Ticaret ve Sanayi Odası ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Türk Ocakları ve Ülkü Ocakları Malatya Şubelerinden, Tokat'ta 7 askerin şehit edilmesi olayına tepki geldi. Türk Ocakları Şubesi ayrıca, Ergenekon Köprüsü'nün adının değiştirilmesi girişimlerine de karşı çıktı.
ADD'DEN..
Atatürkçü Düşünce Derneği Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, Tokat'taki saldırıda 7 askerin şehit edilmesiyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
"Tokat Reşadiye ilçesi Sazak köyü yakınlarında devriye görevi yapan askerlerimiz hainlerce pusuya düşürülerek 7 askerimiz şehit edilmiştir.
PKK terör örgütü militanlarını ihanet Açılımı töreninde, bando mızıka, çiçeklerle, çikolatalarla, şenliklerle karşılayanların, ömrünü bu ülkeye hizmetle geçirmiş, terörle mücadele etmiş generalleri, bu ülkenin yurtseverlerini henüz kanıtlanmamış örgüt iddiasıyla aylardır hapishanelere tıkan iktidar sahiplerinin ellerine şehitlerimizin kanı bulaşmıştır.
Yurdumuza, dilimize, geleneklerimize, mahallelerimize tecavüz eden, çocuk katillerini Açılım adına kucaklayanlar, yalnız dağdakileri değil kentlerdeki milisleri de cesaretlendirdiler. Artık yalnız dağlarımız değil kentlerimiz, sokaklarımız yaşanmaz hale getirildi.
ABD, AB ve birtakım güçlerin el birliğiyle tezgâhlanan Açılım dan güç alan DTP Milletvekili Emine Ayna da, Özgürlük yolunda gücümüz bugün on kat artmış oldu diyebildi, Ne mutlu Türküm diyemeyenlerin, dönüp dolaşıp bölücülüğün kucağına oturmaları kaçınılmaz olarak gerçekleşti. AKP'nin Grup Başkanvekili olan Ayşenur Bahçekapılı Türklük tanımı kalkacak!.derken, Türk bayrağı asan evler taşlı, Molotoflu saldırılara uğrar oldu.
ABD-AB-DTP işbirliği ülkemizi hızla iç savaşa sürüklemektedir. Kendi devleti ile savaşan bir iktidarla ve koalisyonla karşı karşıyayız.
Bu ulus On binlerce evladını, Çanakkalede kefensiz, mezar taşsız. Toprağa verdi. Hiçbirine üzülmedi, ağlamadı. Çünkü O Şehitlerden aldığı güçle, bu millet ayağa kalkmış, dünyaya örnek bir bağımsızlık Savaşını gerçekleştirmiştir.
Şimdi yeniden bir bağımsızlık savaşının eşiğinde, Şehitlerimize üzülmeyeceğiz, ağlamayacağız. Onlardan aldığımız güçle ayağa kalkıp üzerimizde oynanan kirli, kanlı oyunları bozacak, yapılan ihanetlerin hesabını soracağız. Ancak o zaman şehitlerimize olan borcumuzu ödeyebiliriz.
Tokatda 7 askerimizin şehit edilmesi ve 3 askerimizin yaralanmasına yol açan terör eylemini ve bu eylemi yapan eli kanlı terör örgütünü şiddetle kınıyoruz.
Türk Milleti'nin ve şehit yakınlarının başı sağ olsun. Yaşanan kaos ortamı göstermektedir ki; başından beri savunmakta olduğumuz gibi etnik yapıya dayalı "açılım politikası" iflas etmiştir. Bu politikayı devam ettirmekteki ısrar ülkeyi kan gölüne çevirecektir. Derhal bu uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Doğru çözüm Atatürkçü düşünce sisteminde, çağdaş demokraside ve çağdaş ulusçuluk anlayışındadır. Atatürk ilkelerinin topyekun uygulanmasındadır.
Bu duygularla, şehitlerimize tanrıdan rahmet, ailelerine ve tüm Türk ulusuna başsağlığı diliyoruz."
TÜRK OCAKLARI'NDAN..
Türk Ocakları Malatya Şube Başkanı Nadir Günata da, Tokat'taki hain saldırı ve Malatya'da Ergenekon Köprüsü'nün adının değiştirilmesi girişimlerine karşı tepkilerini açıkladı.
Günata'nın açıklaması şöyle:
"1- Dün Tokatta şehit düşen askerlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabırlar diliyoruz. Terörün ve teröristlerin açılım adı altında azgınlaştığı, pervasızlaştığı, her yeri yakıp yıktığı, akla hayale gelmeyecek tekliflerle ve isteklerle ortalığı kasıp kavurduğu bu günleri hep beraber yaşıyoruz. Devlet otoritesinin sarsıldığını, eşkıyanın hiçbir kurum ve kuruluştan çekinmeden her istediğini yaptığını TV ekranlarından hayret ve dehşet içinde izliyoruz. Daha dün DTP ile görüşmeyi Dağlıca baskını oldu diye erteleyenler, bugün de molotoflu saldırı sonucu İstanbulda hayatını kaybeden genç kardeşimizin haberi duyulduktan sonra taş atan çocuklarla ilgili verdikleri tasarıyı geri çektiler. Devlet politikaları akan kana, ölen insan sayısına göre değişmez. Dün Polis Akademisinde açılım görüşmelerini yaptıranlar, bugün başta çevik kuvvet olmak üzere polis kardeşlerimizin üzerine yağmur gibi taş, molotof kokteyli ve patlayıcı madde yağmasından gerekli dersi çıkarırlar herhalde. Bizler bu olaylar karşısında Devlet otoritesini ve kudretini görmek istiyoruz. Daha köklü ve daha radikal kararlar bekliyoruz.
2- Malatya Belediye Meclisinde verilen bir öneri ile Ergenekon Köprüsünün isminin değiştirilmek istenmesi konusunun tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir.
Nasıl ki İslami Terör ya da İslamcı teröristler denilerek yüce dinimiz yıpratılmaya çalışılıyor ve de bu terör kavramı yerleştirilerek İslam ülkelerine yapılacak operasyonlara zemin hazırlanıyorsa, ülkemizde yapılan çete operasyonlarına da Ergenekon isminin verilmesi aynı mantığın sonucudur. Ergenekon, zihinlere sürekli olarak yasa dışılık, cinayet, çete, mafya, katliam, darbe için alt yapı oluşturan terörist bir şebeke olarak yerleştirilmeye çalışılmaktadır.
Ergenekon Türk Milletinin varoluş efsanesidir. Bir milletin kültürü ile mitolojisi birbirinden farklı kavramlar değildir, her ikisi de aynı hayat felsefesinden beslenmektedir. Kültür; bir milletin, dilini, sanatını, hukuk ve ahlak anlayışını, duygularını, inançlarını aksettirir. Çünkü bir milletin folklorunu ve edebiyatını belirleyen, mensuplarının idrak âlemini oluşturan değerlerin özünde o milletin kültürü vardır. Dolayısı ile kültür dünyamızın önemli öğelerinden olan Ergenekon Destanına, yaratılmaya çalışılan tüm aleyhte kampanyanın aksine gereken önemi vermeliyiz.
Türk milleti büyüktür. Türk milleti bitti tükendi denilen yerde yeniden doğmayı bilen millettir. Ergenekon, Türk milletinin bu büyük işleri yaparken güç ve ilham aldığı bir büyük efsanenin adıdır. Olaya bu pencereden bakmak gerekirken, malum çevrelerin etkisi altında kalarak Ergenekon isimli köprünün ismini değiştirmek yanlıştır. Üstelik de bu malum davaya Ergenekon isminin verilmesinin Türk Milletinde meydana getirdiği hoşnutsuzluğa rağmen Malatyada da yaratılacak olan rahatsızlığın farkında olunarak merhum Muhsin Yazıcıoğlunun isminin verilmesi kurnazlığı da çok düşündürücüdür. Bu öneriyi verenler maden rahmetli Yazıcıoğlunu çok seviyorlar; o zaman en sevdikleri yere Onun adını versinler de sevgilerini ispat etsinler görelim. ERGENEKON ismine dokunmasınlar."
TSO'DAN..
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç da, Tokat'taki terörist saldırıyı kınadı ve "Tokatın Reşadiye ilçesine bağlı Sazak köyü yakınlarında vatani görevlerini yaparken teröristlerin kurmuş oldukları pusuda, şehit düşen vatan evlatlarına ALLAHtan Rahmet, yaralılara acil şifalar, Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı dileriz.
Teröristler vatan toprakları üzerindeki karanlık ve kirli emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaklardır.
Bu günler birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerdir. Herkes sağduyulu olmalıdır. Zaten terörün amacı toplumda korku yaratmak ve güvensizlik ortamı oluşturmaktır.
Bizler toplumun her kesimindeki insanlar, kurumlar, kişiler olarak terörün amacına ulaşmaması için toplum olarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek ve pekiştirmek zorundayız." dedi.
ÜLKÜ OCAKLARI'NDAN..,
Ülkü Ocakları Başkanı Burhan Coşkun ise şu açıklamayı yaptı:
"Dün bu saatlerde, Tokat ilimizin Reşadiye ilçesi Sazak köyü yakınlarında devriye görevi yapan ve içinde 10 Mehmetciğimizin bulunduğu Jandarma aracına pusu kurup, çapraz ateş açan terör örgütü PKK, maalesef 7 mehmetciğimizi şehit etmiş, 3 askerimizi yaralamıştır.
Yüce Türk Milletine, Türk Silahlı kuvvetlerine ve şehit yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. En zor şartlar altında ülkemizin huzur ve güvenliğini sağlamak için görev yapan aziz şehitlerimize Cenabı Allahtan rahmet, yaralı askerimize acil şifalar diliyorum.
İyi işler olacak denilerek aylardır devam eden gelişmelerin geldiği noktada iyi şeylerden söz etmek mümkün değildir. Biteceği söylenen terör azmıştır. Kandil kadrolarına şehir teröristleri dahil olmuştur. Kardeşliğimiz ağır yara almıştır. Milli birlik denilen sözde projeden ayrışma ve husumet doğmuştur.
Önce, Kandil kadrolarının hükümetin teşrifatı ile Haburdan giriş yapmaları ve sonra İmralı canisi ile hükümet arasındaki kanlı, barutlu, taşlı sopalı pazarlıklar gelinen noktayı milletimizin gözleri önüne sermektedir.
Önce, Mardindeki bir erimizin şehadeti, daha sonra şehir eşkiyalarının yaktığı otobüste can veren lise öğrencisi genç kızımızın vefatı ve dün Reşadiyedeki acı kayıplarımızla birlikte yaşanan olaylar son derece vahim ve kaygı veren bir hal almıştır.
Bu gelişmelerin tamamının sorumluluğu hükümetin sözde demokratik açılım adını verdiği yıkım projesidir.
Ayaklanma provalarının tırmandığı, şehadetlerin arttığı, saldırıların ve huzursuzlukların yoğunlaştığı bu süreçte hükümete tavsiyemiz; gelin, girdiğiniz yanlış yoldan biran önce dönün. Daha fazla tahribata neden olmadan başlattığınız sözde açılımı terk edin. Son terörist teslim oluncaya kadar PKK ile mücadele edin.
Ve hangi şart olursa olsun terör örgütünü ve onun elebaşı İmralı canisini muhattap kabul etmeyin. Şehitlerimizin ruhu, gazilerimizin duygu ve hisleriyle oynamayın.
Bu duygu ve düşüncelerle; Vatanımızın bölünmez bütünlüğü için toprağa birer cemre gibi düşen tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, Aziz hatıraları önünde; Saygıyla eğiliyorum."
