Türkiye, önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürpriz gibi görünen, ancak arka planda AKP ile ‘anlaşmalı’ olduğu iddia edilen beklenmedik çıkışı, ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Lideri Bahçeli’nin ortak kararı ile 24 Haziran’da yapılacak iki önemli seçime doğru hızlı adımlarla ilerliyor.
Şu anda, partilerdeki aday adayları ve seçmenler, 21 Mayıs saat 17.00’de YSK’ya verilmesi gereken milletvekili aday listelerine yoğunlaşmış durumda. Partiler kimleri aday gösterecek, kimler listede yeralacak?
…
Seçim, her zaman bir heyecan atmosferi yaratır. Eskilerin deyimi ile ‘Seçim sath-ı maili’ne girildiği andan itibaren, toplantılar, kulisler, seçim dedikoduları, fiskos masaları, istişare görünümlü ‘ayak kaydırma’ operasyonları, ‘eğilim’ görünümlü ‘katılımcı demokrasi’ masalları alır başını gider.
Hele bir de aylardan Ramazan’a denk geliyorsa seçim kampanyası, iftar vaktinden sahur saatlerine sarkan koyultulmuş seçim muhabbetlerinin ve demli çayların ardı arkası kesilmez.
Böyle bir atmosfere doğru yol aldığımız şu günlerde Malatya’nın siyasi kulisleri de bir hayli hareketli. Siyasi atmosfer hareketli olmasına hareketli, ancak önceki seçimlerdeki büyük bir coşkudan ve heyecandan şimdilik söz etmek mümkün değil.
Siyasetin kavgacı, yorucu ve ötekileştirici dili, ekonomik sıkıntılar, kazanmaya yakın partilerde aday listelerinin hakkaniyet, ehliyet ve liyakat kriterleri ile değil, genel merkez ve parti liderliği ile yürütülen ilişkiler ve bazı güç odaklarının tercihleri ile belirleneceğine olan inancın her seçimde güç kazanmış olması, seçimlerin eski heyecanını, coşkusunu ve sürece katılım isteğini körelten bir faktör olduğu gözlemleniyor.
AKP’de yeniden aday olan 5 milletvekilinin dışarıda tutulup, kalan 69 aday adayına yönelik olarak yapılan eğilim yoklaması oylamasında katılımın, önceki dönemlerin bir hayli gerisinde kaldığı belirtiliyor. Çünkü, yoklamada oy kullanan parti delegeleri, eğilim yoklamasının bırakın belirleyici olmasını, belirleyiciliğe katkı puanının bile olmadığının farkında olduklarını, ancak partili olmanın sorumluluğu ile oy kullandıklarını ifade ediyor.
Bu iddiaya dayanak olarak, ilk seçimlerde eğilim yoklaması sonuçlarının açıklanmasına karşın, teşkilat nezdinde yüksek oy alanların elenmesi, son dönemlerdeki seçimlerde ise, eğilim yoklaması sonuçlarının açıklanmaması gösteriliyor. Her iki durumda da, eğilim yoklaması yok hükmünde izlenimi veriyor. Bu nedenle, eğilim yoklaması, teşkilatı canlı tutmak, her an propaganda halini sürdürmek, bir nebze de teşkilatta ve delegelerde kara alma süreçlerine katılma hissi yaratarak , ‘teşkilatın gazını almak’ gibi amaçlarla kullanıldığı algısı yaygın biçimde kabul görüyor.
Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi, milletvekili adaylarını ve aday gösterilme şanslarını da doğrudan etkiliyor. Çünkü, eski sistemde, yürütme yani hükümet yasama organı içinden yani meclisten çıktığı için, milletvekili listesine girebilecek ve daha sonra hükümette yer alarak bakan olabilecek isimler tek bir listede toplanırken, yeni sistemde milletvekili listesine girebilecek nitelikteki isimler ile, bakan olabilecek isimler arasında bir ayrışma yapılmak zorunda. Çünkü, 24 Haziran ya da 9 Temmuz sonrası tamamen yürürlüğe girecek Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde hükümeti, TBMM’de çoğunluğu sağlayan parti değil, Cumhurbaşkanı seçilen kişi kuracak, bakanlar kurulunda yer alacak isimleri de TBMM’den değil, dışarıdan atayacak.
