Battalgazi Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi ve Battalgazi MYO Müdür Yardımcısı Cumali Aydoğan, Malatya’nın yerel yönetimler yapısının büyükşehir statüsüne dönüştürülmesinden sonra oluşturulan iki merkez ilçenin, vatandaşın hizmete erişimi için yeterli olmayacağını belirterek “Büyükşehir statüsünün gerektirdiği nitelikli yerel hizmete erişim sağlanabilmesi için Malatya’da 3. bir merkez ilçe kurulmalıdır” dedi. Aydoğan yeni bir merkez ilçenin kurulmasının ‘Hizmette halka yakınlık’ ilkesinin bir gereği olduğunu vurguladı.
Büyükşehir Yasası’nın Malatya’ya yansımaları masaya yatırıldı
İnönü Üniversitesi Battalgazi Meslek Yüksek Okulu’nda her hafta geleneksel olarak düzenlenen seminer programlarının sonuncusunda yeni Büyükşehir Yasası’nın Malatya’ya muhtemel yansımaları masaya yatırıldı.
Seminerin başlangıcında Türkiye’deki yerel yönetimlerin gelişimine ilişkin istatistiksel veriler sunan Öğr.Görevlisi Cumal Aydoğan, yeni Büyükşehir Yasası ile büyükşehir statüsündeki belediye sayısının 16’dan 30’a çıktığını hatırlattı ve büyükşehir statüsünü kazanan 16 ildeki toplam 7785 köyün mahalleye dönüştürüldüğünü kaydetti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarından itibaren dönem dönem belediye sayılarına ilişkin bilgi veren Aydoğan, 1923 yılında ülke genelindeki belediye sayısının 423, 1930’da 492, 1940’da 549, 1950 yılında ise 628 olduğunu söyledi.
Türkiye’de çok partili hayata geçilmesinden ve tek parti iktidarı döneminin ardından Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ile birlikte 1950 yılından itibaren Türkiye’de belediye sayısının hızlı bir artış trendi gösterdiğini kaydeden Cumali Aydoğan, 1950-1960 arasındaki 10 yıllık dönemde 367 yeni belediye teşkilatı kurulduğunu kaydetti. Türkiye’de belediye sayısındaki en hızlı artışın 1990 – 2000 yılları arasında gerçekleştiğine dikkat çeken Aydoğan, bu dönemdeki belediye sayısının 2061’den 3215’e ulaştığını ifade etti.
Belediye sayısının 2005 yılında zirve noktasına ulaştığını belirten Aydoğan, bu tarihteki belediye sayısının 3225 olduğunu, bu tarihten sonra ise düşüşe geçtiğini, 2013 yılında 2950’ye inen belediye sayısının, yeni büyük şehir yasasının 30 Mart 2014 yerel seçimleri ile fiilen yürürlüğe girmesi ile birlikte 1396’ya düşeceğini kaydetti.
“Büyükşehirlerin genel bütçeden aldığı pay artacak”
Sunumunda daha sonra yeni Büyükşehir Yasası’nın yerel yönetimler alanında getirdiği değişiklik ve yenilikleri anlatan Battalgazi MYO Öğretim Görevlisi Cumali Aydoğan, büyükşehirlerin ve büyükşehir ilçelerinin ‘Genel Bütçe Gelir Vergileri’nden aldığı payın artacağını kaydetti. Aydoğan “ Yasa öncesinde BŞB sınırları içerisinde toplanan GBVG tahsilatının%5’i büyükşehir belediyesi payı olarak ayrılmaktadır. Maliye Bakanlığı bu payın; %70’ini doğrudan ilgili büyükşehir belediyesine, %30’unu ise havuzda toplayarak tüm BŞB’lere nüfuslarına göre dağıtmaktadır. Yeni yasa ile birlikte; il genelinde toplanan GBVG’nin %6’sı BŞB payı olarak ayrılacaktır. Maliye Bakanlığı bu payın; %60’ını doğrudan, kalan % 40’ını bir havuzda toplayarak dağıtacaktır” dedi.
Büyükşehir yasası ne tür değişiklikler getiriyor?
Cumali Aydoğan Büyükşehir Yasası’nın getirdiği bazı yenilikleri ise şu şekilde açıkladı: “1- İstanbul ve Kocaeli hariç, büyükşehir belediyeleri ve bağlı idareler yatırım bütçelerinin en az %10’unu 10 yıl süre ile bu Kanun kapsamında belediye sınırlarına dâhil olan yerleşim yerlerinin altyapı hizmetleri için ayırmaları ve kullanmaları zorunlu hale getirildi.2- Büyükşehirlerde yeni bir ilçe belediyesinin kurulabilmesi için asgari50.000 olan nüfus kriteri, 20.000’e çekildi. Ayrılan belediyenin de nüfusu yüz binin altına düşmemelidir. 3- Büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyelerine tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilme imkânı getirildi.4- Büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri veya ilçe belediyelerinin kendi aralarında hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili ihtilaf çıkması durumunda, büyükşehir belediye meclisi yönlendirici ve düzenleyici kararlar almaya ve gerekli koordinasyonu sağlamaya yetkili kılındı. 5- Büyükşehir belediyelerinin şirketlerine ihalesiz verdiği otopark,büfe ve çay bahçelerinin üçüncü kişilere devir işlemlerinin Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olacağı düzenlendi.6- Köyden mahalleye dönüşen yerleşim yerlerini ilçe merkezine bağlayan yolların yapım ve bakımı büyükşehir belediyesine verildi. 7- Mahalleye dönüşen köylerde Emlak Vergisi, 2464 sayılı kanunca alınması gereken vergi ve harçlar 5 yıl süreyle alınmayacak. 8- Tüzel kişiliği kaldırılan köylerde yapılacak ticari amaç taşımayan yapılar ile ilgili “Tip Proje” uygulaması getirildi. 9- Bu Kanunla mahalleye dönüşen köylerde 5 yıl süreyle içme vekullanma suyu tarifesi en düşük tarifenin % 25’i geçmeyecek şekilde ücret belirlenir. 10- Büyükşehir belediyesi bulunan 30 ilde valilik bünyesinde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) kuruldu. YİKOB her yıl adli ve askeri kurumlar hariç ildeki tüm kurum ve kuruluşların hizmet ve faaliyetleri hakkında rapor hazırlanarak, valinin görüşü ile birlikte Başbakanlığa ile ilgili bakanlıklara gönderilecek”
‘Malatya’da Etkin ve Verimli Hizmet İçin 3. Merkez İlçe Kurulmalı’
Malatya dışında büyükşehir statüsüne dönüştürülen 15 ilin her birinde yeni merkez ilçe ya da ilçeler kurulduğunu belirten Cumali Aydoğan, Battalgazi ve Yeşilyurt merkez ilçelerinin birçok il belediyesinden daha büyük bir alanı ve nüfusu kapsadığına vurgu yaparak “Malatya’da yerel yönetimlerin yeni statü ile etkin ve verimli hizmet üretebilmesi ve vatandaşın hizmete erişiminin adil, hızlı ve eşit biçimde sağlanabilmesi için 3. bir merkez ilçe kurulmalıdır” önerisinde bulundu. Aydoğan Malatya’da 3. bir merkez ilçe kurulmasının 'Hizmette halka yakınlık' ilkesinin bir gereği olduğunu kaydetti.
‘Yeni Yasa Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Aykırılık İçeriyor’
Öğretim Görevlisi Cumali Aydoğan seminerinde daha sonra yeni Büyükşehir Yasası’nın bazı sakıncalar içerdiğini de anlattı. Yasanın Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na pek çok açıdan aykırı olduğunun altını çizen Aydoğan “Anılan şartın beşinci maddesinde var olan ‘Yerel yönetimlerin sınırlarında, mevzuatın elverdiği durumlarda ve mümkünse bir referandum yoluyla ilgili yerel topluluklara önceden danışılmadan bir değişiklik yapılamaz’ hükmü bulunmaktadır. Bu hükme aykırı olarak pek çok il özel idaresi, belde belediyesi ve köyün tüzel kişiliği kaldırılmıştır” dedi.
Yeni düzenlemenin yerel hizmetlerin halka en yakın kuruluş tarafından verilmesi anlamına gelen 'hizmette halka yakınlık' ilkesine de aykırı özellikler taşıdığına işaret eden Aydoğan yasanın içerdiği diğer sakıncalı hususları şu şekilde örnekledi: “1- Çoğu zaman aynı özellikleri gösteren bazı illerde il özel idaresi ve köyler varlıklarını sürdürürken diğer illerde kaldırılması anlamsızdır. Mesela Malatya ilinin Elazığ sınırındaki bir köyünün Elazığ’ın Malatya sınırındaki bir köyden farkı olmamasına rağmen biri büyükşehire bağlı bir mahalle, diğeri köy statüsünde kalmıştır. 2- Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi” merkezi idarenin temsilcisi olan valiyi güçlendirmektedir. Düzenleme, bu haliyle yerelliğe aykırıdır.3- Belediyecilik uygulaması geniş kırsal alanlara hizmet vermeye çok da uygun değildir. Dünya’da Kırsal alanlar için daima özel yerel yönetim modelleri geliştirilmiştir. 4- Bazı vergi ve harç oranlarında artışlar meydana gelecektir. Böylece vatandaşın vergi yükü artmış olacaktır. 4- Konya gibi, Antalya gibi bazı ilçelerinin merkeze uzaklığı 200 km'yi bulduğu ve bu ilçelere bağlı köylerin mahalle haline getirilip büyükşehire bağlandığı yerlerde hangi hizmetin etkinliğinden bahsedilebilir?”.
Battalgazi MYO Öğretim Görevlisi Cumali Aydoğan, seminerini “Seçilen idarecilerin; bütün gününü‘tekerlekli sandalyeye mahkûm etmeyen kişiler olması” dileği ile bitirdi.
Aydoğan, seminerin sonundaki soru-cevap bölümünde seminer takipçilerinin konuya ilişkin sorularını yanıtladı.
Haber: Güler HAZAR - Yenimalatya.com.tr - malatyahaber.com