SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Niyazi Mısri'nin Türbesi Yıktırılıp Apartman Yapılmış

0
Güncellendi - 2020-09-12 03:44:29
Niyazi Mısri'nin Türbesi Yıktırılıp Apartman Yapılmış
A- A+ PAYLAŞ

"KABRİ BULUNUP MALATYA'YA NAKLEDİLMELİ.." " Niyazi Mısri'nin (Limni'deki) türbesi yıktırılıp üzerine apartman inşa edilmiş. Haziredeki mezar taşları parçalanmış, çevredeki bahçe duvarlarında, inşaatlarda kullanılmış." diyen Yüksek Mimar Mehmet Emin Yılmaz, Mısri'nin kabrinin bulunup ihya edilmesini,  bu olmuyorsa nakledilmesini istedi.

Fatih Sultan Mehmet döneminde 1456'da Osmanlı Devleti idaresine giren Limni Adası'ndaki Türk mimari eserlerinin izini süren Yılmaz, adada günümüze ulaşan Türk eserlerini ve tahrip olan eserlerin güncel durumunu AA muhabirine anlattı.

Yılmaz, 1894 yılında ada nüfusunun 27 bin olduğunu, bu nüfusun 2 bin 500'ünü Türklerin oluşturduğunu, o dönemde adada 6 cami, 164 Rum kilisesi bulunduğunu söyledi.

Kiliselerin Osmanlı döneminde inşa edilenlerinin ruhsat ve kilise planlarının Osmanlı arşivlerinde bulunduğunu dile getiren Yılmaz, Türklerin ada merkezinde ve Lera, Ayapat, Mondros gibi köylerde yoğun olarak yaşadığını ifade etti.

Yılmaz, Osmanlı döneminde adada inşa edilen Türk eserlerinin çoğunun günümüze ulaşamadığını, büyük kısmının yıkıldığını, bir bölümünün ise tahrip olduğunu anlattı.

Yılmaz, adadaki Türk eserlerine ve durumlarına ilişkin şu bilgileri verdi:

"Limni Adası merkezi ve köylerde benim tespit edebildiğim yaklaşık 130 Türk eseri var. Bu eserlerden en önemlisi hiç şüphesiz Niyazi Mısri'nin türbesi. Aslında bu türbe, adadaki Türk yerleşiminin de merkezini oluşturuyor. Türbenin çevresinde Niyazi Mısri Camisi, namazgah, tevhidhane, medrese, muvakkithane, çilehane, şadırvan ve hazire yer alıyor. Yani zaman içinde eklenen yapılarla bir külliye haline geliyor. Son olarak 2. Abdülhamit Han, Mısri Tekkesi'ni onarıyor. Adadaki en eski yapılar kalede yer alan askeri binalar. Bunlar, Köprülü Mehmet Paşa Vakfı'na ait. Kale Camisi, kışla, tophane, koğuşlar, Saka Baba Türbesi ve Cezayirli Gazi Hasan Paşa'nın yaptırdığı kütüphane kalede bildiğimiz yapılar. Kale dışında da Hacı Hüseyin Medresesi, Mehmet Paşa Tabyası, Cami-i Cedid, Kapıkıran Mehmet Paşa'nın çeşmeleri var. Osmanlı'nın son döneminde de belediye binası, gümrük dairesi, deniz feneri gibi farklı türde yapıların inşa edildiğini biliyoruz. Ada merkezi dışında Türklerin yaşadığı Kornos, Ayabat, Lera ve Mondros'ta da camiler, çeşmeler ve çamaşırhaneler bulunuyordu. Bu yapıların büyük bir kısmı günümüze ulaşmamıştır."

"Köylerdeki camilerin tümü yıktırılmış"

Mutasavvıf Niyazi Mısri'nin 15 sene Limni Adası'nda sürgün geçirdiğini belirten Yılmaz, Mısri'nin ilk önce kaledeki camide kaldığını, daha sonra, kendi ölümünün ardından ismiyle anılacak olan yalıdaki camide ömrünü geçirdiğini söyledi.

Yılmaz, Mısri'nin vefatından sonra da caminin yanındaki hazireye defnedildiğini ve üzerine türbe yapıldığını aktardı.

Adada yıkılan ya da tahrip edilen Türk eserleri arasında Mısri'nin türbesinin de bulunduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

"Niyazi Mısri'nin türbesi yıktırılıp üzerine apartman inşa edilmiş. Haziredeki mezar taşları parçalanmış çevredeki bahçe duvarlarında, inşaatlarda kullanılmış. Bugün kaleye çıkan merdivenlere dikkatli bakarsanız bazı mezar taşlarının kaldırım taşı olarak kullanıldığını görürsünüz. Türbenin yanındaki cami de yıktırılmıştır, yerine kafe inşa edilmiştir. Bugün caminin yerinde kafe bulunuyor. 2. Abdülhamit'in yaptırdığı Mısri Dergahı'nın avlu kapısı, etrafına bina yapılarak markete dönüştürülmüş. Tevhidhane de aynı marketin deposu olarak kullanılıyor. Kaledeki cami ise terkedilmiş, harap durumda ve yok olmak üzere. Kapıkıran Mehmet Paşa'nın iki çeşmesinden biri yok olmuş, bir diğeri de hala kullanılıyor. Köylerdeki camilerin ise tümü yıktırılmış."

"Cami önce sinema salonuna, sonra kiliseye dönüştürüldü"

Limni'den başka bir örnek veren Yılmaz, çarşı içerisinde yer alan Cami-i Cedid adıyla bilinen Hacı Hasan Ağa Camisi'nin nasıl tahrip edildiğini şöyle anlattı:

"Hacı Hasan Ağa Camisi, taş duvarlı, ahşap çatılı mütevazı bir yapı. Limni elimizden çıktıktan sonra cami Yunan devletinin mülkiyetine geçiyor ve öncelikle minaresi yıktırılıyor, şahıslara kiralanarak farklı amaçlarla bir süre kullanılıyor. Sonra pencereleri perdeyle kapatılarak Attikon ismiyle sinema salonuna dönüştürülüyor. 9 Eylül 1939 akşamı ilk film gösterimi sırasında sinema makinelerinden kaynaklı yangın çıkıyor, ahşap tavanın ve çatının çökmesiyle birlikte çoğunluğu adanın ileri gelen kişileri olan 63 kişi hayatını kaybediyor. Bu olaydan sonra cami tümüyle yıktırılarak yerine kilise yapılıyor."

"Mısri'nin kabri bulunup dergah binaları ihya edilmeli"

Yılmaz, Limni Adası'ndaki Türk mimari eserleriyle ilgili şu önerilerde bulundu:

"Uzmanların '17. asrın Yunus Emre'si' olarak nitelendirdiği büyük mutasavvıf Niyazi Mısri'nin kabri bulunmalı ve dergahın diğer binaları ihya edilmelidir. Bu yapılamıyorsa kabri, doğum yeri olan Malatya'ya veya asitanenin bulunduğu Bursa'ya nakledilmeli. Kalede harap haldeki caminin de acil onarıma ihtiyacı vardır. Adanın güneyinde 1. Dünya Savaşı'ndaki askerlerimizin defnedildiği ancak pek bilinmeyen bir de şehitliğimiz bulunmaktadır. Burasının da çevresi düzenlemeli."

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

5 yorum yapılmış

  • Şorikli Yaşar (3 yıl önce)
    Aman aman! Bunların yaptığı barbarlık. Orada yaşamışların izlerini ortadan kaldırıp bir de medeni olduklarını iddia ederler. Gelsinler ülkemize, bir vakitler buralarda yaşam sürmüş fanilerden kalan çoğu değere gözümüz gibi sahip olduğumuzu görsünler.
    0
    0
    Yanıtla
  • Murat (3 yıl önce)
    Türbeden daha işlevsel olmuş :)
    0
    0
    Yanıtla
  • Baki (3 yıl önce)
    BİZİ ANLAYAN Zat-ı Hakk'da mahrem-i irfan olan anlar bizi İlm-i sır'da bahr-i bi-payan olan anlar bizi Bu fena gülzarına talib olanlar anlamaz Vech-i baki hüsnüne hayran olan anlar bizi Dünye vü ukba'yı tamir eylemekten geçmişiz Her taraftan yıkılıp viyran olan anlar bizi Biz şol Abdal'ız bırakdık eğnimizden şalımız Varlığından soyunup üryan olan anlar bizi Kahr u lütfu şey'-i vahid bilmeyen çekdi azab Ol azabdan kurtulup sultan olan anlar bizi Zahid'a ayık dururken anlamazsın sen bizi Cür'a-yı safi içip mestan olan anlar bizi Arifin her bir sözünü duymağa insan gerek Bu cihanda sanmanız hayvan olan anlar bizi Ey Niyazi katremiz deryaye saldık biz bu gün Katre nice anlasın umman olan anlar bizi Haklı koyup LAMEKAN ilinde menzil tutalı Mısri'ya şol canlara canan olan anlar bizi Niyazi Mısri Sayın Mehmet Emin YILMAZ' a yapmış olduğu çalışma için teşekkür ederiz. çok güzel bir konuya temas etmiş. Niyazî Mısrî, ordunun maneviyâtını yükseltmek için Sultan IV. Mehmet tarafından Lehistan seferine götürülür. Hakkında ileri sürülen iftiralardan sonra Limni adasına sürülür ve burada onbeş yıl çileli bir hayat yaşar. Ölümünden bir yıl kadar önce affedilir ve Bursa’ya döner. Fakat Bursa Kadısı'nın şikayeti üzerine tekrar Limni’ye gönderilir ve burada vefat eder. Osmanlı sultanı tarafından sürgüne gönderildiği Limni adasında 1693 (H.1105) senesinde bir Çarşamba günü kuşluk vakti vefat etmiş olup türbesi de aynı adada ziyaretgahtır. Niyaz-i Mısri çok çileli bir hayat geçirmiş, kıymetli naaşı memleketi Malatya' ya getirilmelidir. daha önce 2012 yılında Sayın Valimiz Ulvi SARAN zamanında bir çalışma yapılmıştı sanırım ama arkası gelmeyince olmuyor tabiki, Malatya olarak artık, Bürokratımıza, delimize, Velimize sahip çıkalım,
    0
    0
    Yanıtla
  • yusuf (3 yıl önce)
    böylesi bir zaatın mezar yıkılıp bina yapılmış şimdi adadaki mimari eserler yıkılmış deniyor peki biz ne yaptık bizde niyazi misri caminin 100 yılı aşmış minare i şerifini nin peşkeş çekip yıktırıp yerine otopark yapmışız tabi minare varsa yanında cami de vardır onu yaşımızdan kaynaklı hiç göremedik daha rum gavurunu eleştirmeden bizim peşkeşçilerimizi görmemiz lazım
    0
    0
    Yanıtla
  • Aliveli (3 yıl önce)
    Elbet birgün adalarımızı geri alacağız ve inşallah yeniden ayağa kaldıracağız hazretin kabrini
    0
    0
    Yanıtla