SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Polisin Katiline Ceza Verilemedi.. O Zaman Suçlu Kim?

0
Güncellendi - 2019-09-15 02:34:28
Polisin Katiline Ceza Verilemedi.. O Zaman Suçlu Kim?
A- A+ PAYLAŞ

KARAKOLDA POLİSİ ÖLDÜRDÜ, TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ, ÇÜNKÜ.. Malatya’da, psikolojik sorunları nedeniyle aktif polis memurluğundan çıkarılarak genel idare hizmetlerinde çalıştırılan şahıs tarafından görevi başında boğazından bıçaklanması sonucunda şehit olan Polis Memuru Şerif Dağ'ın öldürülmesi ile ilgili davada, 34 yaşındaki sanık Suat Y. hakkında 'akıl hastalığı' nedeniyle cezai ehliyetinin bulunmadığı, bu nedenle ceza verilmesine yer olmadığı kararı çıktı.  Silahlı insanların görev yaptığı polis karakolunda idari hizmetlerde görevlendirilen 'akıl hastası' birinin, bir polis memurunu öldürüp, akıl hastalığı nedeniyle ceza alamamasından sonra, "Peki suçlu kim?" soruları akla gelirken, bu kişinin karakolda görev yapmasına izin veren kararın sahiplerinin sorumluluğu da tartışılması gereken bir konu olarak ortaya çıktı.

Malatya’da olay 30 Temmuz 2018 tarihinde Eskimalatya'daki Battalgazi Hükümet Konağı’nda bulunan Battalgazi Polis Merkezi Amirliği’nde meydana geldi. Battalgazi Polis Merkezi Amirliğinde sivil memur olarak görevlendirilen eski polis memuru Suat Y., polis memurları ile girdiği kavga sonucunda olayla ilgisi olmayan 24 yıllık polis memuru 45 yaşındaki 3 çocuk babası Şerif Dağ’ı boğazından bıçaklayarak şehit etmişti.

Şehit polis memuru Şerif Dağ için Malatya Emniyet Müdürlüğü önünde resmi tören düzenlenmiş ve şehidin cenazesi Elazığ’ın Maden ilçesi Kızıltepe Köyünde toprağa verilmişti.

-Hüküm: Akıl Hastalığı var, ceza verilmesine yer yok..

Cinayet olayı ile ilgili dava Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sonuçlandı.

Sanık Suat Y., savunmasında "Bende 2009 yılından beri psikolojik rahatsızlıklar vardı, olaydan yaklaşık 4-5 ay kadar önce ölenle ilgili vesveseler görmekteydim." dedi, vesveselerinde ölen kişiyi evinde gördüğünü, bu nedenle "olanların olduğunu" öne sürdü.

Şehit polisin eşi ve çocukları da duruşmalara katılarak şikayetçi oldular ve sanığın 'en ağır şekilde' cezalandırılmasını talep ettiler.

İddia Makamı da, mütalaasında, Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi Başkanlığı ile Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi raporları dikkate alındığında, sanığın cezai ehliyetinin bulunmadığının saptandığına, Adli Tıp raporu dikkate alınarak, şahıs hakkında kasten öldürme eylemi yönünden ceza verilmesine yer olmadığına, ayrıca akıl hastalarına özgü güvenlik önlemlerinin uygulanmasına, sanığın hükümle birlikte tahliyesine karar verilmesi yolunda görüş bildirdi.

Mahkeme Heyeti, “Sanık Suat Y.’e öldürme suçunu işlediği ve bu suçu işlediği sırada akıl hastalığı bulunduğu ve suç tarihinde cezai ehliyetinin bulunmadığına dair raporlarla sabit bulunması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına” karar verdi.

Mahkeme Heyeti, hüküm ile birlikte tahliyesine karar verdiği sanık Suat Y. hakkında ayrıca sanığın serbest bırakılmayıp koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına da karar verdi.

Ayrıca, “Sanığın yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hakim kararı ile serbest bırakılabileceği”, serbest bırakılması halinde verilecek rapora göre güvenlik bakımından tıbbi kontrol ve takibinin gerekmesi durumunda bunun süre ve aralıklarının raporda belirtilmesine, takip için Cumhuriyet Savcılığı'nca ilgili sağlık kurumuna gönderilmesine, takip sonucu şahsın akıl hastalığı nedeniyle toplum açısından tehlikeliliğinin arttığının belirtilmesi halinde rapor kapsamında yeniden koruma ve kontrol amaçlı güvenlik önlemine hükmedilmesine karar verildi.

-“Bana tekme vurarak yere düşürdü ve hınçla vurmaya devam etti”

Bu arada, Malatya 3. Ağır Mahkemesi’nin gerekçeli kararında yer alan bazı ifadelerde olayla ilgili tanık ifadelerine de yer verildi.

Olay günü cinayeti işleyen Suat Y.’nin ilk saldırdığı polis memuru Hakan Arslan mahkemedeki ifadesinde olayı şu şekilde anlattı:

“Sanıkla ben yaklaşık bir yıldır aynı büroda çalışmaktayım. Aramızda her hangi bir husumet yoktu. Olay tarihinde işe yeni gelmiştim. Gözlüğümü masanın üzerine bıraktığım esnada bana tekme vurarak beni yere düşürdü ve bana hınçla vurmaya devam etti. Sonrasında arkadaşlarım gelerek beni kurtardılar ve yanından götürdüler. Daha sonrasında bağırtı sesi duymamız üzerine sesin geldiği yere gittik. Şerif'in hayatını kaybettiğini sanığın oradan uzaklaştırıldığını gördüm. Sanığın psikolojik rahatsızlığı olduğunu kendi anlatımlarından bilmekteyim. İlaç kullanmadığı sırada agresif olduğu belli oluyordu. Ancak şimdiye kadar herhangi bir taşkınlık çıkardığına şahit olmadım. Şikayetçiyim.”

-“İş yerinde herhangi bir iş yapmazdı”

Olay günü sanık Suat Y.’nin saldırısına uğrayan polis memuru Mehmet Yıldırım’ın mahkemede verdiği ifade şu şekilde:

“Yaklaşık bir yıldır sanıkla birlikte aynı iş yerinde çalışmaktayım. Olay günü sabah saatlerinde işe geldim. Bir süre sonra arkadaşım Hakan da geldi. Hakan odaya girdiği sırada koşar vaziyette sanık gelerek arkadan ona vurdu ve yere düşürdü. Bu sırada ona vurmaya devam ediyordu. Ben onu arkasından tutup engellemeye çalıştığım sırada beni de iteklemesi nedeniyle ikimiz birlikte yere düştük bu nedenle yaralandım. Daha sonra sanığı alarak başka bir odaya götürdük. Sakinleştirdik. Yaklaşık yarım saat sonra yanımıza gelerek özür diledi ve daha sonra yanımızdan ayrıldı. Bir süre sonra imdat sesini duyunca sesin geldiği yere gittiğimizde arkadaşımız vefat etmişti ve sanığı ondan uzaklaştırmışlardı. Ben sanıkla çalıştığım bir yıl süre boyunca bize karşı herhangi bir saygısızlığını ve huzursuzluk çıkardığına şahit olmadım. Sadece iş yerinde herhangi bir iş yapmazdı. Ancak psikolojik rahatsızlığı olduğunu kendisini ve anılarını, olayları anlatmasından biliyorduk. Kendisinden şikayetçiyim.”

-Karakolda önce 2 polise saldırmış, “sakinleşti” diye bırakmışlar.

Tanık polis memuru Yener Özgöçer, “Ben maktül Şerif Dağ'ı aynı iş yerinde çalışmamız nedeniyle tanıyorum, sanık Suat Y. de aynı adli büro da memur olarak evrak kayıt işi yaptığımızdan dolayı tanıyorum. Ben olay günü her zaman ki gibi sabah saat 8 de iş yerine gelerek çalışmaya başladım. Sanık Suat'ta saat 08:10 da iş yerine geldi, ‘bana tayinimi başka bir yere isteyeceğim’ dedi. Bende ‘Durup dururken niye tayin istiyorsun’ dedim. Birşey söylemeden odadan çıktı gitti. Bir müddet dışarı da kaldı, yaklaşık 40-45 dakika dışarıda kaldı. Ancak burası karakolun içiydi, daha sonra Hakan Aslan isimli polis memuru geldi, Suat da arkasından koşarak geldi, Hakan'ın arkasından tekme ve yumrukla vurmaya başladı. İlk başta kafasına yumruk attı, bir kaç kez vurdu, yere düşünce de tekmeyle vurmaya başladı, bu olaylar odanın içinde oldu. Bende koştum, ayırmaya çalıştım, diğer polis arkadaşlarda geldiler. Polislerden Mehmet Yıldırım, Suat'ı tuttu Hakan'ın üzerinden çekmeye çalışıyordu, bu sırada o da düştü kafasını masaya vurdu, masanın köşesine geldi. İsmini hatırlamadığım bir kaç polis daha geldi, birlikte Suat'ı alıp götürdüler. Suç araştırma büroya götürdüler yaklaşık 10-15 dakika orada kaldılar. Suat'ın yatıştığını zannetmiş olacaklar ki Suat'ı bırakmışlar, olayı da büyütmek istememişler. Bende odamda çalışmaya devam ettim, daha sonra maktül Şerif Dağ geldi, saat 09:30 sıralarıydı. Arkasından yaklaşık 10-15 dakika sonra da sanık Suat elinde zannedersem mutfak bıçağı ile içeri girdi, Şerif de arkası Suat'a dönük yazı yazıyordu. Aralarında hiçbir tartışma olmadı, bende Suat'ı elinde bıçak ile görünce kahvaltı yapacağını kahvaltı için elinde bıçak bulundurduğunu zannettim. Ancak elindeki bıçağı Suat, Şerif'e sallamaya başladı, boynundan vurdu, kan fışkırdı, kaç defa vurduğunu tam olarak bilmiyorum, ama sürekle salladığı için birden fazla olduğunu zannediyorum. Sanık Suat ile Hakan arasında neden tartışma çıktığını dahi bilmiyorum, çünkü hiçbir sebep yokken önce Suat, Hakan'a saldırdı, yine hiçbir sebep yokken bu defa da Şerif'e saldırdı. Suat'ın psikolojik sorunları olduğunu biliyorum, daha önce Bakırköy Sinir ve Ruh hastalıkları hastanesinde yattığını biliyorum, kendisi 40 gün kaldığını söylemişti.” şeklinde ifade verdi.

-“Önce 2 arkadaşımıza saldırdı, sakinleştirip özür dilettik”

Tanık polis memuru Şerafettin Alkış mahkemede verdiği ifadesinde şunları kaydetti:

“Ben yaklaşık sanıkla 8 aydır çalışmaktayım. Şimdiye kadar herhangi bir taşkınlık çıkarttığına şahit olmadım. Olay günü sabah saatlerinde gürültü gelmesi üzerine gürültünün geldiği odaya gittiğimde Suat'ın Hakan'a vurduğunu ve oradan ayrılmaya çalıştığı sırada bende gittim ve tarafları ayırdık. Daha sonra ben kahvaltı yapmak için yanlarından ayrıldım. Daha sonra duyduğum kadarıyla ben orada yokken sanık Mehmet'e kafa atmış ben tekrar yanlarına geldiğimde Suat'a bir kısım nasihatlerde bulundum. O da buradan gitmek istediğini trafik şubede çalışmak istediğini söyledi. Bende kendisini sakinleştirip Mehmet ve Hakan’dan özür diledi. Sonrasında kendisiyle bir müddet daha konuştuk. Bunun üzerine sanık benim yanımdan ayrıldı. Benim yanımdan ayrıldıktan 20 veya 30 saniye sonra ses gelince tekrardan sesin olduğun yere gittiğimde Şerif'in ve Suat'ın ayakta olup birbirlerini tuttuğunu Suat'ın elinde bıçak olduğunu, Erhan'ın da aralarına girip bıçağı almaya çalıştığını görünce bende ayırmak için müdahale ettim. Suat'ı ayırdıktan sonra Şerif 'in boğazında yara olduğunu gördüm” şeklinde iddialarda bulundu.

Bu arada, dosya Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nde temyiz aşamasında bulunuyor.

malatyahaber.com- Yeni Malatya Gazetesi

ARŞİV FOTOLAR:

Karakolda şehit edilen polis memuru Şerif Dağ

Şehit polisin Emniyet Müdürlüğü önündeki cenaze töreninde eşi ve çocukları..

Cenaze töreninde şehit polisin oğlu Hamit İslam Dağ babasının fotoğrafını taşımıştı

Olayın meydana geldiği Battalgazi Polis Merkezi'nde olayın hemen sonrasında çekilen fotoğraflar

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

13 yorum yapılmış

  • musa bobur (4 yıl önce)
    allah rahmet eylesin
    0
    0
    Yanıtla
  • Cebbar (4 yıl önce)
    Allah rahmet eylesin geride kalanlara sabırlar versin kimsede su yokmuş yazıklar olsun... Rahmetliyi veya ailesini suçlu bulmasınlarda.
    0
    0
    Yanıtla
  • 44malatya (4 yıl önce)
    Insanlarin.adelet hukuk.ceza.karsi sinda.esit. Olmali.ister akilli.olsun.ister.deli.olsun.rahmet Diliyorum
    0
    0
    Yanıtla
  • Aysgl (4 yıl önce)
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun, çocuklarına ve eşi hanımefendiye sabır versin rabbim. Suçlu elini kolunu sallayarak dışarda gezerken, bir aile dağıldı çocuklar babasız kaldı İnşallah adalet yerini bulur ve bir nebzede olsa ailenin acısı diner
    0
    0
    Yanıtla
  • Erhan KARDES (4 yıl önce)
    Oglum uzman cvs olmak icin saglik raporu alirken piskiyatriye gidip gitmediyini kontrol ettiler..HERHANGİ Bİ SEBEBLE PİSKİYATRİYE GİDEN,ONUNDEN GECEN,YADA ECZANEDEN EN HAFİF OLAN SAKİNLESTİRİCİ İLAC ALAN HERKESİ ELEDİLER.. BURDA GOSTERİLEN UYGULAMAYİ İSTİSNASİZ TUM KURUMLARDA UYGULASALARDİ BUNLAR BELKİDE YASANMAZDİ..
    0
    0
    Yanıtla
  • türk silahlı kuvvetlerinin ne kadar disiplinli olduğunu ifade ediyorsunuz. emin olun sağlıklıyken bir uzman çavuş böyle bir hastalığa tutulsa malulen emekli eder işi şansa bırakmazlar
    0
    0
    Yanıtla
  • MALATYALI ROJDA (4 yıl önce)
    Suçsuz günahsız bir can yitip gitti Rabbim ailesine sabır versin.Fakat akli dengesi yerinde olmayan bir şahsın böylesi kurumda çalışmasına müsaade eden her kim veya kurum varsa cezasını çekmeli.
    0
    0
    Yanıtla
  • mlx (4 yıl önce)
    Akıl sağlığı olmayan adamın memuriyette ne işi var.
    0
    0
    Yanıtla
  • Hasan (4 yıl önce)
    Siz hiç akıl sağlığı yerinde olmuyan saldırgan tavırlı hastaların iyileşip topluma karıştığını gördünüzmü?
    0
    0
    Yanıtla
  • Raif (4 yıl önce)
    Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Ancak psikolojik sorunlu çok insan toplumda yaşıyor, bunların sürekli kontrol altında tutulması gerekir, bu tür insanları rahatsızlığı zaman zaman şiddetleniyor bunların tespiti ve tedavileri yapılmalıdır.Aileye tekrar sabırlar diliyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • Reşit (4 yıl önce)
    Akıl sağlığı yerinde olmayan birini DEVLET neden çalıştırır ? İÇİŞLERİ BAKANLIĞI,EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ve MALATYA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ buna nasıl müsade eder ? Allah geride kalanlarına, Eşine, Çocuklarına, sevenlerine sabırlar versin. Şerif DAĞ'da ışıklar içerisinde uyusun.
    0
    0
    Yanıtla
  • Necdet (4 yıl önce)
    Akıl hastası olan kişiler devlet memuru olamaz malulen emekli edilir. Heleki böyle krıtik olan yerlerde karakol emniyet askeri alanlarda görev verilemez. Bunlara sivil memur alanlarında pasif bir görev verilebilir. Peki bu şahsın akıl hastası ise aldığı ilaçlar vardır kimtakip ediyor belki ogün almamıştır. Adam öldürerek yok öyle işin içinden sıyrılmak.
    0
    0
    Yanıtla
  • öneri (4 yıl önce)
    "Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız."
    0
    0
    Yanıtla