"BİNAYI BELEDİYENİN GÖZÜ ÖNÜNDEKİ KAÇAK ÇALIŞMA VE TADİLAT ÇÖKTÜRDÜ.." Malatya Büyükşehir Belediyesi ile merkez ilçe belediyelerinin denetim görevini sadece seyyar satıcıları kovalamak üzerine kurmasının ve belediye mevzuatının özellikle imar konularında öngördüğü denetimleri savsaklamasının bir sonucu olarak, önceki gün yıkılan ve yaklaşık 15 kişinin yaralanmasına yol açan Sıtmapınarı – İnönü Caddesi’ndeki binanın bulunduğu bölgede enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, yıkımın sadece binadaki izinsiz tadilata bağlanmasının, sorunun kaynağının ortaya çıkmasını engelleyeceği belirtiliyor.
İnşaat Mühendisleri Malatya Şubesi Başkan Yardımcısı Vehbi Aluçlu, binanın çökmesinin sebebinin, “Belediyenin gözü önünde günlerdir yapılan kaçak çalışma ve tadilat” olduğunu belirterek, bu tür tadilat çalışmalarının, belediyelerden onaylı ‘tadilat projeleri’ ile yapılmak zorunda olduğunu söyledi.
malatyahaber.com muhabirinin, Sıtmapınarı’ndaki binanın çökmesinin teknik boyutlarına ilişkin sorularını cevaplandıran Vehbi Aluçlu, belediyelerin, imar ve yapı denetim konularındaki denetim yetkisini adil biçimde kullanmadığını ifade etti ve özellikle sık sık yapılan imar değişikliklerinin Malatya’nın imar sorunlarını çözümsüzlük yumağı haline getirdiğini söyledi.
“İki katlı tek bir binanın enkazında 9 saatlik çalışmayla birinci kata ulaşılabiliyorsa…”
İki katlı tek bir binanın yıkılması sonrasında, Malatya’ya çok sayıda vilayetten arama-kurtarma ekipleri gönderildiğini ve onca ekibini 9 saatlik çalışması sonucunda birinci kata ulaşılabildiğini belirten Vehbi Aluçlu, Malatya’nın yapı stokunun % 65’nin muhtemel bir depreme dayanamayacağını söyledi.
Aluçlu, Sıtmapınarı’nda çöken iki katlı binadaki arama – kurtarma çalışmalarının 9 saat sürmesi ve çevre illerden gelen çok sayıda ekibin bu çalışmalara katılması örneğinden hareketle, muhtemel bir depremde, İstasyon kavşağından başlayarak cadde boyunca binaların yıkılması durumunda ortaya çıkacak tablonun facia olabileceğini kaydetti. Vehbi Aluçlu, “Böyle bir durumda, enkaz altında kalabilecek vatandaşa ulaşmanın ne derece zor olduğunu tahmin etmeye çalışalım. Şayet bir de binalar yola devrilirse, yangınlar çıkarsa, doğalgaz ve kanalizasyon borularının patladığını düşünün; onlarca binanın içinde kalan vatandaşa nasıl ulaşacağız? Facia ile karşı karşıya kalırız. Çok büyük can kayıpları meydana gelir. Böyle bir yıkımda tabi ekonomik zararların boyutunu da varın siz tahmin edin” dedi.
“Yığma binada kolon olmaz; bina, iki dükkân arasındaki taşıyıcı duvarın kaldırılması sonucunda yaşanmış”
Sıtmapınarı’ndaki binanın yıkılmasının teknik sebebinin ‘izinsiz (kacak) imalat’ olduğunu belirten Vehbi Aluçlu, binanın çökmesinin nedeni olarak halk arasında ‘kolon kesilmesi’ olarak yaygın bir görüş olduğunu hatırlatarak, bunun doğru olmadığını, zira binanın yığma bina olmasından dolayı kolon bulunmadığını, çökmenin, tadilat sırasında, taşıyıcı duvarın kaldırılmasından kaynaklandığını söyledi.
“Mevzuata göre, iş yerinde tadilat yapılabilmesi için tadilat projesi hazırlanmalıydı”
İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi de olan Vehbi Aluçlu, binanın çökmesinin teknik nedenleri hakkında şunları ifade etti:
“İki dükkânı birleştirmek için kolon kesmişler söylemi var ama bu doğru değil; çünkü yığma bina olduğu için kolon olmaz. Bu binada iki dükkânın arasındaki taşıyıcı olan duvarı kaldırdıkları için bina çöktü. Öğrendiğimize göre yaklaşık 1 aydır süren bir tadilat varmış bu binada. Şimdi burada normalde bilinçli bir vatandaş belediyeye başvurup tadilat projesi hazırlatması gerektiğini bilir. Bu işlem yapılmamış ve iki dükkânı birleştirmek için taşıyıcı olan duvar kaldırılınca bina çökmüş”.
“Çevredeki vatandaşların ve özellikle komşu iş yeri sahiplerinin de bu konuda bilinçli davranmaları gerekirdi” diyen Aluçlu, “Tabi bir başka uyarı da çevredeki vatandaşlar veya bu binanın komşusu olan vatandaşlarımıza. Buradaki vatandaşlarımız, var olan tadilatı belediyeye bildirmesi gerekiyordu. Çünkü hakikaten Allah korudu ve can kaybı olmadı”
Belediyelerin imar mevzuatı ve yapı – denetim mevzuatı konusundaki denetim görevini yeterince ve adil biçimde yapmadığını ifade eden İnşaat Mühendisleri Malatya Şubesi Başkan yardımcısı Vehbi Aluçlu, iki katlı tek bir binanın çökmesi sonucunda ortaya çıkan tablodan hareketle Malatya’nın konut stoku, imar durumu ve yapı-denetim sorunları hakkında şunları söyledi:
"Yetkilileri defalarca uyardık: Bir komisyon kurulmalı ve Malatya’nın yapı stokunun envanteri çıkarılmalı”
Defalarca açıklama yaptık; defalarca ilgili ve yetkilileri uyardık. Bu konuda bir komisyon kurulması gerektiğini belirttik. Bu komisyonda Belediye, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Mühendisler Odası, Mimarlar ve diğer ilgili kurumlardan bir temsilcinin yer aldığı komisyon kurulmalı dedik. Bu komisyon Malatya’daki binaların öncelikle envanterini çıkaracak, ne kadarı yığma, ne kadarı betonarme, ne kadarı hangi tarihte yapılmış şeklinde bunların bir analizinin yapılması gerekiyor. Bu komisyon eşliğinde gerek özel sektör veya kamu kuruluşlarının personeli ile binaların deprem dayanıklılık raporlarının çıkarılması gerekiyor. Ve deprem dayanıklılık raporları binanın önüne asılmalı. Hatta yıkılması gerekenlerin hemen dönüştürülmesi gerekiyor. Bir de güçlendirme yapılacakların da güçlendirilmesi gerekiyor. Muhtemel bir depreme bizim binalarımızın yüzde 65’inin dayanmayacağını öngörüyoruz.
“Sürekli yapılan imar değişikliklerinden bıktık artık. Bu değişiklikler büyük sorun yaratıyor”
Yerel idarelere bu konuda çok açıklama yaptık, konuştuk ama hiçbir çabanın olmadığını görüyoruz. Sürekli yapılan imar değişikliklerinden bıktık artık, Belediye Meclislerinde imar komisyonları toplanıyor, şu ada şu parseldeki imar değişikliklerininiz onayınıza sunuyorum deyip onaylanıyor. Bu değişiklikler kentin yapılaşmasında büyük sorunlar yaratan değişiklikler. Peki, nasıl olması gerekiyor?
“İmar planlarının tıpkı Anayasa gibi hiç kimse tarafından delinmemesi gerekiyor”
İmar planlarının olması gerekiyor. İmar planlarını da tıpkı Anayasa gibi hiç kimsenin delmemesi gerekiyor. Malatya’nın imar anayasası olacak bir çalışmanın bir an evvel yapılması gerekiyor. Nereye okul yapacağız, nereye sağlık tesisleri, nereye kamu binaları yapacağız, kat yükseklikleri nasıl olacak, şehri nereye doğru geliştireceğiz bütün bunların bir imar anayasasına bağlanması ve onun üçerinde asla bir değişikliğin olmaması gerekiyor. Binanız 4 kata ruhsatlı, üzerine ne kadar yük bindirirseniz ekstradan kat çıkarsanız ne olacak o bina çökecek. Taşıyamayacağı yük nedeniyle binanın statiği de bozulmuş olacak. Farklı şekillerde bizim belediyelerimizden maalesef ruhsat alınıyor. Belediyenin gözü önünde günlerdir yapılan bu kaçak çalışma ve tadilat binayı çöktürdü”.
Güler HAZAR, malatyahaber.com