SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'İnsan Geldiği Yeri Unutmamalı'

A- A+ PAYLAŞ

Hekimhan ilçesi Kocaözü Beldesi'ndeki ilkokuldan sıra arkadaşı olan Fransa Rouen Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Cafer Özkul (üstteki fotoğrafta solda) ile TÜBİTAK Bilim İnsanını Destekleme Dairesi Başkanı Prof.Dr. Cemil Çelik (fotoğrafta sağdaki), Atatürk'ün Malatya'ya gelişinin 77. yıldönümü dolayısıyla belediyece düzenlenen "Eğitim ve Bilimin Kalkınmadaki Yeri" konulu panelde konuştular.

Panele ilişkin olarak Belediye Basın Bürosu'nun yayınladığı bülten özetle şöyle:

"..Malatya Belediye tarafından, Atatürk’ün Malatya’ya Gelişinin 77. Yıldönümü nedeniyle düzenlenen “Eğitim ve Bilimin Kalkınmadaki Yeri - Fransa ve Avrupa Örneği. Türkiye Hangi Konumda?” konulu panel ilgi gördü.

Belediye Konferans Salonu’nda saat 14.00’de gerçekleştirilen Panele Vali Halil İbrahim Daşöz, AKP Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, Belediye Başkan Vekili Osman Bayram, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş, Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, TSO Başkanı Hasan Erkoç, bazı ilçe ve belde belediye başkanları, bazı vakıf-dernek ve oda başkanları, İl Genel Meclis Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri, akademisyenler, öğretmen ve öğrenciler ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Belediye Başkanı H. Cemal Akın’ın il dışı programı nedeniyle katılamadığı panelin açış konuşmasını yapan Belediye Başkan Vekili Osman Bayram, düzenlenen panel nedeniyle iki farklı duyguyu bir arada yaşadıklarını ifade ederek, “Zira 77 yıl önce bugün Cumhuriyetimizin kurucusu, eşsiz kumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk şehrimize teşrif etmişler, bu vesileyle Malatya'da yapılmakta olan ticari ve sınaî faaliyetleri bizzat yerinde incelemişler ve her zaman güler yüzlü olan, misafirperver Malatya halkıyla kucaklaşmışlardı.

Bu vesileyle Atatürk'ü ve Onun manevi şahsında, yedi düvele ve emperyalizme karşı kahramanlık destanları yazmış aziz silah arkadaşlarını saygı, rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum."

Bayram, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk Milletinin önüne “Çağdaş uygarlık seviyesinin de üstüne çıkma” hedefini koyduğunu belirterek, “Belki ülke olarak bugün bu hedefe tam anlamıyla ulaşmamış olabiliriz. Ancak bugün bu hedefe birey olarak ulaşan birçok insanımız ve hemşerimiz bulunmaktadır. Bunlardan iki değerli bilim adamını bugün, bu anlamlı günde kendi şehirlerinde misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Hem Cafer Özkul hocamız hem de Cemil Çelik Hocamız, çok zor şartlar altında dahi ülkesine ve milletine faydalı birer evlat olarak yetişmişler ve sonraki nesillere bir model, bir örnek olmuşlardır” dedi.

Program sırasında başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile milletvekilleri, YÖK Başkanı ve çok sayıda rektörden gelen telgraflar okundu.

Ardından, panel konuşmacısı olan hemşehrilerimiz Fransa Rouen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cafer Özkul ve TÜBİTAK Bilim İnsanını Destekleme Dairesi Başkanı Prof.Dr. Cemil Çelik’in özgeçmişlerini ve Rouen üniversitesinin tarihi gelişimini anlatan bir sunum yapıldı.

Sunumdan sonra başlayan panelde ilk sözü TÜBİTAK Bilim İnsanını Destekleme Dairesi Başkanı Prof.Dr. Cemil Çelik aldı. Prof. Dr. Cemil Çelik, öncelikle hem çocukluk hem de ilkokulda sıra arkadaşı olan Prof. Dr. Cafer Özkul ile böylesine önemli bir günde ve panelde bir araya gelmelerini sağlayan Belediye Başkanı H. Cemal Akın’a teşekkür ettiğini belirterek, bundan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.

Prof. Dr. Çelik, Düzenlenen panel nedeniyle biraya gelmelerinin önemli bir yönünün de Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Malatya’ya gelişlerinin seneyi devriyelerini kutlamak ve O’nu bir kez daha anmak olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Çelik, “Bundan 47 yıl önce Hekimhan İlçesi Kocaözü beldesinde sayın Prof. Dr. Cafer Özkul ile aynı sıralarda okuyorduk. O yıllarda birçok sıkıntı var idi. Okula başka bir köyde devam etmek zorunda kaldığım zaman bir iki kere kaçma teşebbüsüm olmuştu. Bu nedenle babam o yıllarda yeni yeni piyasaya çıkmış olan bir tükenmez kalem alarak bana vermişti ve çok sayıda arkadaşımın o kalem ile bir iki satır yazmak için saatlerce bekledikleri günleri hatırlıyorum.

Ancak, şunu özellikle belirtmeliyim ki insanlar hiçbir zaman özlerini, geldikleri yeri unutmamalıdır, yetiştiği çevreye yabancı kalmamalıdır” dedi.

Bilim ve teknolojiyi paraya benzettiğini belirten Prof. Dr. Cemil Çelik, “Bilim ve teknoloji de gerçek para gibidir. Sermaye gücü kimdeyse güçlü odur. Sermayesi geniş olan ülkeler, egemen olan ülkelerdir. İşte günümüzde de bilim ve teknoloji hangi ülkede daha çok gelişmiş ise o ülke en güçlü ülke konumundadır.

Değerli Bilim adamlarımızdan İbni Sina bir sözünde – Bilim ve sanat iltifat görmediği ülkeyi terk eder- demiştir. Evet, bugün içinde bulunduğumuz durum bunu en iyi şekilde ortaya koymaktadır. İçimizden yetişen bir çok bilim adamımız maalesef kendi ülkesi yerine yurt dışında kalmaktadır. Çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgilere göre sadece ABD’de beş bine yakın Türk bilim ve sanat adamımız bulunuyor. Bizimle aynı durumda olan Uzak Doğu Ülkeleri, yurt dışındaki bilim adamlarını tekrar ülkelerine döndürmek için büyük bir çaba içerisindedirler ve bunda da başarılı olmuşlardır. Bizim de bunu yapmamız lazım. Ancak bu, sadece gel maaşını 10 bin dolar yaptım demekle olmaz. Getireceğimiz bilim adamları için önceden her türlü sosyal ve teknik altyapıyı da sağlamış olmamız lazım.

Bugün Türk ekonomisi, dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisi arasında gösteriliyor, en zengin 100 isim arasında Türk iş adamlarımız bulunuyor. Ama maalesef Temel Bilimler dalında Nobel ödülü almış bir bilim adamımız yok. Bu yüzden Üniversitelerin birinci görevinin bilim ve teknik öğretmek olması gerekiyor. İdeoloji ve siyasetle uğraşan üniversiteler tabi ki bilim ve teknoloji üretemezler. İşte bu nedenle teknolojik ve bilimsel çalışmalara önem veren bilim adamlarının dünya görüşleri ne olursa olsun üniversitelerimizde kalmalarını sağlamamız gerekiyor” dedi.

Panel’de daha sonra Fransa’nın Rouen Üniversitesi Rektörü hemşerimiz Prof.Dr. Cafer Özkul konuşma yaptı. Vasıflı İnsan, Bilgi Toplumu ve AR-GE konularına değinen Özkul özetle şunları söyledi:

“Vasıflı insan yetiştirmek sadece üniversitede olmaz. Vasıflı insan yetiştirmek 15-20 yılı alır. Bunun için vasıflı ve eğitimli insan yetiştirmek isteyen ülkeler buna taa ilkokulda başlamalılar.

AB ülkelerinde AR-GE’ye büyük pay ayrılıyor. Ancak gelişmekte olan ülkelerde herhangi bir ekonomik kriz döneminde ilk zarar gören pay, AR-GE oluyor. Bizim kademeli olarak bütçemizdeki AR-GE payını yükseltmemiz lazım.

Türkiye’nin bilgi toplumunda nerede olduğunu ve eksikliklerinin neler olduğunu tespit etmesi lazım. Bizim bilgi çağında kısa sürede uzun mesafeler katetmemiz mümkün. Eğitim toplumu sadece Üniversitelerin değil, bizi yönetenlerin de görevidir.”

Prof. Dr. Cemil Çelik Panelin ikinci bölümünde slayt gösterisi eşliğinde grafiklerle Türkiye’nin –Avrupa ve Dünya’da bilim ve teknolojideki yerini gösteren bilgiler verdi.

Türkiye’nin bilimsel yayın alanında dünya ortalamasının üzerinde olduğunu söyleyen Çelik, Araştırmacı, Arge harcamaları ve kişi başına düşen arge harcamalarında ise Türkiye’nin çok gerilerde olduğunu söyledi.

Türkiye’nin son yıllarda AR-GE harcamalarında depar attığını da kaydeden Çelik, TÜBİTAK’IN 2002 yılında bütçesinin yüzde 19’unu araştırmacıya verirken, bu oranın 2007 yılında yüzde 70’e çıktığını belirtti.

Çelik ayrıca AB’nin AR-GEye ayırdığı harcama, Milli Gelir içindeki AR-GE payı, ülkeler bazında AR-GE harcamaları, AR-GE Personeli ile ilgili bilgiler de verirken, İnönü Üniversitesi’nin saygın bir yere gelmesi için TÜBİTAK’ta 50 proje alması gerektiğini söyledi.

Daha sonra açıklamalarına devam eden Prof.Dr. Cafer Özkul, gelişmeleri ve değişimlerin yakından takip edilmesi gerektiğini, sorunların kurumlar ve kişiler tarafından birbirlerine atarak değil de, koordineli bir şekilde halledilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye’deki AR-GE harcamalarının bütçenin yüzde 3’üne ulaşması gerektiğini de belirten Özkul, olayları ve gelişmeleri akışına bırakarak bilgi toplumu olmanın mümkün olmayacağını, birden sıçrama yaparak da bilgi toplumu olmanın zor olduğunu söyleyerek, en güzelinin reformların basamak basamak hızlandırılarak hedefe varılabileceğini bildirdi.

Yapılan konuşmaların ardından panelistler izleyicilerden gelen soruları da yanıtladılar.."

Panel bazı yerel televizyonlardan da naklen yayınlandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız