SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Akdeniz'de Su Seviyesi Yükseliyor

0
Güncellendi - 2021-08-25 00:08:23
Akdeniz'de Su Seviyesi Yükseliyor
A- A+ PAYLAŞ

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu liderliğinde Ezgi Şahin Yücel, Valeria Ibello ve Mustafa Yücel tarafından yapılan "İklim Değişikliği, Ekosistem Servisleri ve Bölgesel Yönetim Stratejileri" başlıklı araştırmaya göre, küresel ısınma nedeniyle son 20 yılda Akdeniz'de deniz seviyesi 6 santimetre yükseldi ve önlem alınmazsa yükselme artarak devam edecek.

Salihoğlu, Akdeniz'in iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek hassas bölgeler arasında yer aldığına işaret ederek, küresel ısınma nedeniyle deniz yüzeyi sıcaklığında yer yer 2 dereceye yakın artış olduğunu kaydetti.

Türkiye denizlerinde deniz yüzeyi sıcaklığının daha fazla olduğunu anlatan Salihoğlu, "Küresel ısınma nedeniyle Akdeniz'de deniz yüzeyi sıcaklığı 1,4 derece arttı ve son 20 yılda su seviyesi 6 santimetre yükseldi. Eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 10 yıllarda ek bir 6 santimetre üzerine deniz seviyesinin yükselmesini bekliyoruz. Önlem alınmadığı takdirde iklim değişikliğinin sıcaklık artışı üzerine etkisi olacak. Denizlerin karbondioksiti alma kapasitesi düştükçe sıcaklıklar daha da hızlı bir şekilde artacak, bu durumun Akdeniz'de deniz seviyesinde yansıması olacak." diye konuştu.

Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Akdeniz'in her geçen gün ısınmaya devam ettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Özellikle kıyılarımızın olduğu yerlerde ciddi sıcaklık artışları var. İklimin etkisi sadece sıcaklık olarak deniz ekosistemine yansımıyor. Denizlerdeki su kütlelerinden akıntı sistemlerine hepsini değiştiriyor. Bunun yanında denizlerin asitlik seviyesinde artış, pH değerinde de bir düşüş var. Bu durumun bazı deniz canlılarını, kabuklu canlılarını etkilediğini görüyoruz. Akdeniz sistemi üzerinde kirlilik yoğun. Su kalitesi özellikle Doğu Akdeniz'de düşük. Sıcaklık baskısı, av baskısı gibi nedenler üst üste bindiğinde bazı sıkıntılar ortaya çıkıyor. Bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için önlemler almamız, çeşitli yönetim politikaları geliştirmemiz gerekiyor. Akdeniz'de biyoçeşitlilik üzerinde de bir baskı var. Özellikle istilacı türler, sıcaklık ve kirlilik öne çıkıyor. Biyoçeşitlilik ve ekosistem üzerindeki dayanıklılığın azaltılmasıyla ilgili bütünlükçü önlemler geliştirmemiz gerekiyor."

"Artan yangınların da deniz ekosistemine ciddi bir etkisi var"

Türkiye'nin iklim değişikliğiyle kuraklaştığının altını çizen Salihoğlu, gelecek yıllarda sadece Karadeniz'de yağışların artacağını belirtti.

Prof. Dr. Barış Salihoğlu, küresel iklim değişikliği nedeniyle karadan denize girecek tatlı su miktarının da azalacağını dile getirerek, "Yağışların azalmasıyla nem azalacak, yangınlar artacak. Artan yangınların da deniz ekosistemine ciddi bir etkisi var. Ek bir baskı deniz ekosistemine, Akdeniz'e binmeye başlayacak. Bu bölgelerin, özellikle hassas olan bölgelerin kademeli olarak koruma alanı ilan edilmesi çok önemli. Kuraklık nedeniyle 2040'lı yıllarda bazı iç göllerimiz tamamen kuruyabilir." değerlendirmesinde bulundu.

İklim sorunun küresel bir sorun olduğu için etkisinin doğrudan kontrol edilemediğine değinen Salihoğlu, şu önerileri sundu:

"İklimi tek bir ülke olarak kontrol edemediğimiz için başka önlemlere yönelmemiz gerekiyor. Örneğin avcılık baskısını azaltmalıyız. Ayrıca bütün denizlerimizde kirliliği azaltmamız gerekiyor. Önlemler almalıyız ki denizdeki ekosistem, değişen iklime karşı daha dayanıklı hale gelsin. Bunun yanında koruma alanları çok önemli. Biyoçeşitliliği artırırsanız, denizler iklim değişimine daha dayanıklı hale gelecektir."

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız