkın adı dün yine büyük bir projeyle haberlere yansıdı. Irakın en büyük elektrik yatırımı olacak olan Kerbelâdaki El Hayrat Santralının temeline ilk harç, Irak Başbakan Yardımcısı Hüseyin Şehristani ve Ahmet Çalık tarafından atıldı. Biz de bugün, Çalık Grubunun, özel olarak da Ahmet Çalıkın adının Amerikan kriptolarında nasıl geçtiğine bir bakalım dedik.
AKPye çok yakın olması eleştiriliyor
8Mayıs 2006 tarihli ve HASSAS kodlu telgraf Türkiye, Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı için Çalıkı Seçer başlığını taşıyor. ABDnin Ankara Büyükelçisi Ross Wilsonın onayıyla Washingtona gönderilen telgrafın başlangıcındaki ÖZET bölümünde, Türk hükümetinin, boğazlardan tanker trafiğini azaltma amaçlı petrol bypass projesi için Çalık Enerjiyi seçtiği ve bu gruba altı aylık bir şartlı lisans sunduğunu duyuran cümleden hemen sonra şu çekince not düşülmüş:
Bizim irtibatta olduğumuz kişilerden birçoğu, AKPli siyasetçilere yakın Ahmet Çalıkın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Çalık Grubunun nakliyatçıları ve finansörleri bu projeye getirecek kapasiteye sahip olup olmadığını sorguluyor.
Telgrafın devamında, Samsun-Ceyhan boru hattının fizibilite çalışmasında İtalyan ENI şirketi ile işbirliği yapan Çalık Enerjinin, projeyi üstlenmesiyle ilgili şu eleştiriye de yer verilmiş:
İrtibatta olduğumuz kişilerden bazıları Çalıka rekabete dayanmayan bir süreçte lisans verilmesini sorgulamaktadır. Enerji Bakanı (Hilmi) Güler, bu sürecin Baku-Tiflis-Ceyhan hattı gibi diğer büyük projelerde izlenen yolla tutarlılık arzettiği savunusunda bulundu ancak Cumhurbaşkanı (Ahmet Necdet Sezer kastediliyor), mahkemeler ya da başka çevreler hâlâ itirazda bulunabilirler.
Telgrafın bundan sonraki bölümü ise, Çalık Enerjinin patronu Ahmet Çalıkın Amerikan merceğinden yazılmış bir portresini içeriyor. Aynen aktarıyoruz:
AHMET ÇALIK KİMDİR?
Çalık Grubu, Türkiyede, asıl işi olan tekstilden enerjiye, telekoma, inşaata ve bankacılığa yayılmış orta büyüklükte bir holding şirketidir. Ankaradaki muazzam yeni ofisinde, Çalıkın CFOsu Semih Ergür (Çalıkta 2004-2007 döneminde yöneticilik yapan Ergür, şu anda Gama Enerjinin Genel Müdürü) bize kısa bir süre önce şirketin ilgi alanını çeşitlendirdiğini, özellikle de enerji ve telekom sektörlerini hedef aldığını söyledi. Çalık, Bursa Belediyesi doğalgaz dağıtım şebekesi özelleştirme ihalesini ve Çankırı kömür madeni/enerji tesisi projesini kazandı.
India Oil Şirketi (Hindistanın en büyük ticari kuruluşu olan India Oil, Asya kıtasının en eski enerji şirketi olarak da biliniyor) ile ittifak kuran ve aynı zamanda Ceyhanda bir rafineri için de planlarını açıklayan Çalık, TÜPRAŞ devlet rafinerisi için yapılan ihalede başarısız oldu. Etilsat (Birleşik Arap Emirlikleri) ile ekip kurarak girdiği Türk Telekom özelleştirilmesinde de teklifi kabul görmedi. Çalık şimdi İtalyan Banca IMI Sanpaolo ile ortak olarak, Türk Şekerbankın özelleştirilmesi için yarışıyor.
Şirketin kurucusu Ahmet Çalık, 1990ların başında, o zamanlar SSCBden bağımsızlıklarını yeni kazanan Türki Cumhuriyetlerle Türkiyenin bağlarını geliştirmek için nüfuz kullanan Cumhurbaşkanı Turgut Özalın referansıyla ve meteliksiz bir halde gittiği anlatılan Türkmenistanda servet yaptı. Çalık, hızla Türkmen Devlet Başkanı (Saparmurad) Niyazov (sonradan kendisi Saparmurad Türkmenbaşı adını aldı) ile yakın ve verimli bir ilişki geliştirdi, hatta kendine bir bakanlık pozisyonu ve Türkmen pasaportu bile elde etti ve kendisini, yabancı iş çevreleri için Türkmenistanda geçilmesi gereken en önemli kanal haline getirdi. Çalık, EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası) tarafından finanse edilen tesislerde Batılı şirketlere hizmet sunmayı da kapsayan ziyadesiyle başarılı bir tekstil işi kurdu. Daha sonra, inşaat ve enerji/doğalgaz alanına yayıldı. Çalık birkaç doğalgaz santralı inşa etti ve bunları halen işletiyor. Çalık bu santrallar için 16 adet GE (General Electric) türbünü satın aldı ve GE Power şirketinin bölgedeki en iyi müşterilerinden biri oldu.
Ancak son yıllarda, Çalıkın Niyazovun gözündeki yıldızının sönmeye başladığı anlatılırken, Çalık ve grubu da bilinçli bir şekilde Türkiyedeki işlerini çeşitlendirmeye başladılar. Ahmet Çalıkın, Türkiyede iktidardaki parti olan AKPye çok yakın olduğu düşünülüyor, ancak onun aynı zamanda hâlihazırda ABDde yaşayan alternatif bir İslamcı şahsiyet olan Fethullah Gülenle de yakın bağları var. İrtibatta olduğumuz kişilerden birçoğu, Çalıkın AKPye yakınlığının onun Bursa gaz dağıtım şebekesi gibi kazançlı hükümet ihalelerini almasına yardım ettiğine inanıyor. Ancak Çalık, Özelleştirme İdaresinin yönettiği ve yakın gözetimde tutulan özelleştirmeleri kazanamadı. Esasen, bu boru hattı işinin açık ve rekabetçi bir ihale süreci yaşanmaksızın münhasıran Çalıka verilmesi konusunda başlangıçta bakanlar arasında tartışma yaşandı. (NOT: Çalık Genel Müdürü Erdal Çelik, Mali Müsteşarlara büyükelçilik personeli kastediliyor kendilerinin iktidardaki partiyle iyi ilişkiler sürdürmek yönündeki normal iş uygulamasını devam ettirdiklerini söyledi. NOTUN SONU.)
Türkmenistanın iki numarasıydı ama...
Bu telgrafın Samsun-Ceyhan Projesiyle ilgili ayrıntılara ve Çalık Grubunun tercih edilmesine ilişkin benzer eleştirilere yer veren devam bölümünü, Tarafın internet sitesindeki orijinal metinden okuyabilirsiniz. Biz şimdilik, 12 Şubat 2007de ABDnin İstanbul Başkonsolosu Deborah Jonesun kaleme alarak Washingtondaki adreslerin yanı sıra, ABDnin Aşkabat, Bakü, Moskova, Pekin ve Paris büyükelçiliklerine de gönderdiği bir telgraftan Ahmet Çalıkla ilgili bazı notlar aktarmakla yetineceğiz.
Bu telgrafın başlığı, Çalıkla Aşkabatın Liderliği Üzerine. Telgraftan öğreniyoruz ki, metnin girişinde Türk oligark ve Aşkabatı uzun zamandır içinden bilen bir kişi olarak tanıtılan Ahmet Çalık, 11 Şubat 2007 tarihinde Türkiyeyi ziyaret eden ABD Güney ve Orta Asyadan sorumlu Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Steven Mann ile buluşarak, Amerikalı yetkiliye Türkmenistanla ilgili bilgiler aktarmış. Amerikalıların Türkmenistan konusunda içeriden bilgi ihtiyacı kadar, Çalıkın Ankara ve Aşkabat üzerindeki nüfuzundan yararlanma arayışı hakkında da bir fikir veren bu telgrafta, Çalıkın, Türkmenistanın üçüncü devlet başkanının kim olacağından Aşkabattaki siyasi şahsiyetlerin muhtelif ilişkilerine, Çin ve Rusyanın bu başkentteki her türlü bağlantılarına kadar birçok konu hakkındaki bilgi ve izlenimlerini Amerikalılara aktardığını görüyoruz.
Orijinal metni yine Taraf ın internet sitesinde okunabilecek olan bu telgraftan, bugün buraya, Ahmet Çalıkın Aşkabattaki konumuna ilişkin birkaç not aktaralım:
Çalık, geçici Devlet Başkanı (Gurbanguli) Berdimuhammedovu (Türkmenistanın Niyazovdan sonraki ikinci cumhurbaşkanıdır ve 24 Aralık 2006dan beri bu görevdedir) 1997de, onun Sağlık Bakanı olarak ilk yurtdışı gezisini Türkiye üzerinden İsraile yaptığı dönemden beri tanımaktadır. Çalık kendisine İstanbulda refakat etti ve Berdimuhammedov bu esnada yazılı konuşma notları dışında tek bir kelime bile etmedi. Çalık bunun ya çok zekice ya da çok aptalca olduğunu düşündü ama şimdi ilk fikrine (zekice olduğu fikrine) daha meyyal. Daha sonraki yıllarda, ikisi de (Çalık ve Berdimuhammedov) Aşkabatta aynı apartmanda oturdular (binayı Çalıkın inşaat şirketi yapmıştı) ve daha yakın bir ahbaplık geliştirdiler. Çalık, Berdimuhammedovu çok akıllı ve ayrıntılara hâkim biri olarak görüyor.
(... ) Çalık devlet başkanlığı yemin töreni için Erdoğanın heyetinde Aşkabata gidecek. Mann, Türk heyetinin Berdimuhammedovu, mevcut gaz satış düzenlemelerinde değişikliğe gitmesini beklemediğimiz konusunda temin etmesini ama Türkmenistanın bu meseleleri tam ve doğru olarak Türkiye ve ABD ile konuşma fırsatı bulmadan önce üretim ve ihracat için yeni taahhütler altına girmemesi gerektiğini de söylemesini istedi. Çalık bu mesajı onayladı ve Berdimuhammedovu bu erken aşamada somut bazı taahhütlere zorlamanın akıllıca olmayacağını söyledi.
(... ) Çalık, bağımsızlığını kazanmasından beri Türkmenistandaki oyunculardan biri ve Niyazovun saltanatı sırasında bir aşamada ülkedeki en kudretli ikinci adam olduğu söyleniyordu. Yeni rejim altında enerji, inşaat ve tekstil alanındaki fırsatları konusunda kaygılandığı aşikâr ve Rus nüfuzuna karşı çıkmakta ve (Türkmenistandaki) yeni liderliğe Türk ve Amerikan hükümetleri üzerinde nüfuza sahip olduğunu göstermekte güçlü bir çıkarı var. Çalık, Niyazovlu yıllar boyunca ağzını kapalı tutmasıyla ün yapmıştı, dolayısıyla da Aşkabattaki gelişmeler konusunda uzun uzadıya ve ayrıntılı biçimde konuşması bile kaygısının bir göstergesidir.
En fazla imtiyaza mazhar değil artık
Amerikalı diplomatların, Çalıkın bu kaygısından ve bu kaygıdan kaynaklanan konuşma isteğinden yararlandıklarını gösteren başka telgraflar da mevcut. Bu konudaki en ilginç örneklerden biri, ABDnin Aşkabat Büyükelçiliği Maslahatgüzârı Richard Hoaglandın 24 Eylül 2007de yazdığı KİŞİYE ÖZEL telgraf. Türkmenistan: Bir Türk İşadamı Kaygılanıyor başlıklı kripto, Hoaglandın Çalıkla yediği dört saatlik özel yemek boyunca konuşulanlara ayrılmış. Kriptonun girişindeki ÖZET bölümü, ABDnin Çalıka bakışı hakkında da bir fikir veriyor:
Türk işadamı ve Türkmenistanı içinden bilen Ahmet Çalık (metin boyunca koruyun) Devlet Başkanı Berdimuhammedovu zayıf diye nitelendiriyor çünkü kendisi yabancıların, özellikle de Rusların çıkarlarına tabi. Çalık, Türk Başbakanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gülün Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan arasında üçlü bir enerji zirvesi düzenlemeye istekli olduklarını söylüyor. Çalık, Türkmenistanın nispeten normal, bağımsız bir ülke olarak ayakta kalabilmesi için demokrasi, açık ekonomi ve hukuk düzenini kurması gerektiğini söylüyor. Çalıkın Berdimuhammedovla ilgili görüşleri kendi özel durumunu yansıtsa da, onun 15 yıldır Türkmenistanın içyüzünü bilen bir kişi olması nedeniyle, yine de bu görüşler dikkate almaya değer. Ancak Çalıkın Devlet Başkanı Niyazovun ölümünden sonra en fazla imtiyaza mazhar statüsünü yitirmiş olması, onun görüşlerine rengini veriyor da olabilir.
Telgrafın devamında Çalıkla ilgili şu not da var:
Çalık, Türkmenistanda yatırım yapmaya (önce tekstil ve inşaat alanında, şimdi aynı zamanda enerjide) 1992de başladı. Bir Türk vatandaşı olmasına rağmen, kendisine oğlu gibi davranan eski Devlet Başkanı Niyazovun sırdaşıydı; Niyazov ona Türkmen vatandaşlığı verdi ve Başbakan Yardımcısı yaptı.
Daha sonraki bölümlerde ise, mesela Hoaglandın Çalıka Berdimuhammedov kim? Devlet başkanlığına nasıl seçildi? Onu iktidara kim getirdi diye sorduğunu, Çalıkın da bu sorulardan üçüncüsüne Silahlı adamlar diye bir çırpıda cevap verdiğini öğreniyoruz. Türkmenistandaki iktidar ilişkilerini, Rus nüfuzunu ve muhtelif çekişmeleri konu alan uzun telgrafın en sonunda, ABDnin Aşkabattaki Maslahatgüzârı Hoaglandın Çalıkın bir dereceye kadar komplo teorilerine inandığı aşikâr notunu düştüğünü de belirterek bitirelim.