Bu nedenle, kendini Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaya en yakın gören partiler, milletvekili listelerini hazırlarken, eski sistem geçerli olsaydı milletvekili listelerine koyup, daha sonra bakanlığa getirmeyi planladığı bazı isimleri, şimdi milletvekili listelerinin dışında bırakacak ve Cumhurbaşkanlığını kazandığı takdirde liste dışı bıraktığı bu isimleri hükümette bakan ya da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak değerlendirecek.
AKP’de Milletvekili Listelerini Hangi Faktörler Etkileyecek?
‘Demokratik Parlamenter’ etiketli sistemden Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçişte yapılan bu radikal değişime ilişkin bilgi aktardıktan sonra, gelelim Malatya AKP listelerine…
AKP kendisini Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaya en yakın parti olarak konumlandırdığı için, milletvekili aday listelerini hazırlarken yoğun biçimde ‘ikilem’ yaşayacak parti görünümü arz ediyor. Bu durum Malatya listesine de yansıyacak gibi görünüyor. Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık’ın ‘Cumhurbaşkanlığı nezdinde bakan ya da başdanışman olarak görevlendirileceği’ için 21 Mayıs tarihinde YSK’ya teslim edilecek milletvekili listesinde olmayacağı ileri sürülüyor. Bize göre de kısa süren dönemi de ‘yarım’ sayarsak 3.5 dönem vekillik görevinde bulunan Çalık listede olmayacak. İlk 3’de yer alarak bir dönem daha TBMM’de yer almayı 21 Mayıs’tan itibaren garantilemek mi, yoksa, risk alarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beştepe’deki A Takımı içinde yer almak mı? Tabii Öznur Çalık’a ‘Hangisini tercih ediyorsun?’ diye sorulup sorulmadığını bilmiyoruz, bu çok önemli de değil; önemli olan Çalık’ın böyle bir soru karşısında hangi şıkkı tercih edeceğidir. Zira, ikinci şıkkı tercih eder, şayet Cumhurbaşkanı Erdoğan da kaybederse, Çalık hem meclis hem de Cumhurbaşkanlığı ve hükümet örgütünün dışında kalmış olacak.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’nin AKP Malatya milletvekili listesinin tepesinde yer alacağı iddia ediliyor. Ancak bu durumda, yaklaşık 2,5 yıldan bu yana yürütmenin önemli bir bakanlığının başında olan Tüfenkçi’nin bu senaryodaki rolü sadece milletvekili olarak TBMM’de yer almak olacak. Diğer yandan ise, Malatya uzun süre sonra, Bakanlar Kurulu’nda temsil edilen bir il olmaktan çıkmış olacak. Tabii, yeni sistemde Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında kurulacak hükümette Malatyalı bir ismin olması halinde, bu durum dengelenmiş olacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nu başbakanlıktan ve parti genel başkanlığından uzaklaştırdıktan sonra, Davutoğlu ile olan ilişkilerini bir hayli soğuttu. Ancak, seçimlere doğru Ahmet Davutoğlu ve Bülent Arınç’ı davet ederek, kendisine karşı bir küskünler ittifakı kurulmasını engellemenin adımlarını attı. Bunu neden hatırlattık? Özellikle AKP Malatya Milletvekili Taha Özhan’ın, Ahmet Davutoğlu ekibinden bir isim olarak bir daha aday gösterilmeyeceği, hatta Özhan’ın adaylık için başvuruda bile bulunmayacağı konuşulurken Erdoğan – Davutoğlu taktik yakınlaşmasının ardından aday adaylığı başvurusu yapan Özhan için çok düşük bir olasılık da olsa yeni bir fırsat doğurabileceği konuşuluyor.
Taha Özhan kadar olmasa da Ahmet Davutoğlu’na yakınlığı sır olmayan AKP Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar’ın da pozisyonu tartışmalı. Davutoğlu’nun “Başbakanlıktan ve genel başkanlıktan kendi rızamla ayrılmıyorum” cümleleri ile zorunlu ayrılığını ilan ettiği o ünlü veda havasında, vedayı Davutoğlu’nun oğlu ile ayakta yan yana izleyen Nurettin Yaşar’ın yeni listede yer alıp almayacağı hususunun, Davutoğlu ve Malatya’da AKP üzerinden devşirdiği siyasal ve ekonomik güç ile kamu kurumlarını kontrol ettiği yönünde yaygın bir kanı oluşturan, kamuoyunda sert eleştirilere muhatap olan bir grupla olan ilişkisi bağlamında değerlendirileceği belirtiliyor.
Mustafa Şahin, son bir – iki aya değin kavgacı, ayrıştırıcı söylemlerini, agresif tavrını sürdürmekten vazgeçmedi; ta ki, ESOB Başkanı Şevket Keskin’in ‘Şelale’ diye adlandırdığı ve Mustafa Şahin’in siyasi hamiliğine soyunduğu bir gruba yönelik sert eleştirilerine kadar. Şahin, geçtiğimiz günlerde ER TV’de Hülya Kaya’nın sunduğu bir programa katılarak, adeta siyasal hayatının en yumuşak mesajlarını verdi, ‘Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz, gönül kazanalım, kavga etmeyelim, barışalım’ minvalindeki sözleri, bir bakıma Şevket Keskin ile Keskin’in ‘Şelale’ diye adlandırdığı ve sert suçlamalar yönelttiği grup arasında seçim öncesi bir ‘ateşkes’ sağlanması için bir zeytin dalı gibi yorumlandı. Şahin’e dair bu özeti yapmamızın nedeni, AKP Malatya Milletvekili listesinin hazırlanmasında, söz konusu grupla olan yakın ilişkisi. Kendisi de muhtemelen böyle bir görüntü vermek istemez ve böyle bir algı oluşsun istemez ama, Şahin, Malatya Milletvekilli kimliğinden çok, belirli ve dar bir grubun milletvekili gibi bir görüntüye neden olacak bir imaja yaslandığından, yeni listede, AKP liderliğinin söz konusu gruba yaklaşımının etkili olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
5 milletvekilinin de yer aldığı 74 kişilik aday adayı listesine bakıldığında, hemen “işte bu isimler listede yer bulur” diyebileceğiniz isimler, Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden istifa eden Ahmet Çakır ile İl Başkanlığı’ndan istifa eden Hakan Kâhtalı ve belki bir de, etliye sütlüye karışmayan, “emredersiniz” üslubu ile bir dönem sorunsuz sıkıntısız vekillik yapan eski belediye başkanı Cemal Akın olabilir.
Aday adayları listesine baktığınızda, aday gösterilmekten çok AKP’nin yeniden iktidar olması yani adayının Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde tayin, terfi, ihale, iş vs. anlamında güç kazanmaktan başka bir beklentisi bulunmayanların önemli sayıda olduğunu da görebiliyorsunuz.
AKP’yle ilgili bir başka saptamayı da burada dile getirmek durumundayız. Malatya’nın 6 milletvekilliğinden halen 5’ine sahip olan AKP’nin, 24 Haziran’da bu sayıya ulaşamayabileceği de ciddi ciddi konuşuluyor. Mevcut vekillere olan tepki, 5 vekil ile Çakır ve Kâhtalı’nın dışında, aday adayları arasında bilinen tanınan isimlerin olmamasından öte, bu partinin Çakır’ın istifasıyla boşalan Büyükşehir Belediye Başkanlığı için tercih ettiği Hacı Uğur Polat’ın aday gösterilmesinde, genel merkezce hangi kriterlerin gözetildiğinin anlaşılmamasının yarattığı şaşkınlık gözden ırak tutulmamalı.
Büyükşehir için sadece belli bir grubun kulis çalışmasıyla bu 'atama'nın yapıldığı, eğilim yoklamasının ağırlığını yitirdiğini ancak yine de belirli nedenlerle vazgeçilmediğini yukarıda anlatmıştık. Milletvekili aday listesinin belirlenmesinde objektif ölçülerin dikkate alınmayacağına bazı somut gerekçeler de gösteriliyor. Hacı Uğur Polat’ın Büyükşehir adaylığına ‘atanması’ ve sonra mecliste seçim prosedürünün tamamlanmasının ardından, Polat’tan boşalan Yeşilyurt Belediyesi için parti adayının belirlenmesinde de aynı yolun izlenmesi, eğilim yoklaması vs.’nin hiç dikkate alınmadığı, yine burada da bir grubun bunda etkili olduğu yorumlarına yolaçtı.
Nitekim, hem Büyükşehir Belediyesi hem de Yeşilyurt Belediyesi için yapıldığı öne sürülen eğilim ve kamuoyu yoklamalarının adayların belirlenmesinde hiçbir rolünün bulunmadığı, önceden belirlenmiş Hacı Uğur Polat ve Mehmet Çınar isimlerinin yanına 2’şer isim eklenerek, bu iki isimin ilk 3'e girenler arasından seçildiği izlenimi yaratmaya yönelik fotoğrafın çekimi için Ankara’ya götürüldükleri konuşuluyor. Nitekim, Büyükşehir için de Yeşilyurt için de buna ilişkin tepkilerin ortaya konulduğu biliniyor. Büyükşehir için bu tepkiye Başbakanın da şahit olduğu kulislerde konuşuluyor. Yine, Yeşilyurt’ta aday gösterilecek Mehmet Çınar’ın yanına eklenecek isimlerin belirlenmesi çalışması sırasında, 3’lü gruba alınıp Ankara'ya fotoğraf için götürülmek istenenlerle ilgili sıkıntı yaşandığı, kabul etmeyen isimlerin yerine başka ismin götürüldüğü öne sürülüyor.
***
CHP’de Aday Adayı Sayısı Neden 18’de Kaldı?
Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelince… CHP’de beklenen sayının altında isim aday adaylığı için başvuruda bulundu. Bu durum, CHP’nin, Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce ile yakaladığı rüzgâr ile birlikte yorumlandığında çelişki gibi görünüyor olsa da, anlaşılır bir açıklaması da bulunuyor.
Malatya Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın yine Malatya'yı tercih etmesi ve banko 1. sırada yer alacağına dair inanç, zaten 1 milletvekili çıkarabilen, 2. milletvekilini ise zorlayamayan CHP’de, aday adayı sayısının azalmasını sağlayan temel faktör olarak öne çıkıyor.
Veli Ağbaba’nın ulusal ölçekte gösterdiği performans, 2011-2018 yılları arasında yapılan 4 CHP Genel Kurultayı’nda, partinin güçlü isimleri ile yarışarak her defasında yüksek oylarla Parti Meclisi’ne seçilmesi dikkate alındığında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Veli Ağbaba’dan vazgeçmesi düşünülemez. Ancak, Ağbaba’nın aday adaylığı için Malatya’yı tercih etmesine karşın Kılıçdaroğlu tarafından küçük bir olasılık da olsa Ankara veya İstanbul’dan gösterilebileceği gözden uzak tutulmamalı. Bu durumda, Malatya CHP’nin 1. sırası için ciddi bir mücadele verileceğinin de altı çiziliyor.
CHP’de yaşanan önemli bir gelişmeden de söz etmek gerekir. CHP’de 2 dönem Malatya Milletvekilliği yapan, İstanbul milletvekili iken de vefat eden Mevlüt Aslanoğlu’nun oğlu Erdem Aslanoğlu babasının siyasal mirasını devam ettirmek konusunda istikrarlı bir tutum içinde. Erdem Aslanoğlu 1 Kasım 2015 seçimlerinde Veli Ağbaba’nın ardından 2. sırada Malatya Milletvekili adayı olurken, bu defa İstanbul’da şansını denemek üzere 3. Bölge’den milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulundu. Erdem Aslanoğlu’nun, Malatyalı seçmenlerin yoğun olarak yaşadığı ve belirleyici bir rol oynadığı 3. Bölge’den seçilebilecek bir sırada aday gösterilmesinin beklendiği belirtiliyor.
CHP’nin aday adayı listesinde, AKP’de olduğu gibi geleneksel ve ısrarcı aday adaylarının bulunduğu görülecektir. Buna karşılık yeni isimler de yok değil. Bunlardan biri, sonradan aday adayları listesine eklenen Siyaset Bilimci Seren Selvin Korkmaz. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde yapan ve aynı bölümde doktora eğitimine devam eden Korkmaz, bilimsel araştırmalarını Yale Üniversitesi MacMillan Center’da sürdürüyor.
***
MHP’de Durum..
Milliyetçi Hareket Partisi, aday adayı sayısı bakımından bu seçimlerin AKP’den sonraki en hareketli partisi izlenimi yaratıyor. Ana muhalefet CHP’de aday sayısı 18’de kalırken, Malatya’dan milletvekilliği olmayan MHP’de, aralarında geçtiğimiz aylarda yapılan MHP Büyük Kongresi’nde Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyeliği’ne seçilen, eski il başkanı Ömer Ekici ile 1999'da MHP'den 3. milletvekili seçilmesine rağmen masada kaybettiğine ilişkin iddialarla hatırlanan eski il başkanı Fahri Yüksel'in de bulunduğu 33 ismin aday adaylığı için başvuruda bulunması, 24 Haziran’da bir ‘dip dalga’nın meydana gelip gelmeyeceğine ilişkin sorulara zemin hazırlıyor. MHP’deki aday adayı çokluğu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP ve MHP’nin ortak Cumhurbaşkanı adayı olan Recep Tayyip Erdoğan’a, milletvekili seçiminde ise bir başka partiye oy vereceğini açıklayan AKP'li seçmen kitlesinin her geçen gün büyümesi ile de ilişkili olduğu da vurgulanıyor.
MHP’de dikkat çeken asıl husus ise, aday adaylığı başvurularının tamamlanmış olmasına rağmen, başvuran isimlerin parti tarafından duyurulmaması. Geçtiğimiz günlerde aday adayı tanıtımı adı altında parti il merkezinde bir toplantı yapılmasına karşın, partiden aday adaylarının kimler olduğuna dair bir açıklama yine olmadı. Aday adayı tanıtımı, orada bulunabilen isimlerle sınırlı kaldı.
MHP’de aday adayı isimlerinin parti tarafından açıklanmasındaki gecikmenin arka planında, aday adaylarının FETÖ bağlamında esaslı bir taramaya, incelemeye tabi tutulması ve mercek altına alınması olduğu kaydediliyor.
MHP’de isimleri, kendi açıklamaları nedeniyle kamuoyuna yansıyan isimlerin dışında, önceki genel ve yerel seçimlerde MHP’den ilk sırada aday gösterilen Doç. Dr. Fikret Şinasi Kazancıoğlu Malatya’dan aday adayı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yeni listede de adının ilk sırada yer almasının sürpriz olmayacağı değerlendiriliyor.
***
Saadet Partisi’nde Münir Erkal Faktörü
24 Haziran genel seçimleri için 3’ü kadın 12 ismin aday adayı olduğu Saadet Partisi’, Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nun etkili söylem ve dinamizmi ile Türkiye genelinde ve toplumun farklı katmanlarında yakaladığı ivme ve popülaritesini, aday adaylığı için henüz başvurusu bulunmayan Münir Erkal ile Malatya’da milletvekili çıkarma düzeyine çıkarmayı hedefliyor.
Malatya’da iki dönem (1989-1999) Malatya Belediye Başkanı, bir dönem de (2002-2007) AKP Malatya Milletvekili olarak politik ve yönetsel müktesebata sahip olan, ayrıca TBMM Çevre Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten Yüksek Mimar Münir Erkal, geçtiğimiz günlerde Malatya’da bazı istişarelerde bulundu.
Erkal’ın SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile yapacağı son görüşmede, Saadet Partisi Malatya 1. sıra adaylığı için nihai kararını vermesi bekleniyor. Münir Erkal’ın 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde SP Malatya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak, kısıtlı tüm şartlara karşın 43 binden fazla oy almış olması ve ‘ittifak’ nedeniyle baraj sorunu olmadığı için diğer partilerdeki ’emanet’ oylarını alabileceği düşünülen SP’nin 1 Milletvekili için umutlanmasının zeminini oluşturuyor.
***
İyi Parti
İyi Parti, aday adaylarını son güne kadar kamuoyuna duyurmadı. Tüm aday adaylarını birlikte tanıtan bir toplantı yaparak, yeni kurulan bir parti için, yüksek ilgi olarak nitelenebilecek şekilde 16 ismin aday adaylığı için başvuruda bulunduğunu duyurdu. İyi Parti Malatya aday adayı listesinde dikkat çeken isim, kuşkusuz Süleyman Sarıbaş. Hekimhan’da başladığı avukatlık serüvenini Ankara’ya taşıyan Sarıbaş, 2002 yılında AKP Malatya Milletvekili olarak TBMM’ne girmiş, 2005 yılında ise AKP’den istifa ederek Anavatan Partisi’ne katılmıştı. Meral Akşener başkanlığındaki İyi Parti’nin kurucuları arasında yer alan Sarıbaş’ın, müracaat sürecinin son günlerinde Malatya’dan bir kez daha şansını denemek üzere aday adayı olması, bu partinin listesinin ilk sırasını garantilediği şeklinde yorumlanıyor.
malatyahaber.com