SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Malatya'ya Yapılacak En Büyük Kötülüktür!."

A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Malatya Meslek Yüksekokulu İnşaat Teknolojileri Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi, İnşaat Mühendisi Vehbi Aluçlu, ERTV’ de Hülya Kaya ile Güne Bakış programına konuk olarak deprem sonrası ve bugüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Pandemide herkes doktor, depremde herkes uzman oldu!”
Bir dönem  İnşaat Mühendiseri Odası Başkan Yardımcısı da olan Aluçlu, "Pandemide herkes doktor olmuştu, bu defa herkes deprem uzmanı, inşaat mühendisi oldu. Tabi ki, kimseye bir şey diyemeyiz. Bizler de yıllardır açıklamalar yaptık, maalesef sesimizi duyuramadık. Yetkililere dosyalar teslim ettik, hiçbirisi gündeme gelmedi. Şimdi biz yanlış noktadan hareket ediyoruz, biz fayları konuşuyoruz. Artçı mıydı? öncü müydü? Sürekli bunları konuşuyoruz. Oysa bizim yapmamız gereken tek şey binaları konuşmak. Binalarımız yapılırken, kontrol edildi mi? Kontrol edilmedi. Biz bunları biliyoruz. Yıllarca kontrol mekanizması çalışmadan binalar üretildi. Şimdi ne yapmamız gerekiyor, gelecekle ilgili nasıl planlamalar yapmak gerekiyor? Malatya'yı depreme bundan sonra, nasıl hazırlamamız gerekiyor? Yeni inşaatlar yapılacak, bu inşaatların nasıl yapılmasını gerektiğini konuşmamız gerekiyor. Fayları konuşarak fay uzmanı olduk, gördüğünüz gibi her konuda da farklı açıklamalar geliyor. Artçı, öncü, Yeşilyurt Fayı, Çöşnük Fayı, Kuzey Anadolu Fayı, Malatya Fayı, bunların hepsi daha önce konuşulan şeyler” dedi.

“Aslında bizim binalarımızı konuşmamız gerekiyor”
Öğretim Görevlisi Aluçlu, "Deprem, vatandaşlarda büyük panik yapıyor, ama sağlam binada olsak bu tedirginlik olmaz. Sivrice Depreminden sonra bir miktar duyarlılık başladı.6 Şubat depremlerinden sonra daha duyarlı hale geldi. Ama süre geçtikçe unutmaya başlayacağız. Şu an artçılar devam ediyor, çevrede beklediğimiz, 3 büyük deprem daha var. Artçılar devam ettiği için halkın gündeminde, ama aslında bizim binalarımızı konuşmamız gerekiyor. Binalar hakkında ne yapabiliriz? Binalar yoruldu mu? Binaların rapor değerlendirmesini güncelliği var. 60 bin deprem olmuş. Ana depremlerin ardından büyük depremlerle karşılaştık. 6 büyüklüğün üzerinde de karşılaştık. Bu hasar tespitlerinde sonra binamızın durumu ne hale geldi, bunları bilmek lazım" ifadelerini kaydetti.

“Orta hasarlı binaların hasar tespiti gözlemsel değil, deneysel olarak yapılmalı”
Aluçlu, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bu depremde başlangıçta sahaya tecrübesiz elamanları göndererek, yüzeysel, gözlemsel tespitler yaptı. Belki envanteri belirlemek amaçlı yapılabilirdi. İkinci ve üçüncü tespitlerin çok daha titiz yapılması gerekir. İki çeşit tespit var, gözlemsel tespit ve deneysel tespit.  Bu tespitlerin aslı deneysel tespittir. Ağır hasarlı binalarda gözlemsel tespitle, bu binanın yıkılmasına karar verilebilir. Ama Orta Hasarlı dediğiniz zaman durmanız gerekiyor. Orta Hasarlı binanın taşıyıcı sisteminde hasar var. Fakat burada kafalar karışıyor, hasarın miktarı ne kadar, kolonda, kirişte çatlak var ama bu çatlaklar ne kalınlıkta ve ne kadar derinlikte bunun iyi tespit edilmesi gerekiyordu.  Ama bunlar çok iyi tespit edilmedi. Bu işin olması gereken şu, biz binamızın gerçek durumunu öğrenmek istiyorsak, deneysel sonuç olmadan bu tespitlerin geçerli olması mümkün değil. Az hasarlıyı tespit ettin, ağır hasarlıyı tespit ettin, o yıkılacak. Ama orta hasarlıyı mutlaka deneysel sonuç doğrultusunda binaya ne yapılması gerektiğine karar vermelisiniz " dedi.

Aluçlu, “Orta hasarlı binalara performans analizi yapılacak mı? Sorusuna, "Aslında yapılması gerekiyor. Şu anda belirsizlik hala devam ediyor. Bugün itibari ile dilekçenizi verdiyseniz, ben bu binanın mahkemelik süreci var ya da bu binanın tekrar performans analizini yaptırmak istiyorum. Gerçek anlamda durum tespiti yapmak istiyorum diyorsanız dilekçenizi vereceksiniz, belli bir süre içerisinde güçlendirme projesini yapacaksınız. Performans analizini yapacaksınız ilerde de güçlendirmesini yapacaksınız" şeklinde cevap verdi.

“Performans raporlarını neye göre kabul etmiyorlar, bunu açıklamaları lazım”
“Belediyeler, performans analizinin lisanslı firmalar, üniversitelere yaptırılırsa kabul ediyorlar mı?” sorusuna karşılık ise Vehbi Aluçlu şunları söyledi:

"Bazılarını kabul ediyorlar, bazılarını kabul etmiyorlar. Duyduğumuz şeyler var. Bize gelen şikayetler var. Bunu buradan soralım, üniversiteler yapıyorsa ya da lisanslı firmalar yapıyorsa bunun hangisinin kabul edilip, hangisini edilmeyeceği, vatandaşlara bilgi olarak verilseydi, vatandaşlar kabul edilmeyen kurumları en azından devre dışı bırakırlar. Şimdi yaptırmışlar, benim eşim dostum çok arıyor, öğrencilerimin yakınları arıyor. “Biz şuraya yaptırdık belediye kabul etmiyor.” Tamam kabul etmiyorsun ama neye göre kabul etmediğini, şeffaf bir ortamda ifade etmen gerekiyor. Performans analiz yapan firmanı lisanslı olup olmadığına mı bakıyorsunuz yoksa bu üniversitede yapılan analizleri yapan cihazların kalibrasyonu ile ilgili bir sorununuz mu var.? “Falanca üniversitelerin yaptığını analizi kabul etmiyorum” Şimdi o üniversitenin cihazlarının kalibrasyonu ile ilgili bir sorun varsa bunu da ifade etsinler şeffaf olmak lazım. Çevre ve Şehircilikte görevini tam olarak şeffaf yapmıyor. Şeffaf olarak hiçbir şey yapmıyor. AFAD ve Çevre ve Şehircilikte sınıfta kaldı."

“Siyasilerin baskısıyla değişiklik yapıldığı duyumlarımız var"
Aluçlu, 16 yıl Mühendisler Odasında yöneticilik yaptığını belirterek şöyle konuştu:

“Sivrice Depreminden sonra bize ilk başta binalarının ağır hasarlı olması için torpil yapmak için telefonlar gelirken, işin aslını öğrenip, herkese ev verilmeyeceğini öğrenince, ağır hasarlı binaları, az hasarlıya dönüştürülmesi için torpil istediler. Bugün bu tür istek telefonları 100 katı, 500 katı arttı. Biz kesinlikle bu tür şeylere girmedik, bundan sonra da girmemiz mümkün değil. Bu konuda değişik iddiaları var parayla, siyasilerin baskısı ile değişikliklerin yapıldığı duyumlarımız var. Bu karmaşanın içinde vatandaşlara nasıl hareket edecekler? Özellikle ağır hasarlı binalar zaten yıkılacak onlara bir şey demiyoruz. Yılbaşına kadar hepsi bitecekti, ama 10 bin yıkılmayan bina var. Yaklaşık 2 bin 500 fazla orta hasarlı bina var, bir kısmının oturma ruhsatı var, bir kısmının yok. Problem o kadar çok ki uygulanan projesi ile çizilen proje uymayan, aftan yararlanan inşaatlar var, onlar ne olacak bir kaç kat kaçak çıkmış, çıkmaları var, aftan yararlanan binalara güçlendirme onayı verilecek, oturma izni olmayan binaya güçlendirme onayı verilmeyecek. Parası yoktu imar affından yararlanamadı. Para yatırıldıktan sonra izin alabildiler, belediyelere gelir elde ettiler. Yapılan doğru bir şey mi? Asla doğru değil. Oturma izni olmayanlar şu an devre dışı gibi görünüyor. Bunlara da bir imar affı çıkarılacak diye düşünüyorum.1500 binayı bir ihlalden dolayı görmezden gelemeyiz.”

“Bugüne kadar bir istifa gördük mü?.”
Aluçlu, “Bugüne kadar bir istifa gördük mü?  Peki bir tane suçu kabul eden birini gördük mü? Suç o kadar çok kişinin ki, özellikle belediyenin el kaldırarak, imar izni veren,  Belediye meclis üyelerinin bir tanesinin açıklama yaptığını gördük mü? Peki,  bu inşaatlar tek blok yerine 3 blok yapılsaydı , aynı inşaat alanına 3 temel atacaktı,  3 çatı yapacaktı, 3 blok yapılsaydı biz bu vahim duruma düşmeyecektik. Bir tane sorumlu istifa etmedi. Biliyorsunuz bir Japon inşaat mühendis kendisinin sorumlu olmadığı bir durum da dahi, ben inşaatı kontrol edemedim, yetişemedim diye suç benim diyerek intihar etti.” diye konuştu.

“Malatya'ya yapılacak en büyük kötülüktür”
Vehbi Aluçlu, “Çarşıya merkeze 10.000 tane 26 metrelik fore kazık çakmak ne demek, siz oraya gökdelen mi? yapacaksınız. Ben maliyetini çıkardım 350 milyon TL. Net bir proje yok. 2 ve 4 katlı bina için 10 bin fore kazık ne demek. Burası için zemin iyileştirmesi yapılabilir. Fore kazığa göre belki on kat daha uygun maliyetli olur. Çarşı Merkezde bu yoğunluk ne? 4 bin 700 iş yeri yıktınız, 5 bin küsür işyeri yapıyorsunuz.10 bin  tane ev yapıyorsunuz. Malatya’ya yapılacak en büyük kötülüktür. Oraya yapılacak 5 bin küsür işyeri 10 bin tane ev Malatya'nın geleceğini karartacak. Projeler artık görsel olarak çıktı, maketini  ortaya koyacaksınız artık.

Bir bilim adamı çıkıyor binalarda yorulma yoktur diyor. Binamız 60 binin üzerinde artçı depremle, ana depremlerle sarsıldı. Bu ne anlama geliyor kolon, kiriş birleşim noktalarında ekstra gerilme kuvveti oluyor. Tren rayları zaman zaman değiştirilir yorgunluktan, betonda zamanla yorulur” dedi.

“Fuzuli Caddesi'nin altındaki akışkan yeraltı suyu”
Yeraltı suları ile ilgilide konuşan Vehbi Aluçlu şunları söyledi:

“Fuzuli caddesi altındaki su yukardan aşağıya doğru eğimli bir şekilde akıyor, Yani durgun değil akışkan yeraltı suyu. Durgun su olsa idi, salınım sırasında binamızın bir, iki kat yere batmasına yada sağa sola devrilmesine sebep olurdu. Daha önce Kernek'te çıkan suya beton bastık, daha sonra suyu yeniden çıkardık Derme kanalına bağladık. Belki bunu yapmasaydık bir kaç binada zemin sıvılaşması nedeniyle batma veya devrilme görebilirdik. Yine Akpınar içinde aynı durum geçerli. Aşağıya doğru bir akış var. Bostanbaşı, alüvyon zemin tabakası çok kalın orda da aşağı bir yeraltı suyu akışı var, yeraltı suyu bu depremlerde yüzeye çıkamadı demek doğru olur.”

Aluçlu açıklamalarında son olarak şunları kaydetti:

“Malatya'nın  etrafında 3 tane kırılmamış fayı var. Sürgü'den başlayan Erzincan'a uzanan Malatya Fayı ve Ovacık Fayının birleştiği yaklaşık 220 kilometre uzunluğunda fay hattı var. Bu fay kırılmadı. Tek seferde kırılması durumunda farklı, iki seferde kırılmasında farklı büyüklükte deprem olabilir.  Erzincan, Bingöl arasında bir fay var, bir de Palu, Bingöl arasında kırılmamış fay hattı var. Bu üç fay kırılacak. Malatya fayı merkeze çok yakın olduğu için çok şiddetli hissedilecek, diğer faylar bize yaklaşık 200 kilometre uzakta olduğu için 7 büyüklüğündeki deprem belki 6 büyüklüğünde gibi bize ulaşacak.”

DERLEYEN: Savaş BARIŞ, malatyahaber.com- ER TV

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

16 yorum yapılmış

  • MALATYA SEVDA (3 ay önce)
    evi barkı boşverin !!! malatya merkezde bulunan özel kurs merkezleri ni kontrol eden varmı!!! depremde tüm duvarları dıştan hasar alan bu çok katlı ve eski binalar acele tadilat yapılıp dış cepheleri yenilenmiş ve yüzlerce öğrenci şuan o binalarda eğitim görüyor. milli eğitim başta olmak üzere bu binaların öğrencilerin içeriye girmesi için güvenlidir testleri yapılmış mı? yarın allah korusun bir depremde sağı solu depremde yıkılmış hasbel kader ayakta kalmış bu binalar büyük felaketlere yol açabilir. yavrularımızın eğtim gördüğü binalar en ince ve en güvenli testlere tabi tutulmalıdır. 40-50 yıllık binalarda büyük depremlerden sonra özellikle çarşı merkezinde kesinlikle bu binalar sağlamdır diyen akademisyen, mühendis varsa o zaman tamam. acilen tedbir alınması gereken bu konuyu zerre önemseyen var mı?
    0
    0
    Yanıtla
  • ali (3 ay önce)
    Konu hakkında bilim adamları farklı şeyler söylüyorlar.Kendi aralarında bir fikir birliği yok.Hocamız İnşaat mühendisi ama o da deprem uzmanı gibi fikir beyan ediyor.Kime inanacağız.Şaşırdık.
    %67
    %33
    Yanıtla
  • ferhat (3 ay önce)
    Akademisyen kalitemizi son 1 yılda gördünüz sanırım. Ortak noktaları neredeyse yok. Olanı da normal bir vatandaş ta tahmin edebiliyor. Yıllardır bilim unutulmuş durumda. Gruplaşma, cemaat yapılaşması had safhada ve tüm eforlarını oraya veriyorlar. Kişi alim bile olsa içlerine sokmuyorlar. 200.000 e sayısı yaklaşan akademisyenlerimizi toplayın ve gözlemleyin (YÖK ün raporlarında var) Sadece % 20 sinin çalıştığını göreceksiniz. Onlarında çoğu sağlıkçı. Çocuklarımıza adam gibi akademisyenlerden, doğru eğitim verilmedikçe ülke olarak biz daha çok batar çıkarız daha çok birbirimizi gazlar dururuz.
    0
    0
    Yanıtla
  • Malatta44 (3 ay önce)
    Herkes deprem uzmanı oldu üniversitelerin yaptıkları zemin etüt ve analizlerde inanmiyorum artık ver parayı al raporu binalarda orta hasarı ve güçlendirmeyi isteyenler genelde arsa sahipleri daire sayısı fazla olanlar insanlar güçlendirme yaptıracak para verecek ustune üstün hergun korkuyla yaşayacak.Kimse kusura bakmasın kanun koyucu 5/4 çoğunluk demiş güçlendirme istemeyenler o evleri bedavaya almadı onlarda borçlandı bu yüzdende kimseyi suçlamayın ve güçlendirme istemeyenlerin mahkemeye veririz aradaki fiyat farklarını sizlerden alırız diyede kimse kimseyi zorlamayın.
    %50
    %50
    Yanıtla
  • Mehmet (3 ay önce)
    Çok doğru deprem sonrası verilen kararlar mahkemedeki bilir kisiler talimatlarla genelgelerle ve laketen 20 dk gözlemsel baştan savma inceledi densin diye rapor yazıyor sapa sağlam evlerimizin kapı gibi lisanslı ve gazi otti gibi marka ve kurumsal üniversitelerin yetkin bilgili tecrübeli prof analiz raporlarını mahkemede dikkate bile almadan evlerimizi ağır hasarlı yapmak için sorumsuzca rapor yazıp evlerimizi başımıza yikmalarina müsade etmeyecek vicdanlı kanunlarla karar veren talimatla hatırla iş yapmayan hakimlerimizin ve savcılarimizin olduğunu biliyor gözlemsel bilir kişi raporu olmaz deneysel ve analizlerde verilen bilimsel raporların dikkate alınmasını deprem mağdurları olarak rica ediyoruz bide orta hasarda 5,*4 çoğunluk çok hakkaniyetli değil 45 dairelik yerde 12 kişi yıkılsın diyor kapı pencere demirbaşını satmış diye 33 kişide orta hasarlı binadinin analiz raporları orta hasarlı. Güçlendirme yapılıp oturabilir dendi için sabırla Adaletin tecelli edip bir an önce evlerine geçmeyi bekleyenler i dur edemez azınlık çoğunluğa hükmedemez yazık günah evlerinde oturanlar çadırda konteynerlerde oturanların halinden anlamaz reziliz malımız rezil canımız rezil lütfen çoğunluğun verdiği karar verdiğiniz raporlarına göre hakim ve savcılarımız karar versin eğer bilirkişi ve analiz raporları çakışıyorsa farklı bir üniversiteden analiz raporu istenip vicdani boyutunu düşünerek ve daha adil olabilmesi için hakimler bu yönde karar verilmesini rica ediyoruz zor değil evlerimizi yıkmak bu kadar kolay olmamalı bizler evlerimizde oturmak istiyoruz 3-5 kişi 30-35 kişiye tahakküm edemez Bu bir hak mahrumiyetidir bu bir mağduriyettir lütfen sesimizi duyun bilim ve ilim ne diyorsa kanunlar nizamlar o doğrultusunda karar versin herkese iyi günler diliyorum malatya'mıza yazık etmeyelim yapıcı düşünelim oturmak isteyen oturur oturmak istemeyen satar kiraya verir lütfen buna dikkat edelim
    %80
    %20
    Yanıtla
  • Cero (3 ay önce)
    Pandemide doktorlar doktorluğunu ve siz inşaat mühendisleri de depremden önce mühendisliğini tam yapsaydınız kimse doktor ya da inşaat mühendisi olamaya kalkmazdı zaten. Tek bir konuda bilimsel bir çözümle gelemediniz. Şimdi çıkıp şöyle böyle diyip boş konuşuyorsunuz beyefendi.
    %73
    %27
    Yanıtla
  • öğretmen (3 ay önce)
    bu ülkede belediyecilik devlet memurluğu olmadığı sürece hiç bir şey değişmez kimse hesap vermez.Mesela berber,çoban...vb olmak için belge istenirken,Belediye başkanı,belediyede genel müdür,daire başkanı,müdür...vb. olmak için torpil yetiyor.Ayrıca bir ülkede ve bir şehirde imaraa ve kat yüksekliğine karar veren encümen neci,bu meslektekiler kusura bakmasın ilgilsizlikten dolayı örnek veriyorum.Kasap,manav,ağa,berber ....vb...encümen ne bekliyorsunuz.
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Ali (3 ay önce)
    Uzman diye konuşuyorsunuz ama hala kat sayısına takılı kalmışsınız. Malatyada binlerce tek katlı 2 katlı yerlerin yıkıldığını ağır hasar gördük, aynı yıl yapılmış ama 12 katlı ayaktayken yanındaki 6-7 katlı binaların ağır hasar aldığını gördük, mesele kat değil zemine göre proje, mesele çok demir veya çok beton kullanmal değil doğru tasarım yapmak. Bi tutturdunuz yüksek kat düşük kat, millet balçık zemine taş gibi gökdelen yapıyor siz bilimsel açıklama yapmaya devam edin. Saygılar
    %54
    %46
    Yanıtla
  • yıldırım (3 ay önce)
    sayın vehbi hocam sizin ünvanınız öğrt. görevlisi.. Dr. öğretim görevlisi değil öyle olsa eski Yrd. Doç olurdu oda değil ve öyle olsa yüksek lisans veya doktora yapmanız lazımdı. Doç Dr veya prof Dr hiç değil. deprem uzmanı hiç değilsiniz. ikide bir TV.lere çıkıp yok malatyada şu büyüklük deprem var yok bu büyüklük deprem var. zaten stres içindeyiz bide uzmanınız olmayan konularda konuşup insanları stres içine sokmayın bu işin deprem uzmanları bile sizin gibi konuşmuyor
    %60
    %40
    Yanıtla
  • Mert yilmaz (3 ay önce)
    Hocam kime inanalım! Doğru tektir. İlim ve bilimde de doğru tekdir. Maalesef 6 şubattan sonra o kadar çok bilim adamı çıktı ki hiç birinin söylediği söz diğerinin sözüne bırakın aynı olmayı yakınlık derecesi dahi yok. Benim evim orta hasarlı Alanında uzman 15 mühendis götürdüm. Hiç biri birbirinin dediğini demedi. Hepsi farkli seyler dediler. Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına. Prof, doçt. hocalarımızda depremler ve faylar ile her gün değişik şeyler söylüyorlar. Sosyal medyada hesabı olan akademik kariyeri olan kişiler konuşuyor ama hangisi gerçek söylüyor bilmiyoruz cunku bir hocamizin söylediği ertesi gün veya bir artçı deprem olunca hemen farklı söylüyor. Artık o kadar mesleğinizi basitlestirdiniz ki falcılar, astrologlar, medyumlar, kahinler bile deprem tahminlerinde bulunmaya başladılar. Üzgünüz Hocam ama sizlerin mesleklerini yukarıda saydığımız meslek grupları aldı. Nedenini sizde biliyorsunuz ki maalesef meslektaslarinizin bir dediği diğerini tutmaz bir hocanın söylediğini diğer kabul etmez, başka bir hocanın dediği diğer hoca tarafinda alay edilir. Orta hasarlı binalara gelelim. Herkes birseyler söylüyor. En çok da binalar yoruldu deniyor. Diğer hoca çıkıyor öyle bir terim olur mu diye. Yaa Allah aşkına kime inanalım. Peki kabul ediyoruz yoruldu. 60.000 adet depremden sonra az hasarlı binalar yorulmadı mı? Lutfen açıklayın. Hatta en önemlisi neye göre az hasarlı. Koca koca binaları ellerinde 1 adet çekiç ile kontrole gelen mühendislere mi inanalım. Binayı sadece gözle kontrol edip hasar durumu veren mühendislere mi inanalım. Kisacasi Depremi yaşayan tüm binalar yoruldu. O zaman tüm binalar ya ciddi anlamda bilime göre kontrol edilir yada Malatya' da tüm binalar yıkılır ve bastan sona yeniden yapılır. O zamanda şöyle bir durum var. Sizler binaları bilime göre nasıl incelenecegi hakkında birbirinize düşersiniz. Hocam kısacası ne size, ne Naci Hocaya, ne Mehmet Önal Hocaya, ne Baturhan Hocaya ve ismini hatırlamadığım hocalarımıza artık inanmiyoruz. Nasil olur diye bana sorarsaniz; Hocalarımız, asistanları, üniversiteden öğrencileri toplar, tüm üniversiteler birleşir büyük hatta çok büyük bir ekip ile tüm faylari yerinde inceleme yaparlar. Okulda odalarında, Sosyal medya hesaplarında, cafelerde oturup vakit dolduracaklarina yerinde inceleme ile bu işi cozerler. Böylelikle yeni yetişen talebelerde ileride ülkemize daha faydalı olurlar. Sadece depreme dirençli binalar demeyle olmuyor. Yerinde inceleyin. SEVGİLER. :))
    %95
    %5
    Yanıtla
  • Hasan (3 ay önce)
    Pandemi döneminden terbiyenizi tam almamışsınız. Önce uzmanlar kendi arasında bir konuşup, anlaşıp ortak bir bildiri yayınlasalar daha akıllıca olmaz mı? Mikrofonu gören uzmanım diyen ağzı olan herkes konuşuyor. Vatandaş ne yapsın?
    %84
    %16
    Yanıtla
  • İlhan (3 ay önce)
    Sanki bir tek Malatya çevresinde kırılmamış fay var.Türkiye'nin birçok yerinde kırılmayı bekleyen fay var.Ne zaman kırılacağını kimse bilmiyor.Bu şekilde yapılan açıklamaların verdiği zararların farkında mısınız. İnsanlara hayatı zehir ediyorsunuz.Şu an halkın neredeyse tamamının psikolojisi bozuk.Gelecek kaygısı,uykusuzluk,deprem korkusu,ekonomik sorunlar vs... Bunların yanısıra Malatya şehrine büyük zarar veriyorsunuz.Şehri terketmek isteyen sayısı artıyor.Malatya'ya yatırımlar azalıyor. İnsanlar çaresizlik içinde evlerinde oturmak zorunda.Çözümünüz,tavsiyeniz varsa onu açıklayın.Hayata küstürdünüz halkı.Yeter artık!
    %64
    %36
    Yanıtla
  • Kardeş doğal afetlere önlem her zaman en kötüyü düşünerek yapılır Benim binam hasarsız ama maddi durumum olmadığı için haha az korkmak için arsa alıp müstakil ev yapamıyorum. Aile iş bağ bahçe meseleldri yani nefsi meselelerden dolayı şehrimi de terk edemiyorum.Her akşam yanimda 10 litrelik su ve erzakla çocuklarım ile birlikte uyuyorum. Tedbir bizden takdir Allah tan Çok güzel bir haber olmuş Ellerinize sağlık
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Ali koç (3 ay önce)
    Hem gazetecilere hem malatyalılara hemde uzmanlarımıza bir sorum veya soruşturlmasını istiyorum....Malatya merkezinde yapılan bakırcılar çarşısı fore kazıklarda neden DEMİR atılmıyor?Lütfen bu konunu bırakmayalım sahip çıkalım....
    %70
    %30
    Yanıtla
  • Huzur (3 ay önce)
    Herkes kendi cukkasinin peşinde olursa doktorda olursun uzmanda.SAHİPSİZ Malatya.6 Şubatta unutmadık diye durumlar yapmayın ,sizi unutanlari unutmayın.
    %82
    %18
    Yanıtla
  • Cahil (3 ay önce)
    Gerçek yönetici hatasını kabul edip, özür dileyip istifa edendir. Buda yetmez HESAP verendir. Maalesef kibir, kendini beğenmişlik, böbürlenme daha nice yanlışlara rağmen pişkinlik almış başını gitmiş. Zerre kadar Rabbimin ayetlerini okusalar oda yok. Biliyormuş gibi davranmıyorlarmı insanın en çok bu ağırına gidiyor. Adalet işlemediği sürece meydanlar bunların Vehbi hoca. Peki doğruyu bilenler nerede. Onların durumu daha kötü. Yalakalık almış başını gitmiş. Malatyayı, üniversiteyi düşünen yok. Rabbime havale.
    %89
    %11
    Yanıtla