12 Eylül'e Vekil Tepkisi

12 Eylül Darbesi'nin 31. yıldönümü nedeniyle açıklama yapan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Ülkedeki demokrasi mücadelesini en az 30 yıl geriye götürdü." dedi. AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin de, düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti 12 Eylül 1980 yılında yapılan darbe ile bir kez daha demokrasi insan hakları özgürlükler, ekonomik gelişme ve kalkınmanın önüne kendi eli ile maalesef set çekmiştir."dedi 
 
AĞBABA'NIN AÇIKLAMASI..
Ağbaba açıklamasında ,  “12 Eylül 1980’de 650 bin insan yargılandı, 50 insan asıldı, 75 bin kişi fişlendi, 30 bin insan işlerinden atıldı. Birçok sendika kapatıldı. Birçok meslek örgütü kapatıldı. Memurlara 12 Eylül’le beraber siyaset yasağı getirildi. Artık tüm dünya biliyor ki  12 Eylül sola karşı yapıldı, bize karşı yapıldı. O dönem devrimciler işkenceden geçirildi, o dönem toplumda emeğiyle geçinen, örgütlenen, sendikacılık yapan insanlar işkenceden geçirildi.12 Eylül çağdaş düşünen, solcu, demokrat, devrimci binlerce insanı mağdur etti. Mağdur etmeye devam etmektedir 12 Mart 1972 muhtırasına destek verenler, 12 Eylül faşist darbesi ile iyice palazlandılar. Bugün kefenimiz boynumuzda diyenler, zulüm görmüş rolünü oynamaktadırlar. Gençliğin önderleri bedel öderken, halk bedel öderken, Cumhuriyet Halk Partisi bedel öderken, onlar gizlendikleri odalarda geleceğin , yani bugünün iktidarını kurma mücadelesi veriyorlardı. Gördükleri zulüm ise 12 Eylül’den sonra, Metris’te birisi 1 ay bir diğeri ise 28 Şubat’ta Pınarhisar’da 4 ay düz koşularla hapis yatmak oldu” dedi
 
Ağbaba, “Gerçek demokrasi bütün askeri darbelere karşı çıkmakla gerçekleşecektir. Türkiye’nin çağdaş ve demokrat  bir yapıya kavuşması için; bir darbe anayasası olan 12 Eylül anayasasının bütünüyle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Türkiye’nin demokratikleşmesi toplumun tüm kesimlerinin uzlaşarak hazırlanacak yeni anayasa ile sağlanacaktır. Bunlar darbeye, darbecilere karşı olmuş olsalardı, 27 Nisan’da kendilerine muhtıra veren, kendilerinin daha sonra ödül verdiği, zırhlı araba aldığı Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı mahkemeye sevk ederlerdi. Bunlar askeri darbeye karşı değil, kendilerine karşı olanlara karşılar. 12 Eylül Darbecileri halka hesap vermeden, Faili meçhul cinayetler aydınlatılmadan, Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın gerçek failleri ortaya çıkarılmadan Türkiye’de demokrasiden söz edilemez. 12 Eylül’ün izlerinden kurtuluş olmaz” dedi.
 
ŞAHİN'İN AÇIKLAMASI..
AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin de, darbenin yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı ve şöyle dedi:
 
"Türk Silahlı kuvvetleri 12 Eylül 1980 yılında yapmış olduğu askeri müdahale ile Türkiye’de, İnsan Hakları özgürlükler ve toplumsal hayat gibi daha sayacağımız bir çok alanda hissedilecek ve bıraktığı izlerle yıllarca hafızlarımızdan silinmeyecek bir darbe özelliği taşıyor.
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti 12 Eylül 1980 yılında yapılan darbe ile bir kez daha demokrasi insan hakları özgürlükler, ekonomik gelişme ve kalkınmanın önüne kendi eli ile maalesef set çekmiştir. 
 
Türkiye’nin kalkınmasına ve gelişmesine set çekmek isteyenler bu darbe ile bir kez daha kötü emellerine ulaşmışlardır. 27 Mayıs 1960 da eli kanlı darbeciler ile el ele birlikte olan CHP aynı birlikteliği 1980 darbesiyle de sürdürdüğünü görmekteyiz. 
 
Her 10 yılda bir demokrasiye vurulan bu pranga maalesef ülke insanımızın birbirine düşmesine kardeş kavgalarına mezhep çatışmalarına yüreği yaralı ve acılı analarımızın ve babalarımızın dinmek bilmeyen gözyaşlarının akmasına sebep olmuştur. 
 
1 milyon 683 bin kişinin fişlendiği 7000 insan için idam cezasının istendiği 171 kişinin işkenceden öldüğü 23 bin derneğin faaliyetlerinin durduğu tüm siyasi partilerin kapatılıp liderlerine yasak geldiği, 120 öğretim görevlisinin görevine son verildiği gazetelerin, 300 gün yayın yapamadığı ceza evlerinde, 299 kişinin yaşamını yitirdiği, 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldüğünü, 14 kişinin açlık grevinden öldüğünü, 400 gazeteci için toplam 4000 yıl hapis cezasının istendiği, 43 kişinin intihar ettiği  gibi daha birçok sonucunu sayabileceğimiz 12 Eylül 1980 darbesi bu güzel ülkemizin kalkınmasına gelişmesine kardeşçe birlikte yaşanmasına demokrasi ve insan haklarının gelişmesine ciddi bir darbe vurmuştur.
 
Türkiye’nin gelişmişlik hamlesinde bulunduğu her dönemde yine o eli kanlı  zihniyetle birlikte hareket eden CHP bu emellerini 12 Eylül 2010 referandumu ve 12 Haziran genel seçimlerinde gerçekleştiremedi. Çünkü bu necip millet “artık yeter sözde milletin kararda milletin” diyerek özgür iradesini sandığa yansıtmıştır. Dünyadaki yaşanan değişim ve gelişmelere rağmen bir türlü gelişime ve değişime adapte olamayan CHP zihniyeti son seçimlerde bu ülkeyi 70 sente muhtaç edenleri kendisine referans alarak o eli kanlı darbecilerle birlikteliğini silivridekilerle  işbirliği yaparak, bir kez daha demokrasiye ve insan haklarına ne kadar uzak olduğunu göstermiştir. 
 
CHP’nin yaptığı bu seçim çalışmalarının başarılı olabilmesi için “Her şeyi vaat et bu milletin hafızası çabuk unutur” diyerek yol gösteren ve adeta CHP’ye kılavuzluk yapan Süleyman DEMİREL’i 27 Mayıs darbecilerini  ve 27 Mayıs’taki eli kanlı darbecilerle birlikteliğini 1980 darbesiyle bir kez daha gösteren CHP’yi demokrasiye engel olanlara avukatlık yapanları ve son dönemde rotasını adeta şaşırmış gemi gibi kime avukatlık yapacağını bilmeyenleri bu millet unutmayacaktır. 
 
12 Eylül 2010’da halkın %58 desteğiyle kabul edilen anayasa değişikliğinin ardından Kenan EVREN ve Tahsin ŞAHİNKAYA’nın ifadesi alındı. 26 maddelik anayasa değişiklik paketi ile köklü reformlar getiren değişikliğin bir çoğu gerçekleştirildi. Bugüne kadar ordudan ihraç edilen 1543 subay ve astsubay haklarının iadesini istedi ve ilk etapta 513 mağdura iş verildi.  Mağdurların hepsi özlük haklarına kavuştu. HSYK’nın meslekten men kararlarını yargıya açtı. Darbenin mağdurlarına iade itibar sağlanması gibi daha bir çok gelişmenin demokrasi insan hakları özgürlük adına gerçekleştiğini Ak Parti hükümeti ile birlikte görmekteyiz. 
 
Değerli basın mesupları Ak Parti 2002 den bu yana ülkedeki özgürlüklerin demokrasinin İnsan haklarının daha iyi gelişmesi için yaptığı çalışmalar aşikardır. Bu ülkede insanların artık Mamak, Diyarbakır, Metris ve Bayrampaşa ceza evlerinde yaşanan o kötü ve nahoş olayların bir kez daha yaşanamaması için demokrasiye ne kadar bağlı olduklarını Ak Partiye destek vererek göstermişlerdir